Minik Parmaklar Büyük Beyinler

Son güncelleme: 09.11.2009 11:45
  • Minik Parmaklar Büyük Beyinler - Türkiye Satranç Federasyonu - Çocuklarda Satranç

    Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Nihat Yazıcı: Satranç oynayan çocukların herhangi bir eğitim sorunu olmuyor, çünkü kendilerini planlamayı, zamanı kullanmayı, önceliklerini belirlemeyi öğreniyorlar. Ben olumsuz bir örneğe hiç rastlamadım. Kendimi de örnek gösterebilirim aslında. 37 yıldır satranç oynuyorum. Asla, yaşamda alternatifsiz kaldığım olmadı. Kimse bana ders çalış demedi. Şimdiye kadar aldığım kişisel kararların çoğu doğru oldu.

    Satranç oynayan insanlar da hata yapar ama aynı hatada direnmezler. Satranç planlı hareket etmenin önemini ve gerektiğini kavratır. Doğru ve çabuk düşünmeye yardımcı olur. Doğru kararları belirli zaman dilimlerinde verme yeteneğini geliştirir. Satranç oynayan insanların kişilikleri, özgüvenleri gelişir, kendileriyle barışık insanlar olurlar. En önemlisi de kaybetmeyi öğrenirler. Kaybetmeyi; sürekli kaybetmek için değil, kazanmak için öğrenirler. Başkalarının yerine kendilerini koyarak düşünmeyi, eleştirmeyi, eleştiri kabul etmeyi ve mücadele etmeyi öğrenirler. Kurallara uymayı bilirler. Başkalarının da o kurallara uymasını talep etmeyi öğrenirler.

    Satrancın çocuk gelişimine olumlu etkileri artık herkes tarafından bilinmekte. Son yıllarda sponsorların katkılarıyla gerçekleştirilen organizasyonlar ve projeler de satrancı çocuklarla daha erken yaşlarda tanıştırmakta oldukça etkili oldu. Okullarda hatta okul öncesi eğitimde hızla yaygınlaşan satranç dersleri ve kulüpleri öğrencilerin severek katıldıkları aktiviteler arasında. Satrançla büyüyen çocukların daha mutlu ve başarılı olduğunu tecrübeleriyle bize kanıtlayan ve Türkiye'de satranç sporunun ilerlemesinde önemli katkıları olan Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Ali Nihat Yazıcı sorularımızı yanıtladı.


    Satranç beyin sporu olmasının yanında sanat ve bilimle de ilgili. Çocuklara okul öncesi eğitimden başlayarak satranç kültürünün verilmesinin önemi sıkça vurgulanıyor. Satranç kültürü deyince ne anlamalıyız?


    Satranç kültürünü, tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi edinmek için çaba göstermek gerekir. Nasıl okumayı yazmayı, müzik yapmayı ve müziği, şarkı söylemeyi öğreniyorsak, aynı şekilde satrancı da öğrenmeliyiz. İnsanın entelektüel, kendi ile barışık, özgüveni olan, kaybetmeyi yaşamda kazanmak için öğrenen bir birey olması için satranç oynamasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
    Resim yapan çocukların hepsinin bir gün Picasso olacağı ya da müzikle uğraşan çocukların her birinin bir gün Beethoven olacağı düşünülmüyor ise satranç öğrenen çocukların da hepsinin Kasparov olacağını düşünmüyoruz tabi. Satranç aslında bir sanat, bir spor, içinde hem yaratıcılık hem de matematik zekâ var. Zekâ sabit olmadığı için, satranç oynayan insanların da zekâsı süreç içinde gelişiyor. Toplumda yanlış olan düşünce, satranç oynayan insanların zeki olmaları gerektiği şeklinde. Doğrusu ise satranç oynayan insanların daha zeki olabilecekleridir.


    Çocuğun okul öncesi eğitim ve okul döneminde satranç öğrenmesinin önemi nedir? Çocuğa katkıları nelerdir?

