Gözlerim Gözlerine Bakmak İçindir Efendim…

Son güncelleme: 14.10.2009 00:34
  • Bir geldin. Hasretini bıraktın zindanıma.


    Karanlık karanlığa düştü. Gece gecenin üstüne indi.
    Parmaklıklar dağıldı; yüzün esir aldı beni.


    Taşlar toz oldu; özlemin taş kesildi. Gözlerine zincirlediler gözlerimi.


    Gidişin hüzünlü bir sonbahardı, unutmadım.


    Yıldırımlar düşürdün bakışından göğsüme Saçlarım beyaz alev aldı. Yandım.
    Taş üstünde taş oldum. Suskunluğum utançtan duvarlar ördü. Sağnak sağnak
    yağmur oldum, yağdım küskünlüğümün çölüne. Çığ olup kendi yalnızlığıma
    katlandım. Uzaklığını yorgan yaptım çıplak ruhuma. Sözün güneşin yüzünü
    güldürürdü, unutmadım.


    Sessizliğin yeniden yeniye yanmış bir kül gibi. Rüzgâr aldı nefesimi. Buzdan
    sütunlara çarpıldı sesim. İçimin içinde bir gurbet oldun. Sen gittin gideli,
    dağlar yollardan saklanır oldu. Öyle derinleşti ki vadiler; gölgeler içine
    girmeye nazlandı. Bütün çöllerin tozlarını yutmuş gibi dudaklarım, ah
    etmekten bile usandı. Susuşun ibret dolu bir kitaptı, unutmadım.


    İçimde hep su sesi arıyorum. Denizler kurumuş Lâl dudaklar susmuş..
    Kıyılardan çekilmiş hayat; kemikler un ufak olmuş. Çöllerinden geçiyorum
    sensizliğin. Sessizliğin çığlığını büyütüyorum yüreğimde. Gelişin bir taze
    bahardı, unutmadım. Kalbine girdiğim yollara pusular kurulmuş. İnsan insana
    kavuşmuyor artık. Anka kuşları dirilmiyor yeniden. Küller bile yanmış
    yakılmış; ateş yeniden kendine gebe kalmıyor artık. Hıçkırıklar yalanın
    harmanına karışmış; gelmiyor gelemiyor yittiği yerden. Bakışın canlara can
    katardı, unutmadım.


    Bütün bağlardan kurtuldum. Geceleri gecelerin koynuna sürdüm. Bütün ışıkları
    gözlerinin karasına çaldım. Yanağının kıyısına geldim. Ellerinin ateşinden
    serinlik umdum. Gözlerim seni gördüğü için güzel. Işık senin yüzüne vurduğu
    için aydınlık. Yağmur senin göğsüne dokunduğu için serin. Rüzgâr senin
    tenine vurduğu için nefeslenir. Dualar senin dudağına dokundu diye göklerin
    kapısına dayanır. Duruşun dağların başını dik tutardı, unutmadım.


    Günahlarımı biliyorum, utanıyorum. İsyanlarım çok oldu; yüzüme bakamıyorum.
    O kadar unuttum ki, unuttuğumu hatırlamıyorum. Bana nasıl bakacağını merak
    ediyorum. Ürperiyorum. Ürperiyorum. Ya tanımazsan beni "O beni sevmedi!"
    dercesine görmezden gelirsen ağlayan gözlerimi? Hayır, hayır, böyle
    olmayacak, emin olmak istiyorum. Senin müşfik bakışında, toprağın yağmura
    doyması gibi sonsuz bir serinliğe kavuşacağım. Senin bakışında sonsuz bir
    hülyânın eteğine varacağım. Özlemin cennetin kokusu bana, sana susadım.


    Ne hüznü eksilir ne sana doyar bu gönül. Sen gittin, çiçekler ezildi
    dünyada. Sen gittin, rüyaları boğuldu bebelerin. Sen gittin, sesi duyulmaz
    oldu derelerin. Sen gittin, yüreklerden kan çekildi. Sen gittin, can tenden
    usandı. Sen gittin, dağ dağa küstü. Sen gittin, alev üşüdü. Sen gittin, aşk
    kalplerden çekildi. Kıyılara vurdu aşıkların cesedi. Vuslatın cennet çiçeği
    bana. Baharlardan hep seni sordum.


    Senin serinlettiğin suları içiyor ceylanlar. Martılar senin yürüdüğün
    göklerde geziniyor. Kelebekler senin yüzünün değdiği bahçelere yayıyor
    kanatlarını. Bebelerin senin tebessümünü içiyor ana sütünden evvel. Şu dar
    göğsümün kozasından çıkmaya çalışıyorum. Sonsuz genişliklerin sırrı iki
    dudağının arasında saklı. Bir kelâm söyle n'olur! Her hecenin arefesinde
    seni duymak istiyorum. Hitabın denizleri taşırıyor kıyılarıma, nereye baksam
    sana dokunuyorum.


    Sev beni cananın olayım. İçimden aksın bütün ırmaklar. Senin kıyılarını
    kucaklayan kocaman bir derya olayım. Rüzgârlar savursun beni, yağmurların
    hepsi alnıma düşsün, taşların hepsi göğsüme düşsün. Senin ayaklarını öpen
    kocaman bir dağ olayım. Çöller savrulsun, dağlar aradan çekilsin, yokuşlar
    ve inişler bitsin ki yürüdüğün yollara toz olayım. Senin hasretinle yanar
    her yanım, bütün ufuklardan seni umarım.


    Çöldeyim, susuzum. Dudağın bana Leylâ. Kuyularda Yusuf'um. Sözlerin bana
    Züleyhâ. Ateşlerde İbrahim'im. Gözlerin bana deryâ. Sancılar içinde
    Meryem'im. Bakışın bana İsâ. Yaralar içinde Eyyub'um. Hasretin bana şifâ.
    Ölüler içinde bir ölüyüm. Ellerin bana musallâ.






    Senai Demirci
#30.09.2009 21:31 0 0 0
  • giderken zaman gözlerimde uçan bir kuş gördüm ellerinden...zaman aynı çarkın içinde dolanırken sen bir şiirin bestesinde sabahlıyordun.
#13.10.2009 17:19 0 0 0
  • Teşekkürler Sağolasın...Emeğine SAĞLIK....
#14.10.2009 00:34 0 0 0