Diyarbakırda Kutsal Emanetler

Son güncelleme: 05.08.2009 08:29
  • Diyarbakırda Bulunan Kutsal Emanetler - Diyarbakır Sakal-ı Şerif - Diyarbakır Çermik Ulu Cami - Hz.İsa'nın lisanı - Muslihiddin-i Lari

    Yavuz'un Mısırı fethettiğinde Mukaddes emanet tesliminde Mekke emiri Şerif Hüseyin ve yanında Mekke müftüsü Şeyh Hüseyin-i Diyarbekri vardır.Bu müftünün El hamis adlı tarih kitabı vardır İsminden de belli olduğu üzere bu müftü Diyarbakırlıdır



    Sakal-ı şerif
    Sakal-ı şerif'e ait bir emanet Diyarbakır'da Nakipler ailesinde Ruşen Ocaktadır.Aile Ehl-i beyttendir.Bu şahsa babası Ekrem Ocak'tan ona da eski Diyarbakır milletvekili Osman Ocak'tan devrolmuştur.Osman Ocak bu emaneti babası Medine kadısından almıştır.Medine kadılığından ayrılırken kendisine hediye edilmiştir(Kaynak:Mevlüthan Mustafa)(Atila Üçok)
    Sakal-ı şerif adresi.:İnaloğlu caddesi.Ziraat bankası yanı.Diyarbekir apt.Kat:2.
    Ayrıca Lice'de Nihat Işık'ta da bir sakal-ı şerif bulunmaktadır.Şu an ofiste Bahar sokak Bahar apartmanında ikamet etmektedir.

    Hırka-i şerif

    Diyarbakır Çermik Ulu Cami:
    İlçenin batısındaki Kale Mahallesi'nde bulunmaktadır. Aktaştan yapılmıştır. Doğudan batıya doğru uzanan üç kabun (tonus) ile üzeri kaplı olan ve tarihi vesikalarda "Camii Atik", "Sultan Aleaddin Selçuki Camii" denilen eski cami bölümü, üçer kemerli iki sıra tonus duvarlarıyla içeriden bölünmüştür. Batıda bulunan kapısı orta tonusun altından açılmaktadır. Gerek iç kemerlerin gerekse yerli halkın "kab, kabun" dediği tonuslu tabanı dik kemer biçiminde yapıldığında bunun Selçuklular zamanında kalma bir Türk-İslam eseri olduğu anlaşılmaktadır. Diyarbakır'daki iç-kale Hz. Süleyman Camii ile Harput'taki Eğri Minareli ulucami biçiminde Türk Taonusuyla ve ik kemerlerle yapılan bu mabet mihrabın karşısına düşen orta kemerin üzerinde ve 38x25 cm boyundaki Aktaş'ta yazılı olan iki satırlık "Kufi Kitabesi'ne göre, 1148 yıllarında inşa edilmiştir.
    Camide ayrıca, Kutsal Emanetler'den sayılan ve halk arasında "Hırka-i Şerif" denilen peygamberimizin tabutu üzerine sarılmış olduğu belirtilen lacivert renkli bir şal parçası bulunmaktadır. Bu şal ilçede yaşayan Mütevelliler Kabilesi tarafından korunmakta ve her sene Kurban Bayramının arifesinde ikindi namazından sonra tekbirlerle yeniden alınarak camide bulunan cemaate gösterilmektedir. Mütevelliler Kabilesi, aynı zamanda bu caminin Mütevellilik görevini de yürütmüşlerdir. Bu yüzden halk arasında bunlara "Mütevelliler" denilmiştir. Kabilenin ileri gelenlerinin anlattığına göre, bunlar köken olarak Mekke'den Çermik'e gelmişlerdir. Hırka-i Şerifi de o zaman Mekke'den getirmişlerdir. Bunun bir parçası da Bingöl Ulu Camii'nde bulunmaktadır. 70x75 cm ölçülerinde olan Hırka-i Şerif'te şu yazılar okunmaktadır.
    Allah celle celaluh, Allah, Lailahe-illallah Muhammedün Resullullah.

