Akupunktur

Son güncelleme: 06.04.2008 11:27
  • Eski bir Çin tedavi tekniğidir. Vücudun belli noktalarına yerleştirilen iğnelerle yapılan bir tedavi yöntemidir. Uygulanan bu iğnelerin ayrı özellikleri olduğu gibi vücutta doğrusal olarak bulunan belli noktalara uygulanıyor. Uygulama noktalarında pozitif bir enerjinin yayıldığına inanıyorlar ve bu enerjiye qi adını veriyorlar.Çinde varolan inanca göre Qi de yani yayılan pozitif enerjinin yokluğunda insanlarda dayanılmaz acıların olduğunu ve hastalıkların başladığını biliyorlar. Dolayısıyla Çin felsefesiyle akupunktur uygulaması acıyı engellemekten diğer tüm hastalıkların tedavisine kadar uzanabiliyor. Hatta yapılan mevsimsel terapilerde nezle ve gribi önleyici ve tedavi edici rol oynuyor.

    Vücutta iğne uygulanan bölgelerin herbiri bir organı temsil ediyor. Çin felsefesine göre vücudumuzda tam 2000'nin üzerinde nokta bulunuyor. İğnelerin etkileri yapılan bölge ve uygulama şekline göre değişiyor. Uygulanan iğnelerin etkinliğini artırmak için her noktaya uygun iğne ve doğru iğneler olabilmesi için bazı oynamalar yapılıyor.

    Bazı bölgelere ısıtılmış,eğrilmiş iğneler konulurken yine bazı noktalara da ilaçlı iğneler konulması gerekiyor. Bazı durumlarda iğneler ile birlikte hafif şiddette elektrik akımları da uygulanıyor.

    AKUPUNKTUR GERÇEKTE İŞE YARIYOR MU?
    Alternatif tedavi yöntemlerinden en çok rağbet göreni ve üzerinde en çok araştırma yapılanı Akupunktur.Yapılan çalışmalar ve sonuçlarıyla ilişkilerinde Akupunktur'un sırt ağrılarına, kulaklarda oluşan uğultulara, diş ağrılarına, adet sancılarına iyi geldiği ifade ediliyor.

    Yine de bu konuda tam kesin yazılı sonuçlar ve kapsamlı araştırmalar bulunmuyor. Yapılmış sağlıklı istatistiksel sonuçlarda yok. İnsanlar ve araştırmacılar bu tedavi yönteminin günümüze neler kazandırdığı konusunda kapsamlı çalışmalar yapmak yerine bu tedavi yönteminin nasıl daha etkili duruma getirileceği konusunda çalışmalarını sürdürüyorlar.

    Yapılan bazı araştırma sonuçlarında Akupunktur hakkında şöyle bir açıklama bulunuyor. Uygulanan iğneler vücutta endorfin adlı analjezik bir maddenin salgılanışını sağlıyor. Endorfin vücutta doğal bir ağrı kesici olarak kullanılıyor ve akupunktur sonrası insanların kendilerini daha sağlıklı hissetmelerini sağlıyor. Akupunkturun vücudun kimyasal yapısını değiştirebildiğini bu sonuçtan anlayabiliyoruz. Çinlilerin bir inanışı belki bu yolda doğrulanıyor. Denge vücudumuz için herşeydir.





#29.12.2005 11:49 0 0 0
  • Paylaşımın için sağol
#29.12.2005 12:31 0 0 0
  • ellerine sağlık cadıkız sağol
#29.12.2005 14:14 0 0 0
  • paylaşım için teşekkür ederim kardeşim ellerine sağlık
#29.12.2005 14:29 0 0 0
  • paylaşımın için teşekkürler
#29.12.2005 15:53 0 0 0
  • çok teşekkürler eline sağlık güzel paylaşımların için
#29.12.2005 23:04 0 0 0
  • paylaşım için teşekkürler ellerine sağlık
#03.01.2006 15:08 0 0 0
  • teşekkürler elinize sağlık
#08.01.2006 01:08 0 0 0
  • teşekkürler


