Mektup Türü ve Özellikleri

Son güncelleme: 14.04.2010 10:24
  • mektup türleri - edebiyatta mektup nedir

    MEKTUP
    Özel Mektup
    * Edebi nitelik taşıyan özel mektuplar
    * Edebi nitelik taşımayan özel mektuplar
    - Telgraf
    - Davetiye
    - Tebrik
    Resmi Mektuplar
    * Resmi kuruluşların ve tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdığı dilekçeler
    İş Mektupları
    * İlanlar
    * Ticaret mektupları


    Mektup: Birbirinden farklı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar arasında özel ya da resmi iletişimi sağlayan yazı türüdür.

    Özel Mektup
    Birbirini çok yakından tanıyan kişilerin, birbirlerine yazdığı mektuplardır. Özel mektuplarda gönderici ile alıcının birbirine karşı özel durumu yanında, ele alınan konu da metnin üslubunu belirler. Özel mektuplar ikiye ayrılır:
    Edebi Nitelik Taşıyan Özel Mektup
    Belli bir konuya bağlı kalmadan bütün hayatı içine alabilen bir anlatım aracıdır. Gönderenin iç dünyasından veya çevresinden seçilen haberler, çeşitli gözlemler, bir toplumun ve çevrenin özellikleri mektubun konusu olabilir. Mektubu yazan kişi yaşadığı çevreyi ve hayatı da anlatır. Bu bakımdan mektuplarda devirlerin, çevrelerin düşünce tarzlarını, âdetlerini, kısacası yaşayış şekillerini bulmak mümkündür. Böyle mektuplar, tarih araştırmacıları için belge niteliği taşır.
    Bazı Avrupalıların eski Türk yaşamı ile ilgili mektupları bugün tarihi belge olarak kabul edilir. Lady Montegu'nun Şark Mektupları bu türe örnektir.
    Edebi Nitelik Taşımayan Özel Mektup
    * Birbirini çok yakından tanıyan kişilerin karşılıklı yazdıkları mektuplardır.
    * Bunların belirleyici özelliği kişiden kişiye yazılmış olması, içten ve senli benli bir dille oluşturulmalarıdır. Böyle mektuplarda bir alana sıkı sıkıya bağlanmak gerekmez.
    * Özel mektuplar hitap, gövde, sonuç bölümlerinden oluşur. Tebrikler, telgraf, davetiyeler, tebrik mektupları, taziyeler özel mektup çeşitlerinden bazılarıdır.

    Resmi Mektuplar (Dilekçe)
    Devlet dairelerinin kendi aralarında veya kişilerle devlet daireleri arasında yazılan mektuplardır. Bu tür mektuplarda çizgisiz beyaz kâğıt kullanılır. Anlatım ciddi olmalı, konu dışında ayrıntılara ve özel isteklere yer verilmemelidir.

    Dilekçe yazarken şu kurallara dikkat edilir:
    * Gereksiz ayrıntılara yer verilmez, yalın ve anlaşılır bir dil kullanılır.
    * Çizgisiz beyaz kâğıda yazılır.
    * Dilekçe hangi kuruma veriliyorsa, bu makamın adı başa yazılır. Kurum adının sağ altına kurumun bulunduğu şehrin adı yazılır.
    * Konu kısaca anlatılır.
    * İlgili makamın bilgisine sunulduğu ve gereğinin yapılması ifade edilir. (Bu bölüm kişinin dileğine ilişkin sonuç bölümüdür. Alt makama yazılırsa "rica ederim" üst makama yazılırsa "arz ederim" şeklinde yazılır.)
    * Dilekçenin sağ alt köşesine sırasıyla tarih, imza yer alır; ad, soyad yazılır.
    * Sol alt köşeye ise adres ve varsa ekler yazılır.
    İş Mektupları
    Ticaret ve endüstri kurumlarının birbirlerine ya da kişilere, kişilerin bu kurumlara gönderdikleri mektuplara denir. İş mektuplarının en çok kullanılan çeşidi dilekçedir.
    Bir talebi ya da siparişi bildirmek, bir soruna açıklık getirmek, iş başvurusunda bulunmak, bir üst makama belirli bir durumla ilgili bilgi iletmek vb. amaçlarla kişiler ile kişiler, kişiler ile kurumlar ya da kurumlar ile kurumlar arasında yapılan yazışmalardır.

    Özellikleri:
    * Kuruma ya da kişiye yönelik hitapla başlanmalıdır.
    * Ad, adres, tarih belirtilmelidir.
    * Açık, duru, yalın, düzgün bir Türkçeyle kaleme alınmalıdır.
    * Amaç açıkça belirtilmelidir.
    * Birden fazla sorun söz konusuysa, bunlar maddeler ya da paragraflar hâlinde belirtilmelidir.
    * Saygılı, ciddi bir dil ve üslup kullanılmalıdır.
    * Mektup bir kurum tarafından yazılıyorsa, kurumun antetli kâğıdı ve zarfı kullanılmalıdır.
    * Daha önce yazılmış bir mektuba karşılık olarak yazılıyorsa, "ilgi" başlığı altında hangi tarih ve hangi sayılı, hangi konuyla ilgili yazıya karşılık olduğu belirtilmelidir.
    * Sorun, durum ya da dilek açıkça ve kısa cümlelerle belirtilmelidir.
    * Sonuç cümlesinde makamlar arasındaki hiyerarşik düzene dikkat edilmelidir. Üst makam alt makama yazıyorsa ya da makamlar arasında denklik varsa "rica ederim", alt makam üst makama yazıyorsa "saygılarımla arz ederim" ifadesiyle cümle tamamlanmalıdır
    * Kurumdan kişiye ya da kuruma yazılıyorsa kurumun en üst makamı tarafından, kişiden kişiye yazılıyorsa yazan tarafından imzalanmalıdır.
    * Ek belgeler mektubun sonunda "Ekler" başlığı altında ve maddeler hâlinde belirtilmelidir.
    * Bilgisayarla ya da daktiloyla yazılmalıdır.
    * Çizgisiz beyaz kâğıt kullanılmalıdır.
    * Yazım ve noktalama kurallarına uyulmalıdır.

    DÜNYA EDEBİYATINDA MEKTUP
    Mektubun edebi tür olarak gelişimi, Latin edebiyatına dayanmaktadır. Mektup türünün ustaları ancak 18. yy'da yetişmiştir. Özellikle Fransa'da Voltaire, Rousseau bu türü çok kullanan sanatçıların başında gelir.
    Mektup türü hikâye ve romanların yazımında da kullanılmıştır. Bazı sanatçılar daha etkili olur düşüncesiyle eserlerini mektup tarzında kaleme almışlardır. Örneğin J. J. Rousseau'nun Nouvelle Helsise, Goethe'nin Genç Werther'in Istırapları, Balzac'ın Vadideki Zambak adlı eseri buna örnektir.

    TÜRK EDEBİYATINDA MEKTUP
    Türk edebiyatında mektup türü, Tanzimat'tan sonra önem kazanmaya başlamıştır. Daha öncesinde münşeatlarda özel ve resmi mektuplara yer verilirdi. Yalnız bu eserlerin dili süslü ve sanatlıydı. Bu yüzden bu mektuplardan eski yaşayışımız hakkında bilgiler edinmek mümkün değildir. Ancak bu dönemde mektup tarzında yazılan edebi metinlere rastlanır. Fuzuli'nin Şikâyetname'si bu türün ilk örneğidir. Leyla ve Mecnun, Şah u Geda, Hüsn ü Aşk gibi ünlü mesneviler de manzum aşk ve sitem mektuplarıdır.
    Ayrıca tarihi şahsiyetler arasında da manzum mektuplar yazma geleneği vardır. Kanuni ile oğlu Beyazıd, II. Beya-zıd ile Cem Sultan arasındaki mektuplaşmalar buna örnektir.
    Tanzimat'tan sonra ilk ilgi çekici mektuplar Akif Paşa'ya aittir. Bunlar 1885'de basılmıştır. Sonraki dönemlerde Namık Kemal'in Hususi Mektupları, Abdülhak Hâmid Tarhan'ın, Mektuplar; Muallim Naci'nin Muhaberat ve Muhaverat adlı eserleri basılmıştır.
    Bazı sanatçılar ise mektuplardan oluşan romanlar, hikâyeler, anılar, gezi yazıları kaleme almıştır. Halide Edip'in Handan; Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Mutallaka, Sevda Peşinde; Reşat Nuri Güntekin'in Bir Kadın Düşmanı adlı romanları bunlar arasında sayılabilir.
    Ömer Seyfettin'in bazı hikâyeleri, mektup biçiminde kaleme alınmıştır.
    Mektup türünde yazılan gezi yazıları da vardır. Cenap Şahabettin'in Hac Yolunda, Avrupa Mektupları; Ahmet Rasim'in Romanya Mektupları buna örnektir.
    Nurullah Ataç'ın Okura Mektuplar isimle eseri mektuplardan oluşan bir deneme kitabıdır. Cumhuriyet döneminde bazı sanatçıların mektupları kitap hâline getirilmiştir. Cahit Sıtkı Tarancı Ziya'ya Mektuplar, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Mektuplar, Nazım Hikmet'in Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar adlı eserleri buna örnektir.
#05.10.2009 12:30 0 0 0
  • Böyle güzel bir site görmedim,şimdiye kadar ne ararsan var emeği geçelere saygılarımı sunarım
#08.02.2010 12:59 0 0 0
  • saolasın
#09.02.2010 18:30 0 0 0
  •  
    Mektup - Mektup Türünde Yazılmış Eserler Ve Yazarları

    Birbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar arasında özel veya resmi haberleşmeyi sağlayan yazı türüne "mektup" denir.

    Mektup Türleri

    Mektuplar "edebi mektuplar", "özel mektuplar", "resmi mektuplar", "iş mektupları" ve "açık mektuplar" olmak üzere temelde beşe ayrılır. Bunların dışında manzum şekilde, yani şiir olarak yazılan mektuplar da vardır.

    a- Özel Mektuplar:

    Birbirinden uzakta bulunan yakın akraba veya arkadaşların haberleşmek, bir olayı aktarmak, bilgi vermek, ortak düşünceleri paylaşmak gibi çeşitli amaçlarla yazdıkları ve sadece yazanla okuyanı ilgilendiren mektuplardır.

    Özel mektuplar, konularına göre değişik isimlerle anılır:

    "Aile mektupları, tebrik mektupları, teşekkür mektupları, davet mektupları (davetiyeler), taziye mektupları, özür mektupları" gibi. Özel mektupların gizliliği söz konusudur ve bu gizlilik kanunla korunmuştur.

    b- Edebî Mektuplar:

    Edebî mektuplar açık olarak bir dergide veya gazetede yayımlanır. Yazar, birine hitaben herhangi bir konudaki görüşlerini, düşüncelerini, duygularını anlatır. Ancak asıl amaç bu duygu, düşünce ve görüşleri herkese anlatmaktır.

    Edebî mektuplardan yazıldıkları döneme ait sanat, edebiyat ve fikir olayları hakkında bilgi edinmek de mümkündür. Edebiyat dünyasında tanınmış sanatçılar birbirlerine yazdıkları mektuplarla genelde fikir ve sanat olaylarını, eserleri tartışırlar.

    Olaya bağlı sanatsal türlerde de edebî mektuplardan yararlanılır. Özellikle hikâye ve roman türlerinde kahramanların hayatlarını, ruh hâllerini, duygularını, düşüncelerini, anlayışlarını daha etkili anlatmak için zaman zaman mektuplar araç olarak kullanılmıştır. Hatta kahramanların birbirlerine yazdıkları mektuplardan oluşan romanlar da vardır.

    Belli bir konuya bağlı kalmadan bütün hayatı içine alabilen bir anlatım aracıdır. Gönderenin iç dünyasından veya çevresinden seçilen haberler, çeşitli gözlemler, bir toplumun ve çevrenin özellikleri mektubun konusu olabilir. Mektubu yazan kişi yaşadığı çevreyi ve hayatı da anlatır. Bu bakımdan mektuplarda devirlerin, çevrelerin düşünce tarzlarını, âdetlerini, kısacası yaşayış şekillerini bulmak mümkündür. Böyle mektuplar, tarih araştırmacıları için belge niteliği taşır.

    Bazı Avrupalıların eski Türk yaşamı ile ilgili mektupları bugün tarihi belge olarak kabul edilir. Lady Montegu'nun Şark Mektupları bu türe örnektir.

