Kokarcaların savunma yöntemleri son derece ilginçtir. Vücutlarında bulunan iki bezden düşmanın bulunduğu yöne doğru bir sıvı püskürterek kendilerini korurlar. Kokarca bu tehlikeli sıvıyı püskürtmek için düşmanın yüzüne doğru yönelir ve bu sıvı derinin şiddetli tahrişine, hatta bazen de geçici körlüğe sebep olur. Sıvının dayanılamayacak kadar kötü ve kalıcı bir kokusu vardır, ayrıca sülfür bileşikleri de içerir. Çok etkili bir savunma yöntemi olan bu sıvı sayesinde kokarcalar düşmanlarından gizlenmeye gerek duymazlar. Bunun yerine düşmanlara uyarı niteliğinde bir gösteri yaparlar. Çok belirgin olan siyah-beyaz renkleri bir düşmanı alt etmek için genellikle yeterli olur. Kokarca sadece son çare olarak kokulu spreyi ile ateş eder. Son derece etkili ve kokarca için çok önemli olan bu savunma sistemini yaratan hiç kuşkusuz ki Allah'tır.
BENEKLİ KOKARCA
Benekli kokarcanın davetsiz misafirlerine gözdağı vermek için kullandığı, diğer türlerde pek alışık olunmayan bir koku bırakma yöntemi vardır. Bu kokarca türü, bir elinin üzerinde ayağa kalkar ve daha sonra arkasında bulunan bezden kötü kokan sıvısını düşmanına doğru çok süratli bir şekilde püskürtür.
Kokarcagillerin uzunlukları 12 - 51 cm (+7 -41 cm kuyruk) ve ağırlıkları 0,2 - 4,5 kg olur. Renkleri siyah ya da kahverengi, üzerilerinde beyaz şeritleri ya da benekleri olur. Vücutları zarif ve uzun, bacakları kısa ve kuyrukları çok püsküllü olur. Kazmak için kullandığı ön ayaklarının tırnakları çok uzun ve kıvrıkdır. Çoğu türlerin burunları uzun, gözleri ve kulakları küçük olur.
En mühim özellikleri çok iyi gelişmiş, kötü kokulu bir sivi üreten anal bezeleridir. Bu kokulu sıvıyı, kendilerini korumak için 6 metre bir mesafeye kadar sıçratabilirler. Anlatılanlara göre bu iğrenç koku, sarımsak, kükürt ve yanık plastik karışımı gibi kokmaktadır.
Yayılım ve yaşam alanı
Yukarıda da yazdığımız gibi, kokarcagiller hem Amerika'da hemde Güneydoğu Asya'da yaşarlar. Amerika'da ki yayılımları Kanada'dan Patagonyaya kadar uzanır. Güneydoğu Asya'da ise Sumatra, Borneo, Cava (Endonezya) adalarından Filipinler'in güneyine ve Palavan'a kadar uzanır. Yaşam alanı olarak kır, yarı çöl ve çalılık alanlar gibi açık alanları tercih ederler. Fazla ağaçlı ormanları ve sulak alanları sevmezler
Yaşam şekli
Kokarcagiller genelde akşam ve gece aktif olurlar. Gündüzleri kendi kazdıkları ya da başka küçük hayvanların kazıp terk ettikleri mağaralarda, ya da kaya aralıklarında, ağaç kovuklarında veya hatta binalara girerek, uyuyarak geçirirler. Geceleri yiyecek arayışına çıktıklarında çoğu yerlerde, bir kaç türü de ağaçlarda gezer.
Tehdit edildikleri durumda, kendilerine saldıran canlıyı önce bazı jestlerle uyarırlar, eğer bu fayda etmezse arkalarını dönüp düşmanlarının yüzüne isabet alarak, anal bezelerinden çıkan pis kokulu sıvıyı püskürtürler. Şeritli kokarcalar bu durumda hatta iki elleri üzerinde durarak siviyi 6 metre uzaklığa kadar püskürtürler. Kokan porsuklarda bu mesafe ancak 1 metre civarındadır. Bu sıvının cilt ile temasa etmesi, iğrenç kokunun haricinde herhangi bir zararı olmaz. Ama eğer göze gelirse kısa bir süre için kör olunabilir. Kıyafetlere geldiği taktirde bu kokuyu tekrar kıyafetlerden yok etmek imkansızdır.
Beslenme
Kokarcagiller fazla yemek seçmeyen herşey yiyicilerdir, ama et ile beslenmeyi tercih ederler. Tavşan ve kemiriciler gibi küçük memelileri, kuş, kertenkele, yılan, kurbağa ve böcekler avlarlar. Bitkisel beslenmeleri kök, meyve ve fındık türlerinden oluşur.
Üreme
Dişi kokarca 40 ila 65 gün arası süren bir gebelikten sonra genelde 4-5 (nadir olarak 16) yavru dünyaya getirir. Yavrular ilk başta kör ve çıplaktır, ama çok çabuk büyürler. 35 gün sonra yürümeye başlarlar, 2 ay sonra emzirilmeleri bırakılır ve yarım veya bir sene sonra yuvadan uzaklaşıp kendileri üreyebilecek bir olgunluğa ulaşırlar. Ömürleri doğada 5-6 senedir, ama hayvanat bahçesinde bir kokarca 12 yaşına da varmıştır.
Sınıflandırma
Kokarcagiller uzun süre sansargillerin bir alt familyası olarak kabul edilmiştir. Çünkü sansargillerin arasında da kokarcaya benzeyen türler bulunur ve bazı türler aynı kokarcagillerde olduğu gibi anal bezelerinde ürettikleri pis kokulu bir sıvı ile kendilerini savunurlar. Yeni genetik araştırmalar sonunda kokarcaların sansargillere fazla yakın bir akrabalıkları olmadığını göstermiştir. Böylece rakungiller ile sansargillerin bir kardeş familyası olarak kabul edilmişler ve ayrı bir familyaya konulmuşlardır.
Kokarcagiller familyasının 12 türü 4 cinste toplanır: