Sadece maç değil, bir onur savaşı "El Clasico"

Son güncelleme: 27.12.2005 21:50

  • Sadece maç değil, bir onur savaşı:
    El Clasico (Barcelona - Real Madrid)
    İspanya’nın içinde yaşayan bir topluluk olan Katalanların 116 yıldır taparcasına sevdikleri tek bir şey vardır. Simgeleri, gurur kaynakları F.C. Barcelona. Kulüp, 1899 yılında kurulduğundan beri türlü başarılara imzasını attı. Yalnız 6 Mart 1902, hem onlar için, hem de futbol dünyası için ayrı bir önem taşıyor. Bu tarih, Real Madrid futbol kulübünün kuruluş tarihi. İlk zamanlarda adı Sociedad Madrid Football Club (Madrid futbol kulübü topluluğu) olan Real Madrid, haziran 1920’de İspanya kralı XIII. Alfonso tarafından kutsanınca ‘Real’ (soylu, krala ait) ismini kullanmasına izin verildi. Los Merengues (beyazlar), kuruldukları yıldan başlayarak Barcelona ile bir çekişme içine girdiler. Günümüze kadar gelen bu kıyasıya çekişme, bir çok kişi için bir derbiden çok ulusal bir karşılaşma olarak gözüküyor.

    FIFA’nın Real Madrid’i ‘Yüzyılın Kulübü’ seçmesi, bu çekişmenin başka bir boyut kazanmasına yol açtı. Los Merengues ile Blaugrana (bordo mavi) arasındaki çekişme Madrid ekibinin kurulduğu tarih olan 1902 yılına dayanıyor. 13 Mayıs 1902 yılında başlayan bu çekişmedeki en son ayak ise 19 kasım 2005’te oynandı. 103 yıl önceki karşılaşma sırasında belki de hiç kimse bu çekişmenin 2000’li yıllara taşınacağını düşünmüyordu. O zamana dayanan en önemli gerçek, Barcelona’nın bu büyük yarıştaki ilk adımı 3-1’lik skorla kazanmış olması:

    BARCELONA-MADRID 3-1

    Barcelona: Reig, Witty, Llobet, Terradas, Meyer, Valdés, Parsons, Steinberg, Gamper, Ossó, Albéniz.

    Madrid: Sevilla, Giralt, Giralt, Molero, Gorostizaga, Spottorno, Palacios, Thomson, Neira, Giralt, Celada.

    Hakem: S. Morris

    Goller: Steinberg 2, Gamper 1 (Barcelona), Johnson (Real Madrid).

    Bu tarihten sonra defalarca karşılaşan iki ekibin arasında hala unutulmuyan maçlar var. Bunlardan ilki 3 Şubat 1935’te, Madrid takımının 8-2 gibi ezici bir üstünlüğü ile biten karşılaşma.

    REAL MADRID - BARCELONA 8-2

    Real Madrid: Zamora; Quesada, Quincoces; Pedro Regueiro, Bonet, Leoncito; Lazcano, Luis Regueiro, Sañudo, Hilario ve Emilín.


    Barcelona: Nogués; Zabalo, Rafa; Guzmán, Soler, Lecuona; Taurina, Raich, Escolá, Pedrol ve Pagés.


    Hakem: Villanueva, bu maçta birinci ligdeki ilk maçına çıkmıştı


    Goller: 1-0 (dak. 15): Lazcano; 1-1 (dak. 17): Escolá; 2-1 (dak. 21): Sañudo ; 3-1 (dak. 29): L. Regueiro; 4-1 (dak. 35): Sañudo; 5-1 (dak. 42): Lazcano; 6-1 (dak. 47): Sañudo; 6-2 (dak. 68): Guzmán; 7-2 (dak. 73): Lazcano; 8-2 (dak. 81): Sañudo.


    Katalanlar bu maçın acısını içlerinde 24 Eylül 1951 yılına kadar yaşadılar. Ama bu tarihte kendi evlerinde elde ettikleri 7-2’lik galibiyet, Real Madrid tarihindeki en ağır yenilgi oldu:

    BARCELONA-REAL MADRID 7-2

    Barcelona: Velasco, Calvet, Martin, Segarra, Gonzalvo III, Szegedy, Basora, Marcos Aurelio, Cesar, Aloy, Nicolau.

    Real Madrid: Alonzo, Azcarate, Garcia, Navarro, Hon, Oliva, Macala, Olmedo, Pahino, Molowny, Arzuaga.

    Goller: Ev sahibi ekbin golleri Nicolau (3), Cesar (1), Gonzalvo III (1), Basora (1) ve Marcos Aurelio (1)’dan geldi.

