Çalışan Anne Olmak

Son güncelleme: 20.07.2009 16:56
  • Çalışan Anne Olmak - Çalışan Anne Sorunları

    Çalışan anne olmanın farklı bir annelik kavramı olduğunu kabul ederek yola çıkmakla başlıyor herşey. "Anne" olmayı çok klasik kalıplar içinde tanımlayıp o kalıpları ölçü almak...

    "Eve varınca önce mutfağa girsem, yemekleri ocağa koysam...
    Acaba bakıcı ben bunları yapana kadar bekler mi?
    Eğer hemen giderse Mert'i devralmam gerekecek.
    O da benimle oyun oynamak ister.
    Beni odasına götürürse yemeği hiç hazırlayamayacağım.
    Orhan gelince belki Mert'le o oynayabilir ve ben de yemeği hazırlayabilirim.
    Ya bugün onun işi uzarsa......"

    Nilgün Hanım, kafasında bu düşüncelerle servisle evine dönüyordu. Oğlunu bütün gün görmediği için özlemişti, yorucu bir iş günün ardından kendini bitkin hissediyordu, evde yoluna koyması gereken bir sürü iş de onu beklemekteydi. Kendi kendine iyi bir organizasyonla herşeyin üstesinden gelebileceğini düşündü. Oğluyla hem birlikte olmak istiyor, ama aynı zamanda çocuğunun taleplerini karşılayamayacak kadar yorgundu.

    Sonunda eve geldi, anahtarıyla kapıyı açarken oğlunun sevinç içinde "Annem geldi, annem geldi" diye bağırdığını duydu. O anda kendini çok mutlu hissetti. Oğluyla kucaklaştılar, birbirlerini öptüler. Nilgün Hanım çantasını bir yere bıraktı. O sırada oğlu bütün gün yaptıklarını anlatmaya başladı. Anaokulundaki bir arkadaşı ona vurmuştu, o da arkadaşına bir tekme atmak zorunda kalmıştı. Öğretmeni bu nedenle onu düşünme köşesine yollamıştı. Hatta bir daha böyle bir şey olursa, annesini çağıracağını da söylemişti.

    Mert bunları anlatırken, bakıcı hanım gitmek üzere hazırlanmış, ertesi gün görüşmek üzere vedalaşıp gitmişti. Nilgün Hanım odasına gidip üzerini değiştirmek istedi. Mert de onun peşinden geliyordu. Nilgün Hanım oğluna tuvalete gitmesi gerektiğini söyledi, kapıyı kapattı. Mert kapıda ağlamaya başladı. Nilgün Hanım kendini giderek daha kötü hissetmeye başladı; suçluluk duygusu içini iyice kemirmeye başlamıştı. İyi bir anne olamadığı açıktı. Oğlu okulda sorunlu bir çocuk olmaya adaydı, kapıdan girdikten kısa bir süre sonra oğlunu ağlatmayı başarmıştı ve birazdan oğlunun karnı acıktığında ona yedirebileceği bir şey de hazırlayamamıştı. Kendini toparlayıp banyodan çıktı ve oğlunu kucakladı, onu çok sevdiğini söyledi.

    Çalışan bir çok annenin kendinden bir çok şey bulabileceği bir durum. Gerçekten çalışan anne olmak yetersiz bir anne olmak anlamına geliyor mu? Bu sorunun yanıtı "hayır".

    Çalışan anne olmanın farklı bir annelik kavramı olduğunu kabul ederek yola çıkmakla başlıyor herşey. "Anne" olmayı çok klasik kalıplar içinde tanımlayıp o kalıpları ölçü almak, çalışan kadınların vazgeçmeleri gereken yanlış inanışların başında geliyor. İkinci yalnış inanış ise herşeyin çok mükemmel olması gerektiği. Hem bütün gün bir iş yerinde olmak, hem çocukla ilgilenmek ve bütün ihtiyaçlarını gidermek, hem evişlerinin altından kalkmak bir tek kişinin başarabileceği bir şey değil; bir kişinin bu kadar çok rol üstlenmesi sağlıklı değil. Bu işlerin her zaman aynı standartta olması da gerekmiyor. Evin çok temiz olması, çocuğa ayrılacak zamanın daha az olması demek, akşam yemeklerinin çok düzenli ve çeşitli olması da çocuğa ayıracak zamanın daha az olması demek.

    Sonuç olarak ortaya çıkan durum zamana karşı bir yarış ve işlerin belli bir öncelik sırası içinde belli zaman dilimleri içine sığdırılarak organize edilmesi. Hangi işe öncelik vermek gerekiyor?

    Çocuğun muhakkak ki annesiyle birlikte olmaya çok ihtiyacı var. Aynı şekilde annenin de çocuğuyla birlikte olmaya ihtiyacı var. Ama annenin aynı zamanda biraz kendine zaman ayırmaya da ihtiyacı var.

    Bu noktada, üstünde durulması gereken çok önemli bir konu çocukların kendilerine gösterilecek ilgiyi parça parça ve dağınık olarak almaktan hoşlanmamaları. Anne eve girdikten sonra, çocuk ihtiyacı olan ilgiyi alabilmek için sürekli anneyi kovalamak ve çeşitli yöntemlerle ilgisini çekmek zorunda kalıyorsa, bu çocukla annesinin ilişkisi çok kısa bir zaman sonra bozulacaktır.

