Anjiyo, Stent ve İlaçlı Stent

Son güncelleme: 26.01.2010 22:18
  • kalp krizi stent - ilaçlı stent - anjiyo stent - kalp krizi stent - kalp anjiyosu ve sitet takılan hastanın riski nedir - anjiyografi hangi hastalıklarda kulanılır

    Yürürken yoruluyormuşsunuz.. Olabilir..
    Efor Testiniz bozuk çıkmış.. Olabilir..
    Şu kadar damarınızda yüzde şu kadar darlıklar varmış.. Olabilir..
    İncelemelerle kapaklarda geriye kan sızdırma bulunmuş.. Olabilir..
    Lütfen, bunlarla hayatınızı karartmayın

    Arkanıza yaslanın ve rahatlayın

    Tek başına bunların hiçbiri sizin kalp hastası olduğunuz, derhal anjiyo olmanız, anjiyoda bir şeyler çıkarsa ille de stent takılmanız veya ameliyata alınmanız, bunları kabul ederseniz mutlaka fayda görüp ömrünüzün uzayacağı, yok eğer kabul etmezseniz mutlaka kalp krizi geçireceğiniz ve de bundan dolayı öleceğiniz anlamına gelmez. Kalp damarlarının daralmış olması eninde sonunda bir kalp krizine yol açmak zorunda değil. Pek çok insan daralmış-tıkalı kalp damarları veya gevşek kalp kapakları olduğunu belki hiç öğrenmeden yaşar, herkes kadar güzel yaşar ve pek çok zaman da bambaşka sebeplerle ömrünü tamamlar. Bunların varlığı mutlaka herhangi bir olumsuz durum yaşayacağınız manasına gelmiyor, sadece bazı hususlarda daha dikkatli olmamız ve gereğini yapmamıza işaret ediyor.

    Bu özet girişten sonra, konuya aşina olmayanlar için kısa bir bilgilendirme yaparak devam edelim.

    Koroner Anjiyografi nedir?:

    Koroner anjiyografi kalp damarlarındaki kan akımının nasıl olduğunun, darlık veya tıkanıklık gibi sorunların olup olmadığının araştırılması demektir. Kasık veya kol atardamarı üzerinden yapılır ve sadece bir görüntüleme tekniğidir.

    Stent nedir, niçin takılır, ilaçlı stent ne demektir?:

    Stent, balon işlemi ile açılan damarın tekrar daralma ihtimalini azaltması için damarın iç yüzeyine takılan ve çok ince metalik tellerden örülü silindirik bir kafes olarak tarif edilebilir. Tıpkı anjiyografi işlemindeki gibi kasık veya kol atardamarı üzerinden yapılan bir işlemle ve pek çok zaman hemen anjiyo işlemi içinde takılır. Bedeli SGK tarafından tamamen karşılanır ve hastaların SGK anlaşmalı hastanelerde normal stent için bir bedel ödemeleri gerekmez.

    Stentlerin takılış amacının, balonla açılan damarın tekrar daralması ihtimalini azaltmak olduğunu belirtmiştik. Tekrar daralma ihtimalini azaltmak bakımından, stentler arasındaki en büyük fark, ilaç kaplı olmak veya olmamak şeklinde ortaya çıkmaktadır.

    Normal (ilaçsız ) stentler bu yeniden daralma işlemine karşı kısmen faydalı olurlar. Ama yine de hastaların yaklaşık %20-30'unda, ilk 6 ayda tekrar aynı yerde daralma durumu ile karşılaşırız. Bu ihtimali daha da azaltmak üzere ilaç kaplı stentler geliştirilmiştir. Bu stentlerin üzerinde bulunan özel ilaçlar (ki bunlar kanser tedavisinde de kullanılan ve hücre çoğalmasını engelleyici ilaçlardır) bir müddet oradan salınır ve damar duvarında hücrelerin çoğalıp orayı tekrar daraltmasını engellerler. İlaç kaplı stentlerle, yeniden daralma ihtimali belirgin olarak azalmış olup % 3-5 civarında bildirilmiştir. Ancak 2500-5000 dolar civarındaki bedelleri SGK tarafından karşılanmamaktadır.

