Aynalı Tavşan

Son güncelleme: 08.11.2009 18:11
  • Aynalı Tavşan - Aynalı Tavşan Hikayesi - Çocuk Hikayeleri

    Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Nice hayvan yaşarmış büyük orman içinde. Kimisi güzel, kimisi çirkin; kimisi sincap, kimisi maymunmuş. Hepsi de hayatından memnunmuş.

    Niçin olmasınlar? Yürekleri sevgiyle ikiz, gönülleri engin bir denizmiş... Deniz olur da kayası, taşı eksik olur mu? Olmaz elbette. Bu ormanda bir de tavşan varmış. Bulur buluşturur, takar takıştırır, gece gündüz süslenirmiş. Ormanda gururla gezer, sözleriyle herkesi üzermiş: Dilinden düşmeyen bir de şarkısı varmış:

    Bitmez bu ormanın
    Yaprak gazeli,
    Var mı buralarda
    Benden güzeli?

    Bir sabah yine şarkı söyleyip gezerken bir maymunla karşılaşmış. Maymun: "Günaydın Süslü Tavşan", demiş.

    Süslü Tavşan yüzünü öbür tarafa çevirip sert sert:
    "Günaydın, günaydın!" demiş. Sabah sabah nerden çıktı karşıma bu çirkin maymun, diye mırıldanmış.

    Maymun biraz kırılmış bu davranışına:
    Süslü kardeş, laf göze, dostluk yüze anlatılır. Beni görünce niçin yüzünü çeviriyorsun?

    Çeviririm elbette. Sabah sabah çirkin yüzüne bakayım da rızkım mı kesilsin?

    Bu sözler üzerine çok üzülmüş maymun:
    Süslü Tavşan, sana bir şey söyleyeyim: Unutma! Yüz güzelliğine doyulur da huy güzelliğine doyulmaz, demiş ve daldan dala atlayarak uzaklaşmış oradan.

    Çirkin maymun ne olacak, çekemedi benim güzelliğimi! diyerek gururla yürümeye devam etmiş Süslü Tavşan.

    Az gitmiş, uz gitmiş; bir yokuş, iki düz gitmiş... Yolun kenarında ne bulsa beğenirsiniz! Güzel bir ayna bulmuş. Aynada kendini görünce, gönlü sevinçle dolmuş:
    İşte tavşan, işte ayna,
    Böyle güzel var mı dünya?
    diyerek yeni bir şarkıya başlamış.

    Süslü Tavşan, artık elinden bırakmıyormuş aynayı. Biraz yürüyor, biraz aynaya bakıyormuş. Bütün dünyası ayna olmuş, adı da Aynalı Tavşan. Artık ormanda herkes ondan bahsederken:

    Aynalı Tavşan geldi, Aynalı Tavşan gitti, diyormuş.

    Okulda arkadaşları havuç bilgisi kitabını okuyor, o aynaya bakıyormuş. Lahana dersinde saçına tokalar takıyormuş. Bir gün, iki gün böyle devam edince öğretmeni dayanamamış:
    Aynalı Tavşan, aklını başına topla! Yüzüne değil aklına ayna tut. Başına bir iş gelirse bu ayna seni kurtarmaz, demiş.

    Aynalı Tavşan kızarıp bozarmış:
    Öğretmenim de benim güzelliğimi çekemiyor, diye geçirmiş içinden. Zil çalınca da aynasını aldığı gibi dalmış ormanın derinliklerine. Dalmış ama ormanda yalnız değilmiş. Bir kaç saat önce ormana avcılar da gelmişler. Bir çukur kazıp üzerini çalı ve yapraklarla örtmüşler. Bizim tavşan da şarkı söyleyerek gidiyormuş:

    İşte tavşan, işte ayna,
    Böyle güzel...

    derken düşmüş tuzağa. Hoplamış, zıplamış ama çıkamamış çukurdan. Sonra avazının çıktığı kadar bağırmaya başlamış:

    İmdaat! Yok mu can kurtaran! Allah'ını seven yardım etsin!

    Bu çığlıklarla yergök inlemiş, orman çın çın çınlamış. Ağaçlardaki maymunlar acımışlar ona:

    İyiliğe iyilik her kişinin kârı,
    Kötülüğe iyilik er kişinin kârı,

    deyip yardım etmeye karar vermişler. Daha önce yüzüne bile bakmadığı maymun, bir sarmaşık uzatmış çukura... Karşısındaki maymunu görünce kulaklarına kadar kızarmış Aynalı Tavşan:
    Teşekkür ederim maymun kardeş, diyebilmiş kekeleyerek.

    Sonra da zıplayarak gitmiş oradan. Aynaya ne mi olmuş? Can korkusundan çukurda unutmuş tavşancık.

    Ama arkadaşları onun adını unutmamışlar. Ve üç ayna asmışlar ormana: Birine bakan huy güzelliğini, birine bakan akıl güzelliğini, birine bakan da bu masalı okuyanları görürmüş...
#08.11.2009 18:11 0 0 0