çocuklara ölüm nasıl anlatılmalı

Son güncelleme: 26.02.2007 12:57
  • Çocukların yaşlarına göre ölüm kavramını algılayışları farklılık gösterir.
    Okul öncesi dönemde çocuk için geçici bir olaydır.Ölen kişinin tekrar döneceğini düşünürler.

    2 yaşından önce ise ölümle ilgili hiçbir fikirleri yoktur. 2 yaşından sonra belli belirsiz de olsa ölümü anlamaya başlarlar. Ancak ölüm onların gözünde uzun süreli bir ayrılık yada yolculuk gibidir.
    6-9 yaşa arasında ölümün geriyi dönüşü olmayan bir durum olduğunu anlar ancak kendisinin ve sevdiklerinin ölmeyeceğine inanırlar. Genellikle ölümün hasta veya yaşlı kişilerin başına geleceğini düşünürler.
    10 yaşından sonra çocuklar ölüm kavramını daha net algılamaya başlarlar. Ölümün yaşamın sonu olduğu, herkesin başına gelebileceğini ve geri dönüşünün; olmadığını bilirler.

    Nasıl anlatmalıyız?
    Çocuklar ölüm olayı ile karşılaşmadan önce ölüm kavramının yaş düzeyinde sağlıklı bir şekilde gelişmesi gerekir. Böylece ölümün yaşamın bir parçası olduğunu algılamaları sağlanabilir.
    Çocuğa ölümü dolaylı yoldan anlatmaya çalışmayın, mümkün olduğunca gerçekçi açıklamalar yapmaya çalışın.
    Ölümün yaşamın sonu olduğu, ölen kişinin artık gelmeyeceği basit bir dille anlatılabilir. Ölen kişinin artık hiç bizimle olmayacağını, nefes almayacağını, yemek yemeyeceğini, kısacası vücut fonksiyonlarının artık olmadığını yaşına uygun bir dille anlatın.
    6 yaşından önce çocuklar dini kavramları anlamakta zorlanırlar. Özellikle Allahın ölen kişiyi çok sevdiği için yanına aldığı söylenmemelidir. Böyle bir açıklama çocuğun tüm sevilenlerin ölebileceğini düşünmesine ve kaygı yaşamasına sebep olabilir.
    Ölümü uykuya benzeterek anlatmakta, özellikle küçük çocuklarda uykuda kendisinin de ölebileceği fikrinin gelişmesine ve bunun sonucunda uyku problemleri yaşamasına neden olabilir.
    Ölümü uzun yolculuğa benzetmek, hasta olduğu için ya da yaşlı olduğu için açıklamalar yapmak, çocuğun yolculuklardan, hastalıklardan ve yaşlanmaktan korkmasına neden olur.
    Çocuk yakın çevrede ölümle karşılaştığında mutlaka gerçek nedeni söylenmelidir.
    Evcil bir hayvanın ölümü, ölüm kavramını anlatmak için en uygun zaman olabilir. Böyle bir durumda tüm aile bu ölüm karşısında üzüntüsünü dile getirir, hayvan törenle evden uzaklaştırılabilir. Ölen hayvanın yerine yeni bir hayvanın alınmamsı çocuğun ölüm kavramını anlamsına yardımcı olur.

    Yakını ölen çocuğa yapılması gerekenler
    Çocuklar bir yakınını kaybettikleri zaman yetişkinler gibi tepkiler veremediklerinden genellikle bu durumdan etkilenmemiş gibi görünebilirler. Ölüm haberini duyan çocuk, bu ölüme inanamaz, ölen kişinin geri geleceğini düşünür. Hem duruma hem de ölen kişiye karşı öfke duymaya başlar, yavaş yavaş ölen kişiyi bir daha göremeyeceğini anlar ve bundan mutsuzluk ve üzüntü duymaya başlar. Zamanla bu durma alışır, ölen kişinin yokluğunu kabullenir.
    Çocuklar bu dönemde kendini yalnız hissederler, destek olabilecek birine ihtiyaç duyarlar. Ancak hayatın ileriki dönemlerinde bu duygu durumu tekrar tekrar yaşayabilirler. Çocukların ilerleyen dönemlerde sağlıklı gelişebilmeleri için bu dönemi sağlıklı anlatmaları gerekir.
    Yakınını kaybeden çocuğa mutlaka bunun söylenmesi gerekir.
    Ölüm haberini çocuğa sevdiği, güvendiği ve kendisine en yakın hissettiği kişi vermelidir. Ebeveynden birinin ölümü halinde; Bu kişinin diğer ebeveyn olması en uygun olanıdır.
    Ölüm olayı olduğunda genellikle çocuklar evden uzaklaştırılmaya çalışılır, bu sağlıklı bir yaklaşım değildir. Çocuklar kendi isteklerine göre cenaze törenine katılabilir.
    Ancak yoğun yasın yaşandığı, evde feryatların, isyanların olduğu bir durumda çocuk ilk günlerde bir yakının evinde tutulabilir, bu yer evden çok uzakta olmamalıdır.
    Çocuklara ağlamamaları, üzülmemeleri gerektiği kesinlikle söylenmemelidir. Çocuğun duygularını yaşamasına ve düşündüklerini ifade etmesine fırsat verilmelidir.
    Çocuğun olayla ilgili sorduğu sorulara mutlaka cevap verin ve mümkün olduğunca doğru cevaplar vermeye çalışın.
    Bir yakınını kaybeden çocuk öfke, saldırganlık, bebeksi tavırlar vb. görülebilir. Bu durumun geçici bir durum olduğu bilinmeli, çocuğa karşı anlayışlı ve sabırlı davranmalıdır.
    Çocuk duygusal desteğin yanı sıra fiziksel olarak da bir yakınlığa ihtiyaç duyar, çocuğa sarılmak, elini tutmak, yanında olmak çok önemlidir.
    Çocuğun yaşadığı üzüntüyü oyun oynama, resim yapma, spor gibi etkinliklerle dışa vurmasına olanak sağlanmalıdır.
#04.12.2005 18:48 0 0 0
  • Bilgilerin icin sagol dell_307 cok ;nemli bir konuya deginmissin
#04.12.2005 21:27 0 0 0
  • tesekkürler bilgilerin icin
#04.12.2005 23:24 0 0 0
  • aslında çok önemlibir konu teşekkürler
#05.12.2005 17:13 0 0 0
  • çok zor ve önemli bir konu.. bilgi için çok teşekkürler su perisi...
#26.02.2007 12:57 0 0 0