    Edebi Nitelik Taşımayan Özel Mektup

    Birbirini çok yakından tanıyan kişilerin karşılıklı yazdıkları mektuplardır.

    Bunların belirleyici özelliği kişiden kişiye yazılmış olması, içten ve senli benli bir dille oluşturulmalarıdır. Böyle mektuplarda bir alana sıkı sıkıya bağlanmak gerekmez.

    Özel mektuplar hitap, gövde, sonuç bölümlerinden oluşur. Tebrikler, telgraf, davetiyeler, tebrik mektupları, taziyeler özel mektup çeşitlerinden bazılarıdır.

    Resmi Mektuplar (Dilekçe)

    Devlet dairelerinin kendi aralarında veya kişilerle devlet daireleri arasında yazılan mektuplardır. Bu tür mektuplarda çizgisiz beyaz kâğıt kullanılır. Anlatım ciddi olmalı, konu dışında ayrıntılara ve özel isteklere yer verilmemelidir.

    Dilekçe yazarken şu kurallara dikkat edilir:


    Gereksiz ayrıntılara yer verilmez, yalın ve anlaşılır bir dil kullanılır.

    Çizgisiz beyaz kâğıda yazılır.

    Dilekçe hangi kuruma veriliyorsa, bu makamın adı başa yazılır. Kurum adının sağ altına kurumun bulunduğu şehrin adı yazılır.

    Konu kısaca anlatılır.

    İlgili makamın bilgisine sunulduğu ve gereğinin yapılması ifade edilir. (Bu bölüm kişinin dileğine ilişkin sonuç bölümüdür. Alt makama yazılırsa "rica ederim" üst makama yazılırsa "arz ederim" şeklinde yazılır.)

    Dilekçenin sağ alt köşesine sırasıyla tarih, imza yer alır; ad, soyad yazılır.

    Sol alt köşeye ise adres ve varsa ekler yazılır.


    İş Mektupları

    Ticaret ve endüstri kurumlarının birbirlerine ya da kişilere, kişilerin bu kurumlara gönderdikleri mektuplara denir. İş mektuplarının en çok kullanılan çeşidi dilekçedir.

    Bir talebi ya da siparişi bildirmek, bir soruna açıklık getirmek, iş başvurusunda bulunmak, bir üst makama belirli bir durumla ilgili bilgi iletmek vb. amaçlarla kişiler ile kişiler, kişiler ile kurumlar ya da kurumlar ile kurumlar arasında yapılan yazışmalardır.

    Özellikleri:


    Kuruma ya da kişiye yönelik hitapla başlanmalıdır.

    Ad, adres, tarih belirtilmelidir.

    Açık, duru, yalın, düzgün bir Türkçeyle kaleme alınmalıdır.

    Amaç açıkça belirtilmelidir.

    Birden fazla sorun söz konusuysa, bunlar maddeler ya da paragraflar hâlinde belirtilmelidir.

    Saygılı, ciddi bir dil ve üslup kullanılmalıdır.

    Mektup bir kurum tarafından yazılıyorsa, kurumun antetli kâğıdı ve zarfı kullanılmalıdır.

    Daha önce yazılmış bir mektuba karşılık olarak yazılıyorsa, "ilgi" başlığı altında hangi tarih ve hangi sayılı, hangi konuyla ilgili yazıya karşılık olduğu belirtilmelidir.

    Sorun, durum ya da dilek açıkça ve kısa cümlelerle belirtilmelidir.

    Sonuç cümlesinde makamlar arasındaki hiyerarşik düzene dikkat edilmelidir. Üst makam alt makama yazıyorsa ya da makamlar arasında denklik varsa "rica ederim", alt makam üst makama yazıyorsa "saygılarımla arz ederim" ifadesiyle cümle tamamlanmalıdır

    Kurumdan kişiye ya da kuruma yazılıyorsa kurumun en üst makamı tarafından, kişiden kişiye yazılıyorsa yazan tarafından imzalanmalıdır.

    Ek belgeler mektubun sonunda "Ekler" başlığı altında ve maddeler hâlinde belirtilmelidir.

    Bilgisayarla ya da daktiloyla yazılmalıdır.

    Çizgisiz beyaz kâğıt kullanılmalıdır.

    Yazım ve noktalama kurallarına uyulmalıdır.