    1950’lerde yaşanan başka bir olay, El Clasico çekişmesine yeni bir boyut getirdi. Bu olay, dünyaca ünlü futbol yıldızı Alfredo Di Stefano’nun İspanya’ya transferiydi. Barcelona, bu oyuncuyla sözleşmesi bulunan River Plate kulübüyle anlaşıp sözleşme imzalamıştı. Fakat o zamanlarda ülkeyi yöneten Fransisco Franco ve onun diktatör rejimi, kulüple birleşen Katalan milliyetçiliğine dayanarak bu transferi engellemeye karar verdi. Real Madrid, hükümetin de yardımıyla Millonarios kulübüyle anlaşma yaptı. Bu kulüp, Stefano’nun kiralık olarak oynadığı kulüptü. Enric Marti, o zamanlardaki Barcelona başkanı, hükümet tarafından oyuncuyu serbest bırakılmasına varıncaya kadar tehdit edildi.


    Di Stefano, Barcelona ile 3 hazırlık maçı oynadıktan sonra, Real Madrid’e gitti. Katalan taraftarları, hala bu transferdeki hükümetin oyunlarına kızgınlıklarını dile getirirler. İspanya federasyonu bu transferde verdiği kararda, iki kulübün oyunuyu paylaşmasını kararlaştırdı. Paylaşma prensibi oyuncunun bir sene bir takımda, diğer sene öbür takımda oynamasına bağlıydı. Barça yönetimi bunu kabul etmedi ve istifa etti, Stefano ise yıllar boyunca Madrid kulübünde oynayıp, kulüp tarihinin en önemli oyuncularından biri oldu. Real ile üst üste 5 Şampiyonlar Kupası şampiyonluğu yaşayan Arjantinli, bu finallerin hepsinde gol atma başarısını gösterdi


    Franco’nun zamanında Katalanları bastırmak için bir çok çalışma yapıldı. Katalan sembolleri ve alfabesinin kullanılması yasaklanıp, katalan bayrakları her yerden kaldırıldı. Böylece İspanya içindeki Katalan kesiminin simgesi ve gurur kaynağı futbol takımları F.C. Barcelona oldu. Hükümetin bu tavrı, Barcelona Real Madrid karşılaşmalarının bir ulusal karşılaşma olarak görülmesinin nedeni oldu. Ne demişti en ünlü futbol kitabının yazarı Simon Kuper ‘Futbol Asla Sadece Futbol Değildir’.


    25 Ekim 1953’teki karşılaşma, Barcelona taraftarı için tam anlamıyla bir şok oldu. Karşılaşmayı 5-0’lık skorla kaybederlerken, Di Stefano’nun iki golü bu yenilgiyi daha dramatik bir duruma sokuyordu. İşte Karşılaşmanın kadroları:

    REAL MADRID - BARCELONA 5-0

    Real Madrid: Pazos, Navarro, Oliva, Lesmes, Munoz, Zarraga, Joseito, Olsen, Di Stefano, Molowny, Atienza.

    Barcelona: Velasco, Segarra, Biosca, Gracia, Flotats, Bosch, Basora, Vila, Kubala, Moreno, Manchon.

    Barça’nın bu yenilgiye karşılık vermek için kulübün tarihindeki en önemli isimlerden birinin gelmesini beklemesi gerekti. Hollandalı yıldız Johan Cruyff yönetimindeki takım, Real Madrid’i 20 sene öncesinin skoruyla, 5-0 ile devirmeyi başardı. Cruyf’un takımını 2-0 öne geçiren golü, futbol tarihine geçicek gollerden biriydi. Topu kendi sahasından alan oyuncu, defans oyuncularını bir bir geçerek penaltı noktasınına yakın bir yerden topu ağlara gönderdi.


    REAL MADRID-BARCELONA 0-5

    Real Madrid: Garcia Remon, Morgado, Benito, Zoco, Rubinan, Pirri, Netzer, Velazquez, Aguilar (Santilla), Amancio, Macanas.

    Barcelona: Mora, Rife, Costas, De la Cruz, Torres, Juan Carlos, Rexach, Asensi, Cruyff, Sotil, Marcial (Tome).

    Goller: Asensi 2, Cruyff 1, Juan Carlos 1, Sotil 1.


    Bir yirmi yıl daha atlanıp 1994’e gelindiğinde, üst üste çok ilginç iki karşılaşma oynandı. 8 Ocak 1994 yılında, gene Johan Cruyf önderliğinde –bu kez antrenör olarak- Barcelonalı taraftarlar 5-0’lık bir galibiyet izlerken, Romario’nun üç golü ve oynadığı futbol izleyenleri büyüledi:


    BARCELONA-REAL MADRID 5-0

    Barcelona: Zubizarreta, Ferrer, Guardiola, Koeman, Sergi, Bakero (Ivan), Goikoetxea, Stoichkov (Laudrup), Amor, Romario, Nadal.

