diğer bir âyet-i kerîmede Cenâb-ı Hak, hayırda yarışan kullarını şöyle müjdelemektedir:
"Sizi katımızda değerli kılacak ve Biz'e yaklaştıracak olan, ne mallarınız ne de evlâtlarınızdır. Ancak îmân edip güzel ve hayırlı işler yapanların durumu başkadır. Onlara yaptıklarının kat kat fazlasıyla mükâfat verilecektir.
Onlar cennet köşklerinde emniyet içindedirler."
sebe 37
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de şöyle buyurur:
"Faydalı işler görmekte acele ediniz. Zîrâ yakın bir gelecekte karanlık geceler gibi birtakım fitneler ortalığı kaplayacaktır. O zamanda insan, mü'min olarak sabahlar, kâfir olarak geceler; mü'min olarak geceler, kâfir olarak sabahlar. Dînini küçük bir dünyâlığa satar." (Müslim, Îmân 186; Tirmizî, Fiten 30, Zühd 3; İbn-i Mâce, İkâme 78)
Hayırda yarışmak ve acele etmek, kâmil ve makbûl bir mü'min olmanın alâmetlerindendir. Mevlânâ Hazretleri ne güzel buyurur:
"İbâdetlerin kabul ediliş alâmetleri, o ibâdetlerden sonra başka ibâdetlere girişmek, birbiri ardınca hayırlara koştukça koşmaktır."