Kur'an'ın muhtevaya göre kelime seçme bakımından da eşi ve benzeri yoktur.
* * *
Kulluk, idrak ve marifet ufkuna göre bir çizginin adıdır.
* * *
'Ne yaptım da başıma bunlar geldi?' çok çirkin bir sorudur. Başına gökten taş yağmadığına şükretmelisin!
* * *
Teessür ve ızdırabın zatı itibariyle bir kıymeti yoktur; önemli olan onların bir aksiyona dönüşmesidir.
* * *
Nezd-i uluhiyette sarj olmayan kalbler asla zan ve tahminden kurtulamazlar.
* * *
Tebliğin metodu her zaman değişebilir; değişmeyen tek şey onun temsil yanıdır.
* * *
Kelimelerin yanıltıcı tarafları olabilir, fakat tavır ve davranışlar kolay kolay yanıltmazlar; hele basiret ehlini asla!
* * *
Hasende (güzelde) ittifak olmuşsa ahsenin (daha güzelin) kavgasını yapmamak gerekir.
* * *
Sen kulluğunu derince yap, sonra da karşılığını ALLAH'ın rahmetinin enginliğine bırak!
* * *
İslam, ALLAH ahlakının yeryüzündeki tecellisi demektir.
* * *
Meşveret olan yerde -ALLAH'ın izniyle- haybet olmaz.
* * *
Kalb kirliliği çoğu zaman göz kirliliğinden kaynaklanır.
* * *
En iyi kime bildirmişsen Kendini, o ölçüde Sen'i bilmek istiyorum ALLAHım!
* * *
Kayıp gitmeyle yerinde kalma arasında çok ince bir perde var. Bu zaviyeden herkes kendini bir ipin üzerinde yürüyor kabul etmeli, düşmemek için de ALLAH'a çok sığınıp istiğfar ve duaya sarılmalıdır.
* * *
Talebin kıymeti sahibinin de kıymetini yükseltir.
* * *
Kur'an kendine saygılı olanlara içini açar; gönlünde Kur'an'a karşı saygı ve hürmet hissi olmayanların ondan alabilecekleri hiçbir şey yoktur.
* * *
İbadet-ü tâatla elde edilmeyen öyle şeyler vardır ki, onlar sadece edeple elde edilebilirler.
* * *
Sen tohum saç git; varsın onun hasat mevsimi başkalarına nasip olsun!
* * *
Kur'an'ı ALLAH'ın huzurunda okuyor gibi -ki öyledir- okumalı. "ALLAH'ım bu kelimeleri Sen'den aldık yine Sana sunuyoruz" demeli.
* * *
Aramadan bulanların sayısı yok denecek kadar az olduğu gibi arayıp da bulamayanların sayısı da yok denecek kadar azdır.
* * *
Tebliğ, def-i bela kabilinden anlatmakla olmaz; yüreğini ortaya koymakla olur.
***
ALLAH var ve bir de O'nun sanatı var. Sanatı Sanatkar'la karıştırmamak lazım.
***
Temiz bir zihin ve selim bir kalb isteyenler, her türlü düşünceye vize uygulamalı ve yabancı mülahazalara geçiş hakkı tanımamalıdırlar.
***
Dinî ilimleri bilen çok insan var, fakat ALLAH'ı bilen, Efendimiz'i bilen çok az.
***
Ne yapıp edip taklide takılı mülahazalardan sıyrılmak lazım!.
***
İmam Rabbani, İmam Gazali, Üstad Bediüzzaman gibi kimseler Zat-ı Uluhiyeti çok iyi anlamışlar. Zannediyorum kalb O'na teveccüh edip ısrarla "Bildir bana Kendini!" deyince, O da bu yakarışa marifet şualarıyla cevap veriyor ve talep edenin samimiyeti ölçüsünde Kendini ona tanıtıyor.
***
Başkalarının marifete yürüdüğü yolu takip ederek ALLAH'ı bilme ufkuna ulaşmak mümkün değildir. Diğer insanların tecrübeleri sadece bir fikir verir; onlar adeta yol haritasını belirler. Ne var ki, o haritayı eline alsan ve yolu öğrensen de, mesafeleri bizzat sen katedecek ve varılacak yere sen varacaksın!..
***
ALLAH'ım! Bana, yaptığım en küçük kötülüğü dahi asla unutmayacak kadar güçlü, Senin inayetinle benden sadır olmuş bazı iyilikler varsa onları da hemen unutacak kadar dağınık bir hafıza ver!.
***
En küçük günahlardan dolayı bile kayıp düşme endişesi olmalı! Kayma endişesi olmalı ki, ALLAH kaydırmasın!
***
ALLAH'tan (celle celâlühû) isterken, ALLAH'ı (azze ve celle) istemeli!
***
Tabiî olmayan davranışlarda inkıtaların olması pek tabiîdir.
***
Ruhunu yonta yonta onu Cuma Yamaçları'na ehil hale getirememiş insanların hayatı bir yalandan ibarettir.