    Hz.Hasan ve Hüseyin'in patikleri
    Peygamberimiz sülalesinden gelen Örfioğulları'nın bir yerleşim yeri Kocaköy'de arkbaşı köyünde Zeynel Abidin Güven'de bulunmaktadır.(Kaynak:Taner Güven)

    Orijinal tevrat

    Diyarbakırda yaşamış olan Yahudilerin ataları Hz.Süleyman'ın ölümünden sonra güneyde Yehuda ve kuzeyde İsrael olarak ikiye bölünmüş olan krallıklardan İsrael krallığına ait Samiriye şehrinden tehcir edilmiş olan Yahudilerdi.Bunlara Babil döneminde Kral Nabukodonosor'un kuzeydeki Yehuda krallığını fethedip burada yaşayan Yahudileri tehcir etmesi üzerine burada yaşamış olan Yahudiler de eklendi.Bu iki grup önce Asur bölgesine sonra bölgemize göçetmişlerdir.
    1848'de Diyarbakır'ı ziyaret eden Yahudi seyyah Benyamin Haşeni:Sinagogda mevcut olan küçük bir oda daima kapalı tutulmaktadır.İnançlarına göre Hz.İlyas bu odada peygamberliğini ilan etmiştir.Bu odada aramice yazılmış bir Tevrat yazması da vardı..Bu tavrat Nusaybin Yahudilerine sonra Mardin Yahudilerine sonra da Diyarbakır Yahudilerine geçmişti.Yazı asuri karekterlerle kalın parşömen kağıt üzerine yazılmıştıBu yazmanın kahin Ezra tarafından yazıldığı ifade edilmektedir.
    Rifat N.Bali : Diyarbakır Yahudileri.Müze Şehir Diyarbakır.1999. s:367

    1848 yılında Diyarbakır'ı ziyaret eden Yahudi seyyah Benyamin Haşeni şehrin ayrı bir kesiminde kendi aralarında yaşayan 250 Yahudi aile olduğunu gördü ve onlar hakkındaki gözlemlerini böyle nakletti:
    'Çoğu dinimizi biliyor.Kutsal kitaplarımız ve peygamberlerimiz kalplerinde yer edinmiştir.Sinagogda mevcut olan küçük bir oda daima kapalı tutulmaktadır.Bu oda Yahudiler ve diğer dinlere mensup kişiler için kutsaldır.İnançlarına göre Hz.İlyas bu odada peygamberliğini ilan etmişti. Duvarla çevrili bu odada Aramice bir Tevrat yazması mevcuttur
    Aynı yıllarda Diyarbakır'ı ziyaret eden seyyah J.J.Benjamin haham olduğundan bu Tevrat yazmasını inceleyebilme imkanına sahip oldu.Yazma Hazret-i İlyas'ın peygamberliğini ilan ettiği oda olduğuna inanılan odada saklı tutuluyorduı
    (Rifat N.Bali : Diyarbakır YahudileriDiyarbakır Müze Şehir.s:368)

    Ergani'de Surp(Aziz) Nişan adlı kiliselerdeki bir leğen parçasının kutsal olduğunu,Hz.İsa'nın şakirtlerinin ayağını yıkadığı leğene ait olduğunu söylerler.Bu nedenle kutsaldır
    .(Müslüm Üzülmez:Çayönünden Erganiye.2005.s:250)

    Ergani Zülküfl peygamber Türbesine Uzun Hasan'ın bağışladığı şamdanlar ve bir zamanlar Sivas valilerinden birinin gönderdiği bir gümüş pencere çerçevesi Evkaf dairesince alınmış İstanbul'a gönderilmiştir.Mezarın üstündeki ipekli örtülerin antika olanları 1926'da Diyarbekir Evkaf dairesine gönderilmiştir.Mescit duvarı Artuklu hükümdarlarından Fahrettin Karaaslana ait ve üzerinde Fahreddin ibaresi bulunan güzel bir nesih kitabe vardı

    Yrd.Doç.Dr.M.S.ErpolatBig Grinünden bugüne Ergani'deki ziyaret yerleri.Uluslar arası Türk Dünyası İnanç Merkezler Kongresi.Ankara.Türksev yay.2004.s:517

    Ergani doğumlu Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Zülküf nebi zaviyesine şamdanlar hediye etmiştir.Bu şamdanların şu an Ankara Etnoğrafya müzesinde olduğu ifadeedilmektedir..

