bekâr = evli
bolluk = kıtlık
borç = alacak
bulanık = duru
başlamak = bitirmek
büyük = küçük
batı = doğu
barış = savaş
bağımsızlık = tutsaklık
çekmek = itmek
galip = mağlup
genç = yaşlı
güzel = çirkin
gerçek = sahte
hatırlamak = unutmak
hırçın = uysal
hızlı = yavaş
ıssız = kalabalık
iniş = çıkış
ilk = son
indirim = zam
iyi = kötü
iç = dış
ince = kalın
katı = sıvı
kaybetmek = bulmak
keder = neşe
kalabalık = tenha
kuru = yaş
kış = yaz
kıt = bol
kirli = temiz
medeni = ilkel
ödül = ceza
nazik = kaba
negatif = pozitif
minimum = maksimum
neşeli = üzgün
övmek = yermek
pahalı = ucuz
ret = kabul
büyük = küçük
bağımsızlık = tutsaklık
çekmek = itmek
batı = doğu
barış = savaş
çarpma = bölme
cömert = cimri
çabuk = yavaş
dert = derman
darılmak = barışmak
dik = eğik
çalışkan = tembel
cevap = soru
cesaret = korkaklık
cılız = gürbüz
donuk = parlak
duru = bulanık
eski = yeni
el(yabancı) = tanıdık
eksik = fazla
esaret = özgürlük
düş = gerçek
düşman = dost
dahil = hariç
dikit = sarkıt
erkekler = kadınlar
fakir = zengin
alçak gönüllü = kibirli
afacan = uslu
anormal = normal
ak = kara
alıcı = satıcı
ast = üst
aşağı = yukarı
aynı = farklı
atılgan = çekingen
aydınlık = karanlık
bolluk = kıtlık
borç = alacak
bekâr = evli
başlamak = bitirmek
bulanık = duru
geçmiş = gelecek
geri = ileri
aktif = pasif
acemi = usta
artı = eksi
açık = kapalı
azami = asgari
alt = üst
alçak = yüksek
ağır = hafif
arka = ön
acı = tatlı
azalmak = çoğalmak
Yazın başı pişenin kışın aşı pişer.
Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır.
Tok, acın halinden anlamaz.
İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder.
Akıllı düşününceye kadar, deli oğlunu everir.
Kurunun yanında yaş da yandı.
Koridorun dar olmasına karşın, odalar gayet geniş.
Sağlam yumurtaları paketlere diz, çürük yumurtaları ise çöpe at.
Yıllardır kâr eden şirket, sen gidince zarar etmeye başladı.
Arabamın hem içini hem dışını güzelce yıkadım.
Kimi gün güldük, kimi gün ağladık; koca bir ömrü tükettik.
Basketçiler uzun, halterciler kısa boylu olur.
Paraya az, morale çok ihtiyacımız var.
Bu sınavda dört yanlış, bir doğruyu götürüyor.
Bedenim yaşlandı, fakat ruhum hâlâ genç.
NOT: Bir sözcüğün olumsuzu, onun karşıt anlamlısı demek değildir. Sözcüğün olumsuzu ile karşıt anlamlısı birbirinden farklı şeylerdir.
Yazılış ve söylenişleri farklı, anlamları aynı olan sözcüklere "eş anlamlı sözcükler" denir.
NOT: Eş anlamlı sözcükler arasında hiçbir anlam farkı yoktur.
kılavuz - rehber
güçlü - kuvvetli
değerli - kıymetli
beyaz - ak
öykü - hikâye
duygu - his
yıl - sene
konuk - misafir
bencil - egoist
ayrım - fark
ayrıntı - detay
öğretmen - muallim
öğrenci - talebe
dil - lisan
görev - vazife
sınav - imtihan
ad - isim
dize - mısra
deneyim - tecrübe
armağan - hediye
yanıt - cevap
yanlış - hata
soru - sual
uslu - akıllı
okul - mektep
sözcük - kelime
basınç - tazyik
kişi - şahıs
gezi - seyahat
gezgin - seyyah
özverili - fedakâr
O eskiden güçlü bir çocuktu.
Güreşçimiz rakibinden daha kuvvetli.
Annesine çok değerli bir hediye almış.
Kıymetli eşyalarını bir kutuya yerleştirdi.
O yıllarda köyümüzde mektep yoktu.
Okul, kişiyi pek çok yönden eğitir.
Öğretmenlik mesleği, deneyim kazandıkça sevilir.
Bu işte tecrübe kazanmak yıllar alır.
Geçen ay izlediğim filmin adı bir türlü aklıma gelmiyor.
Çocuk doğmadan isim kavgasına başladınız.
Manilerde asıl duygu, son iki dizede verilir.
İki mısradan oluşan nazım birimine beyit denir.