Çok Ciddi Bir Sağlık Problemi

Son güncelleme: 27.09.2009 21:39
  • insan psikolojisi - depresif - deprasyon
    Depresif olmakla depresyon aynı şey değil. Depresyon beyin biyolojisiyle ilgili ciddi bir psikiyatrik hastalık. Depresif ruh hali ise zaman zaman herkeste görülebiliyor
    noimage
    Balıklı Rum Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Özkan Pektaş, zaman zaman depresyonla karıştırılan depresif ruh haliyle ilgili soruları yanıtladı:

    Depresyon kişinin hayatını nasıl etkiliyor?

    Depresyon 5 yaşından 85 yaşına kadar görülen çok ciddi bir sağlık problemi. İnsanın yaşantısındaki bütün keyiflerin sona ermesi, kilo kaybı, cinselliğin bitmesi, en tehlikelisi de özkıyım (intihar) düşüncelerinin başlamasına yol açan bir hastalık. Her altı kişiden biri hayatını bir döneminde depresyona giriyor.

    Sebepleri neler?

    Birinci neden genetik özelliklerdir. Ailesinde intihar girişimleri olan ya da anne babası ciddi mutsuzluklar yaşayan kişilerde depresyona daha sık rastlıyoruz.

    İkinci neden, kişilik yapılarıdır. Hassas, kayba dayanma güçlüğü olan, kaybı hazmedemeyen, karşısındaki insanın söylediklerine fazlaca önem veren kişiler depresyona daha yatkın. Ama burada şunu belirtmek isterim: Psikiyatride 'güçsüz insan' ya da 'hassas insan' diye bir tarif yok. Etrafında olup bitenden fazlaca etkilenen insan var. İşte, bu kişilerin depresyon riski daha fazla.

    Üçüncü önemli neden ise, matemlerin uzaması. Kayıplarla ilgili acılar uzadığı zaman depresyon da ağırlaşır. Diyelim ki, bir varlık kaybettiniz. Bu varlığın kaybı önce matemdir. Ama matem uzadıkça depresyon ortaya çıkar. Mesela, bugün ekonomik krizin getirdiği sıkıntılarla birçok insan depresyon değil matem yaşıyor. Ama bu matem bir süre sonra depresyona dönüşecek. Bu arada ilaçlar, bazı hastalıklar, ülkedeki kaygı düzeyi de depresyona yol açabilir.

    Depresif olmakla depresyonda olmak aynı şey mi?

    Aynı şey değil. Depresyonun belirtileri depresif belirtilerdir. Bu belirtiler zaman zaman hepimizde görülür. Bazı günler neşesiz, karamsar, üzgün olabiliriz. Ancak bu geçici bir durumdur. Depresyon ise depresif belirtilerin iki - üç ay devam etmesi demektir. Hassas olmakla depresif olmak da aynı şey değil. Hassas insanların en büyük özelliği, karşılaştıkları herhangi bir travmayı kaldırabilmekte güçlük çekmeleridir. Bu tablo daha çok nörotik kişilik dediğimiz duruma uyuyor. Nörotik demek, travmaları abartan, çok fazla kişilikleri üzerine alan kişi anlamına geliyor.

    Kimler yüksek depresyon riski altında?

    * Kadınlar (özellikle ev kadınları)
    * Karamsar kişilik yapısına sahip olanlar
    * İşsizler
    * Boşanmış erkekler
    * Riskli ve insanlarla birebir ilişkiye dayalı mesleklerde çalışanlar (doktorlar, hemşireler, polisler, askerler gibi)
    * Evliliklerinde çocuk sahibi olmayanlar
    * Yakınını kaybedenler
    * Yalnız yaşayanlar.

    Depresyona girdiğini düşünenler nereye başvurmalı?

    Hastanelerin psikiyatri servislerine gitmeliler. Doğru adres kesinlikle psikologlar değil. Edebiyat fakültesi içinde yer alan psikoloji bölümünde 4 yıl eğitim aldığınız zaman psikolog unvanı alırsınız. Psikiyatrlar ise üniversitelerin tıp fakültesini bitirmiş, uzmanlığını da psikiyatri dalında tamamlamış kişilerdir. Bu kişi aslında bir tıp doktorudur, tıpkı kadın doğum, genel cerrahi gibi bir uzmanlık alanı olan psikiyatriyi tercih etmiştir.
    Psikologların ilaç yazma yetkisi yoktur.