    1926'da burada bulunan altın ve gümüş gibi kıymetli eşyalar,çok değerli halı ve seccadeler,Eski Sivas valilerinden birinin gönderdiği gümüş çerçeve,Uzun Hasan'ın hediye ettiği şamdan Diyarbakır Vakıflar idaresine ve İstnabula gönderilmiştir.Arif paşa seyahatnamesinde 1252'de Melik Salih zamanında yapılan ve hediye edilen şamdanla,hazrete ait bir demir asayı gördüğünü,ayrıca İtran yapımı bir şamdanı da gördüğünü ifade eder.Ali Emiri efendi 1879'da Abidin paşa ile burayı ziyaret ettiğini burada 1402 tarihinde Karayülük Osman bey tarafından yaptırılmış çok süslü Ergani kalesi anahtarını gördüğünü,ayrıca biri 1252 tarihindeki Melik Salih'e ait olmak üzere 2 şamdan olduğunu ifade ederler
    ( Müslüm Üzülmez:Çayönünden Erganiye.2005 S 268,269

    Not.Diyarbakır'da kutsal emanetler ve değerli eserler İstanbul'da olduğu gibi İslami eserler müzesi şekline dönüştürülmelidir.Başka yerlere gönderilen serler de Gaziantep'in Zeugma eserlerin geri aldığı gibi alınmalı ve teşhir edilmelidir.
    Örnekleme.Evkaf dairesindeki Zülküfl peygamber eserleri,Sakal-ı Şerif,Hırka-i Şerif,,Aktepe hazretlerine ait astronomi ve Tıp kitapları,Müzedeki orijinal Tevrat,Hz.İsa havarilerine ait leğen vs.
    Özellikle Zülküfl nebiye ait eserler Diyarbakır vakıflar idaresince araştılıp bulunarak Diyarbakır'da yapılacak müzeye konabilir

    1995 yılında Diyarbakır kütüphanelerindeki el yazma eserler de Ankara Milli kütüphaneye götürülmüştür

    Muslihiddin-i Lari

    Palu (Parlı) Camii ismi de verilen yapı batısında büyük Hekim Muslihiddin-i Lari'nin mezarı vardır.
    29 eseri vardır.Hadis,tefsir,fıkıh,kelam,dil ,tarih,mantık eserlerinin yanı sıra 2 astronomi eserivardır.Bu eserler Kandilli ve Süleymaniye kütüphanesindedir.

    Sakal-ı Şerif ziyaretçi akınına uğradı
    Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde ziyarete açılan Sakal-ı Şerif ziyaretçi akınına uğradı. Siirt'te 3 gün süreyle Çarşı Hacı Abdülhakim Sancak Camii'nde ziyarete açılan Sakal-ı Şerif ve mukaddes emanetler fotoğraf sergisini yaklaşık 30 bin vatandaşın ziyaret etmesi bekleniyor.
    Sakal-ı Şerif'in ve mukaddes emanetler fotoğraf sergisi halkın ziyaretine açılma töreninde konuşan Müftü Mahmut Gürlen, "Dünyanın dört bir yanında Hz. Muhammed (asm) anılıyor. Bütün insanlığa, Kâinatın Efendisi'nin (sav) şefkati, merhameti, örnek şahsiyeti tanıtılıyor. İnşallah bu tanıtımlar bir çok insanın hidayetine vesile olacak. Kâinatın Efendisi doğduğu zaman "ümmeti ümmeti" demişti. Bu haftada O'nun ümmeti duâ edelim. Onlara da ihtida yolu açılsın, doğru yolu bulsunlar. Bizlere de Cenab-ı Hak Efendimizin şefaatini nasip etsin. İnşallah Peygamberimiz'in ahlakıyla insanlığa hoşgörü, merhamet, şefkat ulaşacak ve müminler kardeştir sırrıyla insanlığın kurtarılmasına vesile olacaktır." dedi. Sakal- Şerif'i ziyaret eden vatandaşlardan Orhan Geyik ve Abdullah Acar da, böyle bir serginin Siirt'te açılmasından büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Sakal-ı Şerif'i koruyan Yahya Özçelebi ise halkın ziyaretinden çok mutlu olduklarını dile getirdi. Öte yandan, sergiyi gezen ziyaretçilere gül suyu ve lokum ikram edildi

    Diyarbakırda kutsal emanetlerden birisi
    Hz.İsa'nın lisanı

    Hz.İsa'nın anadili Aramca idi.Tebliğini de bu dille yapmıştır.Günümüzde Aramca ölü diller arasında bulunmakla birlikte,en yakın lehçesi olan Süryanca hala yaşamakta ve konuşan bir cemaati bulunmaktadır.Yani yeryüzünde Hz.İsa'nın dilini konuşan ve Hz.İsa'nın dilinde ibadet eden yegane cemaat Süryanilerdir
    Diyarbakır Süryanileri de Hz.İsa'nın dilini kullanmaktadır
    (Mehmet Çelik.Süryani Tarihi(1).Ayraç yay.s.11)



    50 yıldır Sakal ı Şerif'in yanından hiç ayrılmıyor






    Mardin'de 50 yıldır yanından hiç ayırmadığı Sakal-ı Şerif'i 2 yıl önce Ulu Cami'ye veren 76 yaşındaki Abdulhamit Özcan, Peygamber emanetinin başında bekliyor.




    Camiden ayrılmayan ve gelen ziyaretçilere rehberlik eden Abdulhamit dede, Sakal-ı Şerif yanında olmadığı zamanlarda evinde oturamıyor. Sürekli Ulu Cami'ye gelip burada emanetin başında bekleyen Abdulhamit dede, Kur'an-ı Kerim okuyarak günlerini geçiriyor. Gençlere tavsiyelerde bulunan Özcan, Hz. Muhammed'in kutsal emanetlerini ziyaret etmelerini ve oruçlarını terk etmemelerini istiyor. Hz. Muhammed'in Sakal-ı Şerif'inin 1066 yılında Artuklu Hükümdarı Kutbeddin İlgazi tarafından Mısır'dan getirildiğini belirten Özcan, Sakal-ı Şerif'in yaklaşık 900 yıldan beri Mardin'in ileri gelen aileleri tarafından özenle korunduğunu ifade ediyor. 50 yıl önce (Kıtten) Pamukçular ailesinin kendisine verdiği kutsal emanete gözü gibi baktığını anlatan Özcan, her gün ziyaret edilmesi için Ulu Cami'de sergilenmesini istediğini söylüyor.
    Şeyhmus Edis, Mardin, Cihan





    Sakal-ı Şerif ziyarete açıldı
    Diyarbakır İl Müftüsü Ali Melek, Ramaz'an ayı boyunca Sakal-ı Şerif'lerin camilerde vatandaşlara açık olacağını söyledi.
    18 09 2008


    Sakal-ı Şerif ziyarete açıldı
    Diyarbakır İl Müftüsü Ali Melek, Ramaz'an ayı boyunca Sakal-ı Şerif'lerin camilerde vatandaşlara açık olacağını söyledi.
    Diyarbakır Müftüsü Ali Melek yaptığı açıklamada Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V.) Sakal-ı Şerif'lerinin 04 Eylül 2008 tarihi itibariyle ziyarete açıldığını söyledi. Göreve geldiği ilk günden itibaren sürekli olarak toplumun bütün kesimleriyle irtibat kurduklarını belirten Müftü Ali Melek, "Yüce dinimizin aydınlık, berrak ve doğru bilgilerini insanlarımızla buluşturarak, onlara dünya ve Ahiret mutluluğunu sunmak, yürütülen din hizmetlerinin zarafetini içermesi açısından oldukça önemlidir.


