Ağrılarınızın İlacı Olumlu Düşünce Gücü

Son güncelleme: 12.09.2009 14:00
  • Ağrı - Ağrı Tedavisi - Ağrı İçin Olumlu Düşünce

    Bir ağrı beklentisinden ve gerçekte hissedilen ağrı şiddetinden sorumlu beyin bölgesi arasında sıkı bir işbirliği söz konusu. Uzmanların bu konudaki tespitleri oldukça ilginç;
    Amerikalı bilim adamları ağrının daha az şiddetli olmasının umulması halinde ağrının daha az hissedildiğini gözlemlemişler. Bu yüzden ağrıların psikoterapi ile etkili bir şekilde tedavi edilebileceğini düşünüyorlar.

    Wake-Forest Üniversitesi'nden Tetsuo Koyama yönetiminde çalışan ekibin, PNAS dergisinde yayımlanan araştırması çerçevesinde, bu süreçlerin nörolojik mekanizmasını öğrenmek isteyen bilim adamları gönüllü kişilerden ağrının şiddetini hissedene dek ne kadar sürenin geçtiğini saptamalarını istemişler.


    Yanma şeklindeki ağrının şiddeti deneklerin bekleme süresinin uzamasına bağlı olarak artmış. 7,5 saniyelik bekleme süresinden sonra ağrının şiddeti çok fazla hissedilmezken, 15 saniye sonra orta derecede, 30 saniye sonra ise çok fazla hissedilmekte. Bundan sonraki deneyde araştırmacılar deneklere 15 saniyelik bekleme süresinin ardından şiddetli bir ağrı hissettirmeye çalışmışlar.

    Ağrıyı Daha Az Hissetmişler

    Ancak denekler orta derecede bir ağrı bekledikleri için canları daha az yanmış. Bilim adamlarının saptamalarına göre ağrı uyartısı yaklaşık olarak %30 daha zayıftı. Testler sırasında deneklerin beyin etkinliklerini fonksiyonel manyetik rezonans tomografisiyle (fMRT) de takip eden araştırmacılar, ağrı beklentisinden ve ağrının işlenmesinden sorumlu beyin bölgelerinde daha düşük bir etkinlik saptamışlar. Bu sonuca göre ağrının etkisi, beklenen ağrı şiddetiyle sıkı sıkıya ilişkili. Araştırma kısmen de olsa, iyimserliğin kronik hastalar üzerinde neden pozitif bir etki yaptığını açıklamakta.
#12.09.2009 13:47 0 0 0
  • Olumlu Düşünmenin Gücü

    Acınızı sevince dönüştürerek ondan intikamınızı alın. Aksi taktirde uydurduğunuz acılar yüzünden tüm sağlığınızı tahrip edebilirsiniz. Huzurun dışarıdan geleceğini sanmayın. Onu ancak siz kendi içinizde üretebilirsiniz. Huzur maddi değil, duygusal bir olgudur.

    Beynimizde oluşturduğumuztemel programlardan biri düşünme yönümüzle ilgilidir. Ya pozitif ya da negatif düşünürsünüz. İnsanlar olumlu ve olumsuz düşünenler olarak iki guruba ayrılırlar. Dünya acılarla dolmaya devam ettikçe olumsuz düşünenlerin oranı da artmaya de vam ediyor. Tüm başarılı ve mutlu insanlar olumlu düşünen azınlık gurubunda yer alıyor. Her iki düşünce biçimi zaman içinde otomatikleşir ve davranışlarımızı yönetmeye başlarlar.
    Eleştirildiğinizde ne yaparsınız? Uçağınız veya otobüsünüz yarım saat gecikirse ne hissedersiniz? Hasta olduğunuzda, paranız çalındığında, eviniz yandığında ne düşünürsünüz? Çoğunluk eleştirildiğinde sinirlenir, üzülür, kendini savunmaya kalkışır. Çoğunluk uçağı geciktiğinde veya otobüsünü kaçırdığında telaşa kapılır, öfkelenir.

    ODTÜ Fizik bölümünde okuyan büyük bir insan hatırlarım: Yaşça benden büyük olan Ekrem İlbak. Bazen ona öfkelenmeme, onu eleştirmeme rağmen, bana sakinlikle, sevgiyle, sabırla, tebessümle karşılık verirdi. Çoğumuz olumsuz düşündüğümüzün farkında değiliz.

