Sosyal Hayat

Son güncelleme: 11.06.2009 14:59
  • Zengin bir mimarî dokunun bağrında efsanevi görüntüsüyle insanlara enfes bir zaman tüneli gezintisi sağlayan; belki kulaklarda yankılanan Süryani bir hatibin söylemi, belki İslâmiyet'in geçiş alanlarından biri oluşunun dışa vurumudur Midyat...

    DİNLER DİLLER DİYARİDIR MİDYAT
    MEDENİYETLER BEŞİGİDİR MİDYAT
    YAŞAYAN TARİHTİR MİDYAT

    SOSYAL HAYAT
    Dini Hayat

    Midyat'ta dini hayat denilince; akla, Müslümanların, Hıristiyanların ve Yezidilerin kendi inançları doğrultusunda ortaya koydukları pratikler gelir. Yezidi dinine mensup vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadıkları yerlerde bile (İbadet ferdi olarak telakki edildiğinden) diğer dinlere göre özel ibadet yerlere göremiyoruz. İlçemizde en çok göç veren din mensupları yezidiler olmuştur.

    Diğer iki dini hayat için şu bilgileri aktarmak mümkün: İlçe merkezinde hizmete açık 42 cami var. Belde ve köylerde cami sayısı 91 tanedir. En eski cami Estel kesiminde bulunan Ulu Cami'dir. Midyat kesiminde, köylerden gelen göçler Müslüman nüfusun artmasına ve cami sayısının çoğalmasına neden olmuş.

    Bugün ilçe müftülüğünde 110 personel görev yapmaktadır. Temeli 1993'te atılan müftülük binasında Kuran-ı Kerim kursu verilmektedir.

    Müslümanların dini hayatına, Cuma günleri, Kandil geceleri, Ramazan Ayı ve iki kutsal bayram büyük ölçüde canlı tutmaktadır.

    Azalan nüfuslarıyla dikkat çeken Hıristiyanların dini hayatlarını ise Midyat ve civar köylerde bulunan manastır ve kiliseler canlı tutmaktadır. En faal manastır Deyrul Umur'dur. Burada bir metropolit, sekreter, beş öğretim elemanı, iki rahip, 14 rahibe ve 30'a yakın öğrenci barındırmaktadır.

    Midyat merkezde beş tane kilise bulunmaktadır.

    Dini Bayramlarımız
    Müslümanların yılda iki tane dini bayramı var. Bu iki bayram, hicretin ikinci senesinden beri her yıl büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Ramazan Bayramı, Ramazan ayı (orucu) neticesinde kutlanır. Kurban Bayramı ise Ramazan bayramından yaklaşık iki ay on gün sonra hacıların Hac'ta olduğu ve Arafat Dağı'na çıktığı günün günü ertesi gün kutlanır.
    Bu iki bayramda, bayram namazlarından sonra tebrikler başlar. Yakın komşular ve akrabalar ziyaret edilir. Daha önceden hazırlanan ikramlar misafirlere sunulur. Bu ikramlar genellikle, çikolata, pasta, meşrubat vs. olur. İki bayram arifesinde özellikle ikindi namazı sonrası, mezarlıklar ziyaret edilip ölülere Yasin-i Şerifler okunur. Ramazan Bayramında fıtır sadakası ve zekat dağıtılarak muhtaçlar sevindirilir. Kurban bayramında ise imkanı olanlar kurban keser ve etinden dağıtırlar. Ancak ilçe ve köylerimizde kurban kesme geleneği yoktur. Çünkü Şafii mezhebine göre sünnet kabul edilmektedir. Son yıllarda kurban kesenlerin sayısında büyük bir artış olduğu görülmektedir.