    SAKAL-I ŞERİF ZİYARETLERE AÇILDI
    Öte yandan Müftü Melek, Peygamber Efendimizin mübarek Sakal-ı Şerifleri'nin ziyarete açılmasıyla ile ilgili olarak da yaptığı açıklamada, "Her yıl Kadir Gecesi'nde ilimiz Merkez Ulu Camii'nde Sakal-ı Şerif, ziyarete açılmaktadır ve açıldığı gün büyük yoğunluk yaşanmaktadır. Dini duyguların doruk noktasına ulaştığı, manevi atmosferin çoğaldığı mübarek Ramazan ayında, Hz. Peygamberimizden (S.A.V.) hatıra olan Sakal-ı Şerif ziyaretinde büyük yoğunluk yaşanmaktadır. Bu yoğunluğu azaltmak, diğer büyük ve merkezi camilerimizde de bu manevi atmosferi yaşatabilmek, vatandaşlarımız arasında mevcut olan birlik, beraberlik ve kardeşliği daha da pekiştirmek, Peygamber sevgisi etrafında insanları bir araya getirerek, toplumumuzda mevcut olan sevgi ve hoşgörüye katkıda bulunmak üzere kentimizde bulunan merkezi camilerimizde Sakal-ı Şerif, ziyarete açılmıştır. Bu camiler seçilirken, merkezi konumda ve ulaşımı kolay olan camilerimiz tercih edilmiştir. Böylelikle daha kalabalık bir vatandaş kitlesinin Sakal-ı Şerif ziyaretini gerçekleştirebilmesi hedeflenmiştir" dedi.
    Sakal-ı Şerif'in ziyarete açıldığı camiler ise şunlar:
    Sümer Camii, Selahattin Eyyubi Camii, Toplu Konut Camii, İsmail Demirok Camii, Abdulcelil Camii, Diclekent Camii, Mekke Camii, İbrahim Akyol Camii, Doğu Yapı Camii, Ofis Camii, Kaynartepe Camii, Gıda Toptancılar Camii ve Nur Camii.www.diyarinsesi.org

    Diyarbakırda kutsal emanetler

    Yavuzun Mısırı fethettiğinde Mukaddes emanet tesliminde Mekke emiri Şerif Hüseyin ve yanında Mekke müftüsü Şeyh Hüseyin-i Diyarbekri vardır.Bu müftünün El hamis adlı tarih kitabı vardır İsminden de belli olduğu üzere bu müftü Diyarbakırlıdır



    Sakal-ı şerif
    Sakal-ı şerif'e ait bir emanet Diyarbakır'da Nakipler ailesinde Ruşen Ocaktadır.Aile Ehl-i beyttendir.Bu şahsa babası Ekrem Ocak'tan ona da eski Diyarbakır milletvekili Osman Ocak'tan devrolmuştur.Osman Ocak bu emaneti babası Medine kadısından almıştır.Medine kadılığından ayrılırken kendisine hediye edilmiştir(Kaynak:Mevlüthan Mustafa)(Atila Üçok)
    Sakal-ı şerif adresi.:İnaloğlu caddesi.Ziraat bankası yanı.Diyarbekir apt.Kat:2.
    Ayrıca Lice'de Nihat Işık'ta da bir sakal-ı şerif bulunmaktadır.Şu an ofiste Bahar sokak Bahar apartmanında ikamet etmektedir.

    Hırka-i şerif

    Diyarbakır Çermik Ulu Cami:
    İlçenin batısındaki Kale Mahallesi'nde bulunmaktadır. Aktaştan yapılmıştır. Doğudan batıya doğru uzanan üç kabun (tonus) ile üzeri kaplı olan ve tarihi vesikalarda "Camii Atik", "Sultan Aleaddin Selçuki Camii" denilen eski cami bölümü, üçer kemerli iki sıra tonus duvarlarıyla içeriden bölünmüştür. Batıda bulunan kapısı orta tonusun altından açılmaktadır. Gerek iç kemerlerin gerekse yerli halkın "kab, kabun" dediği tonuslu tabanı dik kemer biçiminde yapıldığında bunun Selçuklular zamanında kalma bir Türk-İslam eseri olduğu anlaşılmaktadır. Diyarbakır'daki iç-kale Hz. Süleyman Camii ile Harput'taki Eğri Minareli ulucami biçiminde Türk Taonusuyla ve ik kemerlerle yapılan bu mabet mihrabın karşısına düşen orta kemerin üzerinde ve 38x25 cm boyundaki Aktaş'ta yazılı olan iki satırlık "Kufi Kitabesi'ne göre, 1148 yıllarında inşa edilmiştir.
    Camide ayrıca, Kutsal Emanetler'den sayılan ve halk arasında "Hırka-i Şerif" denilen peygamberimizin tabutu üzerine sarılmış olduğu belirtilen lacivert renkli bir şal parçası bulunmaktadır. Bu şal ilçede yaşayan Mütevelliler Kabilesi tarafından korunmakta ve her sene Kurban Bayramının arifesinde ikindi namazından sonra tekbirlerle yeniden alınarak camide bulunan cemaate gösterilmektedir. Mütevelliler Kabilesi, aynı zamanda bu caminin Mütevellilik görevini de yürütmüşlerdir. Bu yüzden halk arasında bunlara "Mütevelliler" denilmiştir. Kabilenin ileri gelenlerinin anlattığına göre, bunlar köken olarak Mekke'den Çermik'e gelmişlerdir. Hırka-i Şerifi de o zaman Mekke'den getirmişlerdir. Bunun bir parçası da Bingöl Ulu Camii'nde bulunmaktadır. 70x75 cm ölçülerinde olan Hırka-i Şerif'te şu yazılar okunmaktadır.
    Allah celle celaluh, Allah, Lailahe-illallah Muhammedün Resullullah.