    Satranç insanın aynı hatayı tekrar tekrar yapmasını engellediği için bir anlamda hatalarından ders almasını öğretir kişilere. Satranç oynayan insanların kötü alışkanlıkları pek yoktur. Satranç oynayan insanlar da hata yapar ama aynı hatada direnmezler. Satranç planlı hareket etmenin önemini ve gerektiğini kavratır. Doğru ve çabuk düşünmeye yardımcı olur. Doğru kararları belirli zaman dilimlerinde verme yeteneğini geliştirir. Satranç oynayan insanların kişilikleri, özgüvenleri gelişir, kendileriyle barışık insanlar olurlar. En önemlisi kaybetmeyi öğrenirler. Kaybetmeyi, sürekli kaybetmek için değil, kazanmak için öğrenirler. Başkalarının yerine kendilerini koyarak düşünmeyi (empati) öğrenirler. Eleştirmeyi, eleştiri kabul etmeyi ve mücadele etmeyi öğrenirler. Kurallara uymayı bilirler. Başkalarının da o kurallara uymasını talep etmeyi öğrenirler.
    Bunların hepsi çocuklarımızın kazanması gereken yeteneklerdir. En önemlisi, çok iyi bir eğitim aracıdır satranç. Web sitemizde satrancın yararları, satranç oynamayla ilgili yapılan akademik çalışmalar gibi bilgiler var. Daha kapsamlı açıklamaları anne babalar bu siteden de takip edebilirler. www.satranc.org.tr


    Çocuk kaç yaşında satrançla tanışabilir? İlgi ve bilgisi nasıl gelişir?

    Bizce çocuk 3 buçuk yaşından sonra satrançla tanışabilir. 3 buçuk yaşında bir kızım var ve taşları dizmeyi biliyor. Ona bunu oyun olarak öğretiyorum, taş hareketlerine henüz geçemedim ama kreşlerde, anaokullarında gördüğümüz kadarıyla genel olarak 4 buçuk yaşında kuralları öğrenmeye başlıyorlar. Önemli olan çocukların bunun bir yarışma, bir spor olduğunun bilincinde olmaları. Çocuklara sportif anlamda formatların, satranç karşılaşmalarının belli bir yaştan sonra sunulması önemli. Pedagoglar, çocukların 8-9 yaşlarına kadar kaybetmeye çok tahammül edemediklerini söylüyorlar. Biz de bu yüzden ciddi yarışma formatlarıyla çocukların 8 yaşından sonra tanışmasını istiyoruz. 8 yaşına kadar bunun bir oyun havasında öğretilmesini öneriyoruz. Çocuk satrancı tanıdığı zaman zaten çok seviyor. En önemli şey çocuğu satranç oynamaya asla zorlamamak, ondan soğutmamak ve satrancı sevmesini sağlamak. Bizce satrançta ilgiyi ve bilgiyi geliştirecek en önemli mesele bu.

    Yıllar içinde karşılaştığınız çocukların satranç sayesinde nasıl bir gelişim gösterdiklerine örnek verebilir misiniz?

    O kadar çok örnek var ki Hiperaktif çocuklar biliyorum, anneleri, babaları bizlere getiriyor. Bu çocuklar satranç oynayarak diğer çocuklarla iletişim kuracak düzeye geliyorlar ya da çocuk çok içine kapanıksa yine satranç oynayarak beşeri ilişkilerini geliştirebiliyor. Satranç oynayan çocuklara en güzel örnek olarak büyük kızımı verebilirim. 11 yaşında ilk turnuvaya gittikten sonra annesi kişiliğinde çok önemli gelişimler olduğunu söyledi. Sorumluluk sahibi olduğunu düşünüyorum. Belki asla şampiyon olamayacak ama satrancın ona çok büyük katkıları oldu. Onun geleceğine dair güven duyuyorum. Anne baba için daha güzel ne olabilir ki? Gördüğümüz kadarıyla satranç oynayan çocukların herhangi bir eğitim sorunu olmuyor, çünkü kendilerini planlamayı, zamanı kullanmayı, önceliklerini belirlemeyi öğreniyorlar. Ben olumsuz bir örneğe hiç rastlamadım Kendimi de örnek gösterebilirim aslında. 37 yıldır satranç oynuyorum. Asla, yaşamda alternatifsiz kaldığım olmadı. Kimse bana ders çalış demedi. Şimdiye kadar aldığım kişisel kararların çoğu doğru oldu. Satrancın psikolojik tedavi yöntemi olarak kullanıldığını bile görüyoruz. Özellikle çok zeki otistik çocuklarda, hiperaktif, sorunlu veya içine kapanık çocuklarda satrancın tedavi edici etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

    Federasyon olarak yaptığınız faaliyetler hakkında bilgi verir misiniz?