    Süryaniler'de de yılda iki tane dini bayram vardır. Bunlardan biri Doğuş (Noel Bayramı): 25 Aralık. diğeri Paskalya Bayramı (Nisan ayında, günleri değişebiliyor). Her iki bayram için, temizlik, ikram hazırlığı birkaç gün öncesinden başlar. Paskalya bayramının Noel bayramından farkı, bu bayramda yumurtaların haşlanıp boyatılmasıdır. Bayramlaşmaya gelenlere bu yumurtalardan ikram edilmektedir. Yumurtalar genellikle kırmızıya boyanır. Bu renk İsa'nın Haça gerilişini sembolize eder. Yumurtanın ak olan kısmı İsa'nın konulduğu mezarı; sarı kısmı O'nun etrafındaki nuru ve yumurtada katılaşmayan kısım da O'nun diriliğini ifade eder.

    Her iki bayram da, bugün Midyat'taki Mor Şumni Kilisesi'nde kutlanır. Paskalya öncesi, İsa'nın gömüldüğü Cuma günü Haç duası okunduktan sonra, İsa'nın mezara konuluşu sembolik olarak tekrarlanır. Haç, ufak bir tabuta konulup kilisenin içinde dolaştırılır. Metropolit, yıkayıp beyaz bir kefene sardığı haçı, kilise içinde sunak arkasındaki bir duvar nişine gömer. Haç, paskalya sabahı erkenden mezarından kalkar. Sunak odası eşiğine kadar gelen metropolit perdeyi yana çekerek onu cemaate gösterir ve İsa Mesih'in dirildiğini müjdeler.

    Paskalya'nın ikinci günü Mor Abraham'da bütün ölülerin ruhlarına bir ayin düzenlenir. Kadınlar, evde hazırladıkları peynir, pasta, çörek ve yumurtayı orada bulunanlara ikram ederler.

    20 yıl öncesine kadar bir çok Müslüman köyde paskalya bayramı kutlanmaktaydı. Çörekler hazırlanır ve haşlanmış yumurtalar boyanırdı. Bu uygulama geleneklerimizin birbirlerinden ne kadar etkilendiğini göstermektedir.

    Yezidiler'de yedi tane bayram var: 1- Yılbaşı bayramı (İda Sersale): Nisan ayının dördüncü gününden başlayıp ay sonuna kadar devam eder. 2- Cemai Bayramı: 28 Eylül-3 Ekim arasında kutlanır. 3- Yaz Mevsimi Bayramı (Çeşna Havini): 24-29 Temmuz tarihleri arasında kutlanır. Oruç sonrası bayramıdır. 4- Yezit Bayramı. 5- Bülende Bayramı: Şeyh Adiy'nin doğum günü. 6- Kurban Bayramı: 21-23 Ağustos tarihleri arasında hac sonrası kurban kesilerek kutlanır. 7- Batizmi: Her yıl 3 Mart'ta başlayan ve kadir gecesi olarak bilinen bayramdır.

    Folklor

    Her yörenin kendine özgü oyunları ve türküleri olduğu gibi Midyat'ın da halk oyunları ve türküleri vardır.. Daha çok düğünlerde icra edilen bu oyunlardan bazıları şunlardır:


    ·Güle: Ayaklar sabit vücut belden yukarı oynar.Omuz figürleri ahengi temin etmektedir.
    ·Hine: Kadın ve erkeklerin iştiraki ile köylerimizde oynanır.
    ·Lorke ve Çifte Kırma: Bu oyun,ayak hareket ve figürlerine paralel olan çift omuz figürleri ile çok oynanan bir oyun çeşididir.
    ·Delilo Halayı: Hareketli el ve ayak figürlerine sahiptir.
    İlçemiz ve köylerinde bu oyumlar, genellikle davul, zurna, darbuka ve kemençe eşliğinde oynanır.
    Rivayete göre, vakti zamanında Midyat'ta zengin bir beyin, on parmağında on marifet olan Halime adında bir kızı varmış. Halime'nin güzelliği dillere destan, isteyeni çok fazlaymış. Lakin babası, başlık parası yüzünden kızını bir türlü vermiyormuş. Halime de kimseyi beğenmezmiş. Derken, Midyat'ın Estel bölümünde yaşlı bir kadın Halime'ye dünürcü olmuş. Bu arada, Halime ile kendisini isteyen delikanlı birbirlerini severler. Ancak Halime'nin babasının maddi çıkarları ön plana çıkmış. Aşık genç, parayı kazanıp sevdiğine ulaşabilmek için gurbete düşmüş, uzaklara gitmiş ve bu aşk dillerde türkü olmuş.

    Spor

    Midyat ilçemizin spor tesisleri, iki semt arasında 17.000 m2.lik alanda kurulmuştur. Kapalı spor salonunun (500 izleyici kapasiteli) zemini kauçuktan yapılmış. Burada voleybol, hentbol ve basketbol oynanabilmektedir. Standartlara uygun futbol sahamızın her iki tarafında 500 kişiyi alabilecek tribünler vardır. Bu tesislerle birlikte iki tane halı sahamız mevcuttur.
    Midyat Gençlik Spor Kulübü 24.12.1945'te kuruldu. O dönemde kullanılan renkler Sarı-Siyah idi. Mavi Beyaz renkler ile Midyat Spor Birinci Amatör kümede mücadele etmektedir.

    Basın Yayın

    Basın ve yayın alanında İlçemiz, ne yazık ki olması gereken düzeyde değildir. 1961yılından beri çıkmakta olan Turanşehir Gazetesi Ağustos 1997'de kapanmıştır. Bugün ilçemizde yerel basın olarak haftalık çıkan Doğuş Gazetesi ve haftada iki gün çıkan Habur Gazetesi vardır. 01 Haziran 1999'dan beri Adana'da hemşerimiz Halil ARSLAN tarafından çıkartılan Güney Hakimiyet Gazetesi (Haftalık), birkaç sayfasını ilimiz ve ilçemize ayırmakla önemli bir boşluğu doldurmaya çalışmaktadır.

    İlçemizde FM 91 Mhz bandında yayın yapan Star FM radyosu mevcuttur




    Tarihte Midyat

    İlçemiz Midyat'ın coğrafi olarak konumu, doğusunda Dargeçit ilçesi, batısında Ömerli ilçesi, kuzeybatısında Savur ilçesi, kuzeyinde Batman iline bağlı Gercüş ilçesi, güneyinde Nusaybin ilçesi, güney doğusunda ise Şırnak iline bağlı İdil ilçesi yer almaktadır. Bu ad, ibadet edenlerin dağı, diyarı anlamında kullanılır. Bu bölgenin yüzölçümü 10.000 Km2'den fazladır.





    XI. yüzyılda Artuk Devleti genişleyerek, batıda Halep, doğuda Musul ve Bitlis, Kuzeyde Harput (Elazığ), güneyde Darzuru içine alır.İşte Midyat da, bu dönemde Mardin, Hasankeyf ve Musul eyaletleri arasında irtibat vazifesi gören bir bölge olarak en parlak devirlerinden birini yaşamıştır. Bu tarihte bölgenin merkezi Derizbin ( Acırlı ) köyüdür. Derizbin beyleri Artukoğullarına bağlı yarı müstakil bir beylik olarak hüküm sürüyorlardı. Mervaniler ve Eyyübiler'den sonra Midyat 1535 yılında Bıyıklı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından ele geçirilmiştir. 1838 yılında Diyarbakır Valisi Ali Paşa tarafından ziyaret edilen Midyat'ta, bir redif taburu teşkil edilir.
    1810 yılında ilçe olan Midyat, 1915'te Cevat Paşa tarafından imar görülmüştür. Askeri Kışla, Cevat Paşa Camii ve Ulu Camii bu dönemde inşa edilmiştir.

