Aşılama Nedir Ve Nasıl Yapılır

Son güncelleme: 03.06.2009 17:46
  • Aşılama Nedir - Aşılama Nasıl Yapılır

    Aşılama , tüp bebekten önceki aşama olarak kabul edilir. Yumurtalık kanalları açık ve normal yumurta olgunlaştıran bir kadına , normal yumurtlama zamanında

    Spermlerin özel sıvılarla yıkanıp , kaliteli ve sağlıklı olanların bir enjektör yardımıyla rahim içine verilmesidir. İlk aşılama , erkeğin penis ucundaki deliğin normal yerinden aşağıda bulunması (Hipospadyas) nedeniyle gebelik sorunu yaşayan çifte yapılmıştır. Isıtılmış bir enjektöre alınan spermler rahim ağzına enjekte edilerek gebelik elde edilmiştir. Özellikle 1930'lardan sonra , kısırlığın , normal meni örneğine sahip olamayan erkeklerden kaynaklandığının gösterilmesiyle önem kazanmıştır.

    Aşılama , tüp bebekten önceki aşama olarak kabul edilir. Yumurtalık kanalları açık ve normal yumurta olgunlaştıran bir kadına , normal yumurtlama zamanında ilaç verilmeksizin ya da düşük doz yumurtlama ilaçları verilerek yapılır. Ultrasonografik olarak yumurtanın bulunduğu folikülün çatladığı saptandığı gün spermler hazırlanarak rahim içine verilir.

    Aşılamaya Uygun Spermiyogramın Parametreleri Ne Olmalıdır?Aşılama Kaç Kez Yapılmalıdır?

    Sayı , hareket ve morfolojik yapı yumurtayı dölleyecek spermin en önemli üç özelliğidir. Önce morfolojik yapıdan başlayalım; "Kruger" kriterlerine göre normal yapıda olanlar %4'ün üzerinde olmalıdır. Toplam sayıyı, meni hacmi belirlediği için yıkama sonrası en az 5 milyon veya üzerinde hareketli sperm elde edilmelidir. Bunların en az dörtte biri ilerleyici hareket özelliği göstermelidir.

    Genellikle 3-5 kez uygulanması önerilir.Tabii burada kadının yaşı ve daha önceki uygulamaları da göz önünde tutulmalıdır. Mümkünse örnekler aynı laboratuvarda hazırlanmalı ve aynı hekim tarafından uygulanmalıdır.

    Spermler Nasıl Hazırlanır? Aşılama İle Ne Gibi Katkı Sağlanır?

    Alınan meni örneği, vücut ısısında bir cihazın içine konularak sıvı hale gelene kadar bekletilir.
    Sıvı hale geldikten sonra özellikle son yıllarda hemen hemen en sık kullanılan yöntem olan gradiyent tekniği uygulanır.

    Bu teknikte , sıvı hale gelen meni örneği , percol veya puresperm adı verilen yoğun ve normalden daha visköz olan 2 tabakalı sıvının üzerine cam bir pipet yardımıyla dikkatlice konur. Hazırlanan bu tüp , santrifüj denen bir cihazda 20-30 dk. yüksek devirde döndürülür.

    Bu işlemin amacı , menide bulunan ölü veya anormal hücrelerin , lökosit (beyaz kan hücresi) , eritrosit (kırmızı kan hücresi) , epitel (üreme yolunda bulunan döküntü hücreler) ve prostat bezi hücresi gibi hücreler ile meniyi oluşturan sıvıyı tabakaların üzerinde bırakıp , altta kalan hareketli , canlı ve yapısı daha normal hücrelerden ayrıştırılmasını sağlamaktır.

    Dipteki kısım dışındaki tüm sıvı atılır ve yerine spermlerin yumurtalık kanalına girdiklerinde karşılaşacakları sıvının tamamen kopyası olan yapay sıvı eklenir.Bu sıvı ile iyice karıştırılarak yine daha önceki gibi santrifüj edilerek iki kez yıkanır.

    Son yıkamada dipteki hücrelerin üzerinde 0,5ml sıvı eklenir. Bu malzeme enjektöre çekildikten sonra , katater yardımıyla vajina geçilip rahim içine kadar girilerek rahim içine verilir. Bu işlem , spermlere yaklaşık bir saatlik yol kazandırmış olur.

