Çocuğunuzla Konuşabiliyormusunuz

Son güncelleme: 06.07.2009 15:29
  • Çocuğunuzla Konuşabiliyormusunuz - Çocuk Sorunları

    Daha Çok Konuşturmak İçin; İletişim Engelsiz Konuşmayı Öğrenmek Gerekir. Öğrenmek te Yetmez Uygulamak Gerekir. Yani;

    a) Dinlerken yorum yapma

    - Sizin yatağınızda uyucam.

    - Yaramaz çocuklar annelerinin yatağında uyurlar..

    Burada anne, çocuğun onların yatağında uyumak istemesine bir yorum getiriyor. 'Anne yatağında uyumak isteyenler yaramaz çocuklarmış.' Anne kendine göre çocuğun yaramaz çocuk olmamak için onların yatağında uyumak istemeyeceğini sanıyor. Fakat çocuğun onların yatağında uyumak isteği öyle büyük ki yaramaz olmak ona vız gelir. Üstelik, annelerinin yatağında uyumak isteyen çocuklar gerçekten yaramaz olsalar bile bu bir genellemedir. İnsanlar hayatlarının hiçbir döneminde genellemelere kulak asmazlar. Öyle olsaydı 'Sigara içenlerin şu kadarı akciğer kanseri oluyor,'diyen istatistikler bir işe yarardı.

    Neyse, bütün bu gerçekler bir yana, annenin burada yaptığı en büyük hata, çocuğun teklifine bir yorum ile karşılık vermesidir. Yorum, karşımızdakinin bizle daha fazla konuşmasına bir engeldir. Karşı taraf konuşmayı devam ettirmez

    b) Eleştirme

    - Sizin yatağınızda uyucam.

    - Annelerin yatağında uyumak ayıptır.

    Anne burada, çocuğun bu davranışını suçluyor, onu eleştiriyor. Eleştirmek de karşımızdakini bizden uzaklaştırır.

    c) Suçlama

    - Sizin yatağınızda uyucam.

    - Senin inatçılığından bıktım.

    Eski inatçılıklarını hatırlatarak anne burada çocuğu suçluyor. Suçlama da karşımızdakini bizimle konuşmaktan uzaklaştıran bir durumdur.

    d) Eskileri hatırlatma

    - Sizin yatağınızda uyucam

    - Ehh ama...Her istediğin olsun istiyorsun.

    Burada da yine eskiyi hatırlatmanın ima edildiği bir başka iletişim engeli görüyorsunuz.

    e) Emir verme

    - Sizin yatağınızda uyucam

    - Derhal yatağına dedim.

    İnsanlar emir almak üzere proglamlanmamıştır. İnsanlar hatalarından ders almak üzere programlanmışlardır. Emir başkalarının komutlarıdır ve daha çok emredeni bağlar. Verdiğiniz emir sonunda, karşı tarafın davranışı ödüllendiriliyorsa, o emrin yerine getirilme şansı daha yüksektir. Aksi halde emriniz yerine getirilmez. Dikkat ederseniz ben size; 'emir verme, eskiyi hatırlatma, suçlama vs' diye habire emir veriyorum. Siz gerçekten çocuğunuzla iyi bir iletişim kurmaya kararlı iseniz, bu emirleri önce yerine getirirsiniz. Ancak bu emirleri yerine getirmeniz amacınıza ulaşmanıza katkıda bulunursa bu emirleri yerine getirmeye devam edersiniz. Aksi halde, devam etmezsiniz. İşte emirleri yerine getirmeye devam etmenizi sağlayan, emirlerin sonunda elde ettiklerinizdir. Ödül denilen de budur. Yoksa, çukulata almak, parka götürmek gibi bir ödül kastedilmemektedir.

    Annesinin yatağında yatmak isteyen çocuk1 derhal yatağına1 giderse emri yerine getirdiğindeki davranışı ödüllendirilmiş olur mu? Şüphesiz ki olmaz. O annesinin yatağında yatmak istiyor. Kendi yatağında değil. Sizin ses tonunuzdaki sertlik ile çocuk yatağına gitse bile, bu korku belasına olmuştur. Sakın kendinizi onu yatağa göndermek başarısına ulaşmış olarakgörmeyin. O, bunun acısını birgün sizden mutlaka çıkarır.

    f) O'nu dinle

    - Sizin yatağınızda uyuyacağım.

    - Bizim yatağımızda uyumak istiyorsun demek.

    - Evet.

    - Benim oğlum annesinin yatağında uyumayı seviyor.

    - Hayır korkuyorum.

    - Benim oğlum korkuyor.

    - Odamın duvarının köşesinden yılanlar çıkıyor.

    - Karanlık olunca çıkıyorlar, öyle mi?

    - Evet.

    - Gel bu gece bizimle yat. Yarın seninle birlikte çarşıya gider sana güzel bir gece lambası alırız.

    Anne çocuğu dinledi. Dikkat ederseniz, dinlerken onun duygularına tercüman oldu. Yukarıdaki daha önceki örneklerde olduğu gibi davransaydı onun karanlıktan korktuğunu anlayamayacakti bile. Çünkü yukarıdaki örneklerde, anne çocuk ile arasına farkında olmadan iletişim engeli koyup duruyor ve çocuk daha fazla konuşmuyordu.

    g) O'na seçim hakkı ver

    - Sizin yatağınızda uyuyacağım.

    - Üçümüz bizim yatağa sığmıyoruz. Baban da senin yatağına sığmıyor. Başka bir çözüm de bulamadık. Yeni bir çözüm bulmadan, bizim yatakta yatmak istersen artık sana bir ceza verebilirim. İstersen cezanı da söyleyeyim. Yarın sana dondurma almam.

    Çareler tükenince, hatasını düzeltmek ile ceza arasında seçim yapmak durumunda bırakılıyor. Cezayı seçmesi halinde ceza mutlaka ertelenmeden uygulanmalı.

    Hepimizin başı sıkıştığında dertleştiği iki-üç arkadaşı vardır. Dikkat ediniz o arkadaşlarımızın diğerlerinden farkı bizi dinliyor olmalarıdır. Maalesef bunların arasında asla annemiz yoktur. Çünkü annemiz yıllarca bizimle yukarıdaki iletişim engellerini kullanarak konuşmuştur. Hepsini bizim iyiliğimiz için yapmıştır. Fakat sonuç onun istediği gibi olmamış, farkında olmadan bizi kendinden uzaklaştırmıştır. Görüyorsunuz ki konuşmadaki küçük ayrıntılar bizi de çocuklarımız ile aynı duruma düşürebilecek niteliktedir.

    Doç.Dr.Sabiha Paktuna Keskin
    Pediatrist, Pediatrik Nörolog
    Uluslararası Tıp
    Çocuk Beyin Hastalıkları
#06.07.2009 15:29 0 0 0