Yine küçük ama sırdaşı olan balkonunda, sigarasının üzerine düşen kar tanelerinin erimesini izliyor. Eriyen sadece onlar mı diye düşündüğünü hissedebiliyorum, hayat savaşına yenik düşmüş, her nefes çekişinde elleri titriyor. Sanki bu zafer senin hayat dermişçesine ...
Üşüyor mu acaba? Belki o karanlığa bakarken bunu fark etmiyor bile yada belki de bu hayatın ona armağan ettiği acılarla ısınıyor.
Yine düşmeye başladı bu soğuk gecede, donmayacak kadar sıcak ve içinde dertleri olan göz yaşları. Biliyorum dayanamıyor bu yalnızlığa, bağırmak istiyor nefesi tükenene kadar, o kar taneleri onun için demir parmaklıklar olmuş sanki , o ise bu kaderin ömür boyu mahkumu.
Sigarası bitiyor, yoo yine yaktı. Lütfen artık yakma! Artık ağlama ne olur diye yalvarmak, ona haykırmak istiyorum ama olmuyor. Bunu yapamam, yapamayacağım da biliyorum. Acaba benim onun izlediğimi biliyor mu, bunu fark eder mi? Sanmıyorum o kadar dalgın ki...
Her gece o dar sokağa bakarken Dünyayı unutuyor sanki, hayatta ki tek tablosu o her gece baktığı karanlık sokak oldu. Hadi gir içeri artık canım anam, üşüdün bekleme artık o dar sokağa bakarak, biliyorsun artık o sokaktan sana el sallayarak gelemeyeceğimi, sana koşup canım anam diye sarılamayacağımı.
O kapıdan çıkıp uzaklara vatan görevi yapmaya giderken söz vermiştim asla seni yalnız bırakmayacağım diye. O sözümü hala tutuyorum canım anacığım, sen beni göremesen de...