Adapazarı Gelenek ve Görenekleri

Son güncelleme: 03.07.2009 23:25
  • Adapazarı Gelenek ve Görenekleri - Sakarya Adetleri - Adapazarı Görenekleri
    ÖRF ADET GELENEK VE GÖRENEKLER

    EVLİLİK TÖRENLERİ

    Evlenme Çağı :
    Eskiden (hala bazı köylerde) evlenme çağına gelen genç, evlenmek istediğini genellikle örf, adet ve geleneklerine bağlılığı, anne ve babaya olan hürmeti gibi sebeplerden dolayı ebeveynlerine söyleyemez, Ancak bu durumu çeşitli olaylarla ve hareketlerle anlatırdı. Ağzına kadar dolu su bardağını dökmeden getirmek, ayakkabı çakmak, pilava kaşık saplamak ve ayakkabıya su doldurmak gibi hareketler yörede en meşhur olan adetlerdi. Baba su istediğinde evlenmek isteyen genç bardağı silme doldurur ve dökmeden babasına ikram eder ki bu delikanlının artık evlenebilecek çağa geldiğinin en kibar işareti idi. Babanın ayakkabısını eşiğe çakmak (biraz saf gençlerin yaptığı hareket) , yemekte anne ve babadan birinin veya ikisinin de bulunduğu sofrada kaşığı pilava batırıp gitmek ve babanın ayakkabısını su ile doldurmak gibi asi hareketleri yapmak eskiden evlenmek isteyen gençlerin yaptığı geleneksel ilginç denilebilecek hareketlerdi.

    Dünürlük:
    (Kız istemesi) Tanışarak veya görücü usulü ile yapılan dünürlüklerde; "Allahın emri Peygamberin kavli ile kızınızı oğlumuza istemeye geldik." şeklinde başlayan ilk kız isteme olayı, kız evinin; "Büyüklerimiz var onlara danışalım." şeklinde verdikleri cevabı ile başlardı. Kız da istekli değilse tatsız kahve, istekliyse tatlı kahve ikram ederek durumunu anlatmaya gayret ederdi. Dünürlüğe gelenlere ev çıkışında misafir ağırlamak için söylenen "Yine gelin, yine buyurun." gibi deyimler dünürlere ümit vermek anlamına geldiğinden genellikle söylenmez, dünürler ikinci kez geldiklerinde "evet" denilecekse, güler yüz tatlı dille sohbet edilir, dünürlerin ayakkabıları çevrilir, "Nasipse olur." denilerek misafirler uğurlanırdı. Dünürlerin üçüncü defa gelişlerinde genellikle söz kesilirdi.

    Söz Kesimi :
    Söz kesiminin diğer adı da küçük nişandır. Söz kesiminde en önemli gaye iki ailenin birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlamaktır. Yakın akraba ve çok samimi dostların katılımıyla gerçekleşen törende, öncelikle kız evinin istekleri ve damat evinin dilekleri konuşulur. Her ne kadar iki aile birbirleriyle samimiyet kuramamış olsalar da; gelin adayı ve arkadaşları samimiyet ifadesi olarak ilk şakaları damat adayına yaparlar. Damada tuzlu kahve veya tuzlu çay ikram edilir. Bazı damatlar işi pişkinliğe vurarak "tuzu az olmuş biraz daha tuz katın" diyerek içeceği geriye gönderirler. Bazıları ise ezilir, büzülür, terler, hatta olayı daha önceden bilmedikleri için "hatayla tuz konmuştur, nişanlımı utandırmayayım" düşüncesiyle tuzlu kahve veya çayı içerler.(Söz kesimi gelenekleri eskiden olduğu gibi bugün de devam etmektedir.)

    Nişan :
    Söz kesilip küçük nişan yapıldıktan sonra, kız evinin (gelin adayı) istekleri öğrenilir.Damadın akrabaları,samimi dostları, köylerde tüm köylü, nişan için ilan edilen günde kız evine giderler.Köylerde genellikle köy muhtarının da bulunduğu nişan töreninde, damat evi tarafından gelin adayına takılacak takıların muhtar tarafından tespiti yapılır. Damadın akrabaları ve yakın arkadaşları takılarını takarlar.Köylerde damat tarafından getirilen çay ve kahve; tüm köy erkeklerine ikram edilir. Erkeklerin görevi sona ermiştir.Kız evinden çıkılırken ev çıkışına gelinince, damadın babasının, yakın akrabalarının ve samimi olduğu arkadaşlarından bazılarının ayakkabıları saklanmıştır. Saklanan ayakkabıların bulunması için ayakkabıları saklayan kız evinin çocukları bahşişlerini alır ve ayakkabılar bulunur.
    Köy kadınları, kendi aralarında eğlenerek geline hediyelerini takarlar. İlçe merkezinde ve bazı köylerde ise nişan töreni erkek ve kadınların müştereken katıldığı merasimle yapılır. Nişanlı gençlerin yüzük kurdeleleri ağzı laf yapan ve makamca iyi mevkide olan kişilerce kesilir. Eskiden olduğu gibi, şimdi de bazı gençler nişan kurdelelerinden kestikleri parçaları saklayarak nişanlanma sırasının kendilerine gelmesi dileğinde bulunurlar. Gelin ve damadın takıları davetliler huzurunda anons edilerek takılır.

    Görümlük :
    Köy dilindeki adı adettir. Nişandan sonra, sadece kadınlar tarafından gündüz yapılan, akrabaların ve aile dostlarının takılarını taktıkları eğlencedir. Görümlük bittikten sonra damat ve gelin taraflarının kadınları özel olarak süslenmiş içleri yiyecek ve hediye dolu sinileri başlarında taşıyarak birbirlerine götürürler. Görümlük günü, yabandan alınacak gelinlerde, kız tarafı gençleri ile ayak bastı pazarlığı yapılır. Ayak bastı köy gençliğinin temsilcisi olan Delikanlı Başı tarafından gençlik yararına kullanılmak üzere istenen toprak bastı parasıdır.

    Çeyiz Asma :
    Düğünden birkaç gün önce damat ve akrabaları, gelin kızın çeyiz eşyalarını almak üzere kız evine giderler. Çeyiz eşyaları arabalara taşınır, ancak çeyiz sandığının üzerine gelinin yengesi oturur; damadın bahşiş vermesini bekler. Gelinin yengesi bahşişi aldıktan sonra sandığı verir. Düğün evine taşınan çeyiz eşyaları, gelinin arkadaşları tarafından, özel bir model ile yerleştirilir. Çeyiz asan kızlara (çeyizcilere) damat çerez gibi çeşitli yiyecekler alır. Damadın hem el becerisini ölçmek, hem de çeyizin düzenlenebilmesi için duvarlara çakılması gereken çiviler damada çaktırılır. Çeyiz düzme işleri bittikten sonra, damada çeyiz gezdirilir. Bu esnada bir punduna getirilip, bahşiş almak için gelinin arkadaşları tarafından damat çeyizin asıldığı odaya kilitlenir.

    Tel Kesme:
    Kına gecesinden bir gece evvel çeyizin asıldığı gecede damadın kadın akrabalarının toplanarak yaptıkları eğlencedir. Bu gece damadın kadın akrabaları; kına gecesi düğün işleri ile meşgul olacağı, dolaysıyla ellerine kına yakamayacağı ve eğlenemeyeceği için ellerine kınaların yakıldığı ve eğlencelerin yapıldığı gecedir. Bu gece eskiden yakın akrabalara davetiye yerine gönderilen, gelinlere süs olarak takılan gelin telleri kesilerek hazırlanır ve tüm yakın akrabalara dağıtılır.
#03.07.2009 23:25 0 0 0