Yüce rabbimiz ALLAH subhanehu ve teala bizleri, neslimizi ve bütün mü`minleri bu tür pisliklerden muhafaza etsin..... allahumme eeemiiin
SİHİR YAPMAK BÜYÜK GÜNAHTIR
İmanın zayıflığı ve ilim azlığı sebebiyle müslümanlar arasında onların temiz yaşantılarını bulandıran, dinlerini ve dünyalarını pis işlerle ifsad edenler çoğaldı. Müslümanlar uzun süre bu pis işlerle savaştı. İzzetli ve kuvvetli oldukları günlerde bu işleri yapanları öldürdüler. Sihir ve sihirbazlık bu çirkin işlerdendir. Sihir büyük günahlar arasında sayılır. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem onu şirkle bir arada zikretmiş ve şöyle buyurmuştur: "Yedi büyük günahtan sakının: Allah'a şirk koşmak ve sihir.." Bunun da ötesinde, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem her sihirbazdan berî olduğunu, onların bu ümmetten olmadığını haber verdi. Imran bin Husayn radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivayet edilir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Uğur yapan ve uğur yaptıran, kahinlik yapan ve kehanet yaptıran, sihir yapan ve sihir yaptıran bizden değildir" Bezzar rivayet etmiştir ve hadis hasendir. Sihirbazın ve kahinin söylediğini doğrulamak küfre götürür. Allah bizi ve seni bundan korusun. İbni Mes'ud radıyallahu anh şöyle der: "Kim arrafa, sihirbaza ya da kahine gider ve onun söylediğini tasdik ederse Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e ineni inkar etmiştir."
Sihirbazın cezası, - İmam Ahmed'in Becale bin Ubde'den yaptığı rivayette olduğu gibi- kılıçla boynunun vurulmasıdır. Der ki: "Ömer b. El- Hattab, her sihirbaz erkeği ve sihirbaz kadını öldürmemizi emrettiğini bize yazdı." (Becale) dedi ki: "Biz de bunun üzerine üç sihirbaz öldürdük." Cündüb b. Abdullah- radıyallahu anh-dan; dedi ki: "Sihirbazın cezası kılıçla boynunun vurulmasıdır." Sihirbazlara, kahinlere, arraflara gitmek gibi Allah'a isyan olan bir işle O'ndan şifa istenilmez. Şifa veren ancak Allah'dır. Ve, Allah bu ümmetten her hangi bir kişinin şifasını ona haram kıldığı şeylerde yaratmamıştır.
Es- Sadık El-Masduk olan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in haber verdiği gibi sihirin tedavisi aşağıdaki şekilde olur:
1) Sihirde kullanılan eşyaların (şayet sihir yapılan kişi onu bulabilirse) yakılması, gömülmesi ve yok edilmesi. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in yaptığı gibi.
2)İlaçların en faydalısı, Allah Teâlâ'nın kelamı ve şerefli Nebi'nin duaları ile rukye yapmaktır. Fatiha Suresi'ni, Âyet'el Kûrsi'yi, "Guleuzu bi rabbil -felak" ve "Gul euzü birabbinnâs"ı okumak bu türdendir. Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem'den rukye hakkında varid olan, Hasan ve Hüseyin'i Allah'a sığındırdığı zaman söylediği dua da rukyedir: "Sizleri her şeytandan ve zehirli hayvandan ve her kötü nazarlı gözden Allah'ın noksansız kelimelerine sığındırırım." Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şu sözleri de rukyedendir: "Allah'ın ismiyle okuyup üflüyorum. Allah, sana eza veren her derdin şifasını versin." "Kerim Arş'ın Rabbi olan Yüce Allah'dan sana şifa vermesini dilerim" "İnsanların Rabbi; zorluğu gider, şifa ver. Sen şifa verensin. Senin şifandan başka hastalığı giderecek şifa yoktur."
3) Allah Teâlâ'nın izniyle, tüm afetlerden koruyucu en büyük etkenlerden biri de Kur'an ayetlerinden ve sahih nebevi hadislerden oluşan sabah ve akşam zikirlerine devam etmektir.
4) Sihirden ve benzeri şeylerden korunmada en büyük metodlardan biri, Allah'a ibadete ve taata sıkı sarılmaktır. Şüphesiz, insanlardan bir çoğu bunu ihmal ediyor ve gevşek davranıyor. Allah'ın koyduğu haramları çiğniyor. Sonra kendisine bir hastalık isabet edince rabbini hatırlıyor. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem İbni Abbas'a tavsiyesinde şöyle demişti: "Rahatta Allah'ı hatırla ki şiddette seni gözetsin" Sıhhatli ve kuvvetli halinde Allah'a yakın olana zayıf ve hasta halinde de Allah yakın olur.
''Kuş uçuran ve kendisi için kuş uçurulan, fala bakan veya baktıran, sihir yapan veya yaptıran bizden değildir. Kim bir falcıya gider de söylediğine inanırsa o kimse Muhammed (s.a.v.)'e indirileni inkar etmiş olur." Mecme'uz-Zevâid, c.V, s.117. (Hadisi Bezzar, İmran İbn-i Husayn'dan rivayet etmiştir.)
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
(Mûsâ aleyhisselâma inanan sihirbâzlar Fir'avn'a) "Bize zorla yaptırdığın sihrin vebâlini mağfiret buyurması için Rabbimize îmân ettik" dediler. (Şuarâ sûresi: 50)
Tetayyur eden ve tetayyur olunan; kâhinlik yapan ve kâhine giden; sihir yapan ve yaptıran ve bunlara inanan bizden değildir. Kur'ân-ı kerîme inanmamıştır. (Hadîs-i şerîf-Hadîka)
Sihir yaparken küfre sebeb olan kelime veya iş olursa, küfürdür. Böyle kelime veya iş bulunmazsa, büyük günâhtır. (İmâm-ı Nevevî)
Sihir insanları hasta eder, sevgi veya muhabbetsizlik yapar. Yâni cesede ve rûha te'sir eder. Sihir, kadınlara ve çocuklara daha çok te'sir eder. Sihrin te'siri kat'î değildir. İlâcın te'siri gibi olup, Allahü teâlâ isterse te'sirini yaratır. İstemez se, hiç te'sir ettirmez. (İmâm-ı Rabbânî)
Bir sâhir (büyücü) sihir ile istediğini elbette yapar, sihr muhakkak te'sir eder demek ve böyle inanmak küfrdür, îmânı giderir. (S. Abdülhakîm-i Arvâsî)
gs 05 rumuzlu vatandaş,yahu sen yukarıdaki satırları okumadın mı,tabii ki okudun,peki milletle dalga mı geçiyorsun.Arkadaş burası ciddi bir site."Büyü yapan da yaptıran da dinden çıkar" deniliyor.Senin yerinde olsam o satırları yeniden tekrar tekrar okurum.Tabi okuma yazman varsa.Ne diyeyim,Allah sana ve senin gibilere akıl fikir versin.
Sen önce doğru dürüst,hatasız yazmasını öğren sonra aşık olursun.Ben kız olsam,bu devirde,senin gibi okumadan alim,yazmadan zalim olan birini,yanıma bile yanaştırmam.Senin ilkokul diploman bile yoktur.Şimdinin kızları üniversite mezunu,mastır yapmış erkeği bile beğenmiyor.Senin neyini beğensinler.