    Depresyonun tedavisinde ilaçlar önemli bir yer tutar. 'Hayat ne güzel, yapraklar yemyeşil' gibi yaklaşımlarla depresyon düzelmez. Hastanın depresyonu daha da ağırlaşır. 'Eyvah psikoloğum bana bunu dedi ama ben güzellikleri bile göremiyorum' diye düşünmeye başlar. Her psikologun bir psikiyatrın denetimi altında çalışması gerekiyor.

    Depresyon nasıl tedavi edilir?

    Depresyon başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Tedavide ilaçlardan ve psikoterapi yönteminden yararlanılır.

    Depresyon ilaçları bağımlılık yapar mı?

    Depresyon tedavisinde kullanılan antidepresanların bağımlılık yapıcı etkisi yok. İlaçların en az altı ay kullanılması gerekiyor. Bazı hastalar ömür boyu kullanmak zorunda kalabiliyor. Sıkça karşılaştığımız sorunlardan biri şu: 'Biz antidepresanları kullanıyoruz, mutlu oluyoruz, kesince eski günlere geri dönüyoruz.'

    Bizim amacımız hastalığı değiştirmektir, huylarını değiştirecek olan insanlar. Sözgelimi, kocanızdan şiddet gördüğünüz için depresyondasınız, ben size ilaç veriyorum, özgüveninizi artırıyorum. Ama siz kocanıza karşı hiçbir girişimde bulunmuyorsunuz. Ben hastalığı tedavi ediyorum ama siz huylarınızı değiştirmiyorsunuz.

    İlaçların ne tür yan etkileri var?

    En önemli yan tesirlerinden biri cinselliği bastırması. Cinsel yaşamı olumsuz etkilemeyen antidepresanlar da var. Ama özellikle ağır acılarda bilinçli olarak cinsellik bastırılıyor. Çünkü cinsellik başa bela bir durum. Cinsellik söz konusu olduğu zaman kişinin gerçeği değerlendirmesi bozuluyor. Mesela 17 yaşında bir genç aşk acısı yaşıyor ve 'Onsuz yaşayamam' diyor. Ama ilaçlarla cinselliği bastırırsanız 'Ben iyiyim' demeye başlıyor. Bir erkek 25 yıllık evliliğini 10 gün önce tanıştığı bir kadın için bozuyorsa burada depresif durum cinselliğiyle çok ilgili.

    Depresyon tekrarlayabilir mi?

    Sadece depresyon değil tıptaki bütün hastalıklar tekrarlar. Ama nüks durumunda depresyonun şiddeti genellikle azalır.

    Psikoterapide ne yapılıyor?

    Psikoterapi emin ellerde, psikologların psikiyatrların denetiminde çalıştığı yerlerde yapılmalı. Psikoterapi, düşünce, duygu ve davranışları konuşma, ilişki kurma yollarıyla etkileyerek değiştirme ve iyileştirme demektir. Benim terapistlerim görüşme sırasında hastanın her kelimesini yazıp önüme getiriyor. Ben hastam hakkında geçirdiği son 1 ayı ayrıntılı biçimde öğreniyorum. Yaşantısında neler değiştiğini detaylı olarak öğreniyorum ve takıldığı noktaları görüyorum. Mesela biri diyor ki 'Bir kızla tanıştım, ama göz kontağı kuramadım, gözlerine bakamadım.' Ben de bu konunun üzerine gidiyorum. Kişiyi merkezden kaçıran düşünce kalıplarını değiştiriyorum.

    Seanslar ne kadar sürüyor?

    Seans benim için önemli değil. Benim için en önemli şey, hastayı anlayabilmektir. Bu beş dakika da sürebilir, iki saat de sürebilir.

    Ergenlik depresyonu ihmale gelmez
    Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan anlattı:

    Ergenlik dönemi depresyonu nedir?

    Ergenlerde depresyon yaygın olarak görülebiliyor. Çünkü depresif duygular, normal olgunlaşma -büyüme sürecinin, seks hormonlarının ve bağımsızlığını elde etmek için anne-babayla çatışmanın bir parçası olabiliyor. Depresyon bir arkadaşın ya da akrabanın ölümü, sevgiliden ayrılmak ya da okulda başarısız olmak gibi rahatsızlık verici olaylara karşı bir tepki de olabilir. Özgüvenleri düşük, kendilerini kıyasıya eleştiren ergenlerde, stres yaratan bir durumla karşılaşmak depresyon riskini artırabiliyor.