    Tarihte Mardin




    Mardin'in esas adı, bazı tarihi kaynaklara göre "Merdin" olarak geçmektedir.Bu tarihi şehir Mardin Eşiği adı verilen kenar kıvrımlar kabarıntısının güney kanadında, geriden çok sarpdikenliklerle

    çevrili bir yamaçta, ortalama 1300 metre yükseklikte kurulmuştur.

    Huriler İ.Ö. XXX. yüzyılda yöreye gelip yerleşmişler. Hurriler' den sonra Mitanni halkı, onların ardından da Asurlular'ın yönetimine geçen Mardin ve yöresi İ.Ö. IV.yy..'nın ikinci yarısında başlayarak Pers Kralı Keyhüsrev II.'nin İ.Ö. 331'den İskender &8216;in , onun ölümü üzerine de komutanlarından Seleukos'un egemenliği altına girmiştir.
    İ.Ö. II.yy.. yarısından başlayan karışıklıklar sırasında Arami halkı, Abgar Beyliğini kurdu. Aynı yüzyılın sonlarına doğru Mardin, Romalılar ile Sasaniler arasındaki bir çok çatışmaya sahne oldu. İ.S. 640' ta Hz. Ömer'in halifeliği sırasında İlyas B. Ganem adlı Arap komutanının emrindeki bir ordu, Mardin'i alarak Rum idaresine son vermiştir. Böylece Mardin ve ahalisi Müslüman Araplara geçmiştir. M.S. 692 yılında Abdulmelik zamanında Mardin, Emeviler'in eline geçer. 640'ta Araplar tarafından ele geçirilen kent XI. Yuzyılın sonlarında Selçuklu Devletine katılmıştır.
    Yavuz Sultan Selim döneminde Mardin, Osmanlıların hakimiyetine girmiştir. Osmanlı döneminde, Diyarbakır Eyaletine bağlı bir sancak idi. Mardin o dönemde kentin toplam nüfusu 43 binin üzerinde 24.000 kadarı Müslüman, geri kalanı Süryani, Yakubi, Nesturi, Keldani ve Yahudi idi. 1920 yılının başlarında Fransızlar Mardin'i denetimleri altına almayı deneselerde başarı sağlayamadılar.



    Mardin şehri, Sümerler, Persler, Romalılar, Bizans ve Türk-İslam Devletlerinin zaman zaman hakimiyetlerine bağlı hükümlerle idare edilmiştir.


    Ulucami Mahallesinde bulunan Camii Kebir M.S. 1176' da yaptırılmış. Zenciriye Medresesi ( M.S. 1385) Artukoğullarından günümüze kadar kalmıştır. Süryani Cemaatinin önemli bir mabedi olan Deyrulzafaran ise 1600 yıllık bir tarihe sahiptir. M.S. V. Asırda Arami ırkına mensup Süryaniler tarafından yapılmış olan bu Manastır, 1932 yılına kadar Süryani Kadim Cemaati' nin Patriklik Merkezi konumunda idi.



    bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre, İlçenin adı bir çok değişimlerden sonra Farsça, Arapça ve Süryanice karışımından meydana gelmiş "AYNA" anlamına gelmektedi
    Başka bir rivayete göre de Midyat, Mağaralar Kenti anlamına gelen " MATİATE" kelimesinden ismini almıştır. Bu görüşü ileri sürenler, "MATİATE" isminin Asur yazıtlarında M.Ö. 9.Yüzyılda geçtiğini ifade etmektedirler. Bu görüşe paralel olarak Midyat'ta ilk yerleşim yerinin mağaralar olduğunu gösteren "Elath" mevkiinin (Midyat'a 3 Km. uzaklıkta ve Acırlı Beldesi yakınında bulunan Ziyaret-Mesire Yeri) Romalılar döneminden günümüze kadar geldiği söylenmektedir.

