Kortizon Nedir

Son güncelleme: 11.01.2010 23:10
  • Kortizon Nedir - Kortizonun Anlami - Kortizon Hakkinda


    Alm. Kortison (n), Fr. Cortisone (f), İng. Cortisone. Böbreküstü bezinin kabuk kısmından salgılanan, steroit yapısında olan, çok önemli bir hormon. Bu hormon, vücutta çok çeşitli ve çok önemli tesirler icrâ etmektedir. Kandaki şeker miktarını artırır, dışarıdan ilâç olarak verildiğinde, şeker hastal...
    Alm. Kortison (n), Fr. Cortisone (f), İng. Cortisone. Böbreküstü bezinin kabuk kısmından salgılanan, steroit yapısında olan, çok önemli bir hormon. Bu hormon, vücutta çok çeşitli ve çok önemli tesirler icrâ etmektedir. Kandaki şeker miktarını artırır, dışarıdan ilâç olarak verildiğinde, şeker hastalarının durumunu ağırlaştırır. Vücutta protein yıkımını uyarır ve yapımını azaltır. Kortizonun yağ metabolizması üzerine olan tesirinin esası hakkında pek az şey bilinmektedir. Kortizon tedâvisi gören hastalarda aşırı bir yağ birikmesi husûle gelmektedir.
    Kortizonun tıpta kullanılmasının en mühim sebebi, antienflematuar etkisine (iltihabî reaksiyonu giderici,
    doku şişmesini önleyici) bağlıdır. Kortizonun önemli bir tesiri de, allerjiyi önleyici olmasıdır.
    Elektrolitlerin (sodyum, potasyum) ve suyun vücuttaki dengesi üzerinde de kortizon, rol oynamaktadır. Diğer bir mühim tesiri de immün sistemi (bağışıklık sistemi) baskılamasıdır.
    Yüksek dozda uzun süre kullanıldığında, ay dede yüzü, kıllanma, sivilce, âdetlerin kesilmesi, kemiklerin, kasların zayıflaması, tansiyon yükselmesi, mevcut şeker hastalığının veya tüberkülozun ağırlaşması, mide ülserinin azgınlaşması, psikolojik bozukluklar ve enfeksiyonlara karşı mukavemetin kırılması durumu ortaya çıkmaktadır. Bu durumların hepsine birden ilk bulanın adına izafeten "Cushing Sendromu" denmiştir.
    Vücutta çok önemli tesirlere sâhib olan bu hormonun, sentetik olarak, çeşitli türevleri yapılmış ve piyasaya ilâç olarak arz edilmiştir. Bu grup ilâçlar şu hastalıklarda faydalı olabilmektedir. Addison hastalığı, hipofiz bezi yetersizliği, şiddetli bronşiyal astma ve allerjik durumlar, had göz iltihapları, romatoitartrit, ateşli romatizma, had nikris (gut hastalığı) krizi, hemolitik anemi, had kan kanseri, multipl, myelom, müzmin, lenfatik kan kanseri, pemfigus vulgaris (öldürücü bir deri hastalığı), septik şok. Ekzama ve benzeri hallerde de faydalıdır.
    Bu ilâçlar, herhangi bir hastalığı, tamâmen tedavi etmezler. Uzun süreli bir tedaviye geçmeden önce iyice düşünüp taşınmalı ve mevcut diğer grup ilaçları denemiş olmalıdır. Çünkü kortizon grubu ilaçlar, çok dikkat ve devamlı kontrolü gerektiren ilaçlardır. Şuursuz, bilgisiz ve gereksiz uygulamalar ölüme kadar varabilen bir çok yan tesire yol açabilmektedir. Bu tehlikelere rağmen, bu grup ilaçlar, asrımızda en çok kullanılan ilaçlar arasına girmiştir.
    Bu ilâçlar kullanılmadan önce, hasta sıkı bir kontrolden geçirilir, gerekli tedbirler alınır, yardımcı ilaçlar verilir ve doktor kontrolü altında tedavi sürdürülür.
