Peygamber efendimize mektup

Son güncelleme: 01.07.2009 10:54
  • noimage



    Haddimiz Olmayarak Hoşgörü ve Şefaatlerine SığınarakPeygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem'e) Mektup!
    Rahman ve Rahîm Olan Allah'ın Adıyla
    Bizleri Müslüman olarak yaratan, Peygamber ve Sahabe sevgisiyle donatan; Gül Peygambere gönül vermiş, gönül ehli Müslümanlarla tanıştırıp kaynaştıran, Rabbimize hamd olsun (cc)-
    Yoluna kurban olduğumuz, hayatına hayran kaldığımız, her şeyini örnek alma çabasına girdiğimiz, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'e, O'nun etrafında pervane dönen, Âl ve Ashabına, Etbâına (ra) ve onların nurlu ve onurlu yollarını yol edinme gayretinde olanlara da, salât ve selâm olsun Salât ve selâm olsun

    Bismillah
    Allah'ın adıyla
    Nasıl başlasak bilemiyoruz
    Bütün bedenimiz ve çırpınan yüreğimizle beraber, ellerimiz de titriyor
    Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'e mektup yazmak ha!
    O nerede, biz nerede?
    Fakat başladık işte
    Yıllardır bunun hayaliyle ve alt yapısını oluşturmayla geçti günlerimiz
    Senelerdir bunun için çalışıp çabalıyoruz biz!
    Peygamber Efendimiz ve sevgili Ashâbıyla aynı frekansta buluşmak için, akıl almaz işlere giriştik
    Hem, öyle bir çağda yaşıyoruz ki, herkes birbirine en modern iletişim araçları ile çeşitli yazılar yazıyor, süslü püslü nice mesajlar gönderiyorlar
    Birbirlerini sevenler, bu yolla yazışıyorlar artık
    Nice zamandır, biz de Peygamber Efendimize yazmak istedik
    Uzun bir düşünce döneminden sonra, ancak şimdi yazma cesareti gösterebildik
    Yazmaya başladık ama, nasıl göndereceğimizi bilemiyoruz
    Hele bir yazalım da, gerisine Allah kerîm
    Yazmasına yazacağız da, ne yazacağız ve ne yüzle yazacağız acaba?
    Utandırma Allah'ım!
    Utandırma Rabbim!
    Peygamber Efendimize yazıyoruz biz
    Utandırma Rabbim
    Utandırma Allahırn!
    O'nun muhabbeti sarıp sarmaladı çünkü bizi
    Ey Peygamber!
    Peygamberimiz
    Efendimiz!
    Mektubumuza başlarken, öncelikle kalbî selâm ve sonsuz hasretlerimizle beraber, en derin muhabbetlerimizi iletir, böylesine bir hareketimizden dolayı hoşgörülerine sığınırız
    Şanına layık olmayacak belki ama, Sana yazıyoruz bu mektubu yâ Rasûlallah!
    Çünkü seviyoruz Seni ey Can
    Sonsuz muhabbetimizin deryasıyla, Siz değil de, Sen diye hitap edeceğiz
    Tekrar hoşgörü ve şefaatlerine sığınıyoruz ey Can
    Salât ve Selâm olsun Sana ey Gül yüzlü, Gül Peygamber
    Her şey Seninle başlar yâ Rasûlallah ve yine her şey Seninle biter
    Çünkü, her şeyi Allah'tan getiren Sensin
    Çünkü Sen, Allah tarafından "Âlemlere rahmet olarak gönderilen"sin (Enbiya, 107) Sen Allah'ın Rasûlü'sün
    Her şeyin başında Sen varsın yâ Rasûlallah; her şeyin sonunda da yine Sen
    Çünkü yüce Allah, Senin hakkında şöyle buyurdu;
    "Peygamber size ne verirse onu alın; neden sakındırırsa, ondan da sakının, uzaklasın" (Haşr, 7)
    Her şey Seninle anlam kazanır yâ Rasûlallah; Sensiz ise, anlamlı gibi görünen her şey anlamını yitirir
    Gel ey Can!
    Gel ey Nur!
    Hayatımıza gel, aşkımıza gel
    Kararmış dünyamıza gel
    Gel ki, aydınlansın her yer
    Gel ki, çekip gitsin zulmet
    Gel ey Gül!