    Normal ilişkiden sonra spermlerin yumurtalık kanalını geçerek yumurtaya ulaşması yaklaşık iki saatlik bir zaman gerektirir.
    Aşılama ile hem bu süre kısaltılmış olur, hem de rahim ağzında veya vajinada spermlere olumsuz etki eden bir sorun varsa aşılmış olur. Diğer bir yararı da yıkamada kullanılan sıvıların içindeki vitamin ve benzeri kimyasalların yardımıyla spermlerin hareketlilik oranı ve hareket kalitesini arttırmasıdır. Meniyi oluşturan sıvının büyük kısmı atıldığı için sperm yoğunluğu artar. En önemli faydalarından biri de meniyi ölü ve döküntü hücrelerinden arındırdığı için bunların zararlı etkilerinden de kaçınılmış olmasıdır.

    En çok merak edilen konulardan biri de aşılama ile gebelik oranlarıdır. Bunu etkileyen birçok etken olmasına karşın (kadının yaşı, rahim kalitesi, yumurta ve sperm kalitesi gibi) yaklaşık %8-10 denilebilir. Özellikle spermiyogram özellikleri hafif yetersiz olan olgularda aşılama ile gebelik olasılığı daha yüksektir.


    Menide Sperm Yoksa Ne Yapılır?

    Kısırlık nedenleri eşlerin birinde veya her ikisinde birden olabilir. Erkekten kaynaklanan neden basit bir sperm testiyle yaklaşık olarak anlaşılabilir. Her menide sperm bulunacak diye bir koşul yoktur . Hormon analizlerinden sonra sperm hücresine rastlanılmayan erkekler bir ürolog tarafından muayene edilmelidir. Ayrıca , Kromozom Analizi ve Y kromozomu mikrodelesyon testleri ile genetik araştırması da yapılmalıdır.

    Önce , steril koşullarda , bir iğne yardımıyla , meni kanalından sıvı alınır. Buna PESA (Perkütan Sperm Aspirasyonu) adı verilir.

    MESA (Mikrocerrahi Epididimal Sperm Aspirasyonu) testiste oluşan spermlerin kanala verilmeden önce toplandığı bölge olan epididimden iğne ile sperm alınmasıdır.

    Bir diğer kullanılan terim olan TESA (Testiküler Sperm Aspirasyonu) testisten iğne ile çekilen mayide sperm aranmasıdır.

    TESE (Testiküler Sperm Ekstraksiyonu) adlı uygulamada testisten farklı bölgelerden doku örneği alınır ve mikroskop altında daha küçük parçalara ayrıştırılarak sperm varlığı açısından incelenir . Sağlıklı sperm bulunduğu takdirde eğer eşi de yumurta toplama işlemi için hazırlanmışsa yumurtalar toplandıktan sonra mikroenjeksiyon yapılır.Yalnızca tanı amacıyla yapılan TESE'de sperm bulunursa dokular özel bir dondurma sıvısına konularak ileride kendi eşinin yumurtalarının toplandığı gün kullanılmak üzere dondurulup saklanır.

    IVF-ET (Tüpbebek - Embriyo Transferi)

    IVF (İn Vitro Fertilizasyon) , tüpbebeğin bilimsel adıdır. Sözcük anlamı "vücut dışı ortamda döllenme" olan bu işlem, kısaca, spermler ve yumurtaların vücut dışında hazırlanan bir kültür ortamında döllenmeye bırakılmasıdır. Gebelik ve doğumla sonuçlanan ilk başarılı uygulama 1978'de Stoptoe ve Edwards tarafından İngiltere'de gerçekleştirilmiştir.Bu işlem öncelikle yumurtalık kanalları tıkalı ya da onarılamayacak kadar hasarlı olan olgular için düşünülmüş ancak bu alandaki hızlı gelişmeler ile kullanım alanı çok daha genişletilmiştir. Böylece IVF'ten, yumurtalık kanalı problemlerinde, endometriyozis olgularında, spermle ilgili yetersizliklerde, bağışıklık sistemi ile ilgili sorunu olanlarda, nedeni açıklanamayan kısırlıkta yararlanılmaktadır.

    Son yıllarda, özellikle PGD (Preimplantation Genetic Diagnosis= gebelik öncesi genetik tanı) gibi teknik gelişmeler, normal yoldan gebelik elde edilmesine rağmen bazı kalıtsal geçişli hastalıklar yüzünden gebeliğin sağlıkla devam edemediği ya da sonlandırılmasının gerektiği durumlarda daha embriyo fazında tanı konulmasına katkıda bulunabilir. Örneğin talassemi taşıyıcısı anne-babanın , hastalıklı bebek doğurmaması için , bu çiftin embriyolarından erken dönemde biyopsi alınarak sağlam embriyolar seçilebilmektedir.
#03.06.2009 17:46 0 0 0