'Caz yeşili'nin cazibesi içindeki uyumda saklı

Son güncelleme: 01.07.2009 16:22
  • Uluslarası İstanbul Caz Festivali 2009

    16. Uluslararası İstanbul Caz Festivali 2 Temmuz'da başlayacak. Festivali 12 yıldır Garanti Caz Yeşili başlığı ile destekleyen Garanti Bankası, cazı, içerdiği uyum duygusu nedeniyle tercih etmiş.

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) düzenlediği 16. Uluslararası İstanbul Caz Festivali, 2 Temmuz akşamı başlıyor. 15 Temmuz'a kadar sürecek festivalin ana sponsorluğunu, 12'nci yılında yine Garanti Bankası üstlenmiş. Festival, 2 Temmuz perşembe akşamı saat 22.00'de, Fatih Erkoç ve Kerem Görsev'in The Marmara Esma Sultan Yalısı'nda vereceği konserle açılacak. Bu arada, bu yılki festivalde toplam yedi ayrı mekânda (sokak konserleri hariç) 30'un üzerinde konserin yer alacağını hatırlatalım. Garanti bu yönüyle, Garanti Caz Yeşili kavramı altında verdiği yıl içi konserlerinin yanı sıra, Uluslararası Venedik Bienali Türkiye Pavyonu'na verdiği geçmiş yıllardaki desteği ve iki yılda bir yapılan Leyla Gencer Şan Yarışması'na yaptığı katkılarla da dikkatleri çekiyor. SABAH'a konuşan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ile, Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, hani bir nevi evlilik sayılabilecek 'sponsorluk' mefhumu ve bankanın caza özel ilgisinin detaylarını anlatıyor. İkili, cazın da, izleyicinin de artık değiştiğini belirtiyor. Taraflar, artık stratejik bir ortaklık halini alan sponsorluk kültürünün özel bir itina ve karşılıklı güvene dayalı olduğunu vurguluyor.

    Görgün Taner (İKSV Genel Müdürü)

    Garanti, cazı sokağa çıkarmak için 'bizi itiyor'

    BU BİR STRATEJİK ORTAKLIK: "12 sene önce, özel sektörün kültür sponsorluğunda bir 'logo yerleşmesi' meselesi vardı. Gelinen zamanla bakış değişti. Artık birlikte hareket etme, geleceği beraber çizme, ama herkesin de kendi alanına sahip çıkıp, diğerinin alanına saygı duyması söz konusu. Bu iş böyle ilerliyor. Peki bu nasıl oluyor? Güvenle, şeffaflıkla ve aynı ortak hedefi paylaşmakla mümkün oluyor. Caz festivalinin buradan nereye gideceğini de az çok kestirebiliriz. Festivaller, yaşayan organizmalar. Değişimleri, kültür sanatın temelini teşkil ediyor. Sponsorluk meselesi de günümüzde artık bir tür stratejik ortaklık olarak alınıyor."

    CAZ, O ESKİ CAZ DEĞİL: "Son 12 yıla bakıyorum; müziğin kendisi de, nesil de, festival de değişmiş. Caz, 12 yıl önceki yıl önceki caz değil artık. Bu şemsiyenin altına bir çok müzik türü girmeye başladı. Eskiden caz deyince saydığımız Miles Davis vb. isimlerin hepsi vefat etti. Artık yeni bir müzik türü var. Müzik türlerini caz, metal ve hard rock diye sayardık; ama artık bu müzik türü kalmadı.. Caz da böyle. Hem caz için ne derler bilirsiniz: En demokratik müzik türü..."

    2010 RUHU, CAZI SOKAĞA ÇAĞIRIYOR: "2010 Avrupa Kültür Başkenti'ne doğru gidişte, sokağa dökülme, kente yayılma ve insanların biraz daha içinde olma, en çok istediğimiz şey. Garanti bu konuda bizi adeta arkadan itiyor."

    Nafiz Karadere (Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı)

    Caz müziğini oluşturan şey, bireylerin uyumu

    KURUM KÜLTÜRÜMÜZLE UYUM ÖNCELİKLİ: "Önümüze bir sponsorluk talebi geldiğinde, bu talebin kurum kültürümüzle uyuşup uyumadığına bakıyoruz. İkincisi, gelen talebin toplum ve çevreye bir katma değer yaratıp yaratmadığını inceliyoruz. Bunu organize eden kurum veya şirketin kim olduğu, arkasında kimlerin olduğu da, ayrıca bizim için önemli."

    CAZI SEÇTİK, ÇÜNKÜ 'AHENK' DİYORUZ: "Caz aslında sınırlı bir ilgi a l a n ı . Herkes caz sevmek zorunda değil tabii. Garanti gibi bir banka caza niye girdi? Cazın bizim kurum kültürümüzle çok uyuştuğunu düşünüyoruz. Peki niçin ? Şundan: Caza baktığınız zaman, her biri kendi işini çok iyi yapan bireysel yeteneklerin bir araya geldiğini ve uyum içerisinde bir eser bir araya getirdiğini görürsünüz. Hem ferdi olarak işinizi iyi yapmanız önemlidir; o çok başarılı fertlerin ahenginden ortaya çıkan eser ise, caz müziğini oluşturur..."

    CAZI SOKAĞA DÖKMELİYİZ: "Cazı, hepimizin bildiği o çok klasik, küçük Jazz Hall'lerden, Club'lardan sokağa döküp, herkesin duyacağı, dinleyeceği ve herkesi kucaklayan bir şekilde sergilemek istiyoruz. Cazın doğduğu, gelişip büyüdüğü, ABD'nin New Orleans kentini düşünün, onun da doğup büyüdüğü yer, sokaklarıdır değil mi? Peki bu niçin İstanbul'da da olmasın?"

    2010'a sahip çıkalım

    "2010 Avrupa Kültür Başkenti'nin örgütlenme süresi çok uzun sürdü. Oradaki yönetimde 'mutsuz bir evlilik' yaşandı ve sizin de yaptığınız benzetmeyle, bu 'evlilik', bir tür boşanmayla neticelendi. Nuri Çolakoğlu ile Genel Sekreter Eyüp Özgüç, sezon başlamadan sekiz ay önce ayrıldı. Onlara yol gösterip, 2010'un başarılı geçmesini sağlamamız gerekiyor. Ancak 2010 Ajansı'nın da, sürece destek adına, bizim gibilere yakınlığı gerekiyor."

    2010'a hazırlık yapıyoruz

    "Osmanlı Bankası Müzesi ile Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi restorasyonu sürüyor. Kurumlarımızı Garanti Kültür A.Ş. çatısı altında bir araya getirdik. Yapılacak işleri de yeniden tanımlıyoruz. Projeler bittiğinde, 12 bin m2'lik bir sanat alanını İstanbul'a kazandıracağız. Projelerin tamamlanması asgari bir yılı alacak; bu projelerimizi, Anıtlar Kurulu'ndan alınacak onay imzalarını yetiştirebilirsek, zannederim ki 2010'un sonbaharında hizmete sokacağız."
#01.07.2009 16:22 0 0 0