    Dikenliklerimize gel
    Gel ki, kurtulalım sivri dikenlerin istilâsından
    Gel ki, Güle yönelelim biz de
    Gel ey Gül!
    Gel artık!
    Gönder Rabbim, Gülümüzü gönder bize
    Gül, Peygamberdir
    Gülün her yaprağı da bir Sahabe
    Gül, İslâm'dır
    Gül, huzur ve mutluluktur
    Gül kokusu, Peygamber kokusu, dokusu da sevgi ve muhabbettir
    İşte bütün bunlar, bir bütün olarak sadece ve sadece sensin yâ Rasûlallah!
    Öyleyse gel ey Gül!
    Gel ey Can!
    Gönder Rabbim, Gülümüzü gönder artık bize
    Gönder ki, kurtulalım sivri dikenlerin istilasından
    Gel artık, gel ve şefaat et ey Can!
    Ya Rasûlallah!
    Seni keşfedeli yıllar oldu belki, ama, Sana yazabilme cesaretini ancak şimdi bulabildik
    Seni keşfedeli yıllar oldu dedik
    Ama mektubumuzun hemen başında, üzülerek belirtelim ki, Seni keşfedemeyenler yine çoğunlukta yâ Rasûlallah!
    Keşfettiklerini, tanıdıklarını, bildiklerini zannedenler de, kupkuru bilgiye sahipler sadece
    Hissiz, sevgisiz, muhabbetsiz, aşksız Tanımıyorlar Seni ya Rasûlallah! Tanıyamamışlar
    Bunun için utanmaları gerekirken, kendilerinde hiçbir eksiklik de hissetmiyorlar
    "Peygamberimiz ve Ashabı hakkında ciddî olarak kaç eser okudunuz?" diye sorduklarımız, bir acayip bakıyorlar bize
    "Seven insan, sevdiğini anlatan eserleri okumaz mı hiç?" diyoruz, yine ses çıkmıyor
    Fakat, Senin böyle kuru eleştirilerden de hoşlanmadığını biliyoruz biz
    Buna rağmen, Seni doğru dürüst tanımayanlara nasıl tanıtacağımızın derdine düştük
    Hani Sen, mesajı ilk açıkladığında, alay etmişlerdi ya Seninle; şimdi de, her yerde olmasa bile, bazı yerlerde Seni ve sevgili Ashabını günümüze taşımaya çalışanlar aynı duruma düşüyorlar yâ Rasûlallah
    "O devir geçti artık!" diyorlar
    "Sen çağımıza gel, çağımıza" diyorlar
    "O'nun yaşadığı toplum ile şimdiki toplum hiçbir benzerlik göstermez" diyorlar
    Bütün bunları yazdığım için üzülme sakın yâ Rasûlallah!
    Ama ne yapalım ki, gerçek bu
    Aslında, içinde bulunduğumuz olumsuzlukları birer birer yazıp şikâyet edecektim Sana yâ Rasûlallah!
    Fakat Seni üzmekten korktuğum için vazgeçtim bütün bunlardan
    Yeter ki, Sen üzülme ey Allah'ın Rasûlü! Yâ Rasûlallah!
    Müslüman olmaya ve Müslüman kalmaya karar verme aşamasında olan, o kadar çok kararsızlar var ki!
    Onlara nasıl yardım edeceğimizi de tam olarak bilemiyoruz
    Ne yapalım ki, anlayış ve hoşgörü sürekli bizden bekleniyor
    Yani hep tek taraflı
    Bizler de, "Bilimsellik" adına, ne uçurumlara yuvarlandık yâ Rasûlallah!
    Panel, Seminer ve Konferans gibi bilimsel tebliğlerin yanında, akademik çalışmalarda da, Seni temel dayanak olarak gösterdik sadece
    Yani bir nevi anlatılan ve yazılan çalışmalarda referans göstermek!
    Hayatımıza aktarmak için değil maalesef!
    Senin ve sevgili Ashabın hakkında neler konuşup yazdık bilimsellik adına
    İyi de, bu işin sonu nereye varacak; hiç düşündük mü?
    Kıyamet günü nasıl bakacağız mübarek Gül yüzüne bilmem ki!
    Fakat yine de, her şeye rağmen, Seni tanımak, Sana ulaşmak ve Seni sevmek en büyük arzumuzdur bizim
    Yüce Allah'a hamd olsun ki, bütün olumsuzluklara rağmen Seni hissediyoruz artık Bütün engellere rağmen de, Sana ulaşma çabasındayız
    Gönlümüzün, evimizin, her şeyimizin baş konuğu, hep Sensin artık yâ Rasûlallah!
