Sarhoş

Son güncelleme: 03.09.2009 20:36
  • Geceydi... Bir yaz gecesi, yıldızlar gökyüzünü aydınlatırken içimde bir bunalım, bir bungunluk, bir sis hissediyordum... Aslında hergünki bir geceye benziyordu, sıradan..
    Hani sizlere de olur mu bazan?.. Sanki az sonra bir şeyler olacak, kötü bir anın içinde buluverecekmişsin gibi kendini, zayıf hissedersin kimi zaman... Korkulu, yıkık ve perişan... Bir depreme hazırlanır gibi, sanki az sonra kıyamet kopacak gibi... Etraftaki evlerin kiminin ışıkları yanıyordu, kimisi çoktan kapatmışlardı geceye gözlerini... Işıklar, aydınlıklar, alacakaranlık, geçmiş ve gelecek, hüzün, masumiyet, hayat!.. Hepsi sanki bu geceye hapis... Her biri bir dünya, her yanan ışıkta ne gizli sırlar, acılar,mutluluklar, yaşanmış ve yaşanmamışlıklar vardır kimbilir?..

    Umudu konuşturmayalı yıllar almış, içindeki sesi konuşturmayalı asırlar geçmiş, çaresiz birlikteliklerle dolu duvarların arkasında neler sakladığını, kim bilebilir?

    Geceydi, yine geç kalmıştım herkesten geç ve yazı hazırlayan bir başlangıca açmıştım ellerimi... Balkona çıktım, yıkanmış çamaşırları ipe sermeye, ipe asmaya düşüncelerimi, ayrımsamaya, askıya vermeye belki de... Belki de düşünmeye bir mola... Bazan düşünmekten de arınmak ister insan, boşluğa salıvermek beynini... Çünkü en büyük yorgunluk düşünmekten gelir...

    Kendi kendine konuşan, gür bir sesle ürperdim düşüncelerimi ipe sererken; acı çeken ve çektirmeyi iş edinmiş bir sarhoştu... Yas tutuyordu sanki... Kimin ve neyin, hangi yaşanmışlığın, belki de yaşanmamışlığın yasını, hüznünü haykırıyordu bilebilmek mümkün mü?... Geceyi ve uyuyanları umursamadığı belliydi, benim yaktığım ışığa da umarsız, belli ki içtiği şeyin beynini bulandırmasına izin vermişti, arkasına saklanarak, güç alarak, konuşabilmek için... Konuşmak, konuşmak, suskunluğunu içtiği şeyden aldığı kuvvetle, saklanarak bozmak için, daha büyük bir suskunluğun uçurumuna atladığını bilmezmiş gibi... O dışarıdaydı balkonda, içeridekilerin tedirginliği ve korkusunu hissettim canevimde... Çamaşırı ilgisizmişcesine serdim iplere, ama içimde duyduğum acıyı konuşturamadım, belli etmedim karanlığın içine.. Balkon köşesine konmuş alkolün arkasındaki adama umarsızca bakmayı bile denememiş gibi, sessizce çekildim... Bir ara balkona bakan odadaki kıpırtı, perdenin aralanışı, bir şey yapamamanın verdiği çaresiz, umutsuz bir hareketsizlik görünce, kendimi orada hissettim... Maziden bir yara, yeniden kanadı yüreğimde, onlarlaydım, yanlarında, yakınlarında, aralarında... Belki birazdan bir şarkı tutturacaktı sarhoş;'sevemedim karagözlüm, seni doyunca.'...

    Bazan içerdeyken de dışarıda kalmış gibi olursunuz, başka bir yerde bulursunuz benliğinizi, içiniz titrer, üşürsünüz yaz sıcağında... Yüreğiniz acının tam göbeğindedir, tam da ortasındadır yaşanılanlara küskünlüğün... Yardımı imkansız, ama imdat eden bir bakıştı yakaladığım... Utandırmak, gördüğümü ve bildiğimi, bu acıyı onlarla paylaştığımı bilmesinler istedim... Çekildim...

    Uzun bir süre kendini konuşturduktan sonra, on sekizyaşının olgunluğuyla babasına babalık yapan bir gencin yalvarışlarından sonra içeriye alabilidiler sarhoşu... Dışarıda kaldı umutsuzluğunun sesi... Dışarıya, geceye bıraktı utancını, sabaha silinsin diye, yaşanmamış gibi, her şey yolundaymış gibi sahte bir güne hazırdı artık gülümsemeler...

    Hayat çok kısa.. Ve insanlar çok yakın ölüme, yok olmaya, silinmeye.... Bu kadar biribirine eziyet etmenin anlamı var mı?.. Başkaları niçin bir başkasının hayatına ve özgüvenine bu kadar etkili bir umutsuzluk, çözümsüzlük versin ki?.. Başkalarının cehenneminde bir cennet yaratarak kendimize bir yol açmaya çalışmak niye?.. Buna katlanmak niye?.. Ne diye bir başkasını mutsuzluğumuza ortak koşarak rahatlamaya calışırız?.. Niçin bu kadar benciliz?...

    Sanırım yaşamayı bilemediğimizden mutsuzluğumuz... Gerçek yaşam yaşayabildiğinin farkında olmaktır bence... Yaşama sanatı, yaşamayı bilmenin içinde... Sen yaşadığını hissetmezsen, başkasına nefes aldırabilir misin?...

    Bol soluklu, huzur dolu bir yaşam, diliyorum... Bunu hepimiz hakkediyoruz...


    ferkul

#03.09.2009 20:36 0 0 0