    İlaçlı bir stent her zaman en iyi stent demek değildir. Yani stent takılacak bir durumda ilaç kaplı stent her zaman en isabetli tercih olmayabilir, hatta bazen yanlış bile olabilir. İlaç kaplı stentler yaklaşık 8-10 yıl önce ve çok büyük iddialarla kullanıma sunulmuştur. Yeniden daralma ihtimalini en başta iddia edildiği gibi sıfıra indirmedikleri anlaşılmış ise de, bu ihtimali normal stentlere göre daha fazla azalttıkları bir gerçektir. Ancak bu üstünlüklerine karşın bazı dezavantajları da vardır. Şimdi bunları sayalım;

    İlaç kaplı stentlerin dezavantajları ve normal stentle kıyaslanmaları:


    *
    İlaç kaplı stent her zaman en iyi stent demek değildir. İlaç kaplı stentler sadece hasta damarın ince ve/veya darlığın uzun olduğu hallerde, şeker hastalığı varlığında, tekrar daraldığı takdirde ciddi sorunların doğacağı çok stratejik noktalardaki darlıklarda veya daralmanın önceki stentin içinde oluştuğu hastalarda avantaj sağlar. Böyle durumlar yokken ilaç kaplı stent takılması hastanın aleyhinedir.



    * İlaç kaplı stentler zaman içinde tedricen daralma riski bakımından normal stentlere göre daha üstün, ancak kan inceltici ilaçlar aksatıldığındaki ani tıkanma tehlikesine ise çok daha yatkındırlar. Yani damarınız yeniden daralmasın diye cebinizden 3000-4000 dolar vererek taktırdığınız ilaç kaplı stentler kan inceltici ilaçları düzenli almak konusundaki en ufak zaafınızda normal stentlerden çok daha kolay ve ani tıkanır, pıhtıyla oluşan böyle ani tıkanmaların sonucu yüzde 50 ölümcüldür.



    *
    Kan inceltici ilaçları yani Aspirin ve Klopidogrel etken maddeli ilaçları (Plavix, Karum, Pingel ve Planor gibi) aksatmadan kullanmak her tür stentte önemlidir. Ama ilaç kaplı stentlerde çok daha önemlidir ve bunun süresi çok daha uzundur. Peki ne kadar uzundur? Şimdiki bilgilere göre en az 2 - 3 yıl, hatta belki ömür boyu! Kan inceltici ilaçları böyle sürekli ve düzenli almak konusunda kendinize güvenmiyorsanız, ilaç kaplı stent taktırmayı aklınızdan bile geçirmeyin!



    *
    "E peki, biz de bu ilaçları uzun süre kullanalım o zaman, ne var ki bunda?" denilebilir. Ancak bu o kadar kolay olmamaktadır. Zira şu andaki mevzuata göre bu pahalı ilaç karneye ancak 1 ay için yazılabilmekte, devlet bunu daha fazla ödememektedir. Karneye daha uzun süre için yazılabilmesinin yegane şartı "hastada aspirin kullanımına engel teşkil eden mide rahatsızlığı olduğu" mazereti ile ilaç raporu çıkarılmasıdır. Midede gerçekten böyle bir şey varsa mesele yok. Ancak midede böyle bir sorunun olmadığı durumlarda, hasta bu ilaçtan mahrum kalmasın ve stenti tıkanmasın diye böyle bir gerekçe uydurmak suç olacağı için, doktorlar haklı olarak böyle bir rapor işine karışmak istememektedir. İlaç kaplı stent taktırmış ama bu sahteciliğe ortak olacak bir doktor bulamamış olan hastaların, 1 aylık kutusu yaklaşık 90-100 ytl olan bu ilaçtan en az 2-3 yıl süreyle hatta belki ömür boyu, her ay kendi paraları ile almaları gerekmektedir.