***
Kur'an kendisine açılanlara açılır. O'nun fiyatı kalbinizdir. Kalbinizi verirseniz O'nu alırsınız. Evet, ALLAH'ın yarattığı kalbinizi verin, Kelam sıfat-ı sübhaniyesinden gelen Ezelî Kelâm'ını alın!
* * *
'Deha için intihap yoktur' derler. Peygamber fetaneti için de bir ân-ı seyyale teemmüle ihtiyaç yoktur.
* * *
En büyük hüsran duaya devam etmekten vazgeçip onu terketme düşüncesidir.
* * *
Mü'minin sükûtu tefekkür, konuşması da hikmet olmalıdır.
* * *
Namazda esneme namaza konsantre olamamanın ifadesidir ve huzurunda durulan Zat'a karşı bir ayıptır. Namaz ibadetini eda eden kimse namaz esnasında esnemekten haya etmelidir.
* * *
Savaşların en zoru basiretsizliğe ve anlayışsızlığa karşı verilen savaştır.
* * *
Dua ederken elleri açıp yukarıda tutmada gevşeklik gösterme bir çeşit ruh miskinliğidir ve onda -haşa- ALLAH'tan istiğna gibi bir anlam vardır.
* * *
Güzel şeylerin güzelliklerindeki ayrı bir derinlik de onlardaki temadîdir.
* * *
Yapılan iyilikler sünbüllenmek için toprağa atılmış tohumlar gibidir.
* * *
Dünyada savaş isteyenlerin alternatif savaş sebepleri ortaya koyduğu günümüzde bize düşen vazife alternatif sulh sebepleri ortaya koymak olmalıdır.
* * *
Hep sırt üstü yatanların ALLAH'ın lütfuna mazhar olmaları zor hatta imkansızdır.
* * *
Din, yaşana yaşana insanın tabiatı haline gelebilir; insan onun peşinde olmalı!.
* * *
Gözyaşları, kalbde duyulan hislerin bestesidir.
* * *
Kâmil manada dua, onu yürekten ortaya koymaya bağlıdır.
* * *
ALLAH'ım, beni kendi isteklerim yönünde değil Sen'in muradın doğrultusunda yönlendir!
* * *
Davranışlardaki boşluklar ancak niyetle doldurabilir.
* * *
ALLAH güzeli güzellerden ayırmaz.
* * *
Bazı dönemlerde bazı vazifeler öne çıkar. İçinde bulunduğumuz dönemde en öndeki vazife Hakk'ı ve hakîkati anlatma vazifesidir.
* * *
Kur'an'ın gurbetini izale etmeye niyet etmiş insanlar evvela kendi gurbetlerini giderip kurbet ufkuna ulaşmalıdırlar ki, Kur'an'ın gurbetini giderebilsinler.
* * *
Izdırap bir taraftan insanı ALLAH'a yaklaştıran en önemli bir dua, diğer taraftan da aksiyona sevkeden çok önemli bir dinamodur.
* * *
Günah işlememe bir fazilet olduğu gibi başkalarının günaha girmesine sebep olmama da ayrı bir fazilet hatta bir vazifedir.
* * *
ALLAH'tan gelen nimetlerin kesilmemesinin yegane vesilesi, her zaman onları Gerçek Sahibi'ne verip, nefsimiz başta başkalarına izafe etmekten sakınmaktır.
* * *
Geçmiş, hal ve gelecek bir vahidin üç yüzüdür ve aralarında gizli bir sır vardır.
* * *
Günümüzde ancak, sağlam, konumunun hakkını verebilen, ismet ve iffet sahibi, prensip insanları tesirli olabilirler.
* * *
Her müslüman bir deniz feneri olmaya kendini adamalı ve hep yerinde sabit kalmalıdır. Vakt-i merhunu gelince Cenab-ı Hak onu mutlaka değerlendirecektir.
* * *
Güzel söz salih amelle gerçek değerini bulur.
* * *
Cenab-ı Hakk'ın geniş tuttuklarını daraltmayalım; O'nun merhamet buyurduklarını da mahrum etmeyelim.
* * *
Yaşamanın ancak dine hizmetle bir anlam ifade ettiğini hep hatırda tutmak gerekir.
* * *
Dava-yı nübüvvetin varisleri, ALLAH rızasından başka bir şey düşünmeyi kendileri için günah saymalıdırlar.
* * *
Gönüllere girerseniz etrafınızda bir sürü gönüllü olur.
* * *
Dini ekmeliyeti içerisinde yaşıyorsanız, evrensel insanî değerleri yaşıyorsunuz demektir.
* * *
İyiliklerde esas olan gizli tutulmalarıdır; belki başkalarını teşvik amacıyla izhar edilebilirler.
* * *
Bir gece maruz kaldığı bir rüya kirliliği bile iffetli insanın gönlünde ürperti meydana getirir.
* * *
Şer'î şehadetleri kabul olmayan çocuklar bir yönüyle dünyanın en sadık şahitleridirler.
* * *
Basiret, Efendimiz'in mesajının genel çerçevesidir.