Orucun Önemi

Son güncelleme: 06.11.2022 11:35
  • İslâmın beş şartından üçüncüsü Ramazan ayında oruç tutmaktır. Ramazan orucu, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.

    Oruç, niyet ederek tanyerinin ağarmaya başlamasından itibaren, akşam güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve karı-koca ilişkisinde bulunmamaktır.

    Ramazan ayı, müslümanlar için kutsal ve çok mübarek bir aydır. İslâm güneşi bu ayda doğmuş, dünyayı aydınlatan Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim bu ayda inmeye başlamıştır. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi bu ayın içindedir. İçimizi kötü düşüncelerden, dışımızı çirkin davranışlardan temizleyen oruç bu ayda tutulmaktadır.

    Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Ola ki, korunup sakınırsınız." (48)

    Oruç, bizi dünyada kötülüklerden sakındıran, ahirette cehennemden koruyan ve günahlarımızın bağışlanmasına vesile olan önemli bir ibadettir. Sevgili Peygamberimiz şu müjdeyi veriyor: "Kim inanarak ve mükâfatını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." (49)


    Orucun Faydaları

    a) Oruç Ahlâkımızı Güzelleştirir

    Oruç, bize daima Allah'ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu geliştirir. Kalbimizi kötü duygu ve düşüncelerden temizler, başkalarına fenalık yapmaktan korur. Oruç, bize en güzel ahlâkî davranışları kazandırarak adeta melekleştirir.

    Orucun farz olmasındaki hikmet, Allah'a karşı kulluk görevini yerine getirmek ve kötülüklerden sakınmaktır.


    b) Oruç, Merhamet ve Yardım Duygularını Geliştirir

    Hayatında açlık nedir bilmeyen varlıklı bir kimse, yoksulların çektiği açlık ve sıkıntıyı gereği gibi anlayamaz. Fakat bu kişi oruç tutarsa açlığın ne olduğunu anlar ve yoksulların sıkıntılarını yüreğinde daha iyi hisseder, onlara karşı şefkat ve merhamet duyguları uyanır. Bunun sonucu olarak da yoksullara yardım elini uzatır, sıkıntılarını gidermeye çalışır.


    c) Oruç Tutmak İnsanı Sağlıklı Yapar

    Bu konuda Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz."(50)

    Senenin onbir ayında yorulan sindirim organları oruç sayesinde dinlenir. Bilim adamları, orucun sağlık yönünden vücudumuza bir çok faydaları olduğunu belirtmişlerdir. Nobel tıp armağanı kazanan ünlü Fransız bilim adamı Doktor Aleksi Karel oruç hakkında şunları söylüyor: "Oruç sırasında vücutta depo edilmiş besin maddeleri harcanır, sonradan bunların yerine yenileri gelir, böylece vücutta bir yenilenme olur. Oruç sağlık bakımından çok faydalıdır."(51)


    d) Oruç İnsana Sabırlı Olmayı Öğretir

    Oruç tutmakla, belirli bir zaman yeme, içme arzusuna karşı koyan kişi, hayatta karşısına çıkabilecek güçlüklere kolaylıkla sabreder, acılarave sıkıntılara dayanır, iradesi güç kazanır. Gerektiğinde düşmanla savaşmaktan yılmaz, bu uğurda karşısına çıkabilecek zorluklara dayanmasını bilir.


    Oruç Kimlere Farzdır



    Orucun Farz Olmasının Şartları Şunlardır:

    1) Müslüman olmak,

    2) Akıllı olmak,

    3) Erginlik çağına gelmiş olmak.

    Erginlik çağına gelen ve akıllı olan her müslüman erkek ve kadına Ramazan ayında oruç tutmak farzdır. Allah'ın kesin emridir. Erginlik çağına gelmeyen çocuklara oruç tutmak farz değildir. Ancak bünyelerine zarar vermeyecek şekilde çocukları da yavaş yavaş oruca alıştırmak uygun olur.

    Kadınlar, lohusalık ve adet görme hallerinde oruç tutamaz, namaz kılamaz. Bu halleri geçtikten sonra tutamadıkları oruçları kaza ederler, yani gününe gün tutarlar. Fakat kılamadıkları namazları kaza etmezler.


    Sahur

    Oruç, tan yerinin ağarmaya başladığı imsak vaktinin girmesi ile başlar. Bu vakitten sonra yemek yenmez, her hangi bir şey içilmez ve orucu bozan şeyler yapılmaz. Bu sebeple oruç tutacak olan kimse, imsak vaktinden önce yemeğini yemelidir. İmsaktan önceki bu yemeğe «sahur» denilir.

    Sahurda kalkıp yemek müstehabdır. Sevgili peygamberimiz: "Sahurda yemek yeyiniz, çünkü sahur yemeğinde bereket vardır."(52) buyurmuştur. Sahur yemeği, oruca dayanma gücü verir. Duaların kabul edildiği vakitlerden biri de sahur zamanıdır. Sahura kalkan bir oruçlu, dilekleri için dua etmeli ve Allah'tan günahlarının bağışlanmasını istemelidir.

    Oruç ibadetini tamamlayıp iftar vaktine yetişen kimse bundan büyük bir mutluluk ve sevinç duyar. Tuttuğu orucun mükâfatını almak üzere, kıyamet gününde Allah'ın huzuruna vardığı zaman en büyük sevinci tadacaktır.

    Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri iftar ettiği vakit, diğeri de Allah'a kavuştuğu zamandır." (53) İftar vakti yapılan duaların geri çevrilmeyeceğini, Allah tarafından kabul edileceğini Peygamber Efendimiz bildirmiştir.
#30.09.2005 10:28 1 0 0
  • İftar

    İmsak vaktinde başlayan oruç, akşam güneş batıncaya kadar devam eder. Güneş batınca yemek ve içmek suretiyle oruç açılır. Orucu açmaya «iftar» denir.


    İftar Duası:

    İftar vaktinde şu duayı okumak sünnettir:

    "Allahümme leke sumtü, ve bike âmentü, ve aleyke tevekkeltü, ve alâ rızkıke eftartü, ve savmel'ğadi min şehri ramazane neveytü, fağfir lî ma kaddemtü ve mâ ahhartü"

    Anlamı: "Allahım, senin rızan için oruç tuttum, sana inandım, sana güvendim, senin rızkınla orucumu açtım. Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Artık benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"



    Oruca Ne Zaman ve Nasıl Niyet Edilir


    Orucun sahih olması için niyet etmek şarttır. Niyetsiz oruç makbul değildir.

    Ramazan orucuna, akşamdan itibaren kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Şöyle ki:

    Normal olarak oruca, sahur yemeğini yedikten sonra niyet edilir. Ancak sahurda uyanamayıp yeme içme zamanının bittiği imsak vaktinden sonra kalkan bir kimse, güneş doğmuş olsa bile, kuşluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir. Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir şey yapmasın.

    Sahura kalkmak istemeyen bir kimse, akşamdan sonra yarının orucuna niyet edebilir, geceleyin kalkıp tekrar niyet etmesi gerekmez. Ramazan ayında tutulamayan orucu, başka günlerde kaza ederken niyetin geceleyin «tan yeri ağarmadan önce» yapılması gerekir. Keffaret oruçları da böyledir. Bu oruçlara imsaktan sonra niyet edilmez.

    Niyet esasen kalp ile olur. Yani geceleyin, yarın oruç tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir. Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir. Oruca kalp ile niyet etmek yeterlidir. Ancak kalp ile yapılan bu niyeti dil ile söylemek daha iyidir. Bu sebeple, oruç tutacak olan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dili ile: "Niyet ettim Ramazan-ı şerifin yarınki orucuna" diye söylemelidir.


    Oruç Nasıl Tutulur


    Oruç, imsâk vaktinde başlar. Oruca niyet eden kimse bu vakitten itibaren herhangi bir şey yiyemez, içemez ve orucu bozan şeyleri yapamaz. Bu durum akşam güneş batıncaya kadar devam eder. Güneş battıktan sonra yiyip içmek sûretiyle orucunu açar. İşte niyet ederek, imsâk vaktinden akşam güneş batıncaya kadar yememek, içmemek, ve orucu bozan şeylerden sakınmakla bir günlük oruç tutulmuş olur.



    Orucu Bozup Hem Kaza, Hem de Keffareti Gerektiren Şeyler

    Oruçlu olduğunu bildiği halde kasden;

    1) Yemek, içmek, (ister gıda maddesi, isterse ilaç olsun)

    2) Cinsi ilişkide bulunmak,

    3) Sigara içmek.

    Orucu bozar, kaza ve keffareti gerektirir.

    Kaza: Bozulan orucun yerine gününe gün oruç tutmaktır.

    Keffaret: Bozulan bir gün orucun yerine iki ay veya altmış gün peşpeşe oruç tutmaktır.

    Ramazan ayında niyet ederek oruca başlayan bir kimse özürsüz olarak bile bile yiyip içse veya cinsi ilişkide bulunsa orucu bozulur. Bozulan bu orucun gününe gün kaza edilmesi, ayrıca oruç özürsüz olarak ve bile bile bozulduğu için de keffaret tutması gerekir.

    Başlanan bir orucu bilerek bozmanın dünyadaki cezası keffarettir. Yani altmış gün birbiri ardınca oruç tutmaktır. Herhangi bir sebeple keffaret orucuna ara verilir veya eksik tutulursa yeniden başlayıp altmış günü kesintisiz tamamlamak lazımdır. Kadınlar keffaret orucu tutarken araya giren âdet günlerini tutmazlar, âdet halleri bitince ara vermeden temiz günlerinde oruca devam ederek altmış günü tamamlarlar.


    Orucu Bozup Yalnız Kazayı Gerektiren Şeyler


    Yenmesi mutad olmayan ve ilaç olarak da kulanılmayan şeyleri yutmak, (toprak, kağıt, pamuk gibi)

    2) Buruna ilaç çekmek,

    3) Kulağın içine yağ damlatmak,

    4) Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçmak,

    5) Ağzına aldığı renkli ipliğin boyası tükrüğe geçip, boyanan bu tükrüğü yutmak,

    6) Zorla orucu bozulmak,

    7) Ağız dolusu kusmak, (Kendi isteği ile)

    8) Akşam vakti girmediği halde, akşam oldu zannederek iftar etmek,

    9) İmsak vakti geçtiği halde, İmsak'a daha vardır zannederek yemek.
#30.09.2005 10:44 1 0 0
  • Paylaşım için Teşekkürler Ellerine Emeğine Sağlık
#06.11.2022 11:35 0 0 0