    Amerika'da gelişen Sinir Dili Programlama disiplini bu konuyu "Yeniden Çerçeveleme" adı altında ele alıyor. Yeniden çerçeveleme, yeni anlam verme, anlamını değiştirme. Yaşadıklarımızın üzerimize etkilerini belirleyen ne oldukları değil, onlara ne anlam verdiğimizdir. Anlamı değiştirdiğimizde etkiler de değişecektir. En büyük yetenek olaylara olumlu anlamlar yükleyebilmektir.
    Yaşadığımız her olaydan olumlu sonuçlar çıkarabiliriz. En büyük başarıları ateşleyen nedenler, kendilerinden önce gelen çok büyük başarısızlıklardır. En büyük zevkleri bize tattıran nedenler, kendilerinden önce gelen büyük acılardır. Bu gerçeği görmediğimizde acı sadece acı üretir. Hatta zevk acı verir. Ölümden kurtulmanın sevincini büyük yapan ölüm korkusunun büyüklüğüdür. Başarısızlık sadece başarısızlığın nedeni olabilir. Oysa her kötü sanılan olayı iyiye çevirebiliriz. Her kötü olaydan iyi sonuçlar çıkarabiliriz.

    Savaş kötüdür. Asırlar geçer de bir şehir gelişmez, yenilenmez. Bir savaş yerle bir eder tüm binaları, asırlardır değişmeyen şehrin kalıntıları üzerine dev bir metropol kurulur. Ortaya harika bir şehir çıkar.

    Olumsuz insan olayların muhtemel iyi sonuçları yerine muhtemel kötü sonuçları üzerinde düşünür. Muhtemel kötü sonuçlar üzerinde düşündükçe gerçekten de kötü sonuçlar üretilecektir. Kötü sonuçlarla başarılı olamayız. Dahası acılardan kurtulamayız. Yaşadıkları kötü olayların etkisiyle çaresizleşen bazı arkadaşlarımı dinledim. Sonra onlara hayatlarında hangi iyi olaylar olduğunu, hatta bu kötü olayların hangi iyi yanları bulunduğunu sordum. İnanılmaz bir şey: Hayatlarındaki iyi olayları göremedikleri gibi kötü olayların iyi sonuçları olabileceğini de asla düşünmüyorlar. Onlara muhtemel iyi sonuçları söylediğimde şaşkına dönüyorlar.

    Şu örneklere bakın:

    Yıllar süren hastalıklarım üzerinde şöyle düşünüyordum: "Benim suçum ne? Niçin bu hastalık beni bırakmıyor? Bu hastalık yüzünden ders notlarım düşüyor. Hastalık yüzünden gülemiyorum, sevemiyorum, sevinemiyorum. Hastalık yüzünden her şeyden nefret ediyorum. Hastalık lanet bir musibet. Kurtulamayacağım bundan."

    Üniversiteden mezun olduğumda düşüncelerim de değişti. Şöyle düşünmeye başladım: "Hastalık sayesinde yaşamanın güzelliğini, önemini daha iyi kavrıyorum. Ruhumun geliştiğini, olgunlaştığını hissediyorum. İlerde büyük işler yapacağım. Bunun için zorluklara dayanabilecek bir iradeye ihtiyacım var. Kaderim beni bu hastalıkla imtihan ediyor. Ayrıca hastalık sayesinde bu dünyada misafir olduğumu anlıyorum. Böylece sonunda mutlaka huzuruna çıkacağım. Yaratıcıma yakınlaşıyorum. Üstelik hastalık, işlenen günahları temizliyor. Hastalık geçmişimdeki hatalarımın temizlenmesi için bana gönderilen güzel bir hediyedir.

    Karıncalarını aç bırakmayan şefkatli Yaratıcının, Hz. Eyyüb (as) gibi büyük bir peygamberini on yıldan uzun süre hastalıkla imtihan etmesinin nedeni intikam olamaz. Uçurumun kenarına gelen koyun hafif ikazdan anlamayınca, çoban onu değnekle uçurumdan uzaklaştırır. Hastalık sayesinde kalp kırmaktan, hak gasp etmekten, isyan etmekten kurtuluyorum. Demek ki beni koruyan şefkat, uçurumdan uzak durmamı sağlıyor."

