-Senin kontör canavarı elinde telefonla dolaşıyor. Ne işler çeviriyor bu yine?
-Delikanlı çocuk, uğraşıp durma şununla. Evin içinde ne iş çevirebilir ki, alacağımız kontör miktarı da belli. İster bir ayda kullansın, ister bir günde. Zorda kalınca öğrenecek uygun şekilde kullanmayı nasılsa, Ohooo, biz onun kadarken...
Sahi ne yapıyordum onun kadarken? Yine o günler canlandı gözümde
Meltem; Dostum,sırdaşım,kardeşim aynı mahallede doğup, büyüdük Ne zaman tanıştık,ne zaman arkadaş olduk hiç bilmiyorum. Onunla ilgili bir başlangıç noktası yok hafızamda. Evlerimiz bitişik nizam. Onlarda üçüncü katta oturuyor, bizde. sadece iki binayı ayıran başka bir bina var ortamızda. Annemin damarı tuttuğunda balkondan balkona konuşuyoruz. Hayatımızda ilk defa birilerinden hoşlanıyoruz, hani hoşlanma dediysek ; öyle dışarıda buluşup, görüşmek yok. sadece tenefüs aralarında bahçeyi voltalıyoruz onlarla. Annem evden çıkmaz, onunki de evde durmaz olduğundan karargahımız Meltemlerin ev, her öğleden sonra buluşup, ana tema bizimkiler olmak üzere sohbet ediyoruz doyumsuzca
Balkondan belime kadar sarkmış bir şekilde izahat veriyorum Meltem'e
-Gelemem vallahi bulaşık yıkayacağım daha
-Lan bir saat önce de aynı şeyi söyledin yıkamadın mı hala?
-Yok yıkadım da tencereleri ovmamışım baştan savma iş yapıyorsun diye çok kızdı annem bir daha yapmam gerekiyor şimdi
-Ne bekliyor ki 15 yaşındasın sen daha
-Öyle de başkalarının kızları çok güzel yapıyormuş benimde öğrenmem gerekliymiş yoksa kızına birşey öğretmemiş diye beni alan beddua edecekmiş ona. Mümkün değil yollamaz bu gün. Sen iyisi mi balkona çık oradan konuşalım.
-İyi de Bütün mahalle bizi dinliyor ne konuşacağız balkondan balkona
-Ne bileyim ben? O kadar gidip geliyorsun bize bir yugoslavcayı öğrenemedin be
-Kim öğrenemedi? biliyorum ya birkaç cümle
-Sapık, o senin bildiklerinin hepsi küfür.
-He heee sen de ondan anlarsın zaten, Bak şimdi yeni bir dil öğrendim ben
-O da ne? kuş dilimi?
-Onun gibi birşey. Mesela okul diyeceksin başındaki ilk harfi ayırıp kelimenin sonuna koyuyorsun sonrada esti diyorsun
şöyle oluyor okul: kuloesti, kitap:itapkesti gibi anladın mı?
İlk başta gözüme zor gibi gözüken bu dili daha sonraları ikimizde sular seller gibi konuşmaya başlamıştık sadece balkondan balkona değil yanyana olduğumuzda bile bu şekilde konuşuyorduk.Sanki gizli bir tarikatın üyeleriydik.
Bu sırada balkonda çamaşır asmakta olan anneme karşı komşu seslenir
-Huu, komşu seninkiler esti kesti bir işler çeviriyorlar gene
Annem umursamaz şekilde omuz silker.
-Aman genç onlar evden çıktıkları yok ne yaparlarsa yapsınlar.
Aradan bir kaç ay geçti Meltemlerdeyiz karşılıklı kanepelere uzanmış Sibel Can dinliyoruz burnumuzu çeke çeke
Geceler isyankar oldu halime
Yenildin dediler sen bir zalime
Dünyayı verdiler senin yerine
Aşkını kalbimden silemediler
Çok efkarlıyız çok, Bizimkileri başka kızlarla gördük gülüş cümbüş keyifleri pek bir yerindeydi. Bu bizim ilk aldatılışımız,ilk hezimetimiz.Allahım bu nasıl dert? soba da yanaN odunun çıtırıları karışıyor iç yangınıma. Matematikten bir aldığımda bile bu kadar üzülmemiştim ben, yüreğimden her dakika cenaze kalkıyor sanki.offfff,offf.
-Rujo!..Ağlıyormusun?
Titreyen sesimi kontrol etmeye çalışarak
-Ne ağlaması hiç işim olmaz...Ya sen?
Gözleri kançanağı
-Yok deve!... O gerizekalı için ağlayacakmıyım bir de, beni kaybettiği için o ağlasın bence
İkimizde inkar etsek te basbayağı ağlamıştık işte.
Hani yaşanan herşey bir iz bırakır ya, Ben bir daha yokluğunda dağılacağım kadar ruhumu teslim etmedim hiç bir insana. Ve Meltem; O bekar daha, evlilik konusunda tereddütleri var hala son görüşmemizde, yoğurdu üflüyordu yine.