çanakkale savaşındaki kınalı hasanın hayatı - kınalı hasanın hayat hikayesi - kınalı hasanın hayatı - kınalı hasan - çanakkale savaşı kınalı hasan
Çanakkale Savaşı’ nın ünlü kahramanlarından Sorgunlu Kınalı Hasan, adına dikilecek heykel ile yaÅŸayacak.
Çanakkale Savaşı sırasında cepheye giderken, annesi tarafından saçlarına kına yakılarak gönderilen ve komutanının merak edip “Sor bakalım annene, neden saçlarına kına yakmış’ dediÄŸini, annesinin de , “OÄŸlum bizde üç ÅŸeye kına yakarlar. Birincisi koyunlara Allah’ a kurban olsun diye; gelinlik kızlara evine kurban olsun diye; bir de askere giden delikanlılara kına yakarlar vatana kurban olsun” diye yanıtladı.
İşte Kınalı Hasan’ ın dillerden düşmeyen mektubunun öyküsü:
Çanakkale köylerinden her gün yüzlerce genç savaşa katılmak üzere birliklerde toplanmaktadır. Acemi askerlerin eğitim ve teçhizatı tamamlandıktan sonra, cepheye gönderilmektedir.
Yüzbaşı Sırrı Bey’, ikindi vakti yeni gelen erleri teftiÅŸ ederken, içlerinden bir tanesinin saçının bir tarafının kınalanmış olduÄŸunu görür ve takılır:
“Hiç erkek kınalanır mı?”
Mehmetçik:
“Buraya gelmeden evvel, anam kınalamıştı komutanım” der. Ve sebebini bilmediÄŸini ilave eder. Komutanın isteÄŸi üzerine Yozgat’ın Sorgun kazasının Karayakup köyünden cepheye gelen Hasan, anasına yazdığı mektupta;
“Anacığım kardeÅŸlerimi askere gönderirken başına kına koyma... Zabit efendi bana sordu cevap veremedim. KardeÅŸlerim de cevap veremeyip mahcup olmasınlar.” diye sorar. Gelen cevabi mektupta ise ÅŸunlar yazılıdır.”
Ey Gözümün Nuru Hasan’ım,
Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor. Sen ecdadından babandan aÅŸağı kalamazsın... Ben, senin anan isem, beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü. Allah, bu vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeÄŸi iliklerinde duruyor…
Sen bu ailenin seçilmiş bir kurbanısın...
Hasan’ım, söyle zabit efendiye... Bizim köyde kurbanlık ayrılan koyunlar kınalanır… Ben de seni evlatlarımın arasından vatana kurban adadım, Onun için saçını kınalamıştım…
Allahın hükmüyle. Allah, seni İsmail Peygamber’in yolundan ayırmasın. Seni melekler ÅŸimdiden rahmetle anacaktır
Gözlerinden öperim.
Annen Hatice
Kınalı Hasan, bu güzel vatana adanmış bir adaktı. Cephede savaşır, savaşır. Sonra yaralanır geriye alırlar... Cephenin hemen gerisinde, Kocadere Köyündeki sargı yerine getirilir. Fakat Kınalı Hasan tedavi göremeden ruhunu teslim etmiştir.
DiÄŸer ÅŸehit olanlarla birlikte, Hasan‘nın da kimlik tespiti yapılıp, köy mezarlığına gömeceklerdi. Bu iÅŸlerle görevli Zabit Namzedi Mehmet Efendi. Kınalı Hasan ‘ın üzerini arar, anasının mektubuna ve bir de tamamlanmamış bir ÅŸiir karalaması bulur.
“Anam yakmış kınayı adak diye,
Ben de vatan için kurban doğmuşum.
Anamdan Allah’a son bir hediye,
Kıımandanım! Ben İsmail daÄŸmuÅŸum...”
Onudoğuran ana içtenliğin, sevginin, inancın ta kendisiydi... Pembe dudaklarıyla Hatice ananın sütünü emiyor; insanlığı, vatan sevgisini büyüklerine itaat hazinesinden gürül gürül akan o beyaz hulasa aşkıyla olgunlaşıyordu,
Hasan’ı topraÄŸa gömerlerken cümle âlem aÄŸladı. Kurtlar, kuÅŸlar onu selametleyip, gökyüzü rahmetiyle onu yıkadı ve birden nereden geldiÄŸi bilinmeyen bir sesle uyandılar “O benim has cennetime girecektir.” Sonra hep birlikte “Âmin” dediler
Çanakkale SavaÅŸları’ndaki Türk insanın kahramanlıktaki ölümsüzlüğü iÅŸte bu sırlı menkıbenin içindedir. Devirler deÄŸiÅŸecek, insanlar deÄŸiÅŸecek, fakat o ölümsüz kahramanlıklar zamana bakmadan yaÅŸayacaktır.