tiyatro tekstleri - tiyatro sketcleri - tiyatro metinleri - tiyatro oyunlari - tiyatro yazilari - cocuk oyunlari - cocuk tekstleri
Yazan: FEVZİ GÜNENÇ
BU OYUNDA KİMLER VAR?
BAYAN ÖĞRETMEN
SUNA ABLA
SELİN ABLA
BETÜL:
CEREN:
GÜLER
MURAT ABİ
ALİCİK
VELİCİK:
CANCAN
NURİ
CİMİ
DEKOR:
Bir ana okulu sınıfı. Karşıda Beyaztahta, çevrede oyuncaklar. Duvarlarda çocuk resimleri.
BAYAN ÖĞRETMEN:
Çocuklar bugün harfleri öğrenecektik. Ama ben rahatsızlandım. Şimdi eve dinlenmeye gideceğim.
ALİCİK:
Dersimiz boş mu geçecek öğretmenim?
BAYAN ÖĞRETMEN:
Boş geçer mi hiç. Büyük sınıflardan ablalarınız, ağabeyleriniz geldi. Harfleri size onlar öğretecek. Size tanıtayım onları. Bu Suna ablanız.
SUNA ABLA:
Merhaba çocuklar.
ALİCİK: (Parmak kaldırır.)
Benim adım Ali. Arkadaşlar bana Alicik diyorlar. Seni sevdim abla. Sen de Alicik diyebilirsin bana.
SUNA ABLA:
Peki Alicik. Bir şey mi soracaksın?
ALİCİK:
Evet.
SUNA ABLA:
Sor bakalım.
ALİCİK:
Bana mı dediniz?
SUNA ABLA:
Neyi?
ALİCİK:
Merhaba dediniz ya
SUNA ABLA:
Haa, evet Herkese dedim. Bu arada sana da demiş oldum tabii.
ALİCİK:
Bir daha söyler misiniz?
SUNA ABLA:
Elbette. Merhaba Merhaba Alicik!
ALİCİK: (Arkadaşlarına döner, sevinçle)
Bana merhaba dedi
BAYAN ÖĞRETMEN:
Bu ağabeyinizin adı da Murat.
MURAT:
Günaydın arkadaşlar.
HEPSİ:
Günaydın Murat abi!
ALİCİK: (Parmak kaldırır)
MURAT ABİ:
Tamam Alicik, tamam, sana da günaydın dedim.
BAYAN ÖĞRETMEN:
Bu da Selin ablanız.
SELİN ABLA:
İyi günler arkadaşlar
ALİCİK:
Bana arkadaş dedi
BAYAN ÖĞRETMEN: (Çocuklara)
Öğreticilerinizi tanıttım. Siz de kendinizi tanıtırsınız artık.
ALİCİK:
Ben kendimi tanıttım.
BAYAN ÖĞRETMEN:
Aferin Alicik. Ben gidiyorum artık. Size iyi öğrenmeler. (Öğreticilere) Size de iyi öğretmeler gençler.
SUNA ABLA:
İyi günler efendim.
MURAT ABİ:
Güle güle öğretmenim.
SELİN ABLA:
Geçmiş olsun.
ÖĞRETMEN:
Var olun.. (Çıkar)
MURAT ABİ:
Eveeet Şimdi dersimize başlayabiliriz. Konumuz neydi çocuklar?
VELİCİK: (Güler)
MURAT ABİ:
Niçin güldün arkadaşım?
VELİCİK:
Benin adım Veli. Arkadaşlar bana da Velicik diyorlar.
MURAT ABİ:
Peki Tanıştığımıza sevindim Velicik. Şimdi söyle bakalım. Demin niçin güldün?
VELİCİK:
Siz bize bir şey öğretemezsiniz. Ona güldüm.
MURAT ABİ:
Neden öğretemeyecekmişiz?
VELİCİK:
Baksana konumuzu bile bilmiyorsunuz. Konumuz neydi çocuklar diye bize soruyorsunuz.
SUNA ABLA:
Sizinle işimiz var.
SELİN ABLA:
Ana okulu değil, miniklerin hababam sınıfı burası galiba.
SUNA ABLA:
Bilmediğimizden sormadı o soruyu size Murat abiniz çocuklar.
VELİCİK:
Niçin sordu ya?
SUNA ABLA:
Sizinle iletişim kurmak için.
VELİCİK:
Öyleyse ben de onunla iletişim kurayım. Konumuz neydi Murat abi?
MURAT ABİ:
Harfler Harfleri öğreneceğiz.
VELİCİK:
Aferin, bildin.
HEPSİ: (Alkışlar)
MURAT ABİ:
Artık derse başlasak iyi olacak.
CANCAN:
Bence sakıncası yok.
MURAT ABİ:
Sen kimsin?
CANCAN:
Ben Cancan'ım.
MURAT ABİ:
Tanıştığımıza memnun oldum Cancan.
CANCAN:
Tanıştığıma diyecektiniz galiba.
MURAT ABİ:
Neden?
CANCAN:
Ben daha tanıyamadım ki sizi. Tanıdıktan sonra söylerim memnun olup olmadığımı.
MURAT ABİ:
Peki Şimdi harfleri öğrenmeye başlayalım. (Beyaz tahtaya bir A, bir de a) yazar. Farkında olmadan A'yı biraz küçük, a'yı biraz büyük düşürür. A'yı gösterir.) Bu büyük A arkadaşlar. (a'yı gösterir) Bu da küçük a'dır.
CİMİ:
Yanlışınız olmasın öğretmenim?
MURAT ABİ:
Kendini tanıt da öyle konuş.
CİMİ:
Ben Cimi'yim. Asıl adım Cemil ama arkadaşlar Cimi diye çağırır.
MURAT ABİ:
Peki Cemil
CİMİ:
Cimi derseniz daha çok sevinirim. Çünkü fena halde alıştım buna.
MURAT ABİ:
Peki Cimi Söyle bakalım yanlışım neredeymiş?
CİMİ:
Siz küçücük yazdığınız A'ya büyük A, dediniz. Büyücek yazdığınız a'ya da küçük a, dediniz.
MURAT ABİ: (Kendi kendine)
Çattık balaya. (Tahtaya yazdıklarını siler, iki harfi de aynı boyutta yazar. Şimdi oldu mu?
CİMİ:
Oldu galiba.
MURAT ABİ:
Öyleyse sen oku bakalım bu harfi. Neymiş?
CİMİ:
Neymiş?
MURAT ABİ:
Aaa
CİMİ:
Ne oldu?
MURAT ABİ:
Neye ne oldu?
CİMİ:
Aaa, dediniz ya. Neye şaşırdınız?
MURAT ABİ:
Bir şeye şaşırdığım yok. A harfini okuyorum A Tekrar et.
CİMİ:
Aaa Ben de şaştım bir şeye ama neye şaştım bilmiyorum.
MURAT ABİ:
(Sınıfa) Siz de tekrarlayın:
HEPSİ:
Aaa!..
MURAT ABİ: (Seyircilere döner) Aaa Siz de söyleyin Aaa
SEYİRCİLER: (Söyler)
MURAT ABİ:
Tamam, A'yı öğrendik. (Tahtaya B yazar) Be (Cimi'ye) Tekrar et Be
CİMİ:
Edemem.
MURAT ABİ:
Neden?
CİMİ:
Ben kimseye "be" diyemem. Ayıp olur.
MURAT ABİ:
Bu B o "be" değil. Senin öğrendiğin yeter. Şimdi de başka birine soralım. (Tahtadaki B'yi gösterir.) Beee Kim söyleyecek
BETÜL:
Betül söylesin.
MURAT ABİ:
Betül kim?
BETÜL:
Ben
MURAT ABİ:
Söyle öyleyse Betül.
MURAT ABİ:
Beee
MURAT ABİ:
Aferin (Sınıfa) Bakın, ne kadar kolay Şimdi hep birlikte söyleyelim. Bee
HEPSİ:
Beee
MURAT ABİ: Aferin (Seyircilere döner) Bee Siz de söyleyin
SEYİRCİLER: (Söyler)
MURAT ABİ: (Seyircilere)
Size de aferin. (Tahtaya C yazar) Şimdi de Ceee Oku bakalım Betül.
BETÜL:
Ceee
MURAT ABİ:
Aferin. (Tahtaya Ç yazar) Bunu da oku. Ç
BETÜL:
Çeee
MURAT ABİ:
Çok iyi. Şimdi sıra D'de. Deee
BETÜL:
Ne diyeyim?
MURAT ABİ: "D" de "D."
BETÜL:
Tamam, diyeceğim ama ne diyeyim?