    *
    İlaçlı stent takılmış olan hastalarda Klopidogrel etken maddeli ilacın kullanımındaki tek sorun temin değildir, aynı zamanda bu ilaca "aksatmadan devam" zorunluluğudur. Lüzumsuz yere takılacak bir ilaç kaplı stent, özellikle birkaç aylık-yıllık dönem içinde yapılabilecek ve kan incelticilerin kesilmesini gerektiren başka tıbbi işlemlerde, hep bir ayak bağı olarak karşımıza çıkar. İlaç kaplı stent takılacaksa en azından yakın vadede görünen bir ameliyat-girişim ihtiyacı bulunmaması şarttır. Zira herhangi bir ameliyat, diş çekimi, vb gerekçesi ile bu ilaçlara ve aspirine kısa bir süre için de olsa ara verilmesi istendiğinde, özellikle ilaç kaplı stent ve hele ilk 6-12 aylık dönem için konuşuyorsak, son derece vahim sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Halbuki normal stentlerde bu "ilaca ara vermenin çok tehlikeli olacağı dönem" sadece ilk 6 haftadır. Dolayısı ile ilaç kaplı stent takılması düşünülen hastalarda, özellikle ilk 12 aylık dönem için, en azından ufukta görünür bir ameliyat veya diş tedavisi olasılığının bulunmaması gereklidir. Aslında diş çekimi için bu ilaçlara ara vermek çok da gerekli değildir, zira kanamayı durdurabilecek lokal yöntemler de vardır. Ancak birçok diş hekimi bu ilaç ve aspirin kesilmeden diş tedavisini yapmaya yanaşmamaktadır. Aspirin ve Klopidogrel tedavisi kesildiğinde, stentin tıkanmasını engellemek konusunda bunların yerini tutabilecek başka bir ilaç da yoktur. Heparin türevi iğnelerin bu amaçla kullanıldığı sık görüyorsak da, bunların yeterli koruma sağlamadıkları anlaşılmıştır.



    *
    İlaç kaplı stentlerin bugün için en önemli dezavantajı yüksek fiyatları ve bu bedelin halen sosyal güvenlik kuruluşları bakımından ödenmiyor oluşudur. Yani hastalar bu bedeli kendileri ödemek durumundadır. Ödenen bu bedelin sigorta kurumundan geri tahsil edilmesi normal şartlarda mümkün değildir. Parasını sigorta kurumundan mahkeme kararı ile geri alanlar olmuş ise de, bu yol ancak dava açanlar için geçerli olmuş bir yoldur, yani mahkeme kararını emsal göstererek sigorta kurumundan parasını her geri isteyene bu iade yapılmamaktadır. Üretici-ithalatçı firmalardan alım yapan hastanelerin belirlediği ve hastadan talep ettiği son rakamın (takılan her ilaçlı stent başına) yaklaşık olarak 2500-5000 dolar arasında değiştiğini görüyoruz.



    *
    İlaç kaplı olmayan yani sigorta kurumu tarafından karşılanan stentler "kötü stent" değildir. İlaç kaplı stentler de her zaman "en iyi stent" demek değildir. İlaç kaplı stentler normal stentlere göre sadece bazı durumlarda üstündür. Bu özel durumlar dışında, ilaç kaplı stentlerin normal stentlere üstünlüğünden değil, olsa olsa dezavantajından bahsedilebilir.


    Stent veya Kalp Ameliyatı önerildi ise;


    *
    Mutlaka farklı merkezlerdeki en az iki uzmandan daha görüş alın. Görüşeceğiniz hekimlerin öncelikle kardiyolog olmasına dikkat etmelisiniz. Eğer ameliyat yönünde bir görüş ağırlık kazanırsa, bir kalp-damar cerrahı ile görüşmeniz işte bu noktadan sonra daha isabetli olur.



    *
    Görüşünü almak üzere başvuracağınız hekimlerin sadece anjiyo CD'sini görmekle yetinmemesine, vakit ayırarak hastayı yeni baştan muayene edip durumunu dikkate alarak değerlendirme yapacak durumda olmalarına özellikle dikkat edin. Hastanın özelliklerini iyi kavramadan, kapıdaki diğer hastalara da yetişme telaşı içinde, sadece anjiyo CD'si görülerek ayaküstü ve aceleyle verilen ameliyat veya stent kararları her türlü yanılgıya açıktır.