    eline sağlık


#27.01.2006 10:05 0 0 0
  • AKUPUNKTUR NEDİR?
    Derin doku ve organlardaki ağrıyı ortadan kaldırma amacıyla deri üzerinden belirli noktalara çok ince altın, çelik veya gümüş iğneler sokulmasıdır.Yaklaşık 5000 yıldan beridir Çin'de uygulanan ve günümüzde Avrupa'da da yaygın olarak uygulamaya girmiş bir tedavi yöntemidir.
    Başlangıçta sadece vücut akupunkturu olarak uygulanan bu tedavi yöntemi üzerinde yapılan araştırma ve çalışmalar, akupunktur tedavisinin pek çok alt grubunu oluşturmuş durumdadır. Vücut akupunkturun yanı sıra yaygın olarak kullanılan ve bilinen diğer bir şekli kulak akupunkturudur. (Akupunktur türleri: Vücut, Kulak, Baş, El, Ayak, Ağız ve Diz Akupunkturu vardır. Bunlar ayrı ayrı uygulanacağı gibi kombine edilerek de uygulanabilir.) Ancak yaklaşık 400 yıldır yazılı olarak bilinen ve Japonya' da yaygın uygulanan baş akupunkturu vardır.
    Dünya Sağlık Teşkilatının kabul edip desteklediği akupunktur, Latince akus-iğne- batırma kelimelerinden oluşmuştur. Bundan yaklaşık beşbin yıl önce Çin'de bulunarak başlanan tedavi yöntemi günümüz modern tıbbın içinde yer almaktadır. . Akupunktur ile tedavi Türkiye'de ilk kez 29.05.1991 tarihinden Bakanlar Kurulu Kararı ile yasal bir zemine oturtularak kabul edilmiştir.
    Çinlilere göre akupunktur açısından vücutta 12 ana meridyen, 2 ekstra meridyen vardır. Qi/Çi adı verilen yaşam enerjisi bu meridyen üzerinden 24 saat sürekli akmaktadır. Bu akışın bir yerde tıkanması birtakım hastalıkların oluşmasına neden olur. Vücutta bu meridyenler Yang ve Yin iletkenleri arasında akar. Yang pozitifliği, erkeği, gündüzü ve aydınlığı simgelerken, Yin negatifliği; kadını, geceyi ve karanlığı temsil eder. Geleneksel Çin Tıbbına göre Yang ve Yin enerjilerinde azalma ve tıkanıklık olursa vücutta çeşitli hastalıklar meydana gelir. Geleneksel Çin Tıbbının amacı, kaybolan bu gücü akupunktur sayesinde dengeleyerek vücudu sağlığa kavuşturmaktır.
    Vücut akupunkturun yanı sıra en yaygın kullanılan diğer akupunktur türleri ise, mikroorganizma üzerinde etki yapan kulak, baş, el akupunkturudur.
    Kulak akupunkturun bugün modern tıbbın içinde bu denli yer alması ve yaygın olarak kullanılmasını Fransız Dr. Nogier'e borçluyuz. Dr. Nogier Kulak da tüm organların refleks zonları olduğunu ve vücudun kulak kepçesinde yayıldığını göstermiştir. Refleks noktaları sistemi sayesinde organlarda bulunan herhangi bir hasarı tespit etmek olanaklı olmuştur.
    Kulak akupunkturu klinik bir tedavi ve tanı koyma metodudur. Diğer bir adıyla mikrosistem olarak da adlandırılmaktadır. Organizmanın gerek mekanik ve gerekse elektromagnetik dalgalar karşısında reaksiyonlarını takip eden ve ölçen, kaynağını bilimsel olarak 1982 yılından beri fotoperzepsiyon tekniği ile kanıtlamıştır.
    Dr. Paul Nogier kulak kepçesinde vücut tipinin yansımasını ortaya çıkarmış ve geliştirmiştir. Dr. Nogier vücudun tüm refleks noktalarının kulak kepçesinde bulunduğunu ortaya koymuştur. Anne rahminde baş aşağıya duran embriyonun/cenin duruş pozisyonu bugüne kadar hala geçerliliği korumaktadır.
    Bu mikrosistem Anglo-Amerikan literatüründen kaynağını alan bir tanımdır. Mikrosistem tüm vücudun daha küçük bir alanda projeksiyonunu göstermektedir. Projeksiyon alanı organın büyüklüğünden ziyade fonksiyonlarına göre yer tutmaktadır. Noktalar olduğu gibi; santimetrelere varan projeksiyonlar mevcuttur. Noktalar ve projeksiyonlar organların bulunduğu simetriye göre kulakta yer almaktadır. İngiltere'de Cambridge Üniversitesinde Prof. Dr. Med. Felxman, kadın hastalıklarında ve hormonal bozukluğunda, genel olarak %90 varan neticeler aldığını istatistiki olarak ortaya koymuştur.
    Kısaca akupunktur noktaları cildin altında bulunan sinir hücrelerinin ve uzantılarının fazla miktarda bulunduğu hassas noktalardır. Buralar iğne, lazer, ilaç gibi uyarılarla uyarıldığında, etki hem o bölgede hem de merkezi sinir sisteminde ilgili iç salgı bezlerini uyararak endorfin salgılanmasını sağlar. Endorfin vücudun ürettiği doğal morfin olduğundan ağrıyı süratle azaltır. Endorfin normal morfinden 1000 kat daha güçlü bir ağrı kesici olup alışkanlık yapmaz. Akupunktur uygulanması ile birlikte lökosit, gamaglobülin salınımı üzerinden vücut direncinin artmasına neden olur. Genel vücut dengesinin kurulması ile, metabolizmanın düzenli çalışmasını ve böylece homeostatik etki sağlar. Akupunktur RAS ve bazal ganglionlar üzerinden de sedasyon yani sakinleştirici etki sağlar.
    Akupunkturun etkileri kısaca şöyle sıralayabiliriz:
    • Analjezik yani ağrı kesici etkisi
    • Ağrı eşiği yükseltilir
    • Doku ve organların daha sağlıklı beslenmesi ve kanlanması sağlanır
    Yukarda bahsi edilen endorfinler salgılanarak elde edilir.
    • Sedasyon (sakinleştirici ) etkisi
    Beyinde seratonin, endorfin gibi hormon ve maddeler ortaya çıkarması ve bu maddelerin salgılanması ile elde edilir.
    • Homeostetik etki
    Sempatik ve parasempatik sistemi dengeleyerek, böbreklerin daha iyi çalışmasını, kalp ve solunum fonksiyonlarda düzenlemek, ter salgısını ve batın organların daha sağlıklı çalışması ile sağlanır.
    • Vücuttunuz da bulunan pek çok mineral ve iyon dengesini ayarlar
    • Bağışıklık sistemi güçlendirir
    • Motor fonksiyonlarında iyileşme
    • Kişinin çalışma gücü artar

    Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) tarafından tespit edilen klinik çalışmalar sonucu akupunkturun yapıldığı endikasyonlar başlıca şunlardır:
    1. Baş ağrıları: Migren, gerilim tipi baş ağrısı vd.
    2. Boyun, bel, sırt ağrıları ve fıtığı
    3. Siyatalji
    4. Romatizma özellikli ağrılar (Artroz) eklem, Omuz, diz, dirsek ve bilek ağrıları
    5. İnterkostal nevralji ve yüz felci
    6. Trigeminal Nevralji (yüz felci)
    7. Poliomyelit (çocuk felci) ilk dönemlerde
    8. Şişmanlık
    9. İştahsızlık
    10. Sigara ve Alkol bırakma
    11. Farenjit, grip ve öksürük
    12. Kronik yorgunluk sendromu
    13. Kabızlık, hazımsızlık ve mide şikayetlerinde
    14. Kronik bronşit
    15. Adet ağrıları, düzensizliği ve ağrılarında
    16. Enfeksiyonların tedavisinde bağışıklık sistemini aktife etmek için
    17. Enürezis (Çocuklarda ve erişkinlerde gece altına idrar kaçırma )
    18. Bağışıklık sisteminin zayıflığında. İnsanın bağışıklık sistemini daha güçlü kılmak
    19. Bulantı ve kusma (Hamilelik döneminden ortaya çıkan bu şikayetlerinde akupunktur yöntemi ile kontrol altına almak kolay ve mümkündür)
    20. Gece krampları, kasılmalar ve bacak ağrıları
    21. Depresyon, üzüntü ve stres
    22. Histeri
    23. Alerjik rinit, sinüzit, bronşit ve astım
    24. Sivilceler, sedef hastalığı, saç dökülmesi
    25. Ekzema ve Ürtiker (Kaşıntılı alerjik deri hastalıkları)
    26. Herpes Zoster (Zona hastalığı)
    27. Sinüzit
    28. Yüksek ve düşük tansiyon tedavisi
    29. Miyop
    30. Diş ağrılarında
    31. İshal
    32. Bağırsak sistemindeki sorunlarda
    33.Diş eti kanamalarında ve iltihaplarında
    34.Empotans /İktidarsızlık

    NÖRAL TERAPİ
    Neuraltherapi 1920 'li yıllarda Huneke soyadında iki Alman doktorunun, daha önceleri uygulanan ancak unutulmaya yüz tutmuş olan, lokal anesteziyle bölgesel uygulanan bir yöntemdir. Nöral terapi lokal etkisinin yanı sıra bugün kibernetik etkileşim ile birlikte tüm sinirsel, hormonal, hücreler , psişik bir düzenleme sistemi ile etki yaptığı kanıtlanmış durumdadır. F. ve W. Huneke 1920 Nöral terapinin etkisini daha çok vejatatif sinir sistemi üzerinde açıklamışlardır. Avrupa'da tüm ağrı tedavi merkezlerine nöral terapi en sık uygulanan bir tedavi şeklidir. Bu tedavi yöntemi sayesinde hastalar ağrılarıyla yaşamak zorunda kalmıyorlar.
    • • Ağrı tedavisi
    • • Migren
    • • Boyun, sırt ve bel ağrıları
    • • Baş ağrısı
    • • Nevralji, yüz felci ve diğer felçlerde
    • • Sinüzit
    • • Organik fonksiyon bozukluklarında
    • • Çeşitli sinir sıkışmalarına bağlı ortaya çıkan ağrılar ve kas güçsüzlüklerinde
    • • Eklem ve ekstremite şişlikleri tedavisi
    • • Sportif yaralanmaların tedavisinde
    TENS
    • • Baş ağrısı, Migren, Nevralji yüz felci ve diğer felçlerde
    • • Boyun, sırt, bel, ayak ve el ağrılarında
    • • Adale güçsüzlüğünde
    • • Omuz boyun sendromun da
    • • Tenis dirseğinde
    • • Fantom ağrıları
    SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENME
    • • Dengeli beslenme ve diyet düzenlenmesi
    • • Şeker hastalarının diyetlerinin düzenlenmesi
    • • Kabızlık
    • • İştahsızlık
    • • Şişmanlık
    • • Gut
    • • Hipertansiyon
#28.12.2007 18:29 0 0 0
  • eline sağlık
#06.04.2008 11:27 0 0 0