Aşk Çeşmesi

Son güncelleme: 15.11.2005 10:51


  • Aşkın kıyılarında kurulmuş bir kentti yüreğim... Senin engin açıklarından ellerin şakaklarında gözlemlediğin. Sen beni çekmek istedikçe açıklığına, kuytu ormanlardı gizlendiğim... Çünkü senin bilmediğin, benim asla açıklarda yüzemediğim.

    Sen hep fırtınalı anlar istedin... Hep yükseklerde kanat çırpmak, denizin en derinliğinde kulaç atmak... Oysa; ben sen değildim. Zaten senin gibi kıyılarda değil hep açıklarda yüzseydim, aynalarımda yansıyan kıza saygım olmazdı. Bil ki; bundandır sınırlarımı keskin çizmelerim.

    Sen sandın ki; aşkın kitabını bir kalemde yazar, esas oğlanın resmi yerine renk renk seni çizerim. Oysa; kelimelerimin sınırsız olması, yazdıklarımda devrik cümlelerle oyun oynamam, hatta yazılarımda aşkın dibine vurmam uçlarda yaşamamı gerektirmediği gibi, paylaşımlarımı da uç noktalarda yaşamı gerektirmezdi. Bunu anlamak çok güç mü ki..?

    Sen; kaçamak yollarının vardığı bir çeşmede, dayayıp ağzını musluğuna kana kana içmek yerine, sıkıca kapattığın gibi musluklarımı, uzaklaşmanı seyir ettirdin. Çünkü sen; sana çoğaldığım sevgi suyumu her geldiğin anda akar zannettin. Oysa bilmez misin sen; hiç kimse vazgeçilmez olmadığı gibi, kazanmak da kolay değildi kaybedileni. Sevgiye geç kaldığın gibi, bir gülüşe, bir öpüşe sarıp merhemini, bastırdığın yerde acılarımı dindirir sandın... Devamındaki sözlerini ise kırdığın kalbimin telafisi.

    Sanma ki yıkılırım yokluğunda... Sanma ki küçülürüm karanlığında. Ben her yenilikte yeniden doğduğum gibi, her kayıpta döktüğüm tohumlarımdan yeniden yeşerir, yeniden filizlenirim. Çünkü, benim için yaşam sen gözlerimden düştüğünde başlar... Bir yarına, bir geleceğe uzanıp, yandığım yerde tutuştuğum ellerinden sıyrılıp, bir buzula sarılarak soğuyabileceğim gibi.

    Zaten sevgili; hayattan yudumlayacağımız ortak bir zaman var ise tenlerimizden birkaç yudumda tadacağımız, elbet tuzlarımız tansiyonumuzu yükseltecektir. Sevgiyi zorlamak, biz olmaya çabalamak neyi halledebilir ki..?

    Biz şimdi; ya zamanın getirdiği gibi yarına sarıp günleri, yaşayacağız olması gerektiği /olması gerektiğini düşündüğümüz gibi... Ya da; erteleyeceğiz tüm zamanları, dünlerimizi düşlerimizde yitirdiğimiz gibi.

    "Yüzmeyi kısa zamanda öğrenmeli..!"

    Barış vakti uzak ya da yakın... Önemli olan, ucunda barış olduğunu bilmektir
#15.11.2005 08:25 0 0 0
  • Eline, yuregine saglik kardesim..
#15.11.2005 10:51 0 0 0