    *
    Stent veya kalp ameliyatı ile ölüm tehlikesinin azaldığı ve ömrün uzadığı durumlar gayet sınırlıdır. Bu özel durumlar gözetilmeden yapılacak bir stent veya ameliyat işleminin, hastayı iyi bir ilaç tedavisi ve dikkatli bir klinik takiple izlemeye göre hiçbir üstünlüğü yoktur. Ancak burada "stentlerin ve kalp ameliyatlarının işe yaramadığı" gibi bir şey söylemediğimi iyice vurgulamak istiyorum. Ben de anjiyo yapıyor, normal veya ilaçlı stent takıyor ya da kalp ameliyatı kararları veriyorum. İyi düşünerek seçilmiş durumlarda, bu işlemler gayet hayat kurtarıcıdır veya en azından hayat kalitesinde iyileşme sağlar. Anlatmak istediğim şey, bu işlemlerin her zaman değil sadece bazı özel durumlarda fayda sağladığı, hastayı iyi değerlendirmeden; sadece "Efor testi veya kalp sintigrafisi biraz bozuk çıktı" diye yapılan anjiyoların ve"Anjiyoda birkaç darlık bulundu" diye yapılan stent veya kalp ameliyatı gibi prosedürlerin pek çoğunun boşuna yapılmış olduğu ve hiçbir işe yaramadığı gerçeğidir. Bunların pek çoğu başarılı bir ilaç tedavisi ve iyi bir klinik takiple de aynı sürede ve kalitede bir ömür sürebilirler, hatta bir sürü garip mevzuata bağlı ilaçları yazdırma peşinde sinir harbi yaşamayacakları ve göğüslerinde koca bir yarıkları olmayacağı için genellikle çok daha iyi sürerler.



    *
    Dokunulmasa da olacak bir darlığa stent takmak veya oraya bypass ameliyatı yapmak ölüm tehlikesini azaltmaz, kalp krizi tehlikesini önlemez, hatta daha da artırır. Bunu tıbbi kılavuzlar söylüyor. Mutlaka stent takmak ya da bypass ameliyatı yapmak gereken özel durumlar elbette vardır, ama bunlar gayet sınırlıdır. En azından bugünkü uygulamada gördüğümüz kadar çok değildir. Tıbbi kılavuzlarda da tarif edilen bu az sayıdaki özel durumlar dışında, görülen her darlığa veya kapak bozukluğuna el atmak, fayda değil sadece zarar getirir.


    Şikayetlerinizi iyi aktarın. Şikayetlerinizi saklamayın, saptırmayın ve samimi olun. Anjiyonuzda kaç damarın dar veya tıkalı olduğu, kapaklarınızda ne olduğu gibi hususlar tek başlarına pek az anlam ifade ederler. Yeri gelir; yüzde 90 daralmış hatta tamamen tıkanmış bir damar zararsız olabilir, ama yine yeri gelir; sadece yüzde 20 daralmış bir damar bile kabusunuz olabilir. Verilecek kararı, büyük ölçüde sizin durumunuz, yakınmalarınızın şekli ve derecesi belirler. Yani bunların sizi ne derecede etkilediğini doğru anlamak ve başka hastalıkların etkisini ayırt edebilmek en kritik noktadır. Bu da ancak sizin kendinizi doğru anlatmanız ve doktorun da size zaman ayırması ile sağlanabilir.

    Gayemiz öncelikle durumunuzu, yakınmalarınızın şeklini ve derecesini anlamaktır Esnek olarak ve hastayı iyi anlamaya çalışarak Lakin tıbbın ana prensiplerinden vazgeçmedenİyileşmeye odaklanarak, malzeme ve yöntemlere değil Neyse ki her şeyi fark eden, çoğu hatayı onaran ve yol gösteren bir iç düzenleyici var

    Dr. Sinan Coşkun Turan
#26.01.2010 22:18 0 0 0