bu marş tam olarak yerini bilmiyorum fakat afganistan çeçenya veya filistinde şehit düşen bir türk gencine yazılmıştır. Ailesi oldukça zengin olan BİLAL cihad için gider ve döneceği gün ailesi ile konuşup döneceği haberini verir. Lakin telefon konuşmasının ardından şehit düşer.
yine dağların sevdası düştü yüreğime anne
kurşunların sevdası
zulümlerden bıktım usandım
yüreğim kanıyor anne
kara bulutlar bir sağanaktır tutturmuş gider
dünya zulüm, zulüm kokar anne
bir bahar düşlüyorum anne
gözlerimiz güneşe doymuş ışıl ışıl
şehadet rüzgarına kapıldık
yüreğim göçüyor anne
bu savaş bitecek
hem de karanlığa kalmadan anne
kanlı gömleğimi göğsüne basıp
tağuta lanet okursun, ağlarsın ana
yürekler avuçta dağlara çıktık
şehid şehid vardık düşman üstüne ana
bilal öldü derler ise sakın inanma ana
bil ki ben şehid olmuşum şehidler ölmez ana
şarapnel altında, kurşun altında
tekbir getiririz, marşlar söyleriz ana
şafakla birlikte düşman üstüne
cehennem alevi olur, yağarız ana
bilal öldü derler ise sakın inanma ana
bil ki ben şehid olmuşum şehidler ölmez ana
dağlardan dünya bir başka görünür
ölüm korkusu gözümden silinir ana
her şehidin kanı bir lale olmuş
haydi sen de katıl bize katıl der bana
bilal öldü derler ise sakın inanma ana
bil ki ben şehid olmuşum şehidler ölmez ana
ve 29 ekim 1987
bilal de canevinden vuruldu
yaprak yaprak düştü
şehid kanlarının karıştığı toprağa
görün dağlar!
görün nasıl döne döne savaşıldığını
görün sözlerinde duranları
ve sonrakilerin nasıl sözlerinde durduklarını