    Hz.Hasan ve Hüseyin'in patikleri
    Peygamberimiz sülalesinden gelen Örfioğulları'nın bir yerleşim yeri Kocaköy'de arkbaşı köyünde Zeynel Abidin Güven'de bulunmaktadır.(Kaynak:Taner Güven)





    Orijinal tevrat

    Diyarbakırda yaşamış olan Yahudilerin ataları Hz.Süleyman'ın ölümünden sonra güneyde Yehuda ve kuzeyde İsrael olarak ikiye bölünmüş olan krallıklardan İsrael krallığına ait Samiriye şehrinden tehcir edilmiş olan Yahudilerdi.Bunlara Babil döneminde Kral Nabukodonosor'un kuzeydeki Yehuda krallığını fethedip burada yaşayan Yahudileri tehcir etmesi üzerine burada yaşamış olan Yahudiler de eklendi.Bu iki grup önce Asur bölgesine sonra bölgemize göçetmişlerdir.
    1848'de Diyarbakır'ı ziyaret eden Yahudi seyyah Benyamin Haşeni:Sinagogda mevcut olan küçük bir oda daima kapalı tutulmaktadır.İnançlarına göre Hz.İlyas bu odada peygamberliğini ilan etmiştir.Bu odada aramice yazılmış bir Tevrat yazması da vardı..Bu tavrat Nusaybin Yahudilerine sonra Mardin Yahudilerine sonra da Diyarbakır Yahudilerine geçmişti.Yazı asuri karekterlerle kalın parşömen kağıt üzerine yazılmıştıBu yazmanın kahin Ezra tarafından yazıldığı ifade edilmektedir.
    Rifat N.Bali : Diyarbakır Yahudileri.Müze Şehir Diyarbakır.1999. s:367

    1848 yılında Diyarbakır'ı ziyaret eden Yahudi seyyah Benyamin Haşeni şehrin ayrı bir kesiminde kendi aralarında yaşayan 250 Yahudi aile olduğunu gördü ve onlar hakkındaki gözlemlerini böyle nakletti:
    'Çoğu dinimizi biliyor.Kutsal kitaplarımız ve peygamberlerimiz kalplerinde yer edinmiştir.Sinagogda mevcut olan küçük bir oda daima kapalı tutulmaktadır.Bu oda Yahudiler ve diğer dinlere mensup kişiler için kutsaldır.İnançlarına göre Hz.İlyas bu odada peygamberliğini ilan etmişti. Duvarla çevrili bu odada Aramice bir Tevrat yazması mevcuttur
    Aynı yıllarda Diyarbakır'ı ziyaret eden seyyah J.J.Benjamin haham olduğundan bu Tevrat yazmasını inceleyebilme imkanına sahip oldu.Yazma Hazret-i İlyas'ın peygamberliğini ilan ettiği oda olduğuna inanılan odada saklı tutuluyorduı
    (Rifat N.Bali : Diyarbakır YahudileriDiyarbakır Müze Şehir.s:368)

    Ergani'de Surp(Aziz) Nişan adlı kiliselerdeki bir leğen parçasının kutsal olduğunu,Hz.İsa'nın şakirtlerinin ayağını yıkadığı leğene ait olduğunu söylerler.Bu nedenle kutsaldır
    .(Müslüm Üzülmez:Çayönünden Erganiye.2005.s:250)

    Ergani Zülküfl peygamber Türbesine Uzun Hasan'ın bağışladığı şamdanlar ve bir zamanlar Sivas valilerinden birinin gönderdiği bir gümüş pencere çerçevesi Evkaf dairesince alınmış İstanbul'a gönderilmiştir.Mezarın üstündeki ipekli örtülerin antika olanları 1926'da Diyarbekir Evkaf dairesine gönderilmiştir.Mescit duvarı Artuklu hükümdarlarından Fahrettin Karaaslana ait ve üzerinde Fahreddin ibaresi bulunan güzel bir nesih kitabe vardı

    Yrd.Doç.Dr.M.S.ErpolatBig Grinünden bugüne Ergani'deki ziyaret yerleri.Uluslar arası Türk Dünyası İnanç Merkezler Kongresi.Ankara.Türksev yay.2004.s:517

    Ergani doğumlu Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Zülküf nebi zaviyesine şamdanlar hediye etmiştir.Bu şamdanların şu an Ankara Etnoğrafya müzesinde olduğu ifadeedilmektedir..

