İlk Aşk İlk Hezimet

Son güncelleme: 26.08.2009 14:48
  • -Senin kontör canavarı elinde telefonla dolaşıyor. Ne işler çeviriyor bu yine?

    -Delikanlı çocuk, uğraşıp durma şununla. Evin içinde ne iş çevirebilir ki, alacağımız kontör miktarı da belli. İster bir ayda kullansın, ister bir günde. Zorda kalınca öğrenecek uygun şekilde kullanmayı nasılsa, Ohooo, biz onun kadarken...

    Sahi ne yapıyordum onun kadarken? Yine o günler canlandı gözümde



    Meltem; Dostum,sırdaşım,kardeşim aynı mahallede doğup, büyüdük Ne zaman tanıştık,ne zaman arkadaş olduk hiç bilmiyorum. Onunla ilgili bir başlangıç noktası yok hafızamda. Evlerimiz bitişik nizam. Onlarda üçüncü katta oturuyor, bizde. sadece iki binayı ayıran başka bir bina var ortamızda. Annemin damarı tuttuğunda balkondan balkona konuşuyoruz. Hayatımızda ilk defa birilerinden hoşlanıyoruz, hani hoşlanma dediysek ; öyle dışarıda buluşup, görüşmek yok. sadece tenefüs aralarında bahçeyi voltalıyoruz onlarla. Annem evden çıkmaz, onunki de evde durmaz olduğundan karargahımız Meltemlerin ev, her öğleden sonra buluşup, ana tema bizimkiler olmak üzere sohbet ediyoruz doyumsuzca



    Balkondan belime kadar sarkmış bir şekilde izahat veriyorum Meltem'e

    -Gelemem vallahi bulaşık yıkayacağım daha

    -Lan bir saat önce de aynı şeyi söyledin yıkamadın mı hala?

    -Yok yıkadım da tencereleri ovmamışım baştan savma iş yapıyorsun diye çok kızdı annem bir daha yapmam gerekiyor şimdi

    -Ne bekliyor ki 15 yaşındasın sen daha

    -Öyle de başkalarının kızları çok güzel yapıyormuş benimde öğrenmem gerekliymiş yoksa kızına birşey öğretmemiş diye beni alan beddua edecekmiş ona. Mümkün değil yollamaz bu gün. Sen iyisi mi balkona çık oradan konuşalım.

    -İyi de Bütün mahalle bizi dinliyor ne konuşacağız balkondan balkona

    -Ne bileyim ben? O kadar gidip geliyorsun bize bir yugoslavcayı öğrenemedin be

    -Kim öğrenemedi? biliyorum ya birkaç cümle

    -Sapık, o senin bildiklerinin hepsi küfür.

    -He heee sen de ondan anlarsın zaten, Bak şimdi yeni bir dil öğrendim ben

    -O da ne? kuş dilimi?

    -Onun gibi birşey. Mesela okul diyeceksin başındaki ilk harfi ayırıp kelimenin sonuna koyuyorsun sonrada esti diyorsun

    şöyle oluyor okul: kuloesti, kitap:itapkesti gibi anladın mı?



    İlk başta gözüme zor gibi gözüken bu dili daha sonraları ikimizde sular seller gibi konuşmaya başlamıştık sadece balkondan balkona değil yanyana olduğumuzda bile bu şekilde konuşuyorduk.Sanki gizli bir tarikatın üyeleriydik.

    Bir gün Meltem Balkondan seslendi

    -Ujoresti eninkinisesti arşıdaçesti gördümgesti enisesti okçesti evdiğinisesti öyledisesti

    (Rujo seninkini çarşıda gördüm seni çok sevdiğini söyledi)

    Bu muştu karşısında çamuru görmüş camış gibi mayıştım.

    -Yaaaa,enesti alaksesti ocukçesti. okçesti ekerşesti yaaaa

    (Yaaa, ne salak çocuk, çok şeker yaa)

    Bu sırada balkonda çamaşır asmakta olan anneme karşı komşu seslenir

    -Huu, komşu seninkiler esti kesti bir işler çeviriyorlar gene

    Annem umursamaz şekilde omuz silker.

    -Aman genç onlar evden çıktıkları yok ne yaparlarsa yapsınlar.

    Aradan bir kaç ay geçti Meltemlerdeyiz karşılıklı kanepelere uzanmış Sibel Can dinliyoruz burnumuzu çeke çeke



    Geceler isyankar oldu halime
    Yenildin dediler sen bir zalime
    Dünyayı verdiler senin yerine
    Aşkını kalbimden silemediler

    Çok efkarlıyız çok, Bizimkileri başka kızlarla gördük gülüş cümbüş keyifleri pek bir yerindeydi. Bu bizim ilk aldatılışımız,ilk hezimetimiz.Allahım bu nasıl dert? soba da yanaN odunun çıtırıları karışıyor iç yangınıma. Matematikten bir aldığımda bile bu kadar üzülmemiştim ben, yüreğimden her dakika cenaze kalkıyor sanki.offfff,offf.

    -Rujo!..Ağlıyormusun?

    Titreyen sesimi kontrol etmeye çalışarak

    -Ne ağlaması hiç işim olmaz...Ya sen?

    Gözleri kançanağı

    -Yok deve!... O gerizekalı için ağlayacakmıyım bir de, beni kaybettiği için o ağlasın bence

    İkimizde inkar etsek te basbayağı ağlamıştık işte.

    Hani yaşanan herşey bir iz bırakır ya, Ben bir daha yokluğunda dağılacağım kadar ruhumu teslim etmedim hiç bir insana. Ve Meltem; O bekar daha, evlilik konusunda tereddütleri var hala son görüşmemizde, yoğurdu üflüyordu yine.
#26.08.2009 08:09 0 0 0
  • Yılmamak gerek acının karşısında... Desek de acıyı çeken kolay mı diyor duyuyorum. (:

    Ne sıcak ne güzel anlarmış...
#26.08.2009 14:08 0 0 0
  • Acı her yaşta her zaman acı demek ki..
    Hafife almamak gerek..

    Ben şu kendi aralarında geliştirdikleri dile takıldım..
    Bizim de "parca" diye bir dilimiz vardı :)
    Bütün hecelerin başına par getiriyorduk..

    Paranparlapardınparmı parayparla :D
#26.08.2009 14:21 0 0 0
  • O yazdın şimdi peki? :D
#26.08.2009 14:22 0 0 0
  • anladınmı ayla oluo
#26.08.2009 14:32 0 0 0
  • Bak anlayan anladı Ayla :D

    Parkesparkinparkıparlıç parsenpardeparmi parbilparliparyon ?
#26.08.2009 14:37 0 0 0
  • Bunu okudum işte. :D

    Demin anlamamışım. Tek başa konuyor sandım.
#26.08.2009 14:48 0 0 0