Kıyısı Olmayan Cümleler Kur Bana

Son güncelleme: 22.09.2009 12:19
  • Üşüyen mevsimler de aklımı toparlarken içimi-dışımı yoklamak sakladıklarımın gizemli kutularını açıp korkularımın silahını kuşanmak yıkıcı bir yalnızlık depremi gibi. sonbahar arsız bir sevgili gibi kollarını dolayınca kalemime; hüznümü soranlara "bir şeyim yok iyiyim!" diyorum. oysa benim bir şeyim var! dilimin ucunu dokundurduğum kutsal sözlerle sadece seni kandırabiliyorum.

    Hâlbuki çalımlı laflarla hayat kurgulayan acemi yazarlar gibi ağlıyorum içime. sonra aynalar yalanı yakalanmış vicdan kadar mahcup ediyor beni. oysa ben yakamı ellerinden kurtardığım sevgili(m) bilirdim eylül'ü.
    Zaman aralıklarında tütün sarılmış şiirlerimi tozu dumana katarak koşturduğum okuttuğum yârim bilirdim. büyük saçmalıklarına aldırmadığım umursamazlığım kuşları fark edip yabancı bilmeden herkesi sevebildiğim çocukluğum bilirdim.
    Şimdi içim de sana karşı sonsuz bir küslük var! yaşamak ürkünç bir fırtına gibi mevsimlerime saldırıyor. artık kaldırım kenarına oturup karıncalarla konuşmalıyım! kapım çalmalı. ... gelmiş olmalı! ya da hayata şerh düşmüş bütün nebiler ellerimden tutmalı.


    Kalbim kıyıları yağmalanmış şiir gibi. dalgaları ürkek köpükleri kurumuş. aç da oku beni. alfabemle körebe oyna! kapat harflerimin gözlerini. ya hiç ya kıymet biç! ya kan akıt ya yağmala. ama bir şey yap. bir kargaşa uzat solumdan. ya da at üstüme günahlarını da bir âdem boyu şiir yazayım sana.
    Kurak baharlar gibi dolaş satırlarımda. mürekkep bulaşmış dudaklarıma içini değdir. Sağılacak tek harf bırakma kalemimde. Kısır bir aşk gibi erit ruhumu. kanım kelamımı kirletsin de güneşli gülüşüne yağmurlar katanın bereketi gitsin.
    Vur elindeki kirli şarkıları dilime de hep yen beni hep yenileyim sana. mağrur bir öfke gibi küllendir bedenimi. şah çektikçe vezirine kalelerime atlılarını gönder. kahkahalarımdan hüznümü kopar.
    Bir hayal çiz aynada bu gerçek benim de. bilmiyorum bu kaçıncı yenilgim. artık hayatla vuruşmayacağım. her seferinde kalbimi lime lime ediyor. kırlarımda su gibi su gibi biçimsiz koşuyor kısraklar ve kazanmak beni umursamıyor!


    Artık sus! sus ki altlarından ırmaklar akan evler gerçek olsun. kilim silkelesin şehir çocukları tahta balkondan. genç ağaçlar yapraklarını döksün. gizleyelim mahrem yerlerini ruhumuzun. sus ki ipil ipil yağsın yağmur!

    Sen yine hayat de adına ben dallarından ölü serçeler sarkıtan söğüt.

    Nurdal Durmuş
    ____________________________________________________
#21.09.2009 13:21 0 0 0
  • Tesekkurler
#22.09.2009 12:19 0 0 0