Hakikat Damlaları 3

Son güncelleme: 24.02.2010 01:14
  • Kur'an'ın muhtevaya göre kelime seçme bakımından da eşi ve benzeri yoktur.
    * * *
    Kulluk, idrak ve marifet ufkuna göre bir çizginin adıdır.
    * * *
    'Ne yaptım da başıma bunlar geldi?' çok çirkin bir sorudur. Başına gökten taş yağmadığına şükretmelisin!
    * * *
    Teessür ve ızdırabın zatı itibariyle bir kıymeti yoktur; önemli olan onların bir aksiyona dönüşmesidir.
    * * *
    Nezd-i uluhiyette sarj olmayan kalbler asla zan ve tahminden kurtulamazlar.
    * * *
    Tebliğin metodu her zaman değişebilir; değişmeyen tek şey onun temsil yanıdır.
    * * *
    Kelimelerin yanıltıcı tarafları olabilir, fakat tavır ve davranışlar kolay kolay yanıltmazlar; hele basiret ehlini asla!
    * * *
    Hasende (güzelde) ittifak olmuşsa ahsenin (daha güzelin) kavgasını yapmamak gerekir.
    * * *
    Sen kulluğunu derince yap, sonra da karşılığını ALLAH'ın rahmetinin enginliğine bırak!
    * * *
    İslam, ALLAH ahlakının yeryüzündeki tecellisi demektir.
    * * *
    Meşveret olan yerde -ALLAH'ın izniyle- haybet olmaz.
    * * *
    Kalb kirliliği çoğu zaman göz kirliliğinden kaynaklanır.
    * * *

    En iyi kime bildirmişsen Kendini, o ölçüde Sen'i bilmek istiyorum ALLAHım!

    * * *

    Kayıp gitmeyle yerinde kalma arasında çok ince bir perde var. Bu zaviyeden herkes kendini bir ipin üzerinde yürüyor kabul etmeli, düşmemek için de ALLAH'a çok sığınıp istiğfar ve duaya sarılmalıdır.

    * * *

    Talebin kıymeti sahibinin de kıymetini yükseltir.

    * * *

    Kur'an kendine saygılı olanlara içini açar; gönlünde Kur'an'a karşı saygı ve hürmet hissi olmayanların ondan alabilecekleri hiçbir şey yoktur.

    * * *

    İbadet-ü tâatla elde edilmeyen öyle şeyler vardır ki, onlar sadece edeple elde edilebilirler.

    * * *

    Sen tohum saç git; varsın onun hasat mevsimi başkalarına nasip olsun!

    * * *

    Kur'an'ı ALLAH'ın huzurunda okuyor gibi -ki öyledir- okumalı. "ALLAH'ım bu kelimeleri Sen'den aldık yine Sana sunuyoruz" demeli.

    * * *

    Aramadan bulanların sayısı yok denecek kadar az olduğu gibi arayıp da bulamayanların sayısı da yok denecek kadar azdır.

    * * *

    Tebliğ, def-i bela kabilinden anlatmakla olmaz; yüreğini ortaya koymakla olur.

    ***

    ALLAH var ve bir de O'nun sanatı var. Sanatı Sanatkar'la karıştırmamak lazım.

    ***

    Temiz bir zihin ve selim bir kalb isteyenler, her türlü düşünceye vize uygulamalı ve yabancı mülahazalara geçiş hakkı tanımamalıdırlar.

    ***

    Dinî ilimleri bilen çok insan var, fakat ALLAH'ı bilen, Efendimiz'i bilen çok az.

    ***

    Ne yapıp edip taklide takılı mülahazalardan sıyrılmak lazım!.

    ***

    İmam Rabbani, İmam Gazali, Üstad Bediüzzaman gibi kimseler Zat-ı Uluhiyeti çok iyi anlamışlar. Zannediyorum kalb O'na teveccüh edip ısrarla "Bildir bana Kendini!" deyince, O da bu yakarışa marifet şualarıyla cevap veriyor ve talep edenin samimiyeti ölçüsünde Kendini ona tanıtıyor.