    Çeşitli sebeplere bağlı olarak (meselâ kanser), kortizonun fazla salgılandığı durumlarda, yüksek dozda uzun süre kullanıldığında ortaya çıkan belirtilere karakterize cushing hastalığı meydana gelir. Kortizonun vücutta yapılamadığı hallerde ise (meselâ böbreküstü bezinin tüberkülozu) halsizlik, iştahsızlık, zayıflık, tansiyon düşüklüğü ve esmerleşme ile karakterize Adison hastalığı meydana gelir.
    2. Alternatif : Kortizon
    Kortizon, böbreküstü bezinin kabuk bölgesince salgılanan, iltihaplanma önleyici özellikleri olan hormon. Kortizon, hastalığın şiddetine göre, doktor tarafından sürekli izlenilerek, yerinde ve belirli miktarlarda alınmadığında ciddi ve geri dönüşü olmayacak hastalıklara yol açabilmektedir. Kortizon fazla kullanıldığında, obezite (aşırı şişmanlık), kemik erimesi gibi hastalıklara yol açabildiği gibi vücudun hormonal dengesini de bozabilmektedir.Kortizolün 1937'de E. Kendall ve Wintersteiner tarafından keşfedilmesi ve ilk kez 1938'de T. Reichstein tarafından sentezlenmesi, 1948'de Ph. S. Hench'nin bu maddeyi romatizmal eklem inflamasyonu olan bir hastayı tedavi etmek üzere ilk kez kullanmasına olanak sağlamıştır. Kortizol, kortikosteroidler olarak bilinen (günlük konuşmada basitçe kortizon olarak söz edilen) bir hormon sınıfına dahildir. Hormonlar vücudun kendi mesaj taşıyıcılarıdır. Kelime kökeni Yunanca'dan gelmektedir ve "harekete geçirmek" anlamını taşır. Hormonlar genellikle bir uyarıya yanıt olarak özel bezlerden serbestleşirler ve vücuttaki hedeflerine kan içinde taşınırlar. Daha sonra hormonlar hedef organlarında çeşitli metabolik süreçleri kontrol altına alırlar. Kortikosteroidlerin güçlü ve hızlı anti-inflamatuvar etkisi akut ve kronik inflamatuvar hastalıkların tedavisinde hızlı bir ilerlemeye yol açmıştır ve üç kaşifine 1950'de "Nobel Ödülü" kazandırmıştır. O zaman bile kortikosteroidlerin istenen aktivitelerine istenmeyen yan etkilerin eşlik ettiği saptanmıştır. Zamanla kişiler kortikosteroidlerin kullanımınının hedefe yönelik olmasına çabalamış ve ayrıca kullanımlarını sınırlandırarak yan etkilerden olabildiğince nasıl uzak kalınacağını öğrenmişlerdir. Kortikosteroidler ile tedavi inflamatuvar barsak hastalığı olan hastalar için de önemli bir ilerleme sağlamıştır. 1950'lerde bu hastaların yaşam beklentisi oldukça azalmıştı, çünkü hastalığın ciddi akut alevlenmeleri için hiç bir etkili tedavi bulunmamaktaydı. Bu nedenle, pek çok genç hasta hastalıkları nedeniyle ölmekteydiler. Kortikosteroidlerin kullanıma girmesi Crohn ve ülseratif kolit hastalarının yaşam beklentilerini neredeyse normal değerlere getirmiştir. Bugün için kortikosteroidlerle ana tedavi hedefi; bu ilaçları hastaların yüksek yaşam kalitesine sahip olacakları şekilde kullanmaktır. "Kortizon korkusu" halkta ve aynı zamanda inflamatuvar barsak hastalığı bulunan bir çok hastada yetersiz bilgi varlığından kaynaklanan ciddi bir sorundur. Bu nedenle bu kitapçığın amacı kortikosteroidler ile tedavinin en önemli yönlerini anlaşılır bir şekilde sunmaktır.

    Alinti
#11.01.2010 23:10 0 0 0