gün
gülsün yüzüne!
gülsün
kıyamıyorum dokunmaya özüne!
yine aynı mısralar dökülüyor kalemimden sana varmaya çalı$tıkça...
yoksun...
yoksun...
yoksun...
yok oluyorum ben de artıkyoruldum
bir avuntu sadece
bakıyorum hala iskeleye inenlere...
yaşlanmışım
seçemiyorum artık belli belirsiz yüzleri.
ya$lanmak ne zormuş görmemek (yar) yüzünü (kendi) gözlerinde...
bir umut sadece
çekmeceyi açıyorum...
yıllar eskitemezmiş ya anıları
fotoğraflar arıyorum...
yırtık bir fotoğrafta yanına yakışmıyorum...
başımı kaldırınca
göz göze geliyorum aynada kendimle
arkamda bir siluet
dokunmaya çalışırken tenime...
yoksun ben sadece hayal kırıklığı olduğunu anlıyorum halisülasyonların..seni benim yazdığımı aslında olmadığını fısıldıyorum yüreğime en ağır şekilde...
yırtık
eski
renkleri silinmiş
üzerine su damlamış bir fotoğrafım...
sığmıyorum albümlere... parçalara bölünüp atılasım geliyor kıyamıyorum olur da dönersen beni yitirdiğini anladığın an ki haline...
sadece senin eserin olan senin için rengi solan eski yırtık bir fotoğrafım... yanına yakışamadığım...
senin için yıprandığım...
parçalarım yüreğinde mi hala?
sadece senin eserin olan senin için rengi solan eski yırtık bir fotoğrafım... yanına yakışamadığım...
senin için yıprandığım...
parçalarım yüreğinde mi hala?