Buse'nin Göz Yaşları 19

Son güncelleme: 19.09.2009 06:33
  • Buse'nin Göz Yaşları 19 Öyküsü - Derin Duygular - Ayhan Sarıkaya - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü

    Eltiler,gelinler,Selma,Buse ve Kerim,Kültür ırkı simental cinsi ineklerin yan taraflarına;hayvanların memelerinin bulunduğu bölgenin dibine küçük taburelerin üzerine oturmuşlar,süt sağmaya çalışıyorlardı.Kerim hariç hepsi de şalvarlarını giymişler,başlarına eşarplarını takmışlardı.En küçük bir kıl parçasının bile sütlere karışmaması için özen gösteriyorlardı...

    Süt sağımında bir tek Buse acemiydi.Diğerlerinin hepsinin de ellerinden geliyordu.Bu işi rahatlıkla kotarabiliyorlardı.Elektriklerin kesilmesiyle;görevlerini bekleyen hazır manga gibi hemen iş başı yapıyorlardı.Buse,bu konağa gelin geldiğinden bu tarafa ilk kez elektrikler kesildiği için "süt sağım" işiyle yeni tanışmıştı.Daha önceleri ise konaktaki kadınlar,ustalaşmışlardı bu konuda.Onun için strese girmediler.Hemen kovaları,hayvanların meme torbalarının altına koyar koymaz makine gibi sağmaya başladılar...

    Toplam yedi inek vardı.Herkese birer tane düşüyordu.

    Buse ise bir hayvanla ilk kez yan yana duruyordu.Daha önceden süt sağmayı bırak,Amasya'da iken arada sırada hayvanları,uzaklarda tarlalarda yayılırlarken görürdü hepsi o kadar.Kocaman dev gibi bir hayvan şimdi yanındaydı.Selma'yla yaptığı kavganın hırsıyla "bir zahmet gelin,nasıl süt sağılır gösterir misiniz?" diyememişti de.

    Buse'nin sağmaya çalıştığı inek,memelerine dokunan parmakların acemi bir kişiye ait olduğunu hemen hissetmiş ve tepkisini hemen göstermişti.Önce hafiften arka ayağı ile parmakların sahibine doğru gönderme yapmış;parmakların,memelerinin uçlarını hoyratça sıkmaya devam etmesi karşısında sert bir şekilde tepkisine devam etmişti.Salladığı ayak darbesi,Buse'nin önündeki kovayı ters çevirdi.Kova,"şangır"diye ses çıkararak sağa doğru birkaç kez yuvarlandı...

    Eltiler,gelinler,görümcesi Selma,Buse'nin neler yapacağını yan gözle izliyorlardı.Parmakları,hayvanların süt dolu memelerinde,gözleri ise Buse'deydi.Buse'nin önündeki kova,hayvanın tepkisiyle yuvarlanınca Selma hariç hepsi de gülüştüler.Kerim ise durumun farkındaydı ama Buse'nin yanına yanaşıp da "şöyle yap.böyle yap" diye yardım etme cesaretini gösteremiyordu.Utanıyor,sıkılıyor ve çekiniyordu.Gözü,baştan korkmuştu bir kez.Biraz önceki kavgadan o da tırsmıştı.

    Selma,bulunduğu yerden, " Bir an tereddüt etmiş "eltiler,gelinler ne derler acaba" diye kafasından geçirmişti sonra da "aman canım ne derlerse desinler,onlar da şeytanın teki.Benim gerçek dostum sanıyordum ama hepsi de düzenbaz çıktılar.Onun her dediğine "evet,sen haklısın" demeleriyle şimdi pohpohlandığını ve kendisine yalakalık yapıldığını daha iyi anlamıştı nihayetinde.

    "Gerçek yüzlerini Buse'yle kavga yapınca öğrenmiş oldum.Bu kavga bana gizli kalmış gerçekleri göstermiş oldu.Bu konuda teşekkür borçluyum Buseye.Her ne kadar dayağını yemiş olsam da önemli değil benim için..." diye düşündü.

    Selma, konakta onun, bunun işlerine karışmış da olsa,arada bir patavatsız konuşsa da içinde kini yoktu.Kin beslemezdi,karşısındaki kişiye...Olumsuzlukları,hemen kafasından silip atardı.

    Selma,bulunduğu yerden kalkarak,Buse'nin yanına geldi.

    "-Bir dakka Buse,hayvan senin acemi olduğunu hemen anladı.Hayvanlarda öyle bir his vardır ki,kendisi ile ilgilenen kişinin dokunuşundan,ses tonundan ne yapılacağını hemen algılayabilir.Allah,onlara da öyle bir güç vermiş işte.İçgüdü müdür,her neyse...Şimdi bu ineğe şöyle davranacaksın,böyle sağacaksın izle beni..."

