Tevbe İle Günahlardan Arınmak

Son güncelleme: 27.07.2009 19:04
  • Tevbe - Tövbe - Günahlardan Arınma
    İnsanoğlu günah işlemeye meyyal yaratılmıştır.Çok basit gerekçelerle hak ve hakikatten ayrılır.Çünkü lânetlenmiş şeytan,onu yoldan çıkarmak için,yanında bir pervane gibi döner durur.Gafillere batılı hak,hakkı batıl olarak gösterir.Bir anlamda insanların gözünü boyar.Kişi aklını kullanarak şeytanın desiselerine teslim olmaz.Hata,insanlara mahsus kötü bir fiildir.Hatasız kul olması mümkün değildir.Önemli olan,az hata yapmaktır.Yanlışlıklarımızdan dolayı pişmanlık duymalıyız.Allah'ın tevbe kapısı ardına kadar açıktır.
    Kişi haram işledikten sonra pişman olmalıdır.Allah'tan korkmalıdır.İşlediği günahtan dolayı Allah'tan affını talep etmelidir.Tevbede ihlas ve samimiyet esastır.İşlediğimiz günahtan hemen sonra tevbe etmek gerekir.Çünkü bir saat sonra ölmeyeceğimizi hiç kimse garanti edemez.Ölüm vakti gizli tutulmuştur.Günahların affı ancak tevbeyle mümkündür.Tevbenin geciktirilmesi büyük günahtır.
    Günahlarda ısrar etmemek gerekir.Bu,kişiyi küfre kadar götürür.Makbul olan nasuh tevbesidir.Yani insan işlediği günaha bir daha dönmemeli ve tevbe ettiği günahı bir daha işlememek için kast ve niyet etmeli,bunda kararlı olmalıdır.Tevbesini bozanlardan(tevbe şiken) olmamalıyız.Fakat tevbesini bozan kişinin,tekrar tevbe etmesine mâni yoktur.Mevlâna'nın dediği gibi tevbeni yüz bin kere bozmuş olsan da henüz iş işten geçmiş değildir.Kişi son nefesini verinceye dek,tevbe kapısı kendisine açıktır.Fakat makbûl olan,bir an evvel Hakk'a rücû etmektir.Her geçen dakika günahkârın aleyhinedir.
    İnsan,melek olmadığına göre,günah işleyecektir.Mühim olan bilerek günah işlememektir.Bilindiği gibi günahlar belli bir safhadan sonra kalbi karartır ve katılaştırır.Öyle bir zaman gelir ki yaptığımız kötülükleri idrak edemeyiz.Hem dünyamızı,hem de ahiretimizi bir hiç uğruna zindana dönüştürüveririz.Hiçbir şeyden zevk almayız;iç huzursuzluklarımız artar.

    Dünyada şirkten(Allah'a ortak koşmak) başka her günahın affı mümkündür.Onun için karamsarlığa gerek yoktur.Şayet kul hakkı yemişsek,Allah'a tevbe etmenin yanında ,o kulun da gönlünü almak icap eder.Allah'ın sonsuz rahmetinden ümit kesilmez.

    Yüce Allah,Kur'an-ı Kerim'inde tevbeyle alâkalı şöyle buyurmuştur:

    "Allah'a göre,şu kimselerin tevbesi makbûldür ki,cahillikte bir kötülük yapıp hemen ardından tevbe ederler.İşte Allah onların tevbesini kabul eder"(Nisa S.17.Ayet)

    "Kim yaptığı haksızlıktan sonra tevbe eder,hâlini düzeltirse,şüphesiz Allah,onun tevbesini kabul eder.Çünkü Allah bağışlayan,merhamet edendir."(Maide S.39.Ayet)

    "Ancak tevbe eden,inanan ve iyi işler yapanlar,onlar cennete girecekler ve hiç haksızlığa uğratılmayacaklardır."(Meryem S.60.Ayet) "Kim tevbe eder ve faydalı iş yaparsa O,makbûl bir kimse olarak Allah'a döner."(Furkan S.71.Ayet)

    Tevbe manevî yükselişe zemin hazırlar.Gafur ve rahim olan Allah'a iltica edip af dileyenler,günahlara tekrar dönmemelidir.Tevbenin makbûl olmasının şartı nedamettir.

    Kâinatın serveri Resulullah Efendimizin tevbeyle ilgili mübarek sözlerini kulağımıza küpe etmeliyiz:

    "Günahlarınız semaya ulaşacak kadar çok bile olsa,arkadan tevbe etmişseniz,günahınız mutlaka affedilir."
    "Günahtan tevbe eden,bir günah işlememiş gibidir."
    "Allah Teâlâ hazretleri,kulun tevbesini,can boğaza gelmedikçe kabul eder."
    "Ey insanlar! Rabbinize tevbe edin.Allah'a kasem olsun ben Rabbim Tebarek ve Teâlâ hazretlerine günde yüz kere tevbe ederim."

    Resulullah o mübarek hâliyle günde yüz kere tevbe etme ihtiyacı duyuyorsa,varın biz günahkâr kulların hâlini bir düşünün!...Rabbim bizlere tevbe-i nasuh nasip eylesin.
#27.07.2009 19:04 0 0 0