    ***

    Başkalarının marifete yürüdüğü yolu takip ederek ALLAH'ı bilme ufkuna ulaşmak mümkün değildir. Diğer insanların tecrübeleri sadece bir fikir verir; onlar adeta yol haritasını belirler. Ne var ki, o haritayı eline alsan ve yolu öğrensen de, mesafeleri bizzat sen katedecek ve varılacak yere sen varacaksın!..

    ***

    ALLAH'ım! Bana, yaptığım en küçük kötülüğü dahi asla unutmayacak kadar güçlü, Senin inayetinle benden sadır olmuş bazı iyilikler varsa onları da hemen unutacak kadar dağınık bir hafıza ver!.

    ***

    En küçük günahlardan dolayı bile kayıp düşme endişesi olmalı! Kayma endişesi olmalı ki, ALLAH kaydırmasın!

    ***

    ALLAH'tan (celle celâlühû) isterken, ALLAH'ı (azze ve celle) istemeli!

    ***

    Tabiî olmayan davranışlarda inkıtaların olması pek tabiîdir.

    ***

    Ruhunu yonta yonta onu Cuma Yamaçları'na ehil hale getirememiş insanların hayatı bir yalandan ibarettir.

    ***

    Kur'an kendisine açılanlara açılır. O'nun fiyatı kalbinizdir. Kalbinizi verirseniz O'nu alırsınız. Evet, ALLAH'ın yarattığı kalbinizi verin, Kelam sıfat-ı sübhaniyesinden gelen Ezelî Kelâm'ını alın!

    * * *

    'Deha için intihap yoktur' derler. Peygamber fetaneti için de bir ân-ı seyyale teemmüle ihtiyaç yoktur.

    * * *

    En büyük hüsran duaya devam etmekten vazgeçip onu terketme düşüncesidir.

    * * *

    Mü'minin sükûtu tefekkür, konuşması da hikmet olmalıdır.

    * * *

    Namazda esneme namaza konsantre olamamanın ifadesidir ve huzurunda durulan Zat'a karşı bir ayıptır. Namaz ibadetini eda eden kimse namaz esnasında esnemekten haya etmelidir.

    * * *

    Savaşların en zoru basiretsizliğe ve anlayışsızlığa karşı verilen savaştır.

    * * *

    Dua ederken elleri açıp yukarıda tutmada gevşeklik gösterme bir çeşit ruh miskinliğidir ve onda -haşa- ALLAH'tan istiğna gibi bir anlam vardır.

    * * *

    Güzel şeylerin güzelliklerindeki ayrı bir derinlik de onlardaki temadîdir.

    * * *

    Yapılan iyilikler sünbüllenmek için toprağa atılmış tohumlar gibidir.

    * * *

    Dünyada savaş isteyenlerin alternatif savaş sebepleri ortaya koyduğu günümüzde bize düşen vazife alternatif sulh sebepleri ortaya koymak olmalıdır.

    * * *

    Hep sırt üstü yatanların ALLAH'ın lütfuna mazhar olmaları zor hatta imkansızdır.

    * * *

    Din, yaşana yaşana insanın tabiatı haline gelebilir; insan onun peşinde olmalı!.

    * * *

    Gözyaşları, kalbde duyulan hislerin bestesidir.

    * * *

    Kâmil manada dua, onu yürekten ortaya koymaya bağlıdır.

    * * *

    ALLAH'ım, beni kendi isteklerim yönünde değil Sen'in muradın doğrultusunda yönlendir!

    * * *

    Davranışlardaki boşluklar ancak niyetle doldurabilir.

    * * *

    ALLAH güzeli güzellerden ayırmaz.