MURAT ABİ:
D harfini söyle. Deee
BETÜL:
Böyle desenize. Deee.
MURAT ABİ: (Tahtaya E yazar) Şimdi de Eee Evet Betül?
BETÜL:
Ne?
MURAT ABİ:
Eee
BETÜL:
İyilik, sağlık.
MURAT ABİ:
Ne iyiliği? Ne sağlığı?..
BETÜL:
Eee? Dediniz ya. Yani eee, ne var ne yok anlamında sormadınız mı?
MURAT ABİ:
Tanrım, sen benim aklımı koru. Ne zor şeymiş öğretmenlik Lütfen başka biri kalksın derse.
CEREN:
Ben kalkabilir miyim? Siz sormadan söyleyeyim. Adım Ceren.
MURAT ABİ:
Peki Ceren (Tahtaya F yazar) Bu F'dir. Oku.
CEREN:
Feee
MURAT ABİ:
Sonunda aklı başında biri çıktı. (Tahtaya G yazar.) Şimdi de şunu oku bakalım.) G.
CEREN:
Geee
MURAT ABİ: (Tahtaya Ğ yazar.)
Sıra yumuşak ge de. Oku bakalım Ceren.
CEREN:
Yumuşak g
MURAT ABİ:
Aferin be. Ben söylemeden bildin. Şimdi de okunduğu gibi söyle.
CEREN:
Yumuşak g ile başlayan harf yok ki.
MURAT ABİ:
Başlayan yoksa biten de mi yok? Dağın sonundaki gibi söyle.
CEREN:
Hangi dağın?
MURAT ABİ: (Sinirlenir.)
Kaf dağının!
CEREN:
Kaf dağının sonunda ğ yok ki
MURAT ABİ:
O zaman yağın sonundaki gibi söyle.
CEREN:
Ne yağının?
MURAT ABİ:
(Sinirlenir) Margarinin!
CEREN:
Tereyağının olmaz mı?
MURAT ABİ:
Tanrım! Şu ders bir bitseydi
SUNA ABLA:
Biraz da ben öğreteyim Murat. Şöyle otur, sen dinlen biraz.
MURAT ABİ:
Teşekkürler Suna. Bu iyi oldu işte. Şimdi de Tanrı senin yardımcın olsun.
SUNA ABLA:
Yumuşak g'den sonra H gelir çocuklar. (Yazar) H budur işte. Söyleyelim. Hee
CEREN:
Yanlışınız var Suna abla. He denmez.
SUNA ABLA:
Ya ne denir tatlım?
CEREN:
He kaba olur, evet demeliyiz.
SUNA ABLA:
Ama bu harfin adı evet değil. He
CEREN:
Çok kaba bir adı varmış. Sevmedim.
SUNA ABLA:
Sevsen de sevmesen de öğreneceksin Söyle bakalım: He
CEREN:
Affedersiniz Heee
SUNA ABLA:
Şimdi yeni bir arkadaş kalksın derse.
GÜLER: (Parmak kaldırır.)
SUNA ABLA:
Sen mi kalkacaksın? Adın ne senin?
GÜLER:
Güler
SUNA ABLA:
H sonra I gelir Güler. (Tahtaya I yazar) I da budur işte. Söyle bakalım. Iıı
GÜLER: (Ağlar)
Iıı
SUNA ABLA:
Niçin ağlıyorsun Güler?
GÜLER:
Size yardım ediyorum.
SUNA ABLA:
Ne yardımı bu?
GÜLER:
Ağlama yardımı. Siz ııı diye ağlıyorsunuz ya
SUNA ABLA:
I ağlama sesi değil. Alfabede H'den gelen sonra gelen harfin adıdır. Tanıdın mı şimdi onu.
GÜLER:
Tanıdım. Tanıştığımıza de memnun oldum. Keşke eli de olsaydı.
SUNA ABLA:
Ne yapacaktın elini?
GÜLER:
Tokalaşırdık.
SUNA ABLA:
Şimdi de "İ" ile tanış bakalım (Tahtaya İ yazar.) İii Söylesene, "İ" mi, değil mi bu?..
GÜLER:
Sormadan bilemem ki. İzninizle sorayım. (Seslenir) Nasılsınız!
SUNA ABLA:
Kime sesleniyorsun Güler?
