Polikistik Over - Polikistik Over Tedavisi - Polikistik Over Sendurumu - Polikistik Over İlaçları - Polikistik Over Nasıl Tedavi Edilir
Polikistik over sendromu sık rastlanılan bir durumdur. Özellikle adet düzensizliği, tüylenme şikayeti olanlarda ve çocuk sahibi olamayanlarda sıklıkla polikistik over tanısı konulur.
Polikistik over denilmesinin sebebi yumurtalıkların (overlerin) tipik görünümünden dolayıdır.
Ultrasonda da yumurtalıkta 8-10 mm'den küçük çok sayıda kistik yapı görülür ve yumurtalıklar normalden daha büyüktür. Aslında bu olgularda temel problem yumurtlamanın olmamasıdır (anovulasyon). Bu nedenle bu kadınların bir kısmı çocuk sahibi olamama nedeniyle başvurur.
Normalde her adet siklusunun başında içinde yumurta içeren bir çok folikül gelişir. Bu foliküllerden bir tanesi daha fazla gelişirken diğerleri kaybolur. Polikistik over sendromunda ise bu foliküller belli büyüklüğe kadar büyür ama hormonal bozukluklar nedeniyle daha fazla gelişemez ve yumurtlama olmaz. Bunun sonucunda bu, gelişemeyen ama tamamen de kaybolmayan, foliküller ultrasondaki tipik görünümü oluşturur.
Aslında, polikistik over görünümü ikincil bir olaydır yani sebep değil sonuçtur. Hastalığın sebebi yumurtalıklardaki kistler değildir. Yumurtlama bozukluğu sonucu overlerdeki tipik görünüm olur. Bu nedenle, bazı hastaların algıladığı şekilde "Benim yumurtalıklarımda kist varmış o yüzden tüylenmem varmış, ya da çocuğum o yüzden olmuyormuş" şeklindeki ifadeler aslında yanlıştır. Polikistik over aslında organik değil fonksiyonel bir bozukluktur. Bir kısır döngü söz konusudur. Yumurtlama bozukluğu normalde estrojen hakimiyeti olan foliküllerde androjenik bir ortam oluşmasına neden olurken androjenik ortam da yumurtlama bozukluğuna yol açar. Ancak, bu kısır döngüyü başlayan gerçek sebep tam olarak bilinmemektedir.
Polikistik over sendromu belirti ve bulguları nelerdir?
Hiperandrojenizm (androjen hormonlarının yüksekliği):Androjenlerin yüksekliği hastalarda tüylenme (özellikle yüzde dudak üzeri ve çenede, göğüs çevresinde, göbek altında ve uyluk iç yüzlerinde) yanında aknelere (sivilceler) ve erkek tipi saç dökülmesine neden olur.
Kronik anovulasyon: Hastalarda yumurtlamanın olmamasıdır. Buna bağlı olarak hastalarda düzensiz ve seyrek adetler, istenmesine rağmen gebelik olmaması gibi durumlar ortaya çıkar. Gebe kalamama polikistik over sendromunda her şart değildir. Bazı hastalar hiç bir sorun yaşamadan hatta polikistik over olduklarını fark etmeden de gebe kalabilirler. Bu nedenle, bekar iken tanı konulan olgularda mutlaka çocuk sahibi olmada sorun yaşayacağını söylemek mümkün değildir. Ayrıca, bebek istemeyen kadınlar polikistik over sendromu olmalarına rağmen korunmalıdırlar. Çünkü bu hastalarda zaman zaman kendiliğinden yumurtlama olabilmektedir.
Ultrason görünümü: Ultrasonda tipik olarak çok sayıda küçük kistçikten oluşan görünüm vardır. Over boyutları artmıştır. Ayrıca, overin stroma denilen orta bölümü kalınlaşır. Polikistik over sendromunda bu görünüm tipik olmasına karşın tanı koydurucu değildir. Diğer belirti ve bulguların da olması gereklidir. Bunun dışında normal kadınların da bir kısmında ultrasonda overler polikistik görünümde olabilir.
İnsülin resistansı (direnci): Son 10-15 yılda polikistik over sendromu hastalarının bir kısmında vücutta şeker metabolizmasını düzenleyen insüline karşı dokularda bir direnç olduğu yani dokuların insüline beklenen cevabı vermediği gösterilmiştir. Bu hastalarda insülin düzeylerinde artış ve/veya kan şekerinin insüline oranında azalma gözlenir. İnsülin direnci daha çok kilolu hastalarda görülür. İnsülin direnci olan bir kısım hastada tipik bir bulgu ciltte akantozis nigricans denilen siyah üzeri kadife gibi olan lekelerdir.