    Bugün Türkiye'nin en büyük spor federasyonuyuz. 240 bine yakın lisanslı sporcumuz var. İlköğretim okullarında satranç dersi seçen 1,5 milyon civarında çocuk var. Satranç artık okullarda verilen bir ders ve tüm çalışmalarımızı bu çocuklar üzerinde yoğunlaştırıyoruz. Yıl içerisinde çok sayıda il, bölge düzeyinde veya ulusal düzeyde yarışmalar olduğu gibi uluslararası alanda yapılan yarışmalar da var.

    Ayrıca, dünyanın da en büyük satranç federasyonuyuz. İş Bankası ile olan işbirliğimizle, satrancın daha da yaygınlaştırılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Öncelikle internet sitemiz oldukça doyurucu ve dünyanın en çok ziyaret edilen satranç sitesi. Yine internet üzerinden sunulan ürünlerimiz var. Örneğin, İş Bankası ile birlikte açtığımız www.satrancoyna.com.tr, dünyanın en güçlü satranççılarıyla satranç oynanabilecek bir platform, ücretsiz olarak kullanılabilir. Aynı zamanda satranç akademisi var. Bu da www.satranc.org.tr adresinden ulaşılabilecek bir ortam. İnteraktif, herhangi bir öğretmene gerek olmadan, satrancı en üst düzeye kadar öğreten bir akademi açtık. Bu da dünyada ilk ve benzersiz bir platform.
    Kitaplar var. İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılan ve basılması planlanan okul çağındaki ve okul öncesi çocuklara yönelik çeşitli kitaplar, eğitim paketleri var. Çok sayıda turnuva, çeşitli eğitimler, kurslar da düzenleniyor. Kısaca Türkiye bir satranç ülkesi oluyor.

    Süreç boyunca hangi aşamalardan geçildi? Gelinen noktayı değerlendirir misiniz?

    İş Bankası ile birlikteliğimiz 2006 yılının başında, aslında 2005 yılı 23 Aralık tarihinde başladı. İş Bankası bu konuya bir sosyal sorumluluk projesi olarak bakıyor. Satrancın ülkede kitlesel bir spor olması, satranç kültürünün yerleşmesi için birlikte çalışıyoruz.
    Ortak çalışmanın başlamasından önceki ve sonraki durum hakkında bilgi vermek gerekirse; 2000 yılında 1000 lisanslı sporcusu olan Satranç Federasyonu'nun bugün 240 bin lisanslı sporcusu var. 2006 yılına kadar bir tane Avrupa veya Dünya şampiyonluğu, gümüş ya da bronz madalya alamayan Türkiye; satrançta artık yılda 14-15 madalya ile dünyanın önde gelen ülkeleri arasında. Bugün 40 bin antrenörümüz var ki bu kadar sporcusu olan federasyon yok. Futbol federasyonu dışında, bizim rakamlarımız Türkiye'deki diğer bütün spor federasyonlarının rakamlarından daha fazla. Bütçesiyle dünyanın en güçlü satranç federasyonuyuz, 60 kişinin çalıştığı, 800 ilçede 81 ilde örgütlü, çok önemli uluslararası organizasyonlara imza atan bir kurumuz. Artık kurumsallaştığımızı düşünüyoruz. İş Bankası bize sadece maddi destek vermedi. Aynı zamanda kurumsal kimliğimizi de geliştirdi, bir kurum olmayı öğretti. İş Bankası'nın bu anlamda bize öğrettikleri, sponsorluk katkısından çok daha kıymetli. İleriye de çok umutlu bakıyoruz. Bu bir evlilik gibi ve ileriye baktığımız zaman, satrançla İş Bankası'nın özdeşleştiğini ve Türkiye'nin dünyanın en büyük satranç ülkelerinden birisi olacağını kesinlikle söyleyebilirim.

