komşu kızına çiçcek toplamak için bahçesinde dolaşan delikanlı,
yavaştan başlayan yağmura saygısız bir arkadaşa kızar gibi öfkelendi söylenmeye başladı,
düşünmüyordu ki uzun yaz sıcaklarının elinde hergün biraz daha ezilen kavrulan bahçe,
bu iltifatında ne sabırsız,ne çoşkun bir özleyişle beklemekte idi
Delikanlı gittikçe telaşlananan sağnağın altında çicek toplamakta sebat etti,
Lakin alçaktan esen bir rüzgar,çicekelri köşe kapmaca oynayan çocuklar gibi,
oradan oraya kaçırıyor,elini uzattığı her sarı gülün bir kırmızıyı getiriyor,
Tutmak istediği her kırmızıyla beyaz yer değiştiriyodu,
Delikanlı,sarıyı beyazın,beyazın sarının yerindeymiş zannettiren bu muızıkçı çiçeklerin arasından
elinde bahçe bir demetle bahçe çitinin yanına geldiği zaman,yağmur gökyüüzünden sarkıtılan urganlar
boşanıyor ve oda,bunlardan birine tutunacak olsa kopmacak ve istediği kadar yükseklere tırmanabilecekmiş
hissine kapılıyordu
Delikanlı,Demetini vermek için her zamanki yere geldiği vakit,kızı,kendisini bekler buldu,O da ıslanmıştı
Kimbilir ne zamandan beri,belki de yağmuru bahçenin çicekleri kadar hoş karşılatan bir gönül ürpertisi ile buracıkta
bekliyordu.
Genç çocuk ona demeti uzatırken eli kızın sein ve ıslak eline değmişti.Onların küçük macerelarının büyük vuslatı
her zaman bu idi bu kaldı...
*** ************ ****************
O gün akşama doğru yağmur dindi ve güneşin ateş başı tekrar tabiatı ısıtıp kuruttu.Zaman oldu;Yazlar kışa döndü
,Kışlar baharların koynunda ılındı,gülüp söyleyen günler,hastalıklı güzlerin pençeresinde solup sarardı.hulasa aylar ayları,
Yıllar yılları kovaladı.Böylece delikanlının ilk aşkı tezahürleri,masum bakışmlarar,feragatli sözleşemeler,
çicek ve mektuplar kapılarına paslı birer kilit takarak,onu,sayısını bilmediği maceralara itip yuvarladı.Böylece,
erginlik çağı,ona taarruz ve ihtiras senelerini yaşatırke,eli bir çok eli,birçok sıcak kokulu,fettan kadın elleri
sıktı.Amma gene de,Bir zamanlar çit arkasından değdiği serin,titrek masum eli unutamadı