Günümüzün aşkları da aşk mı

Son güncelleme: 31.01.2006 22:04
  • noimage

    Günümüzün gençleri, kadın- erkek arasındaki yakınlaşma isteğini aşk sözcüğüyle tanımlamaktan hoşlanmıyorlar. Günün moda anlatımı seviyeli beraberlik bazıları için de düzeyli beraberlik. Evlilikle ve de duygusal bir yakınlaşmayla pek de ilgisi olmayan bu yeni tür, her şeye rağmen aşka önem verenleri kaygılandırıyor.

    İnsanlığın tarihi kadar eski olduğuna inanılan aşkın gündem dışı kalmasını istemiyorlar. Günümüzün gençleri arasında, aşka tutulup da günden güne sararıp solanlara da pek rastlanmıyor.

    Aşkın ömrü

    Şu gerçeği kabul edelim: ölümsüz aşklar artık romanlarda, şiirlerde ve şarkılarda dile getiriliyor. Bugünün gençleri, bir ömür boyu sürecek aşkları yaşamak istemiyorlar. Zamanın hızla akıp gidişine, duygular da ayak uyduruyor. Bir günde aşık olup, iki günde sevgilisinden ayrılanlara pek sık rastlıyoruz.

    Elbette kalıcı aşklar da var ama şu fırtına gibi esip birden etkisini kaybeden aşkların günümüz gençlerine daha cazip geldiğini kabul edelim. Bir yaşam boyu sürecek aşk ilişkilerinin geçmişte kaldığını düşünenler de var. Onlara Siz yanılıyorsunuz diyebilmeyi çok isterdik. Fakat çevremizde olup bitenler, ölümsüz aşklara pek fazla yer kalmadığını gösteriyor.

    Yaz aşkları

    Gençlerin çoğu yaz aşklarını eğlenceli buluyor. Genellikle tatil yörelerinde, farklı bir atmosferde ve de tatilde olmanın verdiğirahatlık içinde, yaz aşklarının filizlenmesi çok kolay oluyor.

    Gençler, o tatil dönemlerinde hoşlandıkları kişilerle, güzel eğlenceli günler geçiriyorlar. Tatil dönüşünde, yaz aşkının öyküsü güzel bir anı olarak belleklerde kalıyor. Gelip geçici aşkların hepsini yaz aşkı sayamayız. Yaz mevsiminde başlayıp, sonbahar gelmeden biten kısa aşk serüvenlerinin ortak bir özelliği var. Tatil döneminde başlayan ilişkinin tatil sonunda noktalanacağını iki taraf da önceden biliyor. Tabii bu yaz aşkları arasında gerçek ve kalıcı aşka dönüşenler de yok değil. Ama bunlar azınlıkta kalıyor.

    Şıpsevdiler

    Delikanlı, bir arkadaş toplantısında tanıştığı genç kızın büyüsüne kendini kaptırıverir. Daha o gün bu genç kıza aşık olduğuna inanan delikanlı, yeni sevgilisinin bir dediğini iki etmez. Günün birinde terkedilmekten öyle korkar ki, genç kızın her isteğini yerine getirip onu kendine bağlamaya çalışır. Birsüre sonra aynı delikanlı, başka bir genç kızla tanışır ve de ona aşık olduğunu düşünmeye başlar.

    Önceleri uğrunda her fedakarlığı göze aldığı genç kız artık önemini ve değerini yitirmiştir. Ve genç adam böylece karşısına çıkan kadınlara aşık olduğunu düşünmeye devam eder. Şıpsevdi ya da hercai gönüllü diye tanımladığımız bu kişilerin yüreklerini saran duygu, gerçek aşk değildir.

    Flört mü, aşk mı

    İki gencin flört etmesi, onların birbirlerine aşkla bağlandıkları anlamına gelmiyor. Birbirlerinden hoşlanan gençlerin yoğun duyguların etkisinde kalmadan birlikte hoş vakit geçirmeleri ile aşık olmak arasında büyük farklar var. Aşkın insanı kendi kişiliğinden fedakarlık yapmaya zorlaması bir yana, iç dünyasını tamamen değiştirebildiğini unutmayalım. Flört ise, bir bakıma aşka hazırlık dönemi sayılabilir. Eğer birlikte gezip tozan gençler, zamanla duygusal bakımdan da birbirlerine bağlanırlarsa, flört aşka dönüşür.

    Yirmi birinci yüzyılın gençleri, düzeyli ilişki kurma sevdasında...Onların hoşlandıkları kişiyi kendilerine bağlamak için çaba harcamaya bile zamanları yok.
#19.01.2006 23:43 0 0 0
  • walla gercek asklar sadece masallarda var
#21.01.2006 14:21 0 0 0
  • masal gibi bir aşk yaşamak güzel olsa gerek
#24.01.2006 15:25 0 0 0
  • masal gibi ask yasanmasina yasaniyor bence ama o aski sevgiyi düzeyde tutmak cok zor oluyor
#31.01.2006 22:04 0 0 0