    * * *

    Bazı dönemlerde bazı vazifeler öne çıkar. İçinde bulunduğumuz dönemde en öndeki vazife Hakk'ı ve hakîkati anlatma vazifesidir.

    * * *

    Kur'an'ın gurbetini izale etmeye niyet etmiş insanlar evvela kendi gurbetlerini giderip kurbet ufkuna ulaşmalıdırlar ki, Kur'an'ın gurbetini giderebilsinler.

    * * *

    Izdırap bir taraftan insanı ALLAH'a yaklaştıran en önemli bir dua, diğer taraftan da aksiyona sevkeden çok önemli bir dinamodur.

    * * *

    Günah işlememe bir fazilet olduğu gibi başkalarının günaha girmesine sebep olmama da ayrı bir fazilet hatta bir vazifedir.

    * * *

    ALLAH'tan gelen nimetlerin kesilmemesinin yegane vesilesi, her zaman onları Gerçek Sahibi'ne verip, nefsimiz başta başkalarına izafe etmekten sakınmaktır.

    * * *

    Geçmiş, hal ve gelecek bir vahidin üç yüzüdür ve aralarında gizli bir sır vardır.

    * * *

    Günümüzde ancak, sağlam, konumunun hakkını verebilen, ismet ve iffet sahibi, prensip insanları tesirli olabilirler.

    * * *

    Her müslüman bir deniz feneri olmaya kendini adamalı ve hep yerinde sabit kalmalıdır. Vakt-i merhunu gelince Cenab-ı Hak onu mutlaka değerlendirecektir.

    * * *

    Güzel söz salih amelle gerçek değerini bulur.

    * * *

    Cenab-ı Hakk'ın geniş tuttuklarını daraltmayalım; O'nun merhamet buyurduklarını da mahrum etmeyelim.

    * * *

    Yaşamanın ancak dine hizmetle bir anlam ifade ettiğini hep hatırda tutmak gerekir.

    * * *

    Dava-yı nübüvvetin varisleri, ALLAH rızasından başka bir şey düşünmeyi kendileri için günah saymalıdırlar.

    * * *

    Gönüllere girerseniz etrafınızda bir sürü gönüllü olur.

    * * *

    Dini ekmeliyeti içerisinde yaşıyorsanız, evrensel insanî değerleri yaşıyorsunuz demektir.

    * * *

    İyiliklerde esas olan gizli tutulmalarıdır; belki başkalarını teşvik amacıyla izhar edilebilirler.

    * * *

    Bir gece maruz kaldığı bir rüya kirliliği bile iffetli insanın gönlünde ürperti meydana getirir.

    * * *

    Şer'î şehadetleri kabul olmayan çocuklar bir yönüyle dünyanın en sadık şahitleridirler.

    * * *

    Basiret, Efendimiz'in mesajının genel çerçevesidir.

    * * *

    İlim gerçek kıymet ve derinliğe ibadetle ulaşır.

    * * *

    Ümit, Cenâb-ı Hakk'ın sonsuz kudretine dayanıp tevekkül etmenin unvanıdır.

    * * *

    ALLAH'a doğru yürünen yolda iştiyak nisbetinde kapıların aralanması müyesser olur.

    * * *

    Dua, sebepler ötesi bir yöneliştir ve onda hâlis tevhid nümâyandır.

    * * *

    Biz Rabbimizle münasebette tam olursak, O, küçük şeylerle bizi muvaffak eder.

    * * *

    İstiaze ve Besmele, namazın atkıları gibi olmalı, sonra da namaz o atkılara göre işlenmelidir.

    * * *

    Dünyanın bütün bağ ve bahçelerine sahip olmanın üç tane insanla ilgilenmek kadar ehemmiyeti yoktur.

    * * *

    Senin onurun Ka'be değil ki yıkılınca kıyamet kopsun!

    * * *

    ALLAH'ın lütufları ölçüsünde O'na sadık olmak lazım.
#24.02.2010 01:14 0 0 0