SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE...

Son güncelleme: 08.10.2005 02:09



  • Gelin gülle başlayalım atalara uyarak
    Baharı kolayarak girelim kelimeler ülkesine
    Bir anda yükselen bir bülbül sesi
    -Erken erken karlar ortasında
    Güneş dönmüş ışık saçan bir yumurta-
    Bana geri getirir eski günleri
    ...Paslanmış demir bir kapı açılır
    Küf tutmuş kilitler gıcırdarken
    Ta karanlıklar içinde birden
    Bir türkü gibi yükselirsin sen
    Fısıldarım sana yıllarca içimde biriken
    Söyleyemediğim ateşten kelimeleri
    Şuuraltım patlamış bir bomba gibi
    Saçar ortalığa zamanın
    Ağaran saçın toz toprağını
    Bana ne Paris'ten
    Newyork'tan Londra'dan
    Moskova'dan Pekin'den
    Senin yanında
    Bütün türedi uygarlıklar umurumda mı
    Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu
    Geceme gündüzüme
    Gözlerin
    Lale Devrinden bir pencere
    Ellerin
    Baki'den Nefi'den Şeyh Galib'den
    Kucağıma dökülen
    Altın leylak

    III

    Ölüler gelmiş çitlembikler sarmaşıklarla
    Tırmanmışlar surlarıma burçlarıma
    Kimi ırmaklardan yansıma
    Kimi kayalardan kırpılma
    Kimi öteki dünyadan bir çarpılma
    İçi ölümle dolu
    Dönen bir huni
    Doğarken güneş
    Kesilmiş ölü yüzlerden
    Bir mozayik minyatürlerden
    Dokunur tenimize
    Soğuk bir azrail ürpertisiyle ay
    Ve birden senin sesin gelir dört yandan
    Menekşe kokulu sütunlardan
    Komşu dağlardaki nergislerden leylaklardan
    Gözlerine ait belgeler sunulur
    Ey aşkın kutlu kitabı
    Uçarı hayallere yataklık eden
    Peri bacalarının yasağı
    Gönlümün celladı acı mezmur
    Bana bıraktığın yazıt bu mudur
    Ölüm geldi bana düğün armağanın gibi
    Senden bir gök
    Senden yıldızlar ördüler
    Ateş böcekleri
    O gece dört yanıma
    Ey bitmeyen kalbimin samanyolu destanı
    Sen bir anne gibi tuttun ufukları
    Ve çocuklar gülle anne arasında
    Seninle güller arasında
    Tuhaf bir ışık bulup eridiler
    Çocuklar dağ hücrelerinde erdiler
    Aramızdaki sırra
    Bir de ay ışığında büyüyen fısıltılar
    Gençlik monologları
    Seni alıp kaybolmuş zamanın çağıltısından
    Bana getiren
    Yasamız vardı
    Öfkeyle yazardın sen bir yüzüne
    Ölür ölür okurdum öbür yüzünde ben

    SEZAİ KARAKOÇ


    sizi bilmiyorum ama şiir dediğin budur işte...
#28.09.2005 11:36 0 0 0
  • Ellerine yüreğine sağlık
#28.09.2005 15:58 0 0 0
  • Bu şiiri daha önceden de okumuştum. Çok güzel bir şiir
#28.09.2005 18:24 0 0 0
  • bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim
    ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura
    tüyüme horozdan çok itimat edeceğim
    itimat edeceğim şu belalı yağmura
    ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim
    asılmış bir adamın iki eli yağmura
    bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.

    --------------------------------------

    usta şair....
#28.09.2005 18:34 0 0 0
  • noimage
#01.10.2005 15:19 0 0 0
  • Ellerine Emegine Yüregine Saglik
    Tesekkürler
#08.10.2005 02:09 0 0 0