Metalheart Replicants Rampage

Son güncelleme: 05.10.2009 15:16
  • Biz bu filmi daha önce görmüştük...


    Fallout'u hatırladıysanız, RPG türüne kattığı birçok yeniliği ve zevkli bir oynanışı olduğunu da bilirsiniz. Kendimizi gerçekten geliştirdiğimizi hissediyor ve birçok çevresel öğe ve hatta kendi fiziksel şartlarımızla bile yarışmak zorunda kalıyorduk. İlerledikçe, yeteneklerimizi geliştiriyor, yenilerini kazanıyorduk, bunları yaparken de hem üzerimizde taşıdığımız alet-edevatı, hem de sağlık durumumuzu devamlı kontrol etmemiz gerekiyordu. Üstelik, düşmanlarla gerçekleştirdiğimiz çarpışmalar sıra tabanlı oluyor ve bizim de buna uygun bir strateji belirlememiz gerekiyordu. Hikayesi de insanı saran türden olunca, Fallout orjinal bir baş yapıt olarak tarihe geçmişti.

    Bir garip geçit

    Her tutulan oyunun taktidi, ne zaman olursa olsun yapılır ve onun meyvelerini yemek isteyebilirler. Ancak, bu takiltler tutunamaz ve bir süre oynandıktan sonra bitirilmeden silinmeye mahkum olurlar. Metalheart da bu durumdan nasibini alacak bir yapım olarak adlandırılabilir. Kesinlikle kötü bir yapım değil ve hatta ilk başta rahat oynanışı gördükten itibaren insanı içine bile çekebiliyor. Ancak bir süre daha oynadıktan sonra anlaşılıyor ki, aslında türe hiçbirşey katmıyor, hatta aynı özellikleri birebir ufak tefek geliştirmelerle uygulamaya devam ediyoruz. Hikaye de klişe olunca, Metalheart eksi puanlar toplamaya başlıyor.

    Başlar başlamaz karşımıza çıkan video, gerçekten dikkatimizi çekti. Oldukça kaliteli grafiklerle hazırlanmış ve göze gayet güzel geliyor. İlk baştaki bu demoyu gördükten sonra, oyun içerisinde de en az bu kalitede grafikler bekledik, ancak maalesef beklentimiz boşa çıktı. Ara demo'dan da anlaşılacağı üzere, uzay gemisinde uçmaktayken, birden bire garip bir geçit keşfededilir. Yalnız bu geçit pek iyiye işaret değildir, çünkü üzerine birçok meteor çekerek uzay gemisine çarpmasını sağlar. Mürettebat kaçıp canını kurtarmak için uzay pod'larına hareketlenirler. Oyuna başlayacağımız bir bay bir de bayan karakter, kaçmayı başarırlar ancak az evvelki geçitten geçerek garip bir gezegene doğru yol alırlar. Tabii, onları keşfedenler de alarma geçmişlerdir bile. Son olarak yüzeye inerler ve macera başlar.

    Normalde, tutorial'ı olan her oyunun bu kısmını oynamanızı tavsiye ediyorum, çünkü öğrenme açısından son derece önemli bölümler. Metalheart'da da burası var, ancak kontroller o kadar sade ve rahat ki, burayı oynamasanız bile rahatça kendi kendinize keşfedebilirsiniz. Hele, Fallout oynamışlığınız da varsa, kendinizi aynı onu oynuyormuş gibi de hissedebilirsiniz. Zaten, tutorial da oldukça kısa ve çok çabuk size hareketleri öğretip hazırlıyor.

    Bir elin nesi var, çok elin sesi var

    İki karakterin yönetimini alaraktan başlıyoruz. İstersek tek tek seçerek, istersek ikisini birden yönlendirerek hareket edebiliyoruz. İkisinin de kendi Inventory'leri bulunuyor. İkisinin de her türlü kontrolünden ve taşıyacağı eşyalardan biz sorumluyuz. Ancak, ilerledikçe takımımızı altı kişiye kadar çıkartabileceğiz. Başlar başlamaz, alttaki menüde bulunan kafa resmini kullanarak, karakterlerimizin yetenek puanlarını dağıtabiliriz. Başlangıçta, sizin de gözlemleyebileceğiniz gibi, yetenekler aynı olmasına rağmen her karakterin başlangıçtaki yetenek puanları farklı. Yani bunun anlamı, başlangıçta bir karakterin özelliklerinden bir tanesi, diğerinden daha fazla puana sahip olabilir. Tabii, bu puanlara ve bizim dağıtım şeklimize göre yetenekler şekil değiştirebiliyor, oyunda da bunu tamamıyla hissedebiliyoruz. Yetenekler içerisinde zeka, dayanıklılık, ileriyi görüş, hırs gibi birçok öğe bulunuyor. Zamanla bunları geliştirebilir ve karakterlerimizi özelliklerine göre önemli insanlar haline getirebiliriz.
    Fallout'tan hatırlarsanız, aksiyon puanları vardı ve puanların bize izin verdiği miktarda hareket ediyor ve istediğimiz aksiyonları gerçekleştirebiliyorduk. Biz hareket puanımızı bitirdikten sonra sıra düşmana geçiyor ve o da hareketlerini yapmaya başlıyordu. Metalheart'da da bundan hiçbirşey kaybedilmemiş. Ekranda eğer bir düşman ya da etkileşime girmek üzere olduğumuz birşey yoksa, normal hareket edebiliyoruz, ancak bir düşman bize saldırı yapmaya niyetlendiyse ya da aynısını biz düşündüysek, o zaman aksiyon puanları devreye giriyor. Her aksiyonun, kendine has farklı puanları bulunuyor. Ayrıca takımımızda bulunan her karaker için tek tek sıra kullanabiliyoruz. Yani, birisinin aksiyon puanlarını bitirdikten sonra diğerininkileri harcamaya başlıyoruz, tabii bunu aynı anda da yapabiliriz.