    1926'da burada bulunan altın ve gümüş gibi kıymetli eşyalar,çok değerli halı ve seccadeler,Eski Sivas valilerinden birinin gönderdiği gümüş çerçeve,Uzun Hasan'ın hediye ettiği şamdan Diyarbakır Vakıflar idaresine ve İstnabula gönderilmiştir.Arif paşa seyahatnamesinde 1252'de Melik Salih zamanında yapılan ve hediye edilen şamdanla,hazrete ait bir demir asayı gördüğünü,ayrıca İtran yapımı bir şamdanı da gördüğünü ifade eder.Ali Emiri efendi 1879'da Abidin paşa ile burayı ziyaret ettiğini burada 1402 tarihinde Karayülük Osman bey tarafından yaptırılmış çok süslü Ergani kalesi anahtarını gördüğünü,ayrıca biri 1252 tarihindeki Melik Salih'e ait olmak üzere 2 şamdan olduğunu ifade ederler
    ( Müslüm Üzülmez:Çayönünden Erganiye.2005 S 268,269



    Not.Diyarbakır'da kutsal emanetler ve değerli eserler İstanbul'da olduğu gibi İslami eserler müzesi şekline dönüştürülmelidir.Başka yerlere gönderilen serler de Gaziantep'in Zeugma eserlerin geri aldığı gibi alınmalı ve teşhir edilmelidir.
    Örnekleme.Evkaf dairesindeki Zülküfl peygamber eserleri,Sakal-ı Şerif,Hırka-i Şerif,,Aktepe hazretlerine ait astronomi ve Tıp kitapları,Müzedeki orijinal Tevrat,Hz.İsa havarilerine ait leğen vs.
    Özellikle Zülküfl nebiye ait eserler Diyarbakır vakıflar idaresince araştılıp bulunarak Diyarbakır'da yapılacak müzeye konabilir



    1995 yılında Diyarbakır kütüphanelerindeki el yazma eserler de Ankara Milli kütüphaneye götürülmüştür



    Muslihiddin-i Lari

    Palu (Parlı) Camii ismi de verilen yapı batısında büyük Hekim Muslihiddin-i Lari'nin mezarı vardır.
    29 eseri vardır.Hadis,tefsir,fıkıh,kelam,dil ,tarih,mantık eserlerinin yanı sıra 2 astronomi eserivardır.Bu eserler Kandilli ve Süleymaniye kütüphanesindedir.







    Diyarbakırda kutsal emanetlerden birisi
    Hz.İsa'nın lisanı

    Hz.İsa'nın anadili Aramca idi.Tebliğini de bu dille yapmıştır.Günümüzde Aramca ölü diller arasında bulunmakla birlikte,en yakın lehçesi olan Süryanca hala yaşamakta ve konuşan bir cemaati bulunmaktadır.Yani yeryüzünde Hz.İsa'nın dilini konuşan ve Hz.İsa'nın dilinde ibadet eden yegane cemaat Süryanilerdir
    Diyarbakır Süryanileri de Hz.İsa'nın dilini kullanmaktadır
    (Mehmet Çelik.Süryani Tarihi(1).Ayraç yay.s.11)

    Sakal-ı Şerif ziyarete açıldı
    Diyarbakır İl Müftüsü Ali Melek, Ramaz'an ayı boyunca Sakal-ı Şerif'lerin camilerde vatandaşlara açık olacağını söyledi.
    18 09 2008 23:11