    Hep Sensin
    Sürekli davet ediyoruz Seni
    Gelir misin evimize
    Gel artık ey Gül!
    Gel artık ey Gül yüzlü Gül Peygamber
    Gönder Rabbim, gönder artık Gülümüzü
    Mektup yazıyoruz biz; Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'e mektup yazıyoruz
    Peygamberimize Efendimize yazıyoruz biz! Öyleyse çekilin aradan Bizi O'nunla baş başa bırakın Peygamber Efendimize yazıyoruz biz O'na yazıyoruz; O'na Can Efendimize
    Bir mektubun değeri, yazıldığı kişi ve olayla doğru orantılıdır
    Mektubun önemi, muhtevası, muhabbeti o nispette artar veya azalır
    Dünya üzerinde, Senden daha üstün bir insan var mı ki yâ Rasûlallah!
    Senin üstünlüğün, insanlar arasında tartışılamadığı gibi, yüce Allah da, Seni, her yönden üstün vasıflarla yaratıp donattığını, beyan buyuruyor
    Sen bizim Peygamberimizsin, Canımız; Gülümüz-sün
    Gel artık ey Gül yüzlü Gül Peygamber Gönder Rabbim, Gülümüzü gönder artık bize Sana yazmak; yazabilmek! Cür'etimizi hoş gör ey Nebi!
    İçimiz içimizi yakıp kavururken, Sana olan muhabbetimiz bizi böyle bir teşebbüse götürdü
    Neden mektup mu diyorsun yâ Rasûlallah?
    Senin hakkında şimdiye kadar çok şey yazıldı çizildi
    Hayatın, faaliyetlerin, savaşların, yönetim biçimin yazıldı
    Senin için nice naatlar, münacaatlar yazıldı Daha çok şey yazıldı Senin için
    Fakat bilebildiğimiz kadarıyla mektup yazılmadı hiç, veya yazılamadı
    Belki yazıldı da bunları yazan sevdalı kalemler, çıkmadılar piyasaya, çıkamadılar belki de
    İşte bunun için, biz de oturup mektup yazmak istedik Sana
    Dünya üzerinde hayatı ve faaliyetleri hakkında en çok yazılan ve konuşulan Sensin yâ Rasûlallah!
    Bütün bunların yanında, biz de mektup yazarak ulaşmak istedik Sana
    Çünkü, Seni okuyup tanıdıkça, inanç ve hayranlığımız arttıkça, hayatındaki pırlantaları, hayatımıza gergef gergef işlemeye çalıştıkça, doğdu böyle bir düşünce
    Sana yazmak istedik Ulaşmak istedik Sana Tanışmak istedik yakınca
    Böylesine bir davranışımızın hükmü üzerinde düşünmedik belki, ama, daha samimi oluruz diye düşündük bunu
    Belki daha çok örnek alırız Seni
    Belki böylece Seninle ulaşırız Sana
    Bunun için sarıldık kâğıt kaleme
    Yazmak istedik Sana
    Kırık dökük, bölük pörçük de olsa, şefaat ve hoşgörülerine sığınıp Sana mektup yazıyoruz yâ Rasûlallah!
    Salât ve Selâm gönderiyoruz bununla Sana Alır mısın bilmem ki!
    Alıp cevap verme lütfunda bulunur musun yâ Rasûlallah?
    "Ümmetim" der misin bize de!
    Şefaat eder misin kıyamet gününde!
    "Bunu tanıyorum ben Rabbim !" der misin o gün!
    "Bu sürekli Beni anmıştı, Beni konuşmuş, Beni örnek almaya çalışmış, Beni herkese tanıtma aşkına düşmüş ve en sonunda da, mektup yazmıştı Bana Ben bunu tanıyorum Rabbim!" der misin?
    Dersin değil mi yâ Rasûlallah!
    O gün imdadımıza yetişir misin bizim?
    Yetiştir Rabbim, o gün de imdadımıza yetiştir Gülümüzü!
    Gülümüzü yetiştir Rabbim Yâ Rasûlallah!
