gerçek bir hikaye

Son güncelleme: 11.06.2005 13:58
  • Iki liseli arkadas, liseyi bitirdiklerinde yurt disinda egitimlerine

    devam etmek üzere yillardir harçliklarini biriktirmisler. Bu

    birikimlerini yillarca herseyden mahrum kalarak, fedakarliklar
    göstererek

    yapmislar.

    Liseyi beraber bitirdiklerinde Milli Egitim Bakanini ziyarete

    gidip, yurtdisiunda okumaya gönderilmelerini talep etmisler.. Ancak,

    Bakan gençlerden birini disari çikartmis ve içerdekine,

    - Seni gönderebilirim, ama arkadasini gönderirsem dedikodu

    olur 'oglunu gönderdi derler' onun için onu gönderemem der.

    Bu durum disaridaki ögrenciye de söylendiginde, durmu

    algilamasinin ardindan arkadasina,

    - Madem öyle benim biriktirdigim parayi da sen al, hiç olmazsa

    biriktirme amacimi kismen gerçeklestireyim, der ve yillardir
    fedakarliklarla

    biriktirdigi tüm parayi arkadasina verir.

    Evet, bu Milli Egitim Bakani Hasan Ali YÜCEL dir. Dedikodu

    olmasin diye göndermedigi oglu ise, bugünün ünlü sair Can YÜCEL dir.

    Bu gerçek hikaye henüz bitmedi.


    Arkadasi, Isviçre'ye gider ve burada tip egitimi alir. O kadar

    basarili olur, o kadar basarili olur ki, dünyada O'nun adini duymayan
    bir

    tip adami kalmamistir.


    Bu profesör Türk oldugunu her firsatta haykirmis, kendi icat

    ettigi, tasarladigi ameliyat aletlerine; Ayse, Ceylan, Leyla,, Esek

    Semeri gibi Türkçe isimler vermis ve konusunda ki her tip adami bu
    isimleri

    kullanmaya baslamistir.



    Tahmin edeceginiz üzere bu kisi Türkiye de bir hastane açmak

    istemis ama Türk Bürokrasi duvarini asamamis ve halen bunu

    gerçeklestirememistir.


    Oysa Isviçre; ülkede 60 yasini asan doktorlara ameliyat izni

    verilmemesine karsilik iki sene üstüste yasalarini degistirerek ona bu
    hakki

    tanimistir.


    Evet arkadaslar bu hikayeyi hiç unutmayacagim.

    Bu ünlü cerrah sonunda Türkiye de tüm üniversitelerimizden

    takdir edildi ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez, TBMM tarafindan "Onur
    Madalyasi" aldi.

    Bu kisi; Profesörlerin Profesörü, Profesör GAZI YASARGIL di.


    Hikaye hala bitmedi,

    Ünlü sairimiz Can YÜCEL'in oglu, Yeni Can YÜCEL doktor olarak

    mezun oldu ve babasi onu can arkadasi Gazi Yasargil'e gönderdi. O da
    onu beyin cerrahi olarak yetistiriyor. Su an Doç. Dr. Yeni Can
    YÜCEL......

    Simdilik, bitti.....
#27.05.2005 15:00 0 0 0
  • qüseL ßi hikaye
    derin duyquLarda açıLsaydı daha ii oLurdu sanırım
    PayLaşımın için saoL
#27.05.2005 15:08 0 0 0
  • way be nerden nereye

    hikaye için tesekkürler
#27.05.2005 15:18 0 0 0
  • güzelmiş bea..saol dostum.......
#27.05.2005 17:52 0 0 0
  • çok güzelmiş kardeş sağolasın
    azimle çalışmanın sonucu
#28.05.2005 00:49 0 0 0
  • Burası Daha Uyqun..
#28.05.2005 01:12 0 0 0
  • su gibi okudum, tadına doyamadım

    ellerine sağlık dostum çok teşekkürler
#28.05.2005 01:21 0 0 0
  • burası derin duygular değilmi ya
    fedakarlıkk nelere gebe çok güzel bi hikayeydi teşekkürlerrr
#28.05.2005 09:58 0 0 0
  • Ellerine emegine saglik Tesekkür ederim
    Büyük bir keyifle okudum.Allah bizim milletimize bunlar gibi degerli insanlari her zaman versin.Hepimizin ihtiyaci var cunku.Sagolasin
#30.05.2005 13:14 0 0 0
  • paylaşımın için teşekkürler arkadaşım
#30.05.2005 13:49 0 0 0
  • ELLerine emeqine saqLık arkada$ım
#11.06.2005 13:58 0 0 0