Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill'
e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin
içine zehir karıştırırdım." Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seveseve içerdim."
----------------------------------------------
Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş.
Bir gün eşi Sokrates'e verip
veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış
kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından
aşağı boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden
Bana anlatır mısın yeniden o eski beni
Hala aynı
sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.
--------------------------------------------
Bernard Shaw ile sıcak mı sabahları içtiğin çay?
Geceleri sıcak rüyalar doluyor mu
Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş.
Bernard Shaw, düşlerine?
Güneş odandan içeri girip bebek dudakları ile uyandırıyor mu
bir oyununun ilk gecesine, Churchill' i davet etmiş ve davetiyeye seni?
Sütün ağzı kapalı ve gazetenden kötü haberler çıkarılmış mı
de bir pusula iliştirmiş:
- "Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. geliyor hala?
Diş macununu ortasından değil de tam dibinden sıkılmış
Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill, hemen cevap mı buluyorsun sabahları?
En sevdiğin müzikte istediğin gibi dans edebiliyor
göndermiş:
- "Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim musun?
Arabanın camına yaslayıp yanağınıtaş binalar içinde küçük bir orman
için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci yapabiliyor musun kendine?
Her yeni tanıştığın insanadostum diyebiliyor musun?
Bıraktığın
gece de oynarsa."
----------------------------------------------
Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar yerden devam ediyor mu hayat senin istediğin gibi?
Gittiğinden beri
oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:
- "İyi ama ben gizli bir esaret yaşam.
Ne soluk alabiliyorumne merhabalarım ulaşıyor sabahlarıma
çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek olunca Eflatun
Bana da akıl verir misinuyandırır mısın bu kabuslarımdan
Bana anlatır
cevap vermiş:
- "Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin mısın yeniden o eski beni
zaman için
azarlıyorum."
----------------------------------------------
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve
felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta
zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden
biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü
filozofa:
- "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen,
kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
- "Ben çekilirim."
----------------------------------------------
Meşhur bir filozofa:
- "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde
neden bu
kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda:
- "Ona ulaşmak için
eğilmek lazım da ondan" demiş.
---------------------------------------------
Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü
Galile' ye hasımlarından biri:
- "Efendim" demiş, "Kulaklarınız, bir insan
için biraz büyük değil mi?" Galile:
- "Doğru" demiş, "Benim
kulaklarım bir insan için biraz büyük ama,
seninkiler bir eşek
için fazla küçük sayılmaz mi?"
----------------------------------------------
Bir toplantıda, bir genç
Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner
misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini bozmadan
şöyle yanıtlamış:
- "Evet,
bir yeriniz mi ağrıyordu?"
----------------------------------------------
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı
padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri
gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında,
vezirlerinden biri ısrarla seferin
yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
-
"Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş Vezir:
- "Evet
hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
- "İyi, ben de
bilirim."
----------------------------------------------
Bir filozofa sormuşlar:
- "Şansa inanır mısınız?" Filozof:
- "Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle açıklayabilirdim."