    Sakal-ı Şerif ziyarete açıldı
    Diyarbakır İl Müftüsü Ali Melek, Ramaz'an ayı boyunca Sakal-ı Şerif'lerin camilerde vatandaşlara açık olacağını söyledi.
    Diyarbakır Müftüsü Ali Melek yaptığı açıklamada Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V.) Sakal-ı Şerif'lerinin 04 Eylül 2008 tarihi itibariyle ziyarete açıldığını söyledi. Göreve geldiği ilk günden itibaren sürekli olarak toplumun bütün kesimleriyle irtibat kurduklarını belirten Müftü Ali Melek, "Yüce dinimizin aydınlık, berrak ve doğru bilgilerini insanlarımızla buluşturarak, onlara dünya ve Ahiret mutluluğunu sunmak, yürütülen din hizmetlerinin zarafetini içermesi açısından oldukça önemlidir.
    Bu kapsamda İlimiz Müftülüğü olarak vatandaşlarımızın dini alanda muhtelif sorunlarının çözümü için vaaz, irşad, konferans, seminer, rehberlik ve bilgilendirme gibi çok yönlü dini, kültürel ve sosyal etkinliklerle kentimiz insanına hizmet sunmaya çalışıyoruz. Toplumsal dayanışmayı, birlik ve beraberliği sağlayacak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı kalıcı hale getiren faaliyetlere ve çabalara büyük önem veriyor ve personelimiz ile birlikte iştirak ediyoruz. Hayırsever işadamlarımızın katkısıyla yetim ve öksüz çocuklar başta olmak üzere 400'e yakın evladımıza giyim yardımı yapıldı. Ayrıca ilimiz merkez Çelebi Eser Bölge Yatılı Kur'an Kursu'nda eğitim gören 60 öğrencimizin giyim ihtiyaçları da karşılandı. Yine bu kapsamda dar gelirli ailelere mensup 500 çocuğumuz sünnet edildi. Yaptığımız bütün bu çalışmaları Diyarbakır Müftülüğü olarak 'Din Hizmetleri' adı altında ilk bültenimizde yayınladık. Bu bülteni yayınlarken iki ana hedef etrafında yoğunlaştık. Birinci hedefimiz, medeniyetler beşiği güzel Diyarbakır'ımızın sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginlikleri olabildiğince dile getirmek. Bu kadim kentin sahabeler ve nebiler kenti olduğunu sahih kaynakları esas alarak anlatmaya çalışmaktır" dedi.

    SAKAL-I ŞERİF ZİYARETLERE AÇILDI
    Öte yandan Müftü Melek, Peygamber Efendimizin mübarek Sakal-ı Şerifleri'nin ziyarete açılmasıyla ile ilgili olarak da yaptığı açıklamada, "Her yıl Kadir Gecesi'nde ilimiz Merkez Ulu Camii'nde Sakal-ı Şerif, ziyarete açılmaktadır ve açıldığı gün büyük yoğunluk yaşanmaktadır. Dini duyguların doruk noktasına ulaştığı, manevi atmosferin çoğaldığı mübarek Ramazan ayında, Hz. Peygamberimizden (S.A.V.) hatıra olan Sakal-ı Şerif ziyaretinde büyük yoğunluk yaşanmaktadır. Bu yoğunluğu azaltmak, diğer büyük ve merkezi camilerimizde de bu manevi atmosferi yaşatabilmek, vatandaşlarımız arasında mevcut olan birlik, beraberlik ve kardeşliği daha da pekiştirmek, Peygamber sevgisi etrafında insanları bir araya getirerek, toplumumuzda mevcut olan sevgi ve hoşgörüye katkıda bulunmak üzere kentimizde bulunan merkezi camilerimizde Sakal-ı Şerif, ziyarete açılmıştır. Bu camiler seçilirken, merkezi konumda ve ulaşımı kolay olan camilerimiz tercih edilmiştir. Böylelikle daha kalabalık bir vatandaş kitlesinin Sakal-ı Şerif ziyaretini gerçekleştirebilmesi hedeflenmiştir" dedi.
    Sakal-ı Şerif'in ziyarete açıldığı camiler ise şunlar:
    Sümer Camii, Selahattin Eyyubi Camii, Toplu Konut Camii, İsmail Demirok Camii, Abdulcelil Camii, Diclekent Camii, Mekke Camii, İbrahim Akyol Camii, Doğu Yapı Camii, Ofis Camii, Kaynartepe Camii, Gıda Toptancılar Camii ve Nur Camii.
#05.08.2009 08:29 0 0 0