    Real Madrid: Buyo, Paco Llorente, Lasa, Alkorta, Sanchis, Milla (Butragueno), Luis Enrique, Michel, Zamorano, Prosinecki, Alfonso (Hierro).

    Hakem: Urio Velazquez.

    Goller: Romario (3), Koeman, Ivan.

    Bundan bir yıl sonra, 7 Ocak 1995’te, skor tersine dönmüş bir şekilde Madrid’in galibiyetini işaret ediyordu. Bu sefer hattrick yapan oyuncu ise Zamarona oluyordu:



    REAL MADRID-BARCELONA 5-0

    Real Madrid: Buyo, Quique, Lasa, Hierro, Milla, Sanchis, Raul (Martin Vazquez), Luis Enrique, Zamorano (Alfonso), Laudrup, Amavisca.

    Barcelona: Busquets, Ferrer, Guardiola (Nadal), Abelardo, Koeman, Bakero (Romario), Eskurza, Stoichkov, Amor, Hagi, Sergi.

    Hakem: Santamaria Uzqueda.

    Goller: Zamorano (3), Amavisca, Luis Enrique


    Bu iki takım arasındaki son karşılaşma ise 19 Kasım 2005 tarihinde Madrid’te oynandı. 3-0 Barcelona’nın üstünlüğü ile biten karşılaşmda iki gol atan Brezilyalı yıldız Ronaldinho, Real Madrid taraftarının da alkışları arasında sahayı terketti.



    REAL MADRID-BARCELONA 0-3

    Real Madrid: Casillas, Salgado, Ramos, Helguera, R. Carlos, Beckham, Pablo Garcia, Zidane, Robinho, Raul, Ronaldo

    Barcelona: Valdez, Edmilson, Marquez, Oleguer, Puyol, Van Bronckhorst, Messi, Xavi, Deco, Ronaldinho, Eto’o

    Hakem: Santamaria Uzqueda.

    Goller: Eto’o, Ronaldinho (2)




    İki takım arasındaki istatistiklere bakılınca en çok lig maçı kazanan takımın Real Madrid olduğunu görüyoruz. Madrid ekibinin 64 yengisine karşılık Katalanlar 58 yenilgi alırken, 27 karşılaşma ise berabere bitti. Ayrıca Real Madrid’in 29 lig şampiyonluğuna karşın Barcelona’nın 17 lig şampiyonluğu, 9 Avrupa Şampiyon Kulüpler kupası şampiyonluklarına karşın Barça sadece bir kez bu kupada mutlu sona ulaştı. Buna karşılık Katlanların 25 İspanya kupasına Madrid 19 kupayla cevap verebildi. 4 kupa galipleri kupası şampiyonluğu bulunan Barcelona, Real’in iki defa kaldırabildiği UEFA kupasını da 3 defa kaldırmış durumda. Merengues’in 3 defa aldığı Kıtalararası Toyota Kupası şampiyonluğu, Barcelona’nın müzesinde olmayan tek kupa.

    Eski Madrid kaptanı Fernando Hierro: ‘Bir oyuncu için Real Madrid-Barcelona maçları ulaşılabilecek en büyük deneyimdir. Takmınız kazandığı zaman bunun taraftarlar için ne kadar önemli olduğunu bilirsiniz. 100%’ünü vermek yetmez, daha fazlasını vermeniz gerekir’ demişti.

    Gary Lineker ise ‘Bunun Katalanlar ile İspanya’nın geri kalanı arasında bir savaş olduğunu biliyordum ve ben Katalan ordusundaki askerlerden biriydim.’ diyerek iki takım arasındaki ezeli rekabete işaret etmişti.

    İki takım arasındaki çekişmeye önümüzdeki yıllarda damgasını vuracak ikili ise Robinho ve Messi olarak gözüküyor. Yeni Pele olarak görülen Santos’tan transfer edilen Robinho ile Maradona’nın bile ‘Veliahtım’ diye adlandırdığı müthiş solak Messi, Pele-Maradona karşılaştırmasına 2005 yılında yeni bir boyut kattılar. İkisininde çok genç olduğu düşünülürse (Robinho 21, Messi 18), ikisi arasındaki çekişme uzun yıllar boyunca sürecek gibi. Bu çekişmenin ilk ayağından mutlu çıkan ise yeni Maradona Lionel Messi oldu.

