Hz.Sevban Kimdir

Son güncelleme: 10.03.2010 13:33







  • Sevbân- Resûlullahın hizmetçisi


    Hz Sevbân aslen Yemenliydi. Esîr olarak satılıyordu. Peygamberimiz esâret parasını vererek onu satın aldı, sonra da serbest bırakarak hürriyetine kavuşturdu. Fakat Hz Sevbân, engin şefkat deryâsı olan Resûl-i ekreme bir anda ısınmıştı Ondan ayrılmak istemedi Bunu farkeden Peygamberimiz, kendisine şu teklîfte bulundu:


    İstersen ailenin yanına dön, onlarla yaşa; istersen bizimle, Ehl-i beytimizin arasında bulun


    Makâmını yükseltir


    Bu, Hz Sevbân`ın dört gözle beklediği bir teklîfti Hiç düşünmeden, Kâinâtın efendisiyle beraber kalmayı kabûl etti


    Hz Sevbân, böylece Peygamber efendimizin ve ailesinin hizmetinde bulunmak şerefine erdi. Peygamberimizin husûsî hizmetkârlık vazîfesini de yürüttü Akıllı, dirâyetli ve zekî bir insandı Peygamberimizin her emrine koşar, her işini görür ve en mükemmel şekilde istediklerini yerine getirirdi.


    Bir gün Müslümanlar Resûlullahın hizmetçisi Sevbân`a bir hadîs-i şerîf nakletmesini ricâ ettiler: Hz Sevbân dedi ki:


    Resûl-i ekrem efendimiz buyurdular ki: ``Bir Müslüman cenâb-ı Hakka bir secde ederse, cenâb-ı Hak onun makâmını bir derece yükseltir ve günâhlarını affeder``.


    Eshâb-ı Suffa`dan olan Hz. Sevbân, Resûl-i ekremden sonraki ilim, fazîlet ve fetvâ sahibi kimseler arasında sayılmaktadır Geniş bir ders halkası ve talebeleri vardı. Hz. Sevbân, Resûl-i ekreme, hizmet ve ta`zîmde öyle bir derecede idi ki, Müslümanlar bunu kelimelerle izâh etmekte âciz kalırlardı


    Resûl-i ekreme olan bu sevgi ve bağlılığından dolayı defalarca zarar görmüş, hattâ yaralanmıştı Nitekim bir gün, bir Yahûdî gelerek, Resûl-i ekreme, ``Esselâmü aleyke yâ Muhammed!`` demişti.


    Orada bulunan Hz Sevbân, ``Niçin, yâ Resûlallah, demedi`` diye Yahûdîyle dövüşmüş ve yaralanmişti.


    Hz. Sevbân, ``Peygamberimizin ismini, yalnız başına söylemeyi günâh kabûl ederim`` derdi.


    Hz. Sevbân, Peygamber efendimizin söz ve emirlerini bütün gönlüyle, pür dikkat dinler ve bunlara titizlikle uyardı Bir defa Resûl-i ekrem Sevbân`a;


    ``Kimseden bir şey isteme ve suâl sorma! diye buyurmuşlardir.


    Bundan sonra, Hz. Sevbân, ömrünün sonuna kadar kimseden bir şey istememiş ve kimseden bir şey sormamiştir. Hattâ son zamanlarinda, atina binmek veya atindan inmek husûsunda kendisine yardım etmek isterler, fakat o reddederdi


    Hz Sevbân`ın bildirdiği bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:


    İhlâs sahibi olanlara müjdeler olsun! Bunlar hidâyet kandilleridir Onların üzerinden bütün karanlık fitneler kalkar


    Hz Sevbân buyururdu ki:


    Bir Müslümana faydası dokunan veya bir Müslümanın zararını kaldıran yalan hariç, her yalan günâhtır.


    Hz. Sevbân, Resûlullahtan ayrı kalmaya hiçbir zaman dayanamayan bir Peygamber âşığıydı. Çeşitli hizmetler dolayısıyla ba`zan Resûlullah`tan ayrı kaldığı olurdu.


    Bir gün perişan bir hâlde Resûl`i ekremin huzuruna geldi. Rengi uçmuş, vücudu zayıflamış, simâsında hüzün ve keder belirtileri noktalanmıştı. O`nu bu vaziyette gören Peygamberimiz, hâlini sordu:


    Neyin var, hasta mısın, ey Sevbân?


    Hiçbir şeyim yoktur.


    Hz. Sevbân derdini şöyle anlattı:


    ``Ne hastalığım, ne de ağrım var. Hiçbir şeyim yoktur, yâ Resûlallah! Biz huzuruna gelip gittikçe cemâline bakıyor, yanında oturuyor, sohbetinde bulunuyoruz. Ancak sizi görmediğim zamanlar muhabbetim artıyor, sana kavuşuncaya kadar kederden bunalıyorum. Sonra âhıreti hatırlıyorum ve orada sizi görememekten korkuyorum. Çünkü siz, Cennette diğer Peygamberlerle beraber yüksek makâmlarda bulunacaksınız. Ben ise, Cennete girsem bile senin derecenden aşağı makâmlarda bulunacağımdan dolayı, sizi orada görememekten endişe ediyorum.``


    Bunun üzerine ``Nisâ sûresinin 69-70 âyet-i kerîmeleri nâzil oldu``


    Bunlarda meâlen buyuruldu ki:


    ``Allah`ü Teâlâ ve Peygamberlere itâat edenler, işte bunlar, Allah`ü Teâlân`ın kendilerine ni`met verdiği Peygamberlerle, sıddîklarla, şehîdlerle ve iyi kimselerle beraberdir. Bunlarsa ne güzel birer arkadaştır!


    Bu âyetleri duyan Hz. Sevbân sevincinden uçacak gibi oldu.


    Hz. Sevbân, Resûl-i ekremin her zaman yanında hazır bulunup, hizmet edenlerdendi. Bu bakımdan, Peygamber efendimizden pek çok istifâde etmiş ve ilim bakımından pek yüksek bir dereceye kavuşmuştur. Nitekim 124 veya 127 hadîs rivâyet etmişti. Çok hadîs-i şerîf ezberleyip neşredenler arasına girmişti.


    ``Biliniz ki en hayırlı ameliniz namazdır. Yalnız kâmil mü`min abdestli durur.İhsan Muslu
#10.03.2010 13:33 0 0 0