    Olumsuz düşünceler yüzünden hastalığım bana on kat şiddetli acı çektiriyordu. Yeni düşünceler sayesinde hastalığımın gerçek acısı ondan bire indi. Dahası hastalığı sevmeye başladım. Doktor bana şöyle demişti: "Sinüzitten tamamen kurtulamazsın. Ona alışacaksın. Onunla yaşamayı öğreneceksin." Doktor söylediğinde değil, olumlu düşündüğümde hastalığı sevdim. Bundan sonra iki ay içinde hastalığım yok oldu. İki ay boyunca portakal greyfurt suyu içtim. Bir süre sonra kendime geldim. "Ne oldu bana? Benim hastalığım ne zaman geçti?" diye sordum kendime.

    1989 yılında Keçiören ilçesine gitmek üzere Ankara'nın Sıhhiye köprüsünün altında otobüs bekliyordum. Bekleyişim 40 dakika sürdü. Sinirlerim gerildi. Kafese kilitlenen esir gibi yerimde dolaşıp durdum. Omuzlarım, boynum, tüm vücudum gerildi. Kulaklarımdan soluyordum. Söylendiğimi gören insanlar belki de aklımı kaçırmak üzere olduğumu düşünüyorlardı. Aniden aklıma bir fikir geldi: "Elbette işim aceleydi. Ben zaten hayatım boyunca koşuşturuyorum. Bir yükten kurtulduğumda diğer yük omuzlarıma çöküyor. İşten kaçmıyorum, elbette çalışmaya devam edeceğim. Şu anda yaratıcım benim sabrımı ölçüyor. Çünkü sadece büyük sabrı olanlar büyük işlerin üstesinden gelebilirler." dedim. "Ne kadar dayanabileceğimi ölçüyor. Hem de beni eğitiyor. Ağır yüklerin üstesinden gelebilmek için sakinlik içinde sabretmeyi öğrenmemi istiyor." Nasıl rahatladığımı, dahası nasıl sevindiğimi anlatamam. Zihnim hemen ideallerimle ve onlarla ilgili planlarla doluverdi. Bir dakika sonra otobüs geldi. Yolculuk boyunca duyduğum sevinci gözlerime bakan herkes hissedebilirdi. Nasıl değişebileceğinizi görebiliyor musunuz?

    Büyük Millet Meclisi asansörlerinin birinde dönemin İzmir Milletvekili Ahmet Piriştina ile karşılaştığım bir günü hatırlarım. Asansördeki boy aynasına baktığımda uzun bir insanın yanında kısa kaldığımı gördüm. Üzüldüm. Boyumun biraz daha uzun olmasını diledim. Asansörden indiğimde aniden geri döndüm ve asansördeki aynaya bakarak "Yakaladım seni" dedim. Farkında olmadan kendimi güçsüzleştiren bir düşünce içine girmiştim. Süleyman Demirel'le yıllar önce çalışma odasının girişinde omuz omuza çektirdiğim bir resmi hatırladım. Ondan kısa değildim. Hem Rahmetli Turgut Özal gibi kısa boylu olsam ne çıkar. Bir dizi olumlu düşünce üreterek kendimi çelik gibi güçlü hissettim. İşte böyle tuzağa düşüyoruz. Hiç kimseden çirkin değilsiniz. Sahip olduğunuz potansiyel yetenek kimseninkinden aşağı değildir. Siz büyüksünüz. Güçlüsünüz. Nasıl olur da yalanlar uydurarak kendinizi güçsüzleştirirsiniz?

    Edison elektriği ararken yaptığı yüzlerce deneyin her biri bittiğinde "Bugün elektrik üretemeyen yeni bir yol keşfettik" dermiş. Başarıyla bitmeyen her deney bizi başarıya bir adım daha yaklaştırır. Çünkü hedefe ulaştırmayan deneyler nasıl başarılamayacağını göstererek hatalı alternatifleri azaltırlar. İhtiyacımız olan yaklaşım budur.

    Bilinmeyen bir alfabeyle yazılmış bir kainata doğarız. Anlamını bilmediğimiz mesajları kavrayamayız önce. Bebek tabancadan korkmayı, lüks otomobilleri sevmeyi bilmez. Evrenin bize anlattığını değil, bizim evrenden anladığımızı dikkate alıyoruz. Herkes evrensel dili kendi tercümesine göre yorumlar. Aslında evren bize çok büyük, çok yüce mesajlar verir. Kainatta olumsuz mesaj yoktur. Biz bazılarını olumsuz algılıyoruz. Kainatın gerçek mesajını algılayanlar keşiflere, başarılara imza atanlardır.