GÜLER:
Tahtadaki harfe
SUNA ABLA:
Tahtadaki harfe niçin soruyorsun bunu?
GÜLER:
İyi mi değil mi, dediniz ya. Cevap vermediğine göre iyi değilmiş demek.
SUNA ABLA:
İ İ bu. İ
GÜLER:
İyi mi? Madem iyi olduğunu biliyorsunuz, bana niçin soruyorsunuz?
SUNA ABLA:
Seni gidi büyümüş de küçülmüş seni Aklınca benimle eğleniyorsun değil mi, yaramaz!..
GÜLER:
Pek eğleniyor sayılmam. Bu ders biraz sıkıcı.
NURİ:
Suna abla, Güler arkadaşı biraz eğlendireyim mi?
SUNA ABLA:
Eğlendir bakalım.
NURİ: (Şarkı söyler)
Nuri attı iki taş
Kırdı bir cam bir de baş
Nerde kaldı terbiye
Doğru söyle arkadaş
HEPSİ: (Alkışlar.)
SUNA ABLA:
Aferin Nuri. Şimdi de J eğlendirsin sizi biraz. (Tahtaya J yazar) Oku bakalım: J
GÜLER:
Je
SUNA ABLA:
Aferin be! Şimdi de K L(Tahtaya K, L yazar.)
ALİCİK:
Ben söyleyeyim mi Suna abla, ben söyleyeyim mi?
SUNA ABLA:
Söyle bakalım Alicik.
ALİCİK:
Hasan Şaş.
SUNA ABLA:
Anlamadım. Hasan Şaş'ın ne ilgisi var şimdi alfabemizde?
ALİCİK:
K L... dediniz ya. Hasan Şaş da kel.
HEPSİ: (Güler.)
SUNA ABLA:
K ile L'yi de öğrendiniz. Şimdi sıra M'de. (Tahtaya M yazar) Söyleyelim: Meee
CANCAN:
Ne bileyim Ooo dediğinize göre sevdiğiniz biri olmalı.
SUNA ABLA:
Kapıda imse yok. Biz dersimize bakalım.
CANCAN:
Maden yok, neden Ooo! diyorsunuz?
SUNA ABLA:
O alfabenim harflerinden biri.
CANCAN:
Ya Ben de ikisi sanmıştım.
SUNA ABLA:
Otur yerine! Dalgacı Mahmut!..
SELİN ABLA:
Sinirlerin bozuldu kardeşim. Şimdi de sen dinlenmeye geç. Ben kendimi harap edeyim.
SUNA ABLA:
Teşekkür ederim Selin. Tam zamanında yetiştin. Bittim, tükendim Bitirdi beni bu minik "Ha babam"cılar. (Bir sıraya oturur.)
SELİN ABLA:
Biraz da ben kendimi harap edeyim.
GÜLER:
Neden böyle düşünüyorsunuz ablacığım?
SELİN ABLA: Az bile düşünüyorum. Size bir şey öğretmeye kalktığımda kendimi aslanların önüne atmış gibi oluyorum. Neyse, işimize bakalım. (Tahtaya Ö yazar.) Bu da Ö harfi. Ööö
GÜLER:
Selin abla öcü olmuş Boşuna uğraşma Selin abla, ben öcüden korkmam. Hen öcü diye bir şey yok ki Onu bebeleri uyutmak için uydurmuşlar.
SELİN ABLA: A (Tahtaya P yazar.) Bu P Paranın başında P vardır.
GÜLER:
Ben paranın başında hep veznedarların durduğunu sanırdım.
SELİN ABLA: Sen öyle sanmaya devam et. (Tahtaya R yazar.) Bu R'dir. Radyonun başında bulunur.
CİMİ:
Televizyonun başında ne bulunur?
GÜLER:
Anan bulunur.
CİMİ:
Yok, bizim evde hep babam bulunuyor. Kumanda aletini kaptırmaz kimseye.
SELİN ABLA: Şimdi de S yazıyorum. (Tahtaya S yazar.) Bu da S oluyor. Islık çalan bir yılan düşünün. Tıpkı ona benzer. Sııııs
NURİ:
Islık çalmayan yılanlar S'ye benzemez mi?
SELİN ABLA: Hayır, onlar sana benzer. (Tahtaya Ş yazar.) Bu da Ş Ş de yılana benzer ama kuyruğunda çengel var. Ona Şışşşt diyebilirsiniz.