    Mor Yakup Kilisesi

    1973 Mardin İl yıllığında İlçenin tarihçesi hakkında şu bilgiler yer almaktadır: Orta Asya'dan göçüp Anadolu'ya gelen Eti Türkleri, Mezopotamya dediğimiz Dicle ve Fırat Nehirleri arasında yer alan ve verimli topraklara sahip olan bölgeye yerleşmişlerdir. ( M.Ö. 2000 yıllarında ) Bölgeden geçişleri sırasında Midyat'ı büyük bir mağara şehri halinde kurup, hayvanlarını da burada barındırmışlardır. Midyat'ın altındaki mağaralar o devirlerde barınak olarak kullanılmışlardır. Bu mağaraların birbirleri ile bağlantıları vardır. Daha sonraları bu bölgeye Orta Asya Türklerinin öncü göçebeleri olan Komuk Türkleri gelip yerleşir.
    Bölgeye gelip yerleşen Komuklar, asırlarca Asurilerle savaşmışlardır. Bu dönemlerde Asurilerin birkaç defa bölgeyi ele geçirdiği görülmektedir. Ancak bu istilaları pek uzun sürmez ve her defasında çekilmek zorunda kalmışlardır. Nitekim Asur Hükümdarı Tıglatninip zamanında Komuklar, tamamen duruma hakim olmuşlardır. M.Ö. 500-100 yılları arasında bölge, değişik kavimlerin istilasına uğramıştır. Makedonyalılar, Persler, Romalılar bu bölgede hüküm sürmüşlerdir. Midyat' ın asıl meskun hale gelişi veya bölge olarak kuruluşu Selefkuslar devrine rastlamaktadır (M.Ö.180 Yılları).
    Meryemana Kilisesi

    M.S. V. yy kadar Hıristiyanlık bölgeye hakim olmuştur. VI. asırdan sonra, İslamiyet' in yayılışı ile birlikte Arap akınları başlamış ve VII. yüzyılda Halit B. Velid orduları bölgeyi fethetmişlerdir. Abbasiler döneminde bölgede imar ve kalkınma hareketleri görülmüştür. Midyat köylerinin ekserisi Harun El Reşit döneminde kurulmuştur. Harun El Reşit'in oğlu Memun'un Türk-Arap karışımı olarak kurduğu büyük bir ordu Cizre-Mardin eski patika yolu boyunca yüz karakola yerleştirilmiştir. Mahalmiler böyle doğmuşlardır. Midyat ve çevresindeki köylere verilen "MAHALMİ" adı buradan gelmektedir. Mahalmi; yüz mahalle, yüz yer, yüz ordugah anlamına gelir ve bugün de Cizre'den Mardin'e kadar eski patika yolu, özellikle eski Bağdat yolu üzerindeki ( bu kervan yolu üzerindeki) bu köyler, Türkçe, Süryanice ve ağırlıklı olarak Arapça karışımı Mahalmice diye tabir edilen bir dili konuşur. Bu köyler: Söğütlü, Şenköy, Acırlı, Çavuşlu, Sarıkaya, Gelinkaya, Düzgeçit, Ovabaşı, Ziyaret, Estel Kesimi, Yolbaşı, Sarıköy, Düzova, Yayvantepe, Eğlence, Pelitli'dir.
    Mahalmice konuşan bu köylerimizin sakinleri konusunda başka görüşler de vardır. Bir görüşe göre bunlar, Necef Çölünde yaşayan cengaver ve savaşçı Benihilal kabilelerinden. Büyük bir kısmının Orta Asyalı Türklerden olduğu da rivayet edilir. Cizre ile Mardin arasında Midyat bölgesinde yerleştirmekle Bizans'a karşı hem savunma hem de futuhat politikası takip etmiş olan Memun, Estel Camii'ni ve Derizbin (Acırlı) Camii'ni inşa ettirmiştir.

    Prof. H. Hollerweger' e göre, Mardin'in doğusuna ve Midyat'ın batısına düşen Mhalmoye'nin bir çok büyük köyü, 1209 yılından önce Hıristiyanlıktan İslamiyet'e geçmişlerdir.
#11.06.2009 14:59 0 0 0