    Herkes sevdiğini anar, sevdiğine yazar, sevdiğini yazar
    Bizim de sevdiğimiz Sensin yâ Rasûlallah! İşte bunun için sarıldık kâğıt kaleme Binlerce Salât ve Selâm olsun Sana ey Can! Ey Gül yüzlü Gül Peygamber
    "O'nun ahlakı Kur'ân idi" buyuran sevgili Hz Âişe annemiz, dikkatlerimizi Seninle beraber Kur'ân-ı Kerîm'e de çekmişti
    "Benim sünnetime uymayan Benden değildir"
    buyruğun, bizi tiril tiril titretiyor yâ Rasûlallah!
    "Benim sünnetime uymayan Benden değildir" buyurmuştun
    Senin sünnetine uymak!
    Bir şeyi, Sen yaptığın için yapmak!
    İtiraz etmeden, tenkit bataklığına düşmeden, benlik uçurumuna yuvarlanmadan
    "Bu niçin böyle, şimdi böyle olur mu, bilimsellikle bağdaşır mı?" diyerek, zaman öldürmeden
    Senin dediğini yapmak! Yaptığını yapma aşkına düşmek
    Sırf Sen buyurdun diye, sırf Sen yaptın diye yapmak
    Kapışmak mübarek sözlerini Koşmak mübarek izinden Teslimiyet bu olsa gerek! Sünnetine uymak bu olsa gerek!
    Senden taraf olmak da yine bu olsa gerek Körü körüne bağlılıktan bahsetmiyoruz biz Aşktan bahsediyoruz Sevdadan bahsediyoruz Muhabbetten bahsediyoruz Gönülden bahsediyoruz İman ve amelden bahsediyoruz Bir insan, birini sevdiğinde, her şeyine taşır onu Yemesine-içmesine, yatmasına-kalkmasına Hayatının her safhasına taşıyarak, onunla aynîleşme sürecine girer
    Onsuz olamama derdine düşer
    Onsuzluğu düşünemez bile
    Her şeyi ve her şeyini onunla düşünür
    O Sensin yâ Rasûlallah!
    Bizim her şeyimiz Sensin!
    Her şeyimiz Sen!
    Gönüller Sultanı Efendimiz!
    Her şeyimiz ancak Seninle aydınlıktır bizim
    Sensiz ise karanlık; kapkaranlık
    Ey Peygamber!
    Sen olmayınca hiç bir şey olmuyor
    Her şeyimiz kararıyor Sensiz
    Öyle ki, Sen olmayınca, günlük güneşlik gündüzlerimiz bile karanlık, kapkaranlık oluyor
    Can Efendimiz! (sallallahu aleyhi ve sellem) Sana karşı son derece mahcubuz Utancımız çok büyük
    Doğru dürüst tanıyamadık Seni Tanıyamayınca da, tanıtamadık tabiî Örnek alamadık, örnek de olamadık Kalplere girmenin yolu, Seni kalbimize almaktı
    Seni kalbimize alamayınca, sunamadık diğer kalplere de
    Her şeyin başı Seni sevmektir Efendimiz Sevdalanmaktır Sana Yanıp tutuşmaktır!
    Eğer tam anlamıyla sevebilseydik Seni, sevdalana-bilseydik Sana, bugün bu hallerde olmayacaktık
    Her birimiz birer sevda çağlayanı gibi, akıp gelecektik Sana yâ Rasûlallah!
    Kuşanacaktık Kur'ân ve Sünnet'i Şekillenecektik o seçkin Ashabın gibi Ama olmadı ey Nebi! Olmadı
    Aramıza girdiler Engeller koydular, aşılmaz Yollar koydular, ulaşılmaz Dağlar koydular, geçilmez
    Biz, Seni, Senin istediğin gibi tanıyıp severek, bütün hayatımıza örnek alamadık
    Bu dünyada Seninle olamazsak eğer, yarın âhirette halimiz n'olur bizim?
    Yarın mahşerde Sensiz kalırsak halimiz n'olur bizim ey Gül yüzlü Gül Peygamber?
    Ey Can Efendimiz!
    Her şeye rağmen, gönlümüz Sende bizim
    Hatalarımızla, sevaplarımızla seviyoruz Seni ey Nebi!
    Fakat eksiklerimiz, kusurlarımız çok olduğu için, tümüyle tecelli etmiyorsun gönlümüzde
    Tümüyle gelmiyorsun hayatımıza Girmiyorsun rüyalarımıza her gece
    Ara sıra da olsa, rüya aleminde bizleri şereflendirdiğin zaman, o günlerimiz ve hatta o aylarımız dolu dolu, dopdolu geçiyor
    Ne olur gel artık!
