Kan Uyuşmazlığı

Son güncelleme: 12.08.2009 22:20
  • Kan uyuşmazlığının ne olduğunu bilmek için öncelikle taşıdığınız kan grubunu tanımanız gerekir. Kanınızda oksijen taşımakla görevli olan, kırmızı kan hücrelerinde (eritrositler) bulunan proteinler esas alındığında, dört ana kan grubu oluşmaktadır. A, B, AB ve O grubu. Bunun yanı sıra, D proteinine sahipseniz Rh pozitif (+), D proteinine sahip değilseniz Rh negatif (-) olarak tanımlanırsınız. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Moşe Benhabib: "Rh antijeni negatifliği, ırklar arasında farklılıklar gösterir. Beyaz ırkta kabul edilen oran % 15-16 iken, siyah ırkta % 5-8, Asya ve Latin Amerikalılarda % 1-2 sıklığında görülmektedir. Türkiye'de bu oran % 11-12 olarak saptanmıştır." diyor ve bizi konuyla ilgili bilgilendiriyor.

    Teorik olarak Rh uyuşmazlığının görülme oranı

    Toplumumuzda Rh negatif (-) oranı % 11 olarak alınırsa, kan uyuşmazlık tablosu % 8 olarak karşımıza çıkar. Uyuşmazlık oranını belirleyen tek faktör, Rh antijeni varlığı veya yokluğu değildir. Rh negatifliğinin oranı, geçirmiş olduğunuz hamilelik sayısı, Rh pozitif(+) bebek, kırmızı kan hücrelerinizin (eritrosit) antijenik etkinliği, Kan gruplarından ABO uyuşmazlığınızın olması durumu ve bağışıklık sisteminizin cevap verme yeteneği ile orantılıdır. Rh uyuşmazlığı olgularının ancak %20'si sonuçlardan etkilenir.

    Kan uyuşmazlığı

    Kan uyuşmazlığı problemi, Rh antijeni taşıyan bebeğinizin, kırmızı kan hücrelerinin (eritrosit) kanınızla karışması ve bu olaya vücudunuzun tepki (antikor) göstermesi sonucu oluşur. Hamileliğinizde büyük olasılıkla bebeğiniz, babasından aldığı ve sizde bulunmayan farklı bir eritrosit antijeni taşır. Sizde bulunmayan bu antijene, vücudunuz hamileliğiniz sırasında ya da öncesinde mutlaka tepki verir.

    Bebeğinizin kanının, sizin kanınızla karışması durumu, özellikle hamileliğiniz süresince ya da doğumunuz sırasında gerçekleşir. Eğer problemli bir hamilelik geçiriyorsanız, bu karışım oranı ve miktarı da artabilir.

    Oluşum mekanizması

    Rh negatif (-) kana sahip bir anne iseniz, Rh pozitif(+) eritrositlerle vücudunuz karşılaştığında, antikor oluşturur. İlk karşılaşmada (ilk hamilelik) oluşan antikorlarınız, bebeğinize ya da size zarar vermez. Tehlike ikinci hamileliğinizle birlikte başlar.

    Bebeğinizin etkilenme koşulları

    • Sizin Rh negatif (-) kana, eşinizin Rh pozitif (+) ve bebeğinizin de Rh pozitif (+) kana sahip olması durumu.

    • Rh pozitif (+) kanınızın, eritrositler ile karşılaşması ve bu antijenlerin bağışıklık sisteminizi uyarabilecek nitelikte olması.

    • Antijenlerin dolaşım sisteminizi ve bağışıklık sisteminizi uyarabilecek kadar, uzun süre vücudunuzda kalması.

    Normal koşullarda hamilelik döneminizde, sizin ve bebeğinizin kanları birbirine karışmadan, plesenta (eş) aracılığı ile oksijen, karbondioksit ve besin öğelerinin karşılıklı alışverişi gerçekleşir. Doğumunuz sırasında, zedelenen dokularınızdan bir miktarı yüzünden, bebeğinizin kanı, sizin kanınıza karışabilir. Şayet Rh negatif (-) bir kan grubuna sahip iken, bebeğiniz Rh pozitif (+) herhangi bir kan grubuna sahipse, bebeğinizin kanı bir miktarda olsa, sizin kanınıza karışacaktır. Bunun sonucunda bağışıklık sisteminiz tamamen yabancısı olduğu bir protein (D proteini) ile tanışır ve ona karşı tepki gösterir. O maddeyi yok etmek ister. Beyaz kan hücreleriniz (lökositler), D proteinini yok etmek üzere ürettiği maddeleri (antikorlar) kullanarak, hedefine ulaşır. Kanınızın da bebeğinizin kan hücrelerinin tümü yok edilir, geriye "anti-D antikorları" ve bunları gereksinim duyulduğunda her an yeniden üretebilecek, akıllı beyaz kan hücreleri kalır.

    İkinci çocuk

    İkinci hamileliğinizde bebeğiniz eğer yine Rh pozitif (+) kana sahipse, kanınızda bulunan bu antikorlar, kolayca plesenta (eş) engelini aşarak, karnınızdaki bebeğinizin kanına karışır ve kırmızı kan hücrelerini yok etmeye başlar. Bebeğinizin kemik iliği, karaciğeri ve dalağı, yok edilen kırmızı kan hücrelerinin yenilerini üretir ve eksilen kanı yerine koyar. Bu aşırı kırmızı kan hücresi yıkımı ve yapımı sürecinde, "bilirubin" adı verilen, fazlası zararlı olan bir madde açığa çıkar. Buda bebeğinizden size geçer. Sonrasında fazla bilirubin, karaciğeriniz tarafından yok edilir. Bebeğinizin karaciğeri, henüz bu maddenin tümünü etkisizleştirecek kadar gelişmemiştir. Eğer üretilen kırmızı kan hücresinin miktarı yok edilenden az olursa, bebeğiniz ağır bir kansızlığa maruz kalır. Eğer yapım ile yıkım arasında bir denge olursa, bebeğiniz bir ölçüde de olsa kansızlıkla doğabilir ama sağlıklı olarak da dünyaya gelebilir. Kırmızı kan hücrelerinin yıkımı, yapımından fazla olursa, bilirubin denilen madde, bebeğinizin karaciğeri tarafında yeterince yok edilemez. Sonuçta bebeğinizin kanında, belli bir düzeyi aşan bilirubin göz aklarına, cildine veya en kötüsü olan beyin ve sinir sistemine yerleşerek yaşamını tehdit edebilir.

    Belirtileri

    Kan uyuşmazlığı olan olgularda, her zaman klinik hastalık tablosu oluşması gerekmez. Hamileliğiniz sırasında yapılan kontrollerinizde, kan grubunuzun ve Rh faktörünüzün belirlenmesi gerekir. Eğer Rh pozitif (+) kan grubuna sahipseniz, risk grubu dışında tutulursunuz. Rh negatif (-) kana sahipseniz, eşinizin kan grubu ve Rh faktörü öğrenilir. Eşinizin kan grubu Rh negatif (-) ise, Rh uyuşmazlığı bakımından risk yoktur, fakat Rh pozitif (+) ise risk söz konusudur. Hamileliğiniz süresince, bağışıklık sisteminizin etkilenip, etkilenmediğini anlamak için "indirek coombs" testi yapılır. Negatif sonuç elde edilir ise, bu hamileliğiniz süresince herhangi bir problem yaşmayacağınız sonucuna varılır. İndirek coombs testiniz pozitif çıkarsa, ileri tetkikleriniz yapılmalıdır. 2 -3 haftada bir test tekrar edilir ve sonuca göre gereken önlemler alınarak, doğum zamanınız belirlenir.

    Teşhis

    Hamileliğiniz sırasında sürekli doktor kontrolünde olmanızdaki amaç, bebeğinizin etkilenmemesi için geri dönüşümsüz aşamaya gelmeden olayı saptamak ve gereken önlemleri almaktır. Bunu için iyi bir sorgulama, antikor çalışmaları, seri ultrasonografiler, bebeğinizin yakın takibi [non stres test (NST), biyofizik profil] yapılmalı ve gereken durumlarda, amniyosentez (bebeğin bulunduğu su kesesinden örnek almak) veya kordosentez (göbek kordonundan kan örneği alınması) uygulaması gerçekleşmelidir. Bu girişimler bebeğinizin durumu hakkında direk bilgi verirken, aynı zamanda tedavi olanağı da sağlayacaktır. Ultrasonografi, bebeğinizin hastalığının saptanmasında en fazla yararlanılan yöntemdir. Ultrasonografi ile bebeğinizin ve eşinin(plasenta) incelenmesi, doppler uygulamaları, biyofizik profil ile bebeğinizin iyilik halinin değerlendirilmesi ve kansızlık derecesi hakkında fikir sahibi olunur.

    Ultrasonografi, bebeğinizin izlenmesinde kullanılan NST, biyofizik profil gibi girişimsel olmayan yöntemler ile bebeğinizin kansızlık derecesi hakkında bilgi elde edildikten sonra, bu bilgiler ışığında gerekli tedavilere başlanabilir. Bunlardan en önemlileri, amniyosentez ve bebeğinizin kordonundan kan örneklemesi işlemidir.

    Tedavi

    Hamileliğiniz sırasında gerekli tetkikleriniz yapıldıktan sonra, eğer bebeğiniz ve sizin için tedavi gerektiren olgularınız saptanırsa, hemen doktorunuz tarafından gerekli önlemleriniz alınmalıdır. Kan uyuşmazlığı hastalıklarının %80'inde, rahim içi tedavi gerekmemektedir. Geriye kalan %20-25'lik grubun yarısında kan uyuşmazlığı, hamileliğin 34. haftasından sonrasında oluştuğu için bebeğin doğurtulup, gerekli tedavilerinin yapılması en uygunudur. İntrauterintransfüzyon (bebeğe rahim içindeyken kan verilmesi) 34. hamilelik haftasından önce, ağır kansızlıktan etkilenen bebeğe uygulanabilir. Böylece bebeğinizi daha sağlıklı bir şekilde, 34. hamilelik haftanıza kadar taşımanıza ve ondan sonra doğurmanızın olanak sağlar.
#12.08.2009 22:20 0 0 0