Bu anı sanki daha önce yaşamış gibiydi.Bir an içinde olsa o güne dönüp düşünmeye başladı.
O gün arkadaşları ile rutin eğlencelerinden biri olan kim kimi yenerse oyununu oynamışlardı.Bulunduğu bölgenin çok revaçta bir eğlencesi bu müsabakalar idi.Müsabakalarda kıyasıya güreşler yapılırdı silahsız, bu güreşlerdeki galibiyetin sonucu itibar kazanmaktı.Kazanan kişi belli bir yaşa geldiğinde o itibarı ile istediği kızı alır istediği toprağa el koyar da kimse sesini çıkartamazdı.Güçlünün güçsüze hükmettiği zamanlardı.
Ophelian bu yarışmalara her güçlü kötünün karşısında güçlü bir iyi olabilmeli ki haklar çiğnenmesin, iffete, namusa zarar gelmesin düşüncesi hakimdi.Altına aldığı güçlü pazulu civar erkeklerinin sayısı az değildi.Her bir galibiyet bulunduğu mekanın ortasına kurulan tahta kütüğe o kişiye ait ok ile çakılıyordu.
Ophelian'ın oku maviydi ve üzerinde sallanan bir deniz kabuğu bulunurdu.Ok'un üzerinde Ophelian'ın itibarı yazılı olurdu.
Ok her gittiği yerde saygı görmesini sağlayan bir nişan gibiydi.Üzerine okuna uygun hep bir mavi üst giyinirdi.Bileğinde ve pazusunda -O- işareti vardı.
İşte o günlerin birinde müsabakaları kazanmış evine dönmüştü.Havanın sıcaklığı ile kendini dışarı atmış otların üzerine uzanmıştı.
Bir zaman geçmiş aradan ve Opheliaaan, Opheliaaan diye bir ses işitmiş gözlerini açmıştı.Akşam olmuş ateşler sönmüş gün geceye ve yıldızlarına kavuşmuştu.Yıldızları hiç bu kadar güzel gördüğünü hatırlamıyordu.
Zarif bir kadın sesi duydu ürperdi ve kulak verdi.
Kafese giren kuş uçar mı
Aşk/a düşen yanar mı
Sevdayı bulan kanar mı
Nerdesin aşk bul beni
Bu sözleri işitince heyecan ile ayağa kalktı.Sesin geldiği yeri çözememişti.Yürümeye başladı ses yine o güzel ses tonu ile sesleniyordu.
Suları akıtan nehir mi
Rüzgara yol veren sevinç mi
Ağlamayı öğreten sevgi mi
Sevmek neden bana uzaksın
Sözler yukarılardan bir yerden geliyordu heyecanla bağırdı.
Ey güzel sözlü tatlı dilber
Yüzünü bana bir göster
İçime işledi o sözler
Sen hangi ülkedensin
Bir süre sessizlik oldu öyle uzun geldi ki bu sessizlik ophelian'a sabırsızlığından tekrar haykırdı.
Günü bitiren güzel gece
Yıldızlardan dökülen bir dizi hece
Gel göreyim seni sakince
Beni çıldırtmak mıdır isteğin
Bunları dediği sırada omuzlarına parlak bir taş düştü.Yere düşen taşı aldı pırıl pırıl parlıyordu.O sesi yine duydu.
Gözlere uzak mı olmak gerek
Sevmeye yakın mı olmak gerek
Aşk'ı nasıl anlatmak gerek
Gözyaşım sana hediyem olsun
Ophelian başını kaldırıp.
Gözyaşın kalp cevherim olsun
Bu gece şükür günüm olsun
Seni karşıma çıkaran geceye selam olsun
Ben gözyaşının tamamını isterim
Yukarıdan o güzel ses.
Gözyaşım gönlüme bağlı
Gönlüm sevdaya bağlı
Sevdam geceye bağlı
Sen beni unut git buralardan
Ophelian tam cevap verecek olmuş meşaleler ile gelen arkadaşları.
-Ophelian deminden beri seni arıyoruz ya birde kiminle konuşuyordun öyle.
-Yok arkadaşlar bir şey yok öylesine yendiğim rakiplerimin ismini sayıyordum.
-Boşver daha nicesi var unutursun.
Ophelian oradan uzaklaşırken geriye dönüp yıldızlara baktı.Onu nasıl unuturdu bir daha onunla karşılaşıp konuşabilir miydi ki acaba..