    Düşlerimize gel
    İşlerimize gel
    Aşlarımıza gel
    Bunlara gelirsen aşklarımıza da gelmiş olursun
    Gel ki, ibadetlerimiz rayına otursun
    Gel ki, sevdamız gerçek aşka erişsin
    Gönder Rabbim, gönder artık Gülümüzü
    Bekliyoruz ey Nebi!
    Senin hasretinle yanan, nice bağrı yanık âşıkların var
    Senin için bestelenen yepyeni "Taleal Bedru Aleyna"ların var
    Gel artık!
    İşimize, aşımıza, aşkımıza, içimize gel
    Çünkü biz de Sana gelmek istiyoruz ey Gül; gelmek istiyoruz Sana Ey Can!
    Yıllar yılı, salât ve selâm ile çalıp duruyoruz kapını Salât ve selâm ile kurmak istiyoruz gönül irtibatımızı
    Bundan dolayı, Sana gönderdiğimiz salât ve selâmların sımsıcak gölgesinde, Güllerle bezeli, aydınlık dualarımızın nuruyla yöneldik Sana
    Nurundan nur devşirmek istiyoruz yâ Rasûlallah!
    Ey Nebi!
    Gönlümüz Sende bizim
    Kırık dökük, kirli paslı bir gönül taşıyorsak bile, gönlümüzün en temiz yerini Sana ayırdık Can Efendimiz
    Sana ayırdığımız gönül odamız pırıl pırıldır
    İsterdik ki, kalbimizin bütün odaları ak pak, pür nur olsun
    Ama başaramadık yâ Rasûlallah!
    Kötü şeylerle doldurduk onları
    Onun için karardık zaten
    Dünya ve dünyalıklar istila etti bizi
    Fakat bütün bunlara rağmen, bir odacığım olsun temiz tutmayı başardık kalbimizin
    Hani, her evde misafir odası olur ya; hani orası sürekli temiz tutulur da, oraya çoluk çocuk sokulmaz ya
    İşte biz de kalp odalarımızdan birini, sadece Sana ayırdık yâ Rasûlallah!
    Sana ve sevgili Ashabına
    Sizleri, işte bu odamıza davet ediyoruz
    Gelir misiniz yâ Rasûlallah!
    Şeref verir misiniz bize de!
    Gönder Rabbim, gönder artık Gülümüzü
    Senin için ayırdığımız kalp odamıza teşrif edince, diğer odalar da gerçek anlamını bulur ancak
    Senden ötürü, komşuluğundan dolayı onlar da düzelip nurlanır
    Ey Gül kokulu Gül peygamber!
    Seni andıkça, dikenler bile tümüyle Güle dönüşüyor
    Senin Gülü ve Gül kokusunu sevdiğini biliyoruz yâ Rasûlallah
    Bu gözle bakıyoruz Güllere
    Bu düşünce ile kokluyoruz onları
    Bu aşkla alıyoruz elimize
    Bundan dolayı, herhangi bir çiçek olmaktan çıktı artık Gül!
    Çünkü her Gül yaprağında Seni ve sevgili Ashabını görür olduk yâ Rasûlallah
    Gül Yüzüne kurban olsun ümmetin! Seven, sevdiğine Gül verirmiş Güller Senin Gül Cemalini hatırlatıyor bize Seni anıyor, Seni arıyoruz yâ Rasûlallah! Sen bizim her şeyimizsin
    Hayat ancak Seninle gerçek anlamını kazanır yâ Rasûlallah
    Sensizlik yetti Canımıza Gel artık!
    Rüyalarımıza gel, hayatımıza gel, işimize gel, içimize gel!
    Yesrib'in gecesini nurunla aydınlatıp, Medine gündüzüne çevirdiğin gibi, bizim de gönüllerimize giriver artık ne olur ey Nebi

    noimage

#01.07.2009 09:50 0 0 0
  • allah razi olsun
#01.07.2009 10:15 0 0 0
  • Allah razı olsun kardeş bi an kendimi o zamanda hissettim bizler o zamanlarda olsaydık kimbilir bu kadar rahat olmazdık ...
#01.07.2009 10:52 0 0 0
  • Okuyan gözlerinize sağlık arkadaşlar...Cümlemizden Allah razı olsun sağolun....
#01.07.2009 10:54 0 0 0