Hani gideceğim diyordum ya gittim işte
Şimdi yabancı bir ev yabancı insanlar
Tuzluğun yeri bardakların yeri bile nerede bilmiyorum
Hani gideceğim diyordum ya aslında gidememişim
Şu an saatin kaç olduğunu bile bilmiyorum
Yelkovan yalnızlığıma park etmiş kalkmıyor yerinden
Hasretimi bazen mısralara aktarmak imkansızlaşıyor
Satır aralarında bile seni arıyor gözlerim
Yokluğun bir yorgan gibi sarıyor bedenimi
Üstüme attığım yorgan ne kadarda soğuk
Toprak sıcakmıdır acaba ısıtabilirmi yokluğunda
Gecenin en körpe en sessiz yerindeyim
Bu hasret bitecekmi mısralarımda mürekkebimde
Sensizliğinle demlenen gecelerde ölümü düşünürüm
Sonra vazgeçerim seni tekrar görebilme umuduyla
Korkum ölümdenmi, günahlarımdanmı asla
Korkum sadece seni bir daha görememenin verdiği korkudur
Yüreğimin o kadar derinliklerindesinki o kuyuda ben boğuldum
Çok çırpındım ama elini bile uzatmadın
Haykırdım yardım et bu düştüğüm kuyunda diye
Ama sen duymadın büründün yine ölüm sessizliğine
Ben sende boğuldum oysa sen başka hayallerdeydin
Şimdi hasretliğini giderdim resimleri sana gönderiyorum
Sen bir sevdaya kıydın ama ben resimlerine bile kıyamadım
Verdiğin tek sigarayı saklayacağım hep
Bir gün karsılıklı içeceğiz onu
saat sabahın dördü olmuş ne çabuk geçmiş zaman
Unutma hasretim sonsuza dek mısralarımdasın her zaman