    El Clasico tarihçesi böylece sona ererken, bir sonraki adım Barcelona taraftarının bu konudaki görüşlerini almak oldu. İşte Barcelonalılar’ın ‘El Clasico’ maçları ve en çok hatırladıkları maçlarla ilgili görüşler, aslında bu sorulara birbirlerine çok yakın cevaplar verildi:

    Oscar-Spor Mağazası Çalışanı

    Barcelona-Real Madrid maçları içinde her şeyden biraz barındırır, futbol, klasiklik, politika. Bir spordan çok daha fazlasıdır bizim için. Figo’nun Real’e gidişini asla unutamıyoruz, bizi en çok üzen tarafı ise sadece para için gitmiş olması. Celades’in de Madrid’e gitmesine rağmen ona aynı tepkiler gösterilmedi. Benim hafızamda en çok yer eden maç sonuncusu, Barnebau’da 3-0’lık galibiyetimiz.



    Jordi Diaz-İş Adamı (sağda)

    Barcelonalılar için bu karşılaşmalar çok şey ifade eder. Benim için ise çok şeyden de fazlası, çünkü fanatik bir taraftarım. Bu çekişme her zaman varolmuştur ve aslında Catalunya’ya karşı Madrid çekişmesidir. Franco döneminde Real Madrid hükümetin takımı olarak görülüyordu, ondan sonra Pepe geldi yalnız o hangi takımı tuttuğunu hiç belli etmedi. Şu andaki başkan Zapatero ise Barcelona taraftarı olduğunu açıkladı. Görüyorsunuz ya, bizim için futboldan çok daha öte bu maçlar. Aklımda yer eden iki karşılaşma var. Birincisi bu seneki 3-0’lık galibiyet. O maç oynandığı sırada Fas’ta bulunuyordum ve çölün ortasında dev bir ekran koydular. 150 kişi orada maçı izledik. Yerel bir kanaldan yayınlandığı için isimler dışındaki hiç bir şeyi anlıyamıyorduk. Unutamadığım ikinci maç ise Romario’nun hattrick yaptığı 5-0 lık galibiyetimiz. Madrid’in defans oyuncusu Alcorta’nın belini kırarak attığı golü asla unutamam.

    Patricia Jorda-Lise Basketbol antrenörü

    Bir derbi gibidir bizim için Madrid-Barcelona maçları. Catalunya’ya karşı Madrid’dir, tamamen politiktir. Futbolla çok ilgilenmeyen insanlar bile bu maçta Barcelona lehine tezahürat yaparlar. Madrid’liler kendi içlerinde kapalı oldukları için onları yenmek bizim için büyük bir zevk oluyor. Unutamadığım maç bu sezon 19 Kasım’daki 3-0’lık galibiyet. Sadece skordan değil, Real Madrid’i o karşılaşmada futbolumuzla ezdiğimiz için. Maçı izlerken bir ara 10-0 bile bitebilir diye düşündüm



    Lynn Levi-öğrenci

    Madrid geçen seneye kadar çok medyatik bir takımdı. Yıldızlar topluluğu olmaları ve transfere büyük paralar harcamaları yüzünden durum böyleydi. Ancak son 2 senede Barcelona inanılmaz futboluyla Real’i ikinci plana itmeyi başardı. Senelerdir zaten önemli olan bu karşılaşmalar, gittikçe daha da önem kazanıyor, çünkü 2. plana atılan takım diğerini geçmek için çaba harcıyor. En çok hatırladığım karşılaşma bu seneki 3-0’lık galibiyetimiz.


    Türay Güran- Doğduğundan beri Barcelona’da yaşayan bir Türk

    Katalanlar bağımsızlık istedikleri için bu maçlar onlar için çok önemli. Milli bir dava gibi. Katalanlar’ın mı yoksa Madrid’in mi daha iyi olduğunun bir göstergesi. Şu ana kadar La Liga’dan düşmeyen 3 takım var. Bunlar Real Madrid, Barcelona ve Athletic Bilboa. Bu takımlardan ikisinin Real ile Barça olması bu çekişmeyi daha da arttırıyor. Burada bir çok derbi oynanmasına rağmen ‘El Clasico’lar bu maçların çok önünde. Unutamadığım maç Ronaldinho’nun Johan Cruyfflu dönemde hattrick yaptığı ve Barcelona’nın 5-0 yendiği karşılaşma. Romario’nun İspanyadaki adıyla ‘Cola de Vaca’ hareketini yaparak Madrid defans oyuncusunu geçişini hala unutamam.
#26.12.2005 10:31 0 0 0
  • Gerçekten zevkle okudum..
    Teşekkürler ustat..
#26.12.2005 16:32 0 0 0
  • Walla hem gözüm belim her yerim ağrıdı ama olsun güzeldi bilmediğimiz bi dünya şey varmış ...

    Bilgilerin için saol ... !!!
#26.12.2005 16:44 0 0 0
  • Barcelona-Real Madrid maçlarının lezzeti bir başka valla
#26.12.2005 18:38 0 0 0
  • Çok sewdiqim bi derbi maçı, bu iki takım arasındaki maçlar çok zewkli oluyo yaw
#27.12.2005 21:50 0 0 0