    Ergenlik dönemi depresyonunun belirtileri nelerdir?

    * Olağandışı keyifsizlik
    * Neşesizlik
    * Huzursuzluk
    * Hırçınlık
    * Sinirlilik ya da içe kapanma
    * Aldırmazlık ve uyaranlara cevapsızlık
    * Uyku ve yeme alışkanlıklarında artma ya da azalma
    * Ders başarısında düşme
    * Arkadaşlarına bile ilginin azalması
    * Sevdiği, hoşlandığı etkinliklere ilgisizlik
    * Ölme ya da yaşamama isteğini dile getirme ya da ölümle ilgili notlar yazma
    * Resimler karalama, tanımlayamadığı bir sıkıntı hali olması ergenlik dönemi depresyonunun önemli belirtileridir. Ancak depresyon diyebilmemiz için bu belirtilerin en az birkaç haftadır devam ediyor olması gerekir.

    Ergenlikte depresyon yaygın mı?

    Ergenlik döneminde gençlerin yüzde 15 -20'si depresyon geçirir. Depresyonun görülme sıklığı kızlarda erkeklere oranla 2 kat fazla. Genç yaşta ortaya çıkan depresyonun tekrarlama riski, ileriki yaşlarda başlayan depresyona göre 2 -3 kat daha yüksek. Depresyon tedavisi görmüş bir ergende, tekrar depresyon görülme olasılığı 6 ay içinde yaklaşık yüzde 50, 1 yıl içinde ise yüzde 40'tır.

    Gençlik depresyonu nasıl tedavi edilir?

    Depresyon geçiren ergenlerin tedavi edilmesi son derece önemli. Eğer ergen tedavi görmeyi reddederse, aile üyelerinin ya da ergenle ilgilenen diğer yetişkinlerin bir uzmandan yardım alması faydalı olabilir. Depresyon tedavisinde ilaç ve psikoterapi kullanılıyor. İlaç depresyonun semptomlarını gidermekte etkilidir. Özellikle ilaç tedavisiyle birlikte yürütülen psikoterapi etkili çözümler sağlıyor. Psikoterapi, ergene neden depresyona girdiğini anlamasına ve stresli durumlarla nasıl baş edeceğini öğrenmesine yardımcı olur. Duruma bağlı olarak terapi, bireysel, grup ya da aile terapisi şeklinde yürütülür. Depresyonda olan ergenin yardıma ihtiyaç duyduğunu kabul etmesi iyileşme yönünde önemli bir adımdır.

    Tedaviye yardımcı öneriler

    İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Özkan anlatttı:

    * Depresyonun bir hastalık olduğunu kabul edin, zayıflık ya da utanılacak bir durum olmadığını bilin ve uzmana danışın.
    * Depresyondan kurtulmak için önce günlük faaliyetlerinizi artırın.
    * Her akşam ertesi gün neler yapabileceğinizi düşünün. Yapabileceklerinizin bir listesini hazırlayın. Günün ilk saatleri için daha kolay şeyler planlayın. Eğer bütün günü planlamak zor gelirse, günü parçalara bölün.
    * Şu günlerde yapmaktan hoşlandığınız hiçbir şey olmayabilir. Bu durumda eskiden yapmaktan zevk aldığınız işleri düşünün.
    * Kendinizi yüreklendirin.
    * Sabırlı olun.
    * İlaç tedavisi dışında dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın aile çevresinden destek almaya çalışın.
    * Gereksiz müdahale, tetkik ve reçeteden kaçının.
    * Daha aktif olun. Kendiniz için bir hobi geliştirin.
    * Yalnız kalmamaya, yakınlarınızla iletişime özen gösterin.
    * Kendiniz, yaşamınız ve geleceğinizle ilgili düşünce biçimini gözden geçirin. Olumsuz düşüncelerle mücadelede ilk adım, nasıl düşündüğünüzü ve bu düşüncelerin duygularınızı nasıl etkilediğini fark edebilmektir. Daha sonraki adım, daha gerçekçi ve alternatif düşünceler üretmeye çalışmaktır.
    * Kendinizi daha iyi hissetmeye başlayana kadar evlilik, iş ya da para konularında önemli kararlar vermeyin.
#27.09.2009 21:39 0 0 0