Gonadotropin (yumurtalık uyarıcı hormonlar) düzeylerinde anormallik: Normalde bu hormonlardan FSH düzeyi LH düzeyine göre daha yüksek iken bu hastalarda bu tersine döner ve LH yükselir.
Uzun dönem riskleri: Polikistik over sendromlu hastalarda hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve diyabet riski artar. Ayrıca meme kanseri riskinde az da olsa bir artış söz konusudur. Endometriyum (rahim iç zarı) kanseri riski de artmıştır ancak bu tedavi görmeyen hastalar için söz konusudur. Polikistik over sendromunda yumurtlama olmadığından progesteron hormonu salgısı olmaz. Buna karşın düşük miktarlarda sürekli salgılanan ayrıca, yağ dokusunda androjenlerden dönüşen estrojen endometriyumu sürekli uyarır ve kanser riskini artırır. Estrojeni karşılamak üzere progesteron verilmesi ya da hastanın doğum kontrol hapı kullanması bu riski azaltır.
Polikistik over sendromu tedavisi nasıl yapılır?
Tedavi hastada görülen belirtilere, belirtilerin şiddetine, hastanın yaşına ve çocuk isteyip istemediğine göre farklılık gösterir. Ancak, hastalığı tamamı ile ortadan kaldırabilecek etkili bir yöntem yoktur.
Problem androjen yüksekliğine bağlı tüylenme, sivilce oluşumu ve adet düzensizliği ise doğum kontrol hapları faydalıdır. Doğum kontrol haplarının da özellikle progesteron komponentinin antiandrojenik yani androjenlere direkt etkisi de olan tipleri tercih edilir. Bazı durumlarda doğum kontrol hapına antiandrojenik özelliği olan ilaçlar da eklenebilir. Hirsutismus bölümünde anlatıldığı gibi sertleşmiş siyah kılların geri dönüşümü yoktur. Bu nedenle, tedavinin faydasını ancak belli bir süre sonra (6-12 ay) görmek mümkün olabilir.
Hastanın sadece adet düzensizliği var tüylenme şikayeti yoksa yine doğum kontrol hapları faydalı olabilir. Ayrıca, bunun yerine karşılanmamış estrojene bağlı rahim iç zarı kanseri riskini önlemek için adet siklusunun belli günlerinde (16-25. günler) kullanacağı şekilde progesteron da verilebilir.
Yumurtlama düzensizliğine bağlı çocuk sahibi olamama (infertilite) sorunu varsa yumurtlamayı artırıcı ilaçlar verilebilir. Bazı doktorların genç kızlarda bu tür yumurtlamayı artırıcı tedaviyi uygulandıkları gözlenmektedir. Ancak, bu yaklaşımın bir anlamı yoktur. Bu tedavi sendromu tamamen ortadan kaldırmayacaktır bu nedenle geçici bir tedavi olduğundan ancak infertilite sorunu olanlarda kullanılmalıdır.
İnsülin direnci olan olgularda tedaviye oral (ağızdan alınan) antidiyabetik bazı ilaçlar da (metformin vb) eklenebilir. Bu yaklaşım hastaların sıklıkla kafasını karıştıran bir durumdur. Şeker hastalığı tanısı olmamasına rağmen neden diyabet ilacı kullandıklarını sıklıkla sorgularlar. Bu ilaçlar dokularda insüline duyarlılığı artırır, ayrıca kilo verilmesine yardımcı olarak tedavinin başarı şansını artırır. Kilo verme çok ileri olmayan olgularda bazen hiç bir ilaç tedavisine gerek kalmadan şikayetleri azaltabilmektedir, bu nedenle kilolu hastaların kilo vermeleri istenir.
Şikayetleri yoğun olan ilaç tedavisine yanıt alınamayan olgularda cerrahi yaklaşım da söz konusudur. Laparoskopik olarak over üzerinde koter ile (yakarak) delikler açılır (ovarian drilling). Bu androjen salgılayan yumurtalık dokusunun bir kısmını harapladığından işlem sonrası androjenlerde hızlı bir düşüş sağlanır. Ancak, yumurtalık çevresinde yapışıklıklara yol açma riski olduğundan seçilmiş olgularda uygulanmalıdır.