NURİ:
Şışşşt
HEPSİ:
Şışşşt Şışşşt Şışşşt
ALİCİK (Seyircilere siz de katılın der gibi işaret eder.) Şışşşt
SALONDAN UĞULTA HALİNDE ŞIŞŞŞT SESLERİ GELİR.
SELİN ABLA: İmdat, boğuluyorum
MURAT: (Seyircilere) Susun susun!.. Susmazsanız oynuna devam etmeyiz ha
SELİN ABLA:
Oh Hamamın suyu kesildi. (Tahtaya T yazar.) Bu T'dir.
SELİN ABLA: (Tahtaya Ü yazar.) Bu neye benziyor peki? Bilen var mı?
CEREN:
Var
SELİN ABLA:
Söyle
CEREN:
Ü Harfi U dönüşü ile onun başımda bekleyen iki trafik polisine benzer.
SELİN ABLA: (Bitkin görünür.)
İyi benzetme Bu arada ben de muşmulaya benzedim.
MURAT ABİ: Ben biraz kendime geldim. Şimdi de sen dinlen Selin. Ben kafayı yiyeyim.
SELİN:
Teşekkürler Murat. Buna gerçekten ihtiyacım vardı. Zira bu çocuklar yedi bitirdi beni.
MURAT ABİ: (Selin'e) Önemli değil, kardeşim. ((Tahtaya V yazar. Çocuklara) Bu harf V harfidir arkadaşlar. İster öğrenin, ister öğrenmeyin.
NURİ:
Öğrendik gitti.
MURAT ABİ: Bu da Y harfidir. (Tahtaya Y yazar.) Tıpkı alfabenin "A"sında şaştığınız gibi çıkardığınız şaşkınlık sesine benzer bunun sesi de. Y'yi başka bir şeye benzetmek isteyenler benzetebilir.
CANCAN: Ben kuş avlama süngerine benzetiyorum Y'yi.
MURAT ABİ: Çok iyi Devler de senin gibi insan yavrularını avlama süngerine benzetebilirler onu.
CANCAN:
Anaaa
MURAT ABİ:
Alfabemizin son harfi Z'dir. (Tahtaya Z yazar.)
NURİ:
Aman ne iyi! Demek Z son harf.
MURAT ABİ: Evet, son
NURİ:
Hoş geldiniz Sayın Z İyi ki geldiniz. Bu harflerin sonu gelmeyecek sanıyordum.
MURAT ABİ:
Şimdi İçinizde bütün harfleri sıralı olarak sayabilecek biri var mı?,
ALİCİK:
Var Murat abi, ben
MURAT ABİ:
Say öyleyse Alicik
ALİCİK:
Ey, bi, si,di, ay, cey, key
SELİN ABLA: (Öteden)
Dur dur dur Bu ne? (Yanlarına gelir.)
NURİ:
Alfabenin harfleri.
SELİN ABLA:
Ne alfabesinin?
NURİ:
İngiliz alfabesinin
SELİN ABLA:
Ama biz Türkçe alfabeyi öğreniyorduk. Ne işimiz var İngiliz alfabesiyle.
NURİ:
Oooo Siz yaya kalmışsınız Selin ablacığım. Biz Türkçe'yi çoktan bitirdik, İngilizce'ye geçtik. Onu da öğrendik, şimdi sıra Almanca'da. Bakın sayayım. Öğrenebilmiş miyim bakalım? (Sayar) Ayn, zvay, dray
MURAT ABİ:
Dur dur!
NURİ:
Ne oldu?
MURAT ABİ:
Bunlar Almanca harfler değil, sayılar.
NURİ:
Sahi, birbirine karıştırmışım. Almanca harfler nasıldı? Nasıldı nasıldı?.. Aklıma gelmiyor. Onu da öğrenirim, gelecek derste sayarım artık.
ZİL ÇALAR
SUNA ABLA: (Dışarıya doğru kaçar.)
Gemisini kurtaran kaptan.
SELİN ABLA: (Dışarıya doğru kaçar.)
Kaçalım arkadaşlar
MURAT ABİ: (Dışarıya doğru kaçar.)
Canını seven bu sınıftan kaçar!
ANA SINIFI ÖĞRENCİLERİ KAHKAHALARLA GÜLER.
NURİ: (Arkaları sıra seslenir.)
Dersinizi çalışmadan gelmeyin ha