Çocuğunuzun Psikolojik Gelişimi

Son güncelleme: 05.11.2009 19:04
  • Çocuğunuzun Psikolojik Gelişimi - Çocuklarda Psikoloji - Psikoloji Eğitimi

    Çocuğunuza polisler yaratmayın!

    Çocuk yetiştirmenin kolay bir iş olmadığı, anne babalık olgusunun birçok ve farklı mesleki bilgiye sahip olmayı gerektirdiği sıklıkla vurgulanır. Özellikle çocuklarımızın psikolojik ve sosyal gelişimleri konusunda onlara eğitim verirken neyi nasıl yapacağımızı tam olarak bilemeyebiliriz. Olumsuz davranışlarını engellemeye çalışırken hatalı tutumlar içine girebiliriz. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Zafer Atasoy, çocuk eğitiminde disiplin aracı olarak korkutma metodunun nasıl sonuçlar doğurduğunu bizlere açıkladı.

    Ebeveynler çocuklarının davranışlarıyla baş edemediklerinde, nasıl çözüm yolları uyguluyorlar? Çocuğumuz yapmasını uygun görmediğimiz bir davranış sergilediğinde, bu davranışı ile baş edebilmek için değişik tutumlar sergileyebiliriz. Ne yazık ki toplumumuzda en sık karşılaştığımız anababa tutumu; çocuğu sindirmektir. Bu tutumuz ile geçici bir süre başarılı olmuş olabiliriz (çocuk istediğimiz ve beklediğimiz tutumu sergiler olmuştur) ya da başarılı olmuş gibi aldatıcı bir gelişme karşımıza çıkar.En sık görülen sindirme yöntemi dayaktır. Dayağın fiziksel acı kadar önemli ve örseleyici yarattığı sonuç; ruhsal acıdır. Nerdeyse ikinci sıklıkta karşımıza çıkan sindirme yöntemi ise korkutmadır. Korkutmada, çocuğun gelişim düzeyine ve durumuna göre çok değişik kişi, durum vb. gibi araçlar kullanılır. Kanımca; hem dayak, hem de korkutma ile elde edilecek sonuçlar, ruh sağlığı açısından kabul edilebilecek kazanımlar ne çocuk ne de anababa için geçerli olmayacaktır. Her iki durumda da çocuk, isteyerek ve katılarak bir davranış değişikliği sergilememiş durumda olacaktır. Bu nedenle korkutma çocukla ilişki içinde kullanılmaması gereken bir yöntemdir.

    Çocuk için mutlaka çekinmesi gereken bir kişi ya da varlık gerekli midir?
    Çekinmemek, korkmamak normalden sapmak demektir. Farkında olmayan, sonuçları kestiremeyen korkmaz. Eylemi kontrolsüz olur ve bundan öncelikle kendisi zarar görür. Çocuğun bazı durumlardan ve davranışlardan çekinmesi de gerekir ancak bu çekinme durumunun çocukla paylaşılması ve anlatılması gerekir. Bunu sağlamak adına korku nesneleri bulmak ya da yaratmak çocuğun ruhsal gelişimine olumlu katkıda bulunmayacağı gibi, bilakis çok olumsuz etkiler de yaratabilir.

    Korkutmak çocuğun gelişiminde ne gibi sonuçlar yaratır?
    Çocuğun içinde bulunduğu takvim yaşı ve buna bağlı ruhsal gelişim düzeyine göre gerçekleştirilen korkutma sonuçlarının hangi yönde ne şiddette hasar yaratacağını önceden kestirmek mümkün olmayabilir. Bunun yanı sıra sinmiş olan çocuğun bu sinmiş tutumunun ne zaman hangi yönde gelişmeler sergileyeceğini de öngöremeyiz. Çocuğun değiştirmesini istediğimiz tutumunda geçici bir değişiklikten başka kazancımız olmayacaktır. Korku nesnesi bir zaman sonra korku nesnesi olmaktan çıkabileceği gibi onunla kurmasını beklenen olası olumlu ilişki de ilerleyen zaman içinde kurulamaz olacaktır, bu özelliği kazanamayacak ve çocuk bu durumdan mahrum kalacaktır ve zarar görmüş olacaktır.

    Korkutulmuş çocuk ruhsal dengesizlikler ve çelişkiler içine sokulmuş çocuk olarak gelişeceği için ruhsal olarak yaralanmış birey olacaktır. Korkan çocuk kendisinden beklenen gelişimi sağlıklı bir biçimde sergileyemeyeceği için pısırık, içine dönük, gelişmeye kapalı bir yapı sergileyecektir. Bir anlamda sergilemesini beklediğimiz gelişimin önü tıkanmış olacaktır.

    Neler yapılmalıdır?
    Çocuk gelişim süreci içinde, korkutma ve korku nesnelerinin büyükler tarafından çocukla başa çıkma aracı olarak kullanılması uygun değildir, gelişimi kısıtlar ve durdurur. Yetersiz bir kişilik ortaya çıkar. Bu nedenle korku ve peşinden gelecek olan ceza ve cezalandırma yerine güven ve ödül çocuk gelişiminde ön planda tutulmalıdır. Ödüllendirilme ödül kazanma olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ödül ile birlikte arzu edilen sonuç daha etkili bir biçimde ortaya çıkacak, pekişmiş bir biçimde de kalıcı olacaktır.

    Ceza ve korku ile gelen davranış değişikliği ise hiçi bir zaman kalıcı olmayacaktır. Korku ortadan kalktığı zaman, ki sıklıkla kalkar, yarattığı davranış değişikliği de ortadan kalkar. Güzel söz ve davranışla elde edilecek sonuçlar her zaman kalıcı özellik taşıma gücünü taşırken, ceza sonucunda ortaya çıkacak olan değişiklikler kalıcı olma özelliği taşımazlar.

    Korku ile elde edilen sonuçlarla sevgi, güven gibi duygularla elde edilen tutumlar kıyaslanamazlar. Acı hiç bir zaman arzu edilen ve hedeflenen olamaz. Korku ise kişiye her zaman acı ve ızdırap verecektir.
#05.11.2009 19:04 0 0 0