    Güçlü insan yumruğunu çok güçlü savurur. Asıl güçlü adam kendisine savrulan yumruğu tersine çevirendir. Aikido sporunu bilirsiniz. Aikido sporcusuna ne kadar güçlü saldırırsanız o kadar hızlı mağlup olursunuz. Çünkü savurduğunuz yumruğu, hayran bırakan bir ustalıkla size çevirir. Hayatın darbelerine de böyle karşı koyacaksınız. Size yönelen saldırı, çektirilmek istenen acı ne kadar büyükse göstereceğiniz başarı da o kadar yüksek olacaktır. Nasıl yapacağınızı bilirseniz, yediğiniz darbeleri vurduğunuz darbelere dönüştürebilirsiniz.
    Olumlu düşünme bir sanattır. Kendimizi savunmak için bu sanata aikido sanatından daha çok ihtiyacımız var. Hastalığın omuzlarına basıp sıçrayın. Yetimliğin omuzlarına binip uçun. Terk edilmişliği, ihaneti ayaklarınızın altına dayanak yapın. Başarısızlıklarınız dağ gibi birikmişse müjdeler size. Dağlara çıkmak isteyen siz değil misiniz? Bakın işte hepsi ayaklarınızın altında.
#12.09.2009 13:57 0 0 0
  • Olumlu Düşünme Üzerine

    Olumlu Düşünme, size başarınızın önündeki engelleri kaldırmanızda ve kendi geleceğinizi kendi elinize almanızda yardımcı olacaktır
    Kişisel başarı programı oluşturmanızı sağlayacaktır.
    Günlük iş ve aile yaşamınızdaki stresin üstesinden gelmenizi sağlayacaktır.
    İçsel duygularınızla temasa geçip olumsuz düşüncelerinizi yok edecektir.
    Yaşamınızın sorumluluğunu kendi ellerinize almanızı sağlayacaktır.
    Hayatın mükemmel olmadığını hepimiz biliyoruz.Her zaman çıkışlar ve inişler, önceden görülmeyen engeller olacaktır. Hoşunuza gitse de gitmese de, bu yüzden kendimizi mutsuz hissetsek de bu böyle. Yaşamımızda beliren ve önceden kestiremediğimiz olaylar için hiçbir şey yapamayız ama en azından bunlarla başa çıkabilmek için bir şeyler yapabiliriz.
    Biz insanlar davranışlarımızı ve performansımızı etkilemek istiyorsak bunu ancak bilinçaltı zihnimizle yapabiliriz. Bunun için kendimize yeni, olumlu düşünceler seçmeli ve bunları sürekli bilinç zihnimizde tekrarlamalıyız. Buna göre;

    OLUMLU DÜŞÜNME NEDİR?

    Olumlu Düşünme, bilinçaltı zihnimizin yönlendirebilme yeteneğini olumlu biçimde kullanmaktır.
    Olumlu Düşünme, kendinizi ve başkalarını sevmek çevrenizdeki insanlarla ilgilenmek demektir. Olumlu düşünmenin de ötesinde bir şey vardır ve bu ikinci şey olmadan birincisi işe yaramaz.Olumlu düşünmenin ötesinde olan şey, olumlu inançtır. Olumlu düşünme roketse, olumlu inanç ta onu yıldızlara götüren yakıttır.Düşünme gerçeğin doğuşudur.Olumlu düşünmenin gerçekleşmesini olumlu inanç sağlar.

    OLUMLU OLMAK
    Olumlu olmak, açık ve dostça olmaktır;ne istediğini bilmek ve buna göre harekete geçmek demektir.
    Olumlu olmak demek, bilinçli olarak işin parlak, güzel yanına bakmak demektir; dünyaya gerçek dışı şekilde toz pembe gözlerle bakmak değildir.

    Diğer bir ifadeyle;
    Olumlu olmak, daha az endişeli ve daha mutlu olmak demektir.
    Zihninizi endişelerle doldurmak yerine, meselelerin iyi tarafına bakmayı seçmektir.
    Mutsuz olmak yerine mutlu olmayı seçmektir.
    Özetle Olumlu Olmak; Güzel gören güzel düşünür , güzel düşünen hayatından lezzet alır
    düsturunu hayatımıza hayat edinmemizdir.