    Çocuklar kaç yaşında yarışmalara katılabiliyorlar? Bu yarışmalar onlara ve ülkeye ne kazandırıyor?

    Çocuklar 5 yaşından itibaren lisanslı sporcu olabiliyorlar ve yarışmalara katılabiliyorlar. Yarışmalarda birbirleriyle iletişim kuruyorlar ve uygulamayla deneyim kazanıyorlar. Aynı zamanda yetenekli çocukları da bu yarışmalarda bulabiliyoruz, bulduktan sonra onların da yaşamları değişiyor. Bugün satranç sayesinde kendileriyle birlikte ailelerinin de yaşamları değişen çok sayıda sporcumuz var. İki kez Avrupa Şampiyonu olan A Milli Takım sporcumuz Kübra ÖZTÜRK bunun bir örneği. Yine, Avrupa 8 yaş altında şampiyon olan Deniz Can TEMİZKAN bunun bir başka örneği. Hatta gelir düzeyi düşük ailelerden gelen çocuklar bulundukları ortamdan anne ve babalarına da destek olabiliyorlar. Aynı zamanda ülkemiz için de büyük gurur kaynakları. Satranç sporcusu çok geziyor, dünyayı tanıyor. Satranç sporcularının kişilikleri de iletişim anlamında sosyal katılımlarından dolayı çok hızlı gelişiyor.


    Aileler ve eğitim kurumları ev içinde ve okullarda satrancın daha yaygın ve aktif yaşanması için sizce neler yapmalı?

    Her evde bir satranç takımı olmalı. Biz 'her eve bir spor tesisi' diyerek yola çıkmıştık. Yani her evde bir basketbol sahası, bir futbol sahası ya da yüzme havuzu olamaz; ama her evde satranç takımı ve kitabı olabilir. Öncelikle anneler ve babalar çocuklarına mutlaka bir satranç takımı almalıdır. Federasyonumuzun sitesinde standartları vardır, nerelerden alınabileceği gösterilmektedir. Türkiye'de çok sayıda üretici firma var. Buralardan uygun fiyatla almak mümkün. İş Bankası Kültür Yayınları'nın bastığı kitaplar çok önemli kaynaklar. Çocuklara satranç öğretmeye bu şekilde başlanabilir. Hepimiz annemiz ya da babamızdan öğrenmişizdir satrancı. Aynı yöntemin izlenmesinde bence hiçbir sakınca yok. Okullarda satrancın yaygın olması için okul yönetimlerinin bizimle irtibat kurmaları gerekiyor. Biz devlet okullarına İş Bankası aracılığıyla yardımcı oluyoruz, malzeme veriyoruz. Bugüne kadar bine yakın okulda satranç sınıfı açtık. Satranç, seçmeli ders olarak çok güzel bir seçim. Bence okul yönetimlerinin her okulda mutlaka satrancı ders olarak programlarına koymaları gerekiyor.

    18-22 Haziran tarihlerinde yapılan "İş Bankası Minikler Satranç Şenliği" de oldukça keyifli geçti sanırım. Şenlikle ilgili değerlendirmenizi ve bundan sonraki program takviminizi öğrenebilir miyiz?

    Şenlik hakikaten bir şenlikti. Bu yıl üçüncüsünü düzenledik. 8 yaş altında 600'e yakın çocuğumuz büyükleriyle birlikte katıldı, hep birlikte eğlendik. İş Bankası mükemmel bir ev sahipliği yaptı. Çok güzel bir ortam vardı. Olağanüstü başarılı bir etkinlikti, bence artık bunu uluslararası boyuta taşımak gerekiyor. Zaten dünyada çok ses getiren bir etkinlik ve orada yetenekli çocukları keşfediyoruz. Bence Türkiye'de yapılan en güzel spor organizasyonlarından biriydi.
#09.11.2009 11:45 0 0 0