    Dünya Edebiyatında Mektup


    Mektubun edebî tür olarak gelişimi Latin edebiyatına dayanmaktadır.

    Mektubun bugünkü anlayışa uygun niteliğe ulaşması ise 16. yüzyıldan sonradır. Bu dönemden itibaren Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya'da bu türün yaygınlaştığı görülmektedir.

    Mektup türünün ustaları da ancak 18. - 19. yüzyılda yetişmiştir. Özellikle Fransa'da Mme de Sevigne (Mim Dö Sevig), Voltaire (Volter), Rousseau (Ruso) bu türü çok kullanan sanatçıların başında gelmektedir.

    Mektup türü hikâye ve romanların yazımında da kullanılmıştır.

    Bazı sanatçılar eserlerini romanlarını daha içten ve etkili olur diye mektup tarzında kaleme almışlardır. Batı edebiyatında Balzac "Vadideki Zambak"ı, Goethe "Genç Werther'in lstırapları"nı J. J. Rousseau "Nouvelle Heloise"ı bu şekilde yazmıştır.

    Bazı Avrupalıların eski Türk hayatı ile ilgili mektupları, bugün tarihi belge olarak kabul edilmektedir. Lady Montegu'nün (Leydi Montegü) "Şark Mektupları (Türkiye mektupları)" bu eserlerden biridir.



    Türk Edebiyatında Mektup


    Türk edebiyatında mektup türünün geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. "Münşeat"larda özel ve resmî mektuplara çokça yer verilmiştir. Yalnız bunların dili çok süslü ve ağırdır. Münşeatlar yazarının adıyla anılmaktadır: "Münşeat-ı Feridun Bey", "Münşeat-ı Kâni" gibi.

    Tanzimat'tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup göze çarpar. "Münşeat" adı verilen örnek mektup metinleri, bu dönemde kalıplaşmış bir biçimi olan mektup türünün yaşamasını sağlamıştır.

    Tanzimat'tan sonra ilk ilgi çekici mektup örnekleri Akif Paşa'ya aittir ve bu mektuplar 1885'te yayımlanmıştır.

    Sonraki dönemlerde de ünlü kişilerin mektupları kitap halinde basılmıştır. Namık Kemal'in "Hususî Mektuplar", Abdülhak Hâmid Tarhan'ın "Mektuplar", Muallim Nâci'nin "Muhaberât ve Muhâverât" adlı eserleri bunlara örnek gösterilebilir.

    Sonraki dönemlerde bazı sanatçılar ise mektuplardan oluşan romanlar hikâyeler, anılar, gezi yazıları kaleme almıştır. Halide Edip'in "Handan"; Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Mutallaka", "Sevda Peşinde"; Reşat Nuri Güntekin'in "Bir Kadın Düşmanı" adlı romanları bunlar arasında sayılabilir. Ömer Seyfettin bazı hikâyelerini, Yakup Kadri Karaosmanoğlu "Bir Serencam"ı mektup tarzında kaleme almıştır.

    Mektup tarzında yazılan gezi yazıları da vardır. Cenap Şehabettin'in "Hac Yolunda", "Avrupa Mektupları"; Ahmet Rasim'in "Romanya Mektupları" böyle yazılmıştır.

    Mektup tarzında yazılmış şiirler de vardır: Kemalettin Kamu'nun "İzmir Yolunda Son Mektup", Orhan Veli'nin "Oktay'a Mektuplar" adlı eserleri bu şekilde yazılmıştır.

    Bazı sanatçılar da değişik eserlerini mektuplar şeklinde kaleme almışlardır. Nurullah Ataç'ın "Okura Mektuplar" adlı deneme kitabı mektuplardan oluşmaktadır.

    Cumhuriyet döneminde de bazı sanatçıların mektupları toplanarak kitap halinde yayımlanmıştır. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:



    Cevat Şakir Kabaağaçlı: Mektuplarla Halikarnas Balıkçısı

    Nazım Hikmet: Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar

    Ahmet Hamdi Tanpınar: Mektuplar

    Cahit Sıtkı Tarancı: Ziya'ya Mektuplar
#15.02.2010 17:11 0 0 0
  • dönem ödevim vardı çok yardımcı oldunuz teşekkürler
#14.04.2010 10:24 0 0 0