    TAVSİYELER
    *Olumsuz cümle yapılarından kaçının.
    "Korkmayacağım" demeyin "Sakin ve rahatım" deyin. Başka sözlerle istediklerinizi düşünün, istemediklerinizi değil.
    *Eğer olumsuz düşüncelerden hemen kurtulmazsanız giderek büyürler ve zihninizi tümüyle kaplarlar.Kendinizi olumsuz düşünceler yolunda ilerlerken yakaladığınızda hemen aklınıza " DUR" deyip yerlerine olumlu düşünceler koyun.(Vesvese hissinde olduğu gibi)

    UNUTMAYIN Kİ!
    Zihninizi olumlu düşüncelerle doldurur ve bunların gerçekleşmesi için Allah'ın yol göstermesini isterseniz, o gününüz daha iyi geçer.
    Kendi kendinize, "Ben olumsuz düşüncelerle dolu olursam, başarılı olmayı nasıl bekleyebilirim?" diye sorun.
    Kendinizi ümitsiz ve yetersiz hissettiğiniz zaman, sahip olduğunuz yeteneklerin bir listesini yapın.
    Küçük ve önemsiz olmasına aldırmadan her işi büyük bir gayretle ve hevesle yapın
    Sevginin ve bağışlamanın sağlığımız üzerindeki olumlu etkisini unutmayın.
    Nefret ve kin duygusundan kurtulun, onun yerine iyi duygulara sahip olun.
    Zihniniz sağlıklı olursa bedeniniz de sağlıklı olur,bunu hiç unutmayın!
    Başkalarına yardım etme fırsatını yakaladığımız zaman çok şaşırtıcı sonuçları bekleyebiliriz. Gerçekten içten bir duyguyla yardım ederseniz, kendinizi iyi hissedersiniz.
    Aşağıdaki ilkeleri daima aklınızda tutun
    Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmayın.İnsanlar işlerin yolunda gitmeyip artık başarılı olamayacaklarını düşündükleri anlarda gayret gösterip çalışınca başarıya ulaşmışlardır.
    Sahip olduğunuz değer ve olanakların daima farkında olun.
    Gerçeklere karşı çıkmayı bırakın... Ve söze dökülmemiş sevinçleri keşfedin.
    Düşündüğümüz gibi bir insan oluruz.
    Kendini güven, inançlı ve azimli bir insan ol.
    "Ben yapamam!"düşüncesinden kurtulmak için daima "Ben yapabilirim, ben yapabilirim!" deyin ve buna inanın.
    Zihnimizi Allah'ın isteklerine açarsak, mucizeler yaratabiliriz.
    Bunları yalnızca okumakla kalmayın, muhakkak uygulayın.

    HER ŞEY YOLUNA GİRER
    Yolunuza sorunlar çıkarsa bunlara direnmeyin.En güçlü olabildiğiniz zamanlar, esnek kalabildiğiniz zamanlardır.Aksilikler her zaman olabilir ve bazen ters bir dalga gibi ayaklarınızı yerden kesip sizi sürükleyebilir.Dalgaya karşı yüzmeniz. Sinirlerinizi harap eder; enerjinizi tüketir ve kazanma şansınızı yok eder.Dalganın tepesinde yüzdüğünüzden emin olun.

    OLUMLU DÜŞÜNME VE HATALAR
    Hatalar, utanılacak şeyler değildir. Aksine hatalar, yaşam sürecindeki kaçınılmaz katkılardır.Eğer bir hata yaptıysak, onu tümüyle analiz ettikten sonra "TECRÜBE" Klasöründe dosyalayın. Hatalar, burada yardım etmek için bulunuyor, cezalandırmak için değil.
    OLUMLU DÜŞÜNME VE DUA
    Olumlu düşünme, tam anlamıyla siz dua ederken gerçekleşir.Sorunlu bir durumdan kurtulmak için dua ediyorsunuz.Aynı anda da olumlu sonuçlar hakkında ve sorun çözüldüğünde duyacağınız rahatlama üzerinde düşünüyorsunuz.Dua ediyorsunuz çünkü bunun size yardımcı olacağına inanıyorsunuz. Unutmayın dua Allah'ın dilediğini değiştirmez, değiştirdiği dua edenin kendisidir.

    YÜREKTEN NEYE İNANIRSAK O GERÇEKLEŞİR -İSTER İYİ İSTER KÖTÜ OLSUN.
    ÇARPICI BİR ÖRNEK...
    Bu olay Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bir idam mahkumunun başından geçti. B u mahkum elektrikli sandalye yerine bilekleri kesilerek idam edilmeyi tercih etmişti.Gözleri bağlandı.Bir görevli, mahkumun bileğine bir kuş tüyünü sürttü ve mahkum öldü.

