> Akşam vaktiydi. Gündüzün yakıcı sıcağı, yerini serin rüzgârlara
> bırakmıştı. Küçük bir kız çocuğu ağlıyordu, Medine'nin akşama bürünmüş
> alacakaranlıklı yollarında... Korkuyla burkulan yüreğinden, yalnızlığın
> damlaları düştü küçük avuçlarına. Ağlayan küçük çocuğu gördü İki Cihan'ın
> Güneşi Peygamberimiz (sas). Şefkat dünyasına küçük yavrunun acısı düştü.
> Hemen yanına gitti. Merhametle kuşatıp, sevgiyle saran bakışlarıyla sordu: "Niçin
> ağlıyorsun yavrum?" Çocuk ağlama sebebini anlattı: "Ev sahibim bana un
> almam için iki gümüş vermişti, kaybettim!" Belli ki küçük kız hizmetçiydi.
> Kaybettiği paralardan dolayı kendisine kızılacağını veya dövüleceğini
> sanmakta, eve gitmeye korktuğu için de ağlamaktaydı. Peygamberimizin o
> gün, on gümüş parası vardı. Bunlardan dördü ile sabah kendisine bir gömlek
> satın almıştı. Tam evine gelmişti ki, bir fakir kapıda gömleğini beğenip
> istemişti. Peygamberimiz (sas) de yeni aldığı gömleği o fakire vermişti.
> Geri dönüp, dört gümüşe kendisine bir gömlek daha almıştı. Düşündü, geride
> iki gümüşü daha vardı. Kızın kaybettiği kadardı hem de... Küçük kıza: "Ağlama
> yavrum!" diyerek iki gümüşü yalnızlığın soğukluğu hissedilen küçük avucuna
> koydu. Çocuğun ağlaması yine durmamıştı. Bu defa da geç kaldığı için eve
> gitmeye korkuyor, dövülme endişesi yaşıyordu. Çocuğun halini anlayan
> Peygamberimiz, küçük kızın elinden tuttu ve onu evine götürdü. Kapıda ev
> sahibine selam verdi. Kapı açılmıyordu. Selamı tekrarladı. Kapı ancak
> üçüncü selamdan sonra açılmıştı. Peygamberimiz ev sahibine sordu: "Selamımı
> duymadınız mı?" Ev sahibi dedi: "Duyduk, ama selamınızın artması ve
> sesinizi daha çok duymak için açmadık." Ev sahipleri akşamüstü kapılarında
> Peygamber'i görünce şaşırmışlardı. Bu ne büyük mutluluktu! Bu ne büyük bir
> sevinçti! Sevinçten şaşkın ev sahibine, Peygamberimiz çocuğu göstererek
> buyurdu: "Geç kaldığı için korkuyor. Sakın onu dövmeyin!" Ev sahibi,
> sevincin verdiği şaşkınlığı üzerinden atarak karşılık verdi Sevgili
> Peygamber'ine: "Ey Allah'ın Resulü, evimizi şereflendirmenize vesile olan
> bu kızı, şahit olun ki, azat ediyorum." Peygamberimiz o kadar sevindi ki,
> ellerini açtı, Allah'a şükretti: "Ya Rab, verdiğin bu on gümüş ne
> bereketliymiş! Hem beni ve bir yoksulu giydirdin, hem de bir esiri
> hürriyetine kavuşturdun..." (İbn-i Kesir, Şemailü'r-Resul, s.78)