    Yürüme mesafesine ve taşıdığımız silahların ağırlıklarına göre farklı sayılarda aksiyon puanları harcıyoruz. Inventory açıp buradan eşya kullanmak, yürümek, çömelmek, sürünmek gibi öğeler bize farklı sayılarda aksiyon puanlarına maloluyorlar. İşte, düşmanlarla olan çarpışmalarımızda, bu aksiyon puanlarına göre maksimum verimlilikte hareket etmek ve ateş etmek işin stratejik yönünü de ortaya çıkartıyor. Kimi zaman, ateş ettiğimizde düşmanı ıskalayabiliyor ve hem hareket puanımız, hem de mermilerimizi boşa harcamış olabiliyoruz. Bu, karakterlerimize verdiğimiz yetenek puanları ve deneyimleriyle de doğru orantılı olarak gerçekleşiyor. Yeteneklerin, oynanışa olan katkısı da bu şekilde görülebiliyor.

    Alet çok, zaman yok

    Inventory'mizi çeşitli eşyalar ile doldurabiliyor ve bunları da istediğimiz ya da gerekli yerlerde kullanabiliyoruz. Yaralarımızı sarmak üzere çok çeşitli sağlık paketleri kullanabiliyor, yakın dövüşteki vuruş gücümüzü arttırabilmek için çeşitli alet edevatlardan yararlanabiliyoruz. Sınırlı sayıda yerimiz var ve üzerimizde taşımak istediğimiz eşyalara da buna göre karar vermemiz gerekiyor. İlerledikçe, birçok NPC ile etkileşime girecek, onlardan quest'ler alacağız. Onları başarmamızın karşılığı olarak da para ödülleri alacağız. Kazandığımız paralar ile yeni alet-edevatlar alabilecek ve kendimizi daha da geliştirebileceğiz. Öldürdüğümüz düşmanların üzerindekileri de alabiliyoruz ve bu oldukça işe yarıyor. Öldürdüğümüz akreplerin kuyruklarını alıp, satabiliyor ve karşılığında para kazanabiliyoruz.

    Oynanış kamerası da Fallout'unki ile neredeyse aynı, görüntülerde bir problem olmasa da, animasyonlar pek tatminkar değil. Kuru hazırlanmışlar ve sıra tabanlı duruma geldiğimiz zamanlarda oyun sıkıcı bir hal alabiliyor. Ara video'lardaki kalitenin bir kısmını oyun sırasında da görmek isterdik ancak maalsef böyle olmamış. Karakterlerimizin kontrolleri teknik olarak rahat ancak oynanışta bazen işlemeyebiliyor. Karakterimizin koşmasını istediğimiz zamanlarda istediğimiz yere iki tıklamamız gerekiyor. Bunu yapmamıza rağmen, ara sıra problemler oluşabiliyor ve bu yüzden karakterimiz ikide bir durup kalkıyor. Bu da anlamsız görüntüler oluşturmakla kalmayıp, animasyonlardaki problemi de birkez daha gözler önüne seriyor.
    NPC'lerden görev almakla kalmayıp, bazı durumlarda ilerleyebilmemiz için gereken bilgileri de toplayabileceğiz. Ancak, bize gelen görevler genelde bir yere gidip birşeyi alıp getirme ya da birini öldürme gibilerinden oluşuyor. Zamanla takımımızdaki insan sayısı da artıyor ve böylece bizim sırtımıza binen yük, daha da ağır oluyor, hareket puanlarımızı kullanırken daha dikkatli olmamızı gerektiriyor.
    Metalheart'ın en eksi yönlerinden birisini sesler oluşturuyor. İlk baştaki demo, muhteşem görünmesine rağmen, neredeyse hiç konuşma olmaması, haydi bunu da geçtik, doğru düzgün ses efektlerinin uygulanmamış olması son derece şaşırtıcıydı. Oyun içerisinde, pek kaliteli konuşmalar ve ses efektleri bulunmuyor. Bu kriterde, Metalheart sınıfta kalmış gözüküyor. Normal ilerlediğimizde pek birşey yokken, ekrana düşman girmesiyle garip bir müzik giriyor ve ilk başta güzelmiş gibi gelse de bir süre sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Müziğin, oyun atmosferinde önemi gerçekten büyüktür ancak Metalheart müzklere bu önemi pek vermemiş.

    Bu gezegen herkesi kesmez

    Başlangıçta zevkli geliyor ve bir süre kendisini oynatıyor. Fakat, zaman geçtikçe türe hiçbir yeniliğin gelmediğini, varolan malzemenin seneler önce Fallout tarafından daha başarılı biçimde sergilendiğinin farkına varıyoruz. Görünümünden tutun da, sıra tabanlı kapışmalarına kadar her türlü öğe Fallout'tan alınmış, hatta yer yer onun daha çok özellik ve yeteneği bir arada barındırdığını da söyleyebiliriz. Eğer, zamanında sıkı bir Fallout oyuncusu olmuşsanız ve 'O türe yakın ne verirsen oynarım.' gibilerinden bir düşünceye sahipseniz, o zaman oynamanızda pek de bir problem yok, nasıl olsa basit de bir oyun ve oynarken zorluk çekeceğinizi zannetmem. Ancak, Fallout'u seven bir başka kesim ise, Metalheart'ı görünce olumsuz tepki gösterecektir.
#05.10.2009 15:16 0 0 0