BAŞARI VERİLMEZ, ALINIR
Bizim kuşağın büyüklerimizden aldığımız tavsiyeler hep çalışma ve gayret yönünde olurdu.Hangi yaşlıya rastlasanız,hangi güngörmüşe uğrasanız size yapacağı tavsiye aynıydı:-Çalışın kazanın,adam olun.Gökten ne altın yağar,ne de gümüş...Bunları insanlar çalışıp kazanarak elde ederler...
Gerçekten de insanlar bilhassa gençler hayatın belli bir devresinde çalışacak.hem de çok çalışacaklar...
Sadece çalışmak mı?Yetmez.yokluk çekecek.mahrumiyetlere göğüs gerecek sıkıntı ve zorluğu yenmeyi öğrenecekler...
Gençler,şayet daha hayatın başında emeklilik devresine girer de bezgin düşer,ihtiyarlar gibi hareketsiz ve ümitsiz hale yönelirlerse bilsinler ki gökten ne altın ne de gümüş...
Şurası bir gerçektir ki hamur ne kadar yumruk yerse o kadar güzel ekmek olur o hamurdan.Yumruk yemeyen hamurdan kaliteli ekmek yapılamaz
Hayatta yumruk yemeden yaşayan gençler zorluk çekmeden mihnet meşakkatlere göğüs germeden yaşamak isteyenler basit bir zorlukla karşılaşınca yıkılıverirler.Mukavemetleri görülemez.Çünkü hep bir eli yağda bir eli balda yaşamışlar böyle bir hayat sürdüregelmişlerdir.Ne yokluk ne zorluk çekmişler ne de hayatın yumruğuna maruz kalmışlar...Böylesine dayanıksız gençler kendilerini hayatın muhtemel yumruklarına hazır hissetmeli zorluklara göğüs germe niyet ve azmini iç dünyalarında hep taşımalılar.
Çünkü zorluksuz mihnetsiz hayat yoktur bu alemde.Alın terlemeden beyin zonklamadan beden yorgun argın külçe haline gelmeden başarı beklemek ilerleme ümidinde bulunmak biraz hayalcilik biraz da kolaycılık olur.Hatta yaşlılarımızın dediği gibi gökten armut elma beklemekten farksızlık hali arz eder.
Başarının muvaffakiyetin birileri tarafından verildiğini sanmak hep yanlış olmuştur.