    "-Nasıl yapacağım,Selma abla?"Buse'nin "abla" yakınlaşması hoşuna gitti,Selma'nın.Aradaki buzlar,on dakika bile geçmeden hemen erimeye başlamıştı bile.Buse de kin gütmezdi zaten.Kin gütmeyi zayıflık olarak kabulleniyordu.Şimdi ikisi de birlerine karşı sevecen davranmaya çalışıyordu.

    "-Hayvanın memelerini,önce şu küçük kaptaki ılık suyla,hafiften masaj yaparsın,hayvana yumuşak ses tonuyla hakim olmaya,gönlünü almaya çalışırsın.O hemen anlar zaten.Hayvanın meme uçlarını da parmağının arasına alıp da yukardan aşağıya doğru çektiğin zaman,süt ince bir çizgi halinde kovanın içerine doğru fışkırmaya başlar.Bu hareketi iki elinin parmakları ile yapmaya özen gösterdiğinde,sütün sağımını hızlandırmış olursun...Tamam mı?...Hadi benim dediğim gibi yap bakalım..."

    Buse,Selma'nın telkinlerini uygulamaya başladı.İlk hareketlerde acemi olsa da hemen işin pratiğini kavramış;parmakları usta bir insanın parmakları gibi çalışmaya başlamıştı.Şimdi hayvanın meme torbalarındaki sütler,memelerinin uçlarından kovaya
    dolmaya devam ediyordu.

    Buse,dört memenin hepsini de ikişerli değişmek suretiyle sağmaya devam etti.

    Ahmet efendi,boz atıyla konağa doğru yaklaşırken "Kerim,bir akıllılık etse de kadınları seferber edip çalıştırsaydı bari" diye düşünüyordu.Bazı şeyleri,kendisi takip etmek zorundaydı.Disiplini elden bırakmadan işlerin üzerine üzerine gidiyordu.Ne zaman nerde olacağı belli olmuyordu.Bir bakmışsın şu tarlada,bir bakmışsın elma bahçelerinin içerisinde,bir bakmışsın mandırada...Gölge gibi insanın peşini bırakmıyordu.Bu yüzden mahiyetinde çalışanların tamamı da tedirgindi.Biraz işi aksatmaya meyil etseler" hemen ensemizde biter" diye tedirginlik duyuyorlardı.

    Ahırdan içeriye girdiğinde,ineklerin torbalarındaki sütler neredeyse bitmek üzereydi.Hayvanların arasında şöyle bir dolaştı.İş aksamamıştı nihayetinde.

    "-Kolay gelsin hatunlar!..."

    Bu seslenişte memnuniyet belirtisi okunuyordu.Oradan gözleriyle Kerim'i aradı.

    "-Kerim efendi,sütlerin sağımı bittikten sonra süt güğümlerini, hiç zaman kaybetmeden doğruca mandıraya ulaştır,tamam mı?"

    "-Tamam,efendim..."

    "-Ben şimdi,yukarı konağa çıkıyorum.Biraz dinleneceğim,yarım saat kadar.Kendimi yorgun hissediyorum nedense..."

    Bu sözleriyle Buse'ye gönderme yapıyordu aslında.Ona "sütlerin sağımı bittikten sonra hemen yukarıya, odamıza gel" sinyalini göndermiş oldu.

    Bir saat sonra süt sağımı tamamlanmış,herkes odalarına çekilmişti.Selma'nın aklı fikri ise hala komşuları Zehra'daydı.Üzerine yeni elbiselerini giyerek sessizce konaktan ayrıldı,Zehra'nın evine doğru yöneldi...

    Selma,Zehra ile oturmuşlar karşılıklı sohbete başlamışlardı bile.

    "-Aman kız Zehra,anlatsana şu benim emekli memurumu.Ne zaman tanışacağım onunla.Beni anlattın mı karşı tarafa kız.Çabuk söyle ha,meraktan çatlayacağım yoksa."

    "-Hadi hadi gönlünü rahat tut sen.Memurun annesine anlattım da,onlar da sevindiler bu işe kız.Haftaya seni görmek için anneli oğullu gelecekler bize.Sen de gelirsin tamam mı?..."

    "-Ayyy,çok heyecanlanıyorum,Zehra bacı.Meraktan da çatlıyorum hani,damat olacak yakışıklım,nasıl birisi...Kafası kel falan olmasın ha.Ben sırma saçlı erkeklerden hoşlanırım..."

    "-Aman sen de Selma kardeş,damadı bir kere garanti et de gerisi kolay.Kel olsa bile kafasına peruk takarsın olur biter..."

    "-Doğru söylüyon kız.Şimdi kafasını kel miydi,değil miydi diye takıntı yaparsak,bakarsın hepten son şansımızdan oluruz değil mi...Amaannn canııımmm,ben saçsız erkeğe de razıyım ha..."

    Zehra ile Selma çılgınca bir kahkaha attılar...



    Ayhan Sarıkaya
#19.09.2009 06:33 0 0 0