    Çocuk annesine tam birşey anlatmaya başlamışken, annenin başka bir işle meşgul olması. Annenin çocuğa cevap vermemesi çocuğun öfkesini arttıracaktır ve sonunda yemekte sorun çıkarmak, kendisinden istenilen şeyleri yapmamak gibi ilgi çekmeye yönelik davranışlar içine girecektir. Bu da annenin daha çok üzülmesine ve kendini suçlamasına neden olacaktır.

    Bu kısır döngünün oluşması yerine, anne ile çocuk arasında, birlikte olunan saatlerin nasıl geçirileceğine dair bir anlaşmaya varmak en uygun yoldur. Bu amaçla, çocuk ve annesi birlikte oturup bir program yaparlar ve iki tarafta bu programa elinden geldiği kadar sadık kalmaya çalışır.

    Bu programın içinde çocukla geçirilecek 30 dakika kadar süren bir "özel oyun zamanı"nın olması gereklidir. Bunun program akışı içinde hangi noktada yer alacağına da anne-çocuk birlikte karar verirler, örneğin çizgi filmden sonra, yemekten sonra gibi.

    Bu zamanın hiç bölünmemesi ve tamamen çocuk tarafından şekillendirilmesi önemlidir. Ayrıca bu zaman bir ödül de değildir.

    Anne ile çocuk arasında yapılacak bir program, çocuğa şu şekilde anlatılabilir:

    "Ben eve geldikten sonra üstümü değiştirmem gerekiyor.
    Sen o sırada bir resim yapmaya başlayabilirsin.
    Ben giyinince senin yanına geleceğim ve ondan sonra saatteki büyük kol şurdan şuraya gelene kadar seninle oynayacağım.
    Oyun zamanı bitince ben mutfağa gideceğim/salında gazete okuyacağım.
    Sen istersen benim yanımda olabilirsin, seninle sohbet edebilirim ama yemeği de hazırlamam lazım.
    Baban gelince de yemek yiyeceğiz.
    Yemekten sonra da babanla oynayabilirsin.
    Sonra dişlerini fırçalayacaksın, pijamanı giyeceksin.
    Yatmadan önce ben de sana bir masal okuyacağım"

    bu program çeşitli resim kartlarıyla çocuğun odasına da asılabilir. Bundan sonra, annenin bu programa sadık kalması ve çocuğun programa uymaması halinde, yapılan antlaşmadan bahsetmesi gerekir. Çocuk programı çok aksatırsa, program uygulanamayacağı için belli şeylerden de mahrum kalması sözkonusu olacaktır; bu bir ceza değil bir yaptığının sonucuna katlanma durumudur. Örneğin çocuk annenin üstünü değiştirmesine izin vermezse, oyun zamanı kısalacaktır gibi.

    Çocukla bu şekilde oluşturulmuş bir program çocuğun hem birleşme, hem ayrışma gereksinimlerine cevap verecek, annesiyle geçireceği zamanı onun açısından tahmin edilebilir kılacaktır. Belirgin hale getirilmiş durumlar çocukları her zaman rahatlatır ve daha huzurlu yapar; çocuğun içindeki "Annemin ilgisini acaba ne zaman ve nasıl çekeceğim?" merakını da giderir. Böyle bir program çalışan anne-çocuk ilişkisinde yaşanan diğer uçtaki sorunları da önler ki, bunlar da annenin kapıdan içeri girdiği andan itibaren bütün zamanını çocuğa ayırmasından kaynaklanır. Böyle bir durumda da çocuk, annenin tamamen kendisine ait olduğunu zanneder ve her ihtiyacını anne üzerinden gidermeye çalışır. Anne ile arasında bir sınır hissedemediği için de bu sınırı tanımlayabilmek adına sürekli denemelerde bulunur ve annenin kendini kötü hissetmesine neden olur. Böyle bir durumda da, programın anne ve çocuğun ayrı alanları olduğunu vurgulaması önem kazanır. Oyun sırasında anne ve çocuk yoğun bir birliktelik yaşarlar, ama sonra ayrılırlar.

    Çalışan bir annenin düşünmesi ve planlaması gereken konulardan birisi de, yapılması gereken işleri ne ölçüde kime delege edebileceğidir. Örneğin, evdeki bakıcı bayandan ev işlerine biraz yardım etmesi, hatta zaman zaman yemek de pişirmesi istenebilir mi? Anneanne haftanın belli günlerinde destek sağlayabilir mi? Eşler arasında işler ne kadar paylaştırılabiliyor? Zira annenin sadece kendisine de zaman ayırabilmesi çok önemlidir. Aksi halde bir tükenmişlik hissi ve annelikten zevk alamama ağır basmaya başlayacaktır.



    Çalışan Anneye Öneriler;

    Hayatında öncelik vereceği alanları saptamak, çocuk, eş, iş, ev gibi
    Bu alanları bir öncelik sırasına koymak
    Anne olmanın, zamanın tümünü çocukla geçirmek olduğu yönündeki inanışından vazgeçmek
    Hayatındaki önemli alanların hepsinin mükemmel düzeylerde olması gerektiği inanışından vazgeçmek
    Çocuğuyla birlikte, beraber oldukları zamana yönelik olarak önceden bir program yapmak ve bir rutin saptamak
    Bu rutine sadık kalmak
    Kendisinin annelik konusunda iyi niyetli ve yeterli olduğuna inanmak
    Ters giden bir günün sonunda kendini suçlamayıp ertesi güne beyaz bir sayfayla başlamak
#20.07.2009 16:56 0 0 0