    OLUMLU DÜŞÜNME VE MORAL
    Bir gün işten eve dönerken mahalledeki çocukların evimin yanındaki parkta futbol oynadıklarını gördüm ve maçı seyretmeye başladım.Kalenin arkasındaki sıralardan birine oturdum ve yanımdaki çocuğa skoru sordum.Çocuk "4-0 mağlubuz" diye cevapladı gülümseyerek.
    "Gerçekten mi?"dedim. "Pek moralin bozulmuş gibi görünmüyorsun ama." Çocuk gayet rahat cevap verdi: "Niye bozulsun ki moralim?" dedi şaşırmış bir ifadeyle, "Maç daha başlayalı beş dakika oldu."

    OLUMLU DÜŞÜNME VE ENDİŞE
    Endişe ve pişmanlık dünyadaki en büyük zaman yitiricilerdir.Gerçekleri değiştirmezler , sadece kendimizi çürümüş hissetmemize sebep olurlar.Endişe duyarak kendinizi tümüyle mutsuz etmekle kalmıyorsunuz,olumsuz bir sonucun doğma olasılığını da arttırıyorsunuz.Öyleyse şunu bilmeliyiz ki...

    UNUTMAYIN
    Sizin şer gördüğünüz şeylerde "hayır" , hayır gördüğünüz şeyler de "şer" olabilir.
    Sizin bir çıkar yol görememeniz, bir çıkar yol olmadığı anlamına gelmez
    Sizi eski formunuza kavuşturacak o muazzam güç her zaman içinizde saklı durur ve sizin onu harekete geçirmenizi bekler.

    OLUMLU DÜŞÜNME ÜZERİNE SÖZ CEVHERLERİ
    Bir damla bal, bir varil ziftin çekemeyeceği kadar çok sinek toplar.-atasözü
    Düşüncelerimizin kalitesi yaşam kalitemizi belirler.
    Başarılı insanı belirleyen ilk özellik tutumudur. Kişi olumlu tutum ve düşüncelere sahipse, zorluklarla uğraşmayı seviyor ve onların üstesinden gelmekten haz duyuyorsa başarılarının yarısını gerçekleştirmiş sayılır. Lowell Peacock
    İnanç sonuç getirir.
    İnanç, en zor koşullarda bile etkilidir.
    Her güçlüğü yenmenin anahtarı inanmaktır.Kendinize inanın. Geleceğe inanın.Yapabileceğinize inanın.İnsanlara inanın.
    İnanın ve inanmaya devam edin.
    Bazı kimseler güllerin dikeni olduğundan yakınırlar. Ben dikenlerin gülü olduğuna şükrederim.- Alphonse Karr
    Güzellik bakan gözdedir- O.Nuri Ekiz
    Pozitif düşünmek,pozitif sonuçlar üretir- Dr.Norman Vincent Peall
    İyimser yaranın üstünde kabuk, kötümser de kabuğun altında yara görür.-Ernest Schrönder
    Bir insanın mikroskop altında gül dalının köklerini inceleyeceği yerde, onun goncasının açılışını seyredip sevinmesi daha iyidir.- Oscar Wilde
    Başarısızlık ve felaketlere rağmen, hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar, daha çok iyi bir ana tarafından büyütülmüş olanlardır.- Andre Mauroıs
    Senin hakkında iyi zanda bulunanın zannını gerçekleştir.- Hz.ALİ
    Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz. -Franz Kafka

    Hayatta Başarılı Olmak İçin;
    Düşünün
    Öğrenin
    Uğraşın
    Çalışın ve
    İnanın

    SONUÇ
    Değişebilir ve neşeli bir hayat sürebilirsiniz.
    Olumlu düşünen bir insan olabilirsiniz.
    Gerçekten kendinize güven duyabilirsiniz.
    "Ben yapamam!"duygusundan kurtulabilirsiniz
    Her zaman mutlu olabileceğinize inanmalısınız
    İşler kötüye gittiği zaman "AMA..." sözcüğünü hatırlayın
    Korkunun en büyük düşmanı olarak inancı olumlayın.
    İnanmanın olumlu gücünü uygulamaya çalışın.
    İçinizde bir boşluk hissetmenize izin vermeyin, içinizi daima inancın gücüyle doldurun.

    VİCDAN
    İçinizde vicdan duygusu vardır ve o sizi iyi şeyler yapmaya yönlendirir.


    SEVGİLİ ARKADAŞLAR!
    Her zaman olumlu düşünün ve coşkuyla hareket edin